ANASAYFA

KURSLAR / ATÖLYELER

 SAYFASINA DÖN

Senaryo

 

Kamera

 

Sanat Yönetimi

 

Iþýk

 

Ses

 

Renk

 

Jenerik

 

Oyunculuk

 

Dijital

 

 

 

SÝNEMADA IÞIK ve AYDINLATMA

Bir görüntünün elde edilmesinde insan gözünün veya görüntü kaydedici araçlarýn görüntü oluþturabilmesi için ýþýk gereklidir. Doðayý incelediðimizde ýþýðýn etkilerini gözümüzle daha iyi analiz edebiliriz. Fakat ýþýðýn teknik niteliklerini bilmek þartýyla.
Bu bölümde profesyonel ýþýk bilgileri verilmektedir.
Amaç ýþýðýn niceliði ve nitelikleri, ýþýk yapýmýnda kullanýlan malzemeler, filtreler ve projektörler hakkýnda bilgiler verip, Iþýk hakkýnda bilgi edinmek isteyen ve özellikle bu konuda eðitim gören öðrencilere yardým etmektir.
Iþýk hakkýnda yazýlan Türkçe kitap veya kaynak bulunmamaktadýr. Bu bilgiler bütün Ýnternet, firma kataloglarý ve ýþýk kurslarýndan elde edilen bilgilerle derlenmiþtir.
Iþýk yýllar önce bilim adamlarý tarafýndan incelenerek günümüzde kullanýlan bilgilerin ve teorilerin temelleri atýlmýþ. Modern fizik, ýþýðý açýklarken Optik ve Iþýk olarak ayrý bir bölümde ele alýyor.Fizik kitaplarýnda ve eðitim alanýnda ýþýk büyük bir yer kaplýyor. Iþýðýn fiziksel özellikleri günümüzde farkýnda bile olmadýðýmýz birçok alanda kullanýlýyor.

Isik ve Sanat : Sinema, televizyon, fotograf, kamera teknolojilerinde ve iç mekanlarda aydinlanmak için kullandigimiz isik; Resim, fotograf, ve benzeri plastik sanatlarda belki de sanat eserine anlam kazandiran en önemli faktör olarak karsimiza çikiyor.
Isigin üç temel özelligi vardir ve bu özellikleri sanat demektir.
Action ( Hareket ) Isik düz çizgiler halinde hareket eder.
Reflection ( Yansima ) Bir cisme çarptiginda o cismin özelligine oranla yansir.
Transition ( Geçme ) Bir ortamin içine girince kirilir.

Isigin fiziksel nicelik ve nitelikleri

Isik fizik biliminde incelenirken etkileri terminolojik olarak formüllere oturtulmustur. Isikla ilgili bütün malzeme, cihaz ve aksesuar üreticileri bu terimleri kullanarak ortak bir dil konusmaktadirlar. Alman DIN 5035 normlari genelde baz alinarak bu terimler açiklanmis ve bir standarda oturtulmustur.
Isigin bütün özellikleri fizikçiler tarafindan formüllere oturtulmus ve kitaplara bilimsel olarak geçmistir. Bütün bu terimler ve formüllerden bahsederken açiklamalar da yaparak bu bilgileri pratik olarak da pekistirmek gerekebilir.
Bu bilgileri yazarken birçok yerli yabanci kitap, Internet yoluyla aldigim üretici firma bilgileri ve gerek TRT, gerekse BBC, NHK gibi yayin kuruluslarindan aldigim kurs notlarini ve fizik kitaplarini kullandim.
Fakat birçok yerde anlatilmadan geçilen önemli bir bilgiye dikkatinizi çekmek isterim.
Isik, isin veya elektromanyetik radyasyonlar gözle görülemezler... Ancak bir cisme çarpip gözümüze veya objektife yansidiginda o cismi görebiliriz. Bütün bu formüller fizikte direk isiga göre düsünülmüstür.

Projektörler : Projektörler isigi kontrol edebilmemiz amaciyla üretilen suni isik kaynaklaridir. Profesyonel olarak film, video, fotograf çalismalarinda ve diger tiyatro, opera, konser gibi görsel sanatlarda uygun atmosferler yaratarak psikolojik etkiler eklemek amaciyla çesitli projektörler üretilmektedir.

Projektör Çesitleri : Profesyonel bir projektörün görüntü elde ederken isigi düzenleyen kisiye bazi özellikleriyle yardimci olmasi gerekir. Günümüzde çok modern, her türlü ortamda çalisabilecek çesitli projektörler üretilmektedir. Bu projektörlerin hareket, denge, agirlik ve güvenlik özellikleri artirilmakta elektronik devreler ile degisen voltajlarda sabit renk isilarinda isik vermeleri saglanmaktadir.

Gün Iþýðý projektörleri ( Daylight ), Camlý projektrler ( Fresnel ), Camsz projektrler ( Quartz )

Par Projektrler , Kanal Projektrler Takip Spotlar, Akülü Setler, Efekt Spotlar, Fon Spotlar, Balon Iþýk

Diger Isik Kaynaklari

Isik kaynagi olarak kullanilan profesyonel cihazlarin haricinde, çekimler sirasinda karsimiza çikan veya senaryo geregi kullanilan aksesuarlarin da teknik açidan bilinmesi gerekir.

Güneþ, Ay, Mum, Gaz Lambasý, Þömine, Kamp Ateþi, Akkor Lambalar, Floresan Lambalar, Sokak Lambalarý, El Feneri, Kask Feneri, Þimþek, Akvaryum, Araba Farý, Sinema Perdesi, Projeksiyon, Monitr Tv

Diger Isik Kaynaklari :Isik kaynagi olarak kullanilan profesyonel cihazlarin haricinde, çekimler sirasinda karsimiza çikan veya senaryo geregi kullanilan aksesuarlarin da teknik açidan bilinmesi gerekir.

Günes Isigi : Günes içindeki atom parçalanmalari enerjiye dönüstügünde, bu enerjinin bir kismi da isik olarak yayilir. Dünyamiz için günesten direk olarak gelen veya atmosferden, Ay'dan, dünya üzerinden yansiyan isik, dogal isik kaynagi olarak kabul edilir.

Günes isigini prizmadan geçirdigimizde alti renkten olustugunu görürüz. Günesin merkezi 6000ºK olarak ölçülmüstür fakat dünyadan günesin merkezi 5100ºK olarak ölçülür. Bunun nedeni atmosferdir.
Günesten gelen elektromanyetik radyasyon çesitli dalga uzunluklarindadir. Günesten gelen elektromanyetik radyasyonun % 50 si uzun dalga boyu, % 10 u ise kisa dalga boyundadir. Bunlardan bir kismi atmosferden geçerken gaz molekülleri tarafindan yansitilir.
Atmosferin üst kismina çarpan ve dalga boyu 300 anstrom olan isinlar burada yutulur.

Diger elektromanyetik radyasyon ise ;

X isinlari 100 nm.
Mor ötesi ( ultraviolet ) isik 100 - 400 nm.
Görülebilir isik 380 - 720 nm.
Kizil ötesi ( infrared ) isik 7000 - 10.000.000 mikron.
Mikro Dalgalar 1000 - 1.000.000 mikron veya 0.1 - 100 cm.
Orta ve Kisa Dalga Radyo sinyali 100 cm.

Günes isiginin 380 - 720 nanometre arasindaki bölümü insan gözü tarafindan görülebilir. Insan gözü üç ana renge karsi daha çok duyarlidir. Yesil, mavi ve kirmizi. Yesil renk gözün en duyarli oldugu ve en iyi gördügü renktir.
Görüntü alirken en çok kullanilan ucuz, zahmetsiz isik siddeti ve renk isisi çekim yapmaya en elverisli dogal isik kaynagidir. Dünyanin dönüsü ile dogudan batiya dogru hareket eden bir isik kaynagidir. Dünyanin degisik bölgelerine degisik açilarla isigi geldiginden her bölgede degisik etkileri olusmaktadir.
Güney ve Kuzey kutup bölgelerine çok yatik bir açiyla veya atmosferden yansimalarla isigi ulastigindan isi etkisini kaybeder. Ekvator bölgesine ise isigi en dik ve siddetli sekilde etki eder. Dünya üzerindeki konumuna göre ülkemize güney cephesinden dik bir açiyla isigi gelir. Bu nedenle daglarin, binalarin veya cisimlerin güney cepheleri aydinlik, kuzey cepheleri ise gölgede kalir. Güney Afrika'da ise bu durumun tersi görülür.
Direk olarak çekimi yapilacak cisimlere isigin temasinda ve dogadan yansimalarla temasinda degisik etkileri vardir. Bu nedenle çekimi yapilacak bölgeler önceden incelenip günes isiginin en uygun oldugu mevsimlerde ve saatlerde çekim yapilmalidir.
Atmosferin bulutlarla kapli oldugu zamanlarda günes isigi direk olarak yüzeye ulasamaz, bulutlar bir diffision etkisi yaratir ve günes isigi dagilarak ve siddeti azalarak yeryüzüne ulasir. Bu sirada isik isisi yükselir, kirmizi renk azalir ve mavi renk hakim olur.
Günes isiginin gölgesi tek meydana geldigi halde bulutlu havalarda isik her yönden esit geldiginden gölge olusmaz veya birçok gölge olusarak birbirinin etkisini azaltir.
Günesin dogusu sirasinda daha çok mavi renk, batisinda ise kirmizi renk hakim olur. Kelvin derecesi ve isik siddeti çildirmis gibi çok kisa sürelerde degisir. Bu nedenden günes dogus ve batislarinda çekim yapmak için çok kisa zaman vardir.
Günes dogduktan sonra ortalama 5700ºK - 6500ºK civarinda, parçali bulutlu havalarda 6500ºK - 7500ºK, Bulutlu havalarda ise 10000ºK - 20000ºK renk isisina sahiptir. Günes batarken kelvin derecesi 5000ºK civarindan çok kisa bir sürede 3000ºK renk isisina düser. Günes battiktan sonra sadece atmosfer üzerinden yansimasi ile isigi ulasir ama bu yansiyan isigin kelvin derecesi çok yüksektir ve atmosfer mavi hatta lacivert gibi görünür.
Gündüz iç mekan çekimlerinde, pencere veya kapidan içeri giren günes isigi ana isik kaynagi olarak degerlendirilmelidir. Çok koyu veya gölgede kalan bölgelere gün isigi projektörleri ile dolgu yapilarak çekim yapilir.

Ay : Aslinda bir isik kaynagi olmayan, sadece günesin isigini yansitan ay bir reflektör gibidir. Ancak izleyiciye psikolojik olarak bir çok vurguyu anlatmaya yarar. Zaman kavrami , gece, mekanlar ay ile anlatilir. Gece geçen çalismalarda görüntünün alinabilmesi için gereken isik olarak ay isigi mantigi kullanilir. Ay isigi karakter olarak siddeti çok düsük ama renk isisi çok yüksek, mavinin hakim oldugu bir isiktir. Bu nedenle çok genis alanlarda ve dogada çalisirken, kelvin derecesi ve isik siddeti yüksek gün isigi projektörleri ile isik yapilir. Ay isiginin da gölgesi tektir. Isik yaparken bu mantigi göz ardi etmemek gerekir.

Mum : Isik siddetinin degerini bulmada kullanilan mum için çikarilan formülü bir kez daha gözden geçirerek siddeti hakkindaki bilgiyi hatirlarsak, normal bir mumun 1m mesafedeki bir noktaya etki ettigi isiga bir lümen, 1m mesafedeki 1m² yüzeye etkisi ise 1 lüks degerindedir. Yani bir mumun bulundugu ortamda çekim yapmamiz gerekirse, kameraya uzakligi çok yakin oldugu durumlar haricinde diyaframa etkisi yok denecek kadar azdir. Isik isisi yaklasik 2300ºK civarinda oldugundan sicak bir renk içerir. Sadece elinde bir mum olan bir kisiyi çekecegimizi düsünürsek, mum yüzde titrek bir aydinlatma etkisi yaratir. Fakat bu isigin çekim için az oldugunu düsünerek mutlaka bir projektör ile takviye ederek isik siddeti arttirilma ihtiyaci duyulacaktir.
Türklerin pratik zekasi ile daha önce uygulanan bir yöntem var. Mumun içine bir fener lambasi monte edip, oyuncunun yüzüne dogru yönelterek bir çekim gerçeklestirilmistir.

Gaz Lambasi, Gemici feneri :Gaz lambasi veya içinde mum olan gemici fenerleri mumdan biraz daha fazla isik verirler. Özellikle genel planlarda bir kisinin karanlikta yürürken elinde hareketi ile güzel bir efekt alinabilir. Oda içinde yakilan bir kibrit ile ateslenen fener içindeki mum fitili önce parlak büyük bir isik verir, sonra bu isik yavasça sabit hale gelir. Bu efekti çekebilmek için dimmerli bir projektörden yararlanmak gerekir. Genel çekimlerde fener içine bir fener lambasi monte ederek isik siddeti arttirilabilir.

Basar SABUNCU'nun yönettigi, Yolcu isimli filmde tren yolunda hareket eden bir drezin üzerinde asili gaz lambasina araba lambasi ve aküsü yardimi ile isik siddetini arttirmistim.

Sömine : Sömine atesi ile aydinlanan bir odayi incelersek, isik titremeler ile ve siddeti yükselip - azalarak etrafa yayilir. Sömine yerde oldugundan yayilan isigin gölgeleri fonda o cisimden daha büyük ve yukarida olusur. Atesin büyüklügü ile isigin siddeti ve rengi dogru orantilidir. Evlerde kullanilan ortalama büyüklükteki bir sömineden 2800ºK isik etrafa yayilir. Isigin siddeti ise bu isiktan yaralanan cismin sömineye uzakligi ile anlatilabilir. Sömineden gelen isigin çekim yapmak için yetersiz olacagini varsayarak ayni açi mantigi ile bir veya birkaç projektörü çekimi yapilacak bölgelere vererek, isigin siddetini arttirip çalisabiliriz.
Karanlik bir odada sömine isiginin altinda çekim yapilacaksa, oda içindeki diger aydinlatma cihazlarina nazaran sömineden gelen isigi biraz daha abartarak ve renk isisinin düsük oldugunu varsayarak daha sicak renk tonlari uygulariz. Insan ten rengini ve ortamdaki diger renkleri biraz daha kizartarak sicak renklerde çalisabiliriz. Sömine atesinin özelliginden ve titremesinden yola çikarak bir projektör önüne koyulan flicker veya fan yardimi ile titreyen bir gobo isigi titreterek uygulamamiza olanak verir.

Ates veya Kamp Atesi . Yakilan bir kamp atesinin büyüklügü ile dogru orantili isik siddeti vardir. Odun atesinin renk sicakligi 2700 - 3000ºK civarindadir. Odunlarin yanip bitmesiyle atesin renk isisi ve isik siddeti düser. Odun atesinden kivilcimlar çikar ve bu kivilcimlari çekebilmek için ortamdaki genel isigin siddetini düsük tutmamiz daha iyi sonuç verir. Atesin bulundugu ortamdaki kisiler titrek ve degisen siddetteki isik ile aydinlanirlar. Çekim için gereken isik siddeti elde edilemezse projektörler ile takviye edilmelidir. Isik siddetini arttirmak için kullanilan projektör eger alevin arkasindan uygulanirsa, azalip artan alevler isigin kesilmesine ve gölgelere neden olacagindan dogal bir efekt gerçeklesecektir.

Akkor Flamanli Lambalar: 5w - 20000w arasi degisik amaçlar ile ve degisik modellerde akkor flamanli lambalar üretilmektedir. Hemen her ortamda rastlanabilen ve çalisacagimiz ortamlarin dogal olarak aydinlatmasinin yapildigi lambalardir. Flamanin harcadigi enerji gücüne göre isik siddetleri degisir. Evlerde genelde 40w - 60w - 75w - 100w lambalar kullanilmaktadir. Bu ortamda çekim yaparken normalde kullanilan lambalar daha güçlü lambalarla degistirilerek ortamdaki isik siddeti arttirilir. Akkor flamanli lambalarin camlarini boyayarak renklerini degistirebiliriz. Bu camlar seffaf veya buzlu üretilir. Seffaf cam isigi direk olarak yayarken buzlu cam isigi dagitir ve gölgelere neden olmaz.

Florasan Lambalar : Genelde sikça kullanilan florasan lambalarin 20w - 40w güçleri vardir. Renk isisi 4400 - 4800ºK civarindadir ancak 3800ºk florasan lambalarda üretilmistir. Günes isigini desteklemek amaciyla bürolar için üretilmekte ve kullanilmaktadirlar. Mavi ve yesil rengin hakim olmasi nedeniyle sicak renkleri iyi yansitmazlar ve soguk bir etki verirler. Lambalarin camlari genelde buzlu cam seklindedir ve isigi dagitarak yayarlar. Isik siddetleri düsük oldugu için gün isigi projektörleri ile takviye edilerek kullanilabilir.

Florasan isik içinde yesil renk orani çok oldugu için filmlerde yesil olarak pozlanir. Bu durumu düzeltmek amaciyla mutlaka floresan filtreler kullanilmalidir.
Film çekimlerinde kullanilmak üzere özel olarak florasan lambalar üretilmistir. Bu lambalarda yesil renk problemi çözülmüstür.

Sokak Lambalarý : Sokaklarda kullanilan lambalarin renk sicakliklari çok farklidir ve bu lambalar altinda geçen çekimlerde mutlaka kelvinmetre ile ölçüm yapilmalidir. Genelde köylerde ve sokaklarda 2500w, caddelerde 5000w, meydanlarda ise 10000w gücünde sokak lambalari vardir. Bu isik gücünün yüksekte olusu ve tozlu - kirli olmasi siddetini ciddi ölçülerde etkiler. Mümkünse sokak lambasi yerine ayni mantikta profesyonel projektörler kullanilmalidir. Ancak sokagin tamamini kamera görüyorsa renk degerleri hesaplanarak ve filtre ile düzeltilerek çalisabiliriz.

El Feneri: Normalde kullanilan el fenerleri hem isik isisi hem de siddeti bakimindan düsüktür ve çekimlerde kullanilmazlar. Çekimlerde kullanmak için daha siddetli isik veren el fenerleri üretilmistir. El feneri isiginin aydinlatacagi bir yeri çekiyorsak el feneri görünmeyen durumlarda bir projektör kullanilmalidir. Biraz sis veya toz yardimi ile daha etkili olurlar. El fenerini kullanarak hareket edecek kisiye önceden yöneltecegi yerleri söyleyerek bilgi vermek gerekir.

Kask Feneri :Magara, maden, tunel gibi çekim yapilacak mekanlarda kask fenerleri kullanilmaktadir. Kask feneri isigi güçsüz ve renk sicakligi düsüktür ancak çekimler için özel isiklar üretilmistir. Normalde kullanilan fener isiklari akü veya karpit ile çalisir ve kisa süre sonra güçlerini yitirirler. Bu tip fener isiklari genelde ayarlanamaz ve hüzme seklinde isik verirler. Çevreyi pek aydinlatmaz sadece ileriyi aydinlatirlar.

Þimþek : Simsek, çok kuvvetli ve parlak beyaz isik veren bir elektrik atlamasidir. Yeryüzünden gökyüzüne dogru meydana gelir. Bulutlu havalarda, bulutlarin elektrik yüklenmesi ve yeryüzündeki negatif elektrigin pozitif yüklü bulutlara bosalmasiyla meydana gelir. Biliyorsunuz elektrik akimi negatiften pozitife dogru hareket etmektedir. Bu doga olayina Simsek Çakmasi denir.
Simsek çakmasi sirasinda bu büyük güç isik yaydigi gibi ayni zamanda büyük bir ses de meydana getirir. Isik, sesten daha hizli oldugundan, simsegin önce görüntüsünü veya yansimasini görür, sesini daha sonra duyariz. Doga olaylari hem de bu kadar güçlüsü insan üzerinde psikolojik etkiler yaratmaktadir.

Sinemada, bu psikolojik etkiyi kullanarak özellikle gece çekimlerinde seyirciye o ani yasatmak ister.
Simsek Suni Olarak Nasil Yapilabilir ?
Kaynak Makinesi : Kaynak makinesinin ark yaptigi sirada çikan ve maddenin erimesi sirasinda meydana gelen kuvvetli isiktan yararlanan pratik sinemacilar, bu olayi bir simsek isigi gibi kullanmaktadir.
Gün Isigi Projektörü : Gün isigi projektörünün yaydigi kuvvetli isik siddetinden yararlanilarak simsek efekti yapilabilir. Genellikle dahili mekanlara, pencere disindan veya harici küçük alanlara uygulanabilir.
Strop: Strop, müzik ritmine uygun olarak yanip sönen ve senkronu ayarlanabilen flas seklinde bir efekt spotudur. Bu spot isigi gün isigi projektörleri veya bir flas kadar kuvvetlidir. Stroptan yararlanilarak simsek efekti yapilabilir.
Suni Olarak Yapilan Simsek Isigi Nasil Yönlendirilebilir ?
Ayna : Gün isigi projektörü veya kaynak makinesinden yayilan isik bir ayna yardimiyla konuya yönlendirilebilir. Ayna isik kaynagina yakin tutulursa daha büyük alana etki eder. Aynayi bir mekanizma veya el ile sallayarak simsek efekti yönlendirilebilir.
Reflektör : Gün isigi projektörü veya kaynak makinesinden yayilan isik reflektör ile ayna gibi yönlendirilebilir. Reflektörün yüzey özelligine göre bu isik yumusatilabilir veya parçalanabilir.

Akvaryum : Özellikle gece dahili mekan çekimlerinde oda içinde bulunan akvaryum çekimlerde kullanildigi görülür. Akvaryumu ve baliklari daha çok ön plana çikarmak için lambasini güçlendirebiliriz. Dikkat etmemiz gereken ise isigin kelvin derecesidir. Genelde oda içinde çalistigimiz renk sicakligina esit bir kelvin derecesinde lamba takarak veya lamba önüne filtre takarak bunu saglayabiliriz. Akvaryum arkasina bir projektör koyarak oda fonuna, baliklarin hareketini yansitabilir ve bir efekt yapabiliriz.

Araba Farý : Araba fari kelvin derecesi düsük bir isik kaynagidir. Mercek yapisina göre degissede 2500 - 2800 ºK civarindadir. Çekimlerde isik kaynagi olarak kullanilmaz ancak gece çekimlerinde arabayi direk olarak göreceksek araba farinin etkilerini göz ardi edemeyiz. Sadece arabayi göreceksek objektife isik girebilir ve filmi yakabilir, istenmeyen etkilere neden olabilir. Bu durumda araba farinin önüne bir filtre koyarak yada lamba gücünü düsürerek diyaframa etkisini azaltabiliriz. Araba yaklasirken far isigindan aydinlanan bölgeleri de çekeceksek, genel isigin siddeti zaten araba farinin siddetinden yüksek olacagindan sorun olmaz. Araba fari bir çok yönetmen tarafindan sis ile birlikte kullanilmistir ve normalden daha etkili bir efekt verir.Araba içinden yapilan çekimlerde araba fari yerine bir projektör kullanilarak isik siddetini güçlendirilebiliriz.

Sinema veya Projeksiyon perdesi : Ayni monitör, televizyon gibi bulundugu ortama degisen renklerde ve siddetlerde isik etkileri vardir. Fakat sinema salonlarinin genis ve izleyicinin fazla olmasi ciddi bir isik planlamasi gerektirir. Normalde perdeye bakan izleyicilerin yüzlerindeki isik siddeti ve renkler degisir, sirtlari ise karanliktir. Isik yaparken ayni mantikta isik siddetini arttirmaliyiz. Sinema veya projeksiyon makinesinden çikan ve perdeye dogru giden isigi çekerken, biraz sis kullanilmasi daha etkili sonuç verir.

Televizyon veya Monitör : Karanlik bir odada televizyon veya monitör isigi altinda çekim yapilamasa bile, senaryo geregi bu sekilde bir çekim gerekebilir. Televizyon veya monitör, o anda görüntülerin devamli degistigi varsayilarak planlanir. Bu durumda oda içindeki renkler ve isik siddeti degisir. Tabii ki çok yakin planlarda monitörün kontrastligini açarak monitörden gelen isik siddetini artirsak da, genis planlarda bir projektörün kullanilmasi sarttir. Projektörün önüne koyacagimiz bir filtre takimi veya flicker ile veya fan yardimi ile uçusan tüyler yardimi ile bu sekilde bir efekt yapilabilir. Televizyon ve monitör amorsundan yapilan çekimlerde sikça uygulanan yöntemdir. Genel çekimlerde televizyon ve monitör ile birlikte oda içindeki diger cisimleri de görüyorsak, genel isigin siddetini düsük tutup televizyon ekranindaki görüntüyü ortaya çikarabiliriz.

Iþýk ve Sanat
Sinema, televizyon, fotoðraf, kamera teknolojilerinde ve iç mekanlarda aydýnlanmak için kullandýðýmýz ýþýk; Resim, fotoðraf, ve benzeri plastik sanatlarda belki de sanat eserine anlam kazandýran en önemli faktör olarak karþýmýza çýkýyor.
Iþýðýn üç temel özelliði vardýr ve bu özellikleri sanat demektir.
A ction ( Hareket ) Iþýk düz çizgiler halinde hareket eder.
R eflection ( Yansýma ) Bir cisme çarptýðýnda o cismin özelliðine oranla yansýr.
T ransition ( Geçme ) Bir ortamýn içine girince kýrýlýr.
Iþýðýn fiziksel nicelik ve nitelikleri
Iþýk fizik biliminde incelenirken etkileri terminolojik olarak formüllere oturtulmuþtur. Iþýkla ilgili bütün malzeme, cihaz ve aksesuar üreticileri bu terimleri kullanarak ortak bir dil konuþmaktadýrlar. Alman DIN 5035 normlarý genelde baz alýnarak bu terimler açýklanmýþ ve bir standarda oturtulmuþtur.
Iþýðýn bütün özellikleri fizikçiler tarafýndan formüllere oturtulmuþ ve kitaplara bilimsel olarak geçmiþtir. Bütün bu terimler ve formüllerden bahsederken açýklamalar da yaparak bu bilgileri pratik olarak da pekiþtirmek gerekebilir.
Bu bilgileri yazarken birçok yerli yabancý kitap, Ýnternet yoluyla aldýðým üretici firma bilgileri ve gerek TRT, gerekse BBC, NHK gibi yayýn kuruluþlarýndan aldýðým kurs notlarýný ve fizik kitaplarýný kullandým.
Fakat birçok yerde anlatýlmadan geçilen önemli bir bilgiye dikkatinizi çekmek isterim.
Iþýk, ýþýn veya elektromanyetik radyasyonlar gözle görülemezler...
Ancak bir cisme çarpýp gözümüze veya objektife yansýdýðýnda o cismi görebiliriz. Bütün bu formüller fizikte direk ýþýða göre düþünülmüþtür.
Iþýk Hýzý: Iþýðýn boþlukta bir saniyede aldýðý yola ýþýk hýzý denir. Iþýk hýzý 299793 km/saniyedir. Iþýk yoðun bir ortama girdiðinde hýzý ortam yoðunluðuna göre azalýr.
Iþýðýn Dalga Boyu 1803 yýlýnda Young ýþýðýn dalgalar halinde yol aldýðýný, Young'dan yüz yýl sonra da Einstein ýþýðýn ayný zamanda parçacýk paketleri halinde ilerlediðini deneyle ispat ettiler ve ýþýkla ilgili bu garip gerçek 1905 tarihinde anlaþýlmýþ oldu. Einstein'a göre ýþýk iki karektere sahipti. Iþýk kaynaðýndan hem dalgalar halinde hem de parçacýklar halinde yayýldýðýný ispat ederek Planck'ýn teorisini doðruladý.
Dalga boyu, dalganýn yayýlma hýzý ile titreþim periyodunun yani frekansýnýn çarpýmýna eþittir.
Iþýk Basitçe bir elektromanyetik radyasyondur. Iþýðýn üç önemli fiziksel özelliði bulunmaktadýr.
Iþýk düz çizgiler halinde hareket eder.Bir cisme çarptýðýnda o cismin özelliðine oranla yansýr.
Bir ortamýn içine girince kýrýlýr.
Görülebilir Iþýk ; Ýnsan gözünün görebildiði 380nm - 760nm arasýndaki elektromanyetik radyasyona görülebilir ýþýk denir.
Bir elektromanyetik dalga olan ýþýðý meydana getiren neden elektrik yüklerinin hýzlanmasý veya nükleer reaksiyonlardýr. Bir cisim ýsýtýlýnca cismi oluþturan atomlarýn elektronlarý yörüngesinden çýkarak daha yüksek enerji seviyelerindeki yörüngelere fýrlar ve tekrar bir önceki seviyelerine inerler. Bu sýrada atomdan dýþarý bir foton çýkar. Yüklü elektronlarýn harekete geçmesi ve hýzlanmalarý ile dýþarý çýkan foton parçacýklarý ýþýðý meydana getirir.
Doðadaki bütün cisimler ýþýn yayarlar. Soðuk cisimlerin çýkardýðý cisimlerin dalga boylarý çok uzun olduðundan bu ýþýnlar gözle görülmez. Cisim ýsýtýlýnca dalga boyu kýsalýr ve çýkardýðý ýþýn görülebilir hale gelir. Evrendeki her cismin mutlak sýfýr derecesinin üzerinde belli bir sýcaklýðý vardýr ve her cisim farklý dalga boylarýnda elektromanyetik radyasyon ýþýk yani yayarlar.
Oda sýcaklýðýnda cismin çýkardýðý radyasyon spektrumun kýzýl ötesi tarafýndadýr. Bunlarýn dalga boylarý uzun olup, gözle görülemez haldedir. 800ºC dereceye kadar ýsýtýlmýþ bir cisim kýzýl haldedir ve yaydýðý radyasyon kýzýl ötesi bölgesindedir. Cisim bu durumda ancak karanlýkta görülebilir. 3000ºC derecede ise cisim beyaz renk alýr. Bu durumda çýkan enerjinin %10'u ýþýk þeklindedir ve diðer enerji ýsý durumda kalýr. Ancak sýcaklýkla ýþýk enerjisi arasýnda paralel bir oran olmayýp, ýþýk enerjinin artýþý sýcaklýðýn yükselmesine göre çok daha hýzlý gerçekleþir. Bu fiziksel kanundan yararlanýlarak lambalar üretilmektedir.
Iþýk yapýmýnda koordinasyon
Herhangi bir görüntünün kaydedilmesi sýrasýnda, profesyonel meslek gruplarýnýn ortak çalýþmasý gerekmektedir. Bir reji toplantýsý þeklinde geçecek bu çalýþmanýn aslýnda kaydedilecek görüntü veya görüntü bütününün sanatsal deðerinin kalitesi ile doðrudan iliþkilidir. Konular profesyonel anlamda yönetmenden, ýþýk asistanlarýna kadar çalýþanlar hakkýnda da bilgi vermektedir.
Yönetmen
Görüntü yönetmeni
Sanat yönetmeni
Makyaj
Iþýk yönetmeni
Iþýk yapýmýnda çalýþan diðer görevliler
Yönetmen
Herhangi bir görüntünün kaydedilmesi sýrasýnda, meslek gruplarýna senaryonun genel ve o sahnedeki durumuna göre kendi yorumunu katarak bir reji toplantýsý ile yaratmak istediði atmosferi tam olarak anlatmasý gerekmektedir.
Görüntü yönetmeni ve Iþýk yönetmeni bu bilgileri aldýktan sonra teknik hazýrlýklarý tamamlar, yönetmen isteði olan atmosferi yakalamadan kayda girmez.
Yönetmenin bu isteklerini görüntü ve ýþýk yönetmenine anlatabilmesi için Iþýk ile ilgili teknik bilgisinin olmasý gerekir. Projektör ve diðer malzemelerin kapasitesine göre isteklerde bulunmasý doðru olur.
Yönetmenin ýþýk bilgisi iki þekilde önem kazanýr. Bazý çalýþmalarda ýþýk ön plana çýkar. Özellikle, senaryo gece veya karanlýk ortamlarda gerçekleþmek zorunda ise, korku filmleri gibi ýþýða dayalý çalýþmalarda iyi bir ýþýk bilgisi ve tecrübeli bir ýþýk ekibi gerekmektedir. Yönetmenin bu tip filmlerde çalýþmýþ tecrübeli ýþýk ekibini seçmesi gerekir.
Çalýþma baþlamadan önce ýþýk malzemelerinin tespit edilerek yapýmcý ve ýþýk þefinin bunlarý saðlamasý için senaryonun büyük ve önemli sahne veya planlarý hakkýnda bilgi vermesi gerekmektedir. Kameranýn göreceði büyük alanlarý veya gereken ýþýk efektlerini önceden belirlemesi ve bunlarý ýþýk þefiyle görüþmesi gerekir. Çalýþma baþladýktan sonra ise yönetmenin sahne ve plan koordinasyonlarýný önceden belirlemesi, mekanlarý önceden planlayýp ýþýk þefine önceden bu çalýþma planýný vermesi gerekmektedir. Yani kýsaca dersine çalýþmasý gerekir. Önce A mekanýnda sonra B mekanýnda tekrar A mekanýnda ve takiben B mekanýnda çalýþmayý istemek veya sahne ve planlarý sýralý çekmeye çalýþmak yönetmenlik deðildir. Bu þekildeki çekimler, maliyeti arttýrdýðý gibi özellikle çok çalýþan ýþýk grubunu çileden çýkarýr. Iþýk þefi, ýþýk devamlýlýðýný tutturmak için çok büyük efor sarf eder. Bana göre ayný ýþýðý tutturmak olanaksýzdýr. Yönetmenin ýþýk ekibiyle diyaloglarýnýn doðru olmasý ve ýþýk terminolojisini kullanmasý zaman problemini ortadan kaldýrýr; yoksa o çalýþma süresi uzar.
Sanat yönetmeni
Sanat yönetmeni, kaydedilecek görüntünün içindeki bütün yardýmcý cisimlerin, senaryoda bulunan unsurlara uymasýný saðlar. Bu unsurlar duvardaki tablodan masaya, aksesuarlara ve senaryoda geçen bir kol saatine kadar büyük bir çalýþmayý gerektirir. Ancak bu aksesuarlarýn senaryoya uymasý kadar teknik þartlara da uymasý gerekmektedir. Bir tablonun üzerindeki parlama, masa örtüsünün rengi, yakýn planlarda gözlük camýnýn yansýmalarý, kostüm renklerinin uyumu sanat yönetmeni tarafýndan denetlenmelidir. Önceden yapýlacak bu çalýþma çekim sýrasýnda kolaylýk saðlayacaðý gibi görüntü kalitesine ve kontrastlýk oranýna doðrudan etki edecektir.Sanat yönetmeninin, görüntü ve ýþýk yönetmeni ile ortak çalýþmasý gerekir. Çalýþmaya baþlamadan önce kamera açýlarýný ve ýþýk malzemelerinin yerini bilmesi doðru olur.
Görüntü yönetmeni
Görüntü yönetmeni, kaydedilen görüntü her yönü ile inceleyen, teknik olarak senaryoya uymasýný ve hatalarýn minimum seviyede olmasýný saðlayan, yönetmenin senaryoya dair isteklerini teknik olarak yorumlayan görevlidir ve ýþýktan doðrudan sorumludur. Tecrübesi diðer meslek gruplarýnýn çalýþmalarýný bilmesi, kullanýlan malzemelerin teknik özelliklerini bilmesi ve bu bilgilerini uygulama fýrsatý bulmasý ile ilgilidir.
Diyafram, ýþýk þiddetleri, kontrastlýk oranlarý, renk ýsýlarý ve diðer kaydedilecek görüntüye etki edebilecek makyaj, set malzemeleri kostüm renkleri gibi unsurlarý ýþýða göre yorumlayarak; Iþýk þefine gerekli bilgileri verir.
Iþýk yapýmý sýrasýnda bizzat bulunarak, fikirlerini söyler sonuca etki edecek unsurlarý denetler. Görüntünün üç boyutlu gibi görünmesi ýþýk ile saklanacak hatalar, izleyenin görmesi veya görmemesi gereken unsurlar,görüntünün kalitesini oluþturacak her unsur kendisinin ve Iþýk yönetmeninin sorumluluðundadýr. Türkiye'de görüntü yönetmenliði ayrý bir meslek olarak kabul edilmeyerek bu görev kameramanlara yükletilmiþtir.
Iþýðýn Kýrýlmasý ( Refraction )
Bir saydam ortamdan baþka bir saydam ortama geçen ýþýk demetinin bir kýsmý bu iki ortamý ayýran yüzey üzerinde yansýrken, ýþýk demeti doðrultusunu deðiþtirerek diðer ortama geçer. Iþýðýn bir saydam ortamdan diðerine geçerken doðrultusunu deðiþtirmesine ýþýðýn kýrýlmasý denir.
Kýrýlma Kanunlarý
Gelen ýþýn, kýrýlan ýþýn ve normal ayný düzlemde bulunur.
Belirli ortamlar için geliþ açýsýnýn sinüsünün kýrýlma açýsýnýn sinüsüne oranýnýn sabit olur. ( sin i / sin r = a ) Snell kanunu.
Iþýk Yoðunluðu az ortamdan, yoðunluðu fazla olan ortama girdiðinde hem daha fazla açýyla kýrýlýr, hem de hýzý azalýr.
Gelen ýþýðýn, geliþ açýsý büyüdükçe kýrýlma açýsý da büyür.
Kýrýcý ortamýn yoðunluðu arttýkça kýrýlma da daha büyük olur.
Kýrýlan ýþýn doðru boyunca yayýlýr.
Terk edilen hat, kýrýlan hat ve normal tek bir düzlemde yani görüntü yüzeyinde yer alýr.
Dik ýþýn kýrýlmaz.
Kýrýlma saydam ortamýn yoðunluðuna baðlýdýr. Yukarýdaki örnekte hava içinden 45º ile gelen ýþýn, su içine girerken 32º açý ile kýrýlmaktayken, Titanyum beyazý içine girince 16º açý ile kýrýlmaktadýr. Iþýk yoðunluðu az ortamdan yoðunluðu çok ortama girdiðinde hýzý azalýr. Yani belirli bir dalga uzunluðu ile gelen ýþýn, ortam deðiþtirdiðinde eðer bu ortam daha yoðunsa dalga uzunluðu kýsalýr.
Ayný zamanda gelen ýþýðýn belirli bir kýsmý saydam cismin yüzeyinden geri yansýmakta ve bir kýsmý sadece cisim içine girebilmektedir. Vakumlu bir ortamda yapýlan deneyler çeþitli saydam cisimlerden geçen ýþýnlarýn geçiþ yüzdeleri aþaðýda görülmektedir
Iþýðýn Yansýmasý ( Reflection ) Saydam olmayan cisimlerin yüzeyi üzerine çarpan ýþýnlarýn büyük kýsmý ayný açýda geri dönerler. Bu olaya yansýma denir. Bir cisim ne kadar pürüzsüz ve parlak olursa üzerine düþen ýþýnlarý o kadar iyi yansýtýr.
Yansýma kanunlarý
1. Gelme açýsý, yansýma açýsýna eþittir.
2. Gelen ýþýn, normal ve yansýyan ýþýn ayný düzlem içinde bulunurlar.
Aynaya gelen ýþýna, gelen ýþýn denir.
Gelen ýþýnýn aynaya düþtüðü noktadan aynaya çizilen dikmeye normal denir.
Iþýn bu noktadan yansýyarak döner. Bu dönen ýþýna yansýyan ýþýn denir.
Normal ile gelen ýþýnýn yaptýðý açýya gelme açýsý denir.
Normal ile yansýyan ýþýnýn yaptýðý açýya yansýma açýsý denir.
Iþýðýn bazý metallerin üzerine çarptýðýnda, metalden elektron çýkararak metalde küçük bir elektrik akýmýna sebep olduðu 1880'lerden itibaren biliniyordu. 1903 yýlýnda Fransýz Phillipp Lenard metal yüzeye çarpan ýþýk miktarý artýrýldýðýnda dýþarý fýrlayan elektronlarýn enerjisinin ayný kaldýðýný fakat buna karþýlýk çýkan elektronlarýn sayýsýnýn arttýðýný deneyle gösterdi.
Bu bilimsel bulgulara dayanarak ýþýðýn çeþitli maddelerden yansýmasý sonrasýndaki teknik verilerin alýndýðý bir deneyler serisi yapýlarak hangi maddelerin ne þekilde ýþýðý yansýttýðý tespit edildi. Projektörlerin aynalarý, reflektörler bu özelliðe göre üretilmektedir.
Projektörler
Projektörler ýþýðý kontrol edebilmemiz amacýyla üretilen suni ýþýk kaynaklarýdýr. Profesyonel olarak film, video, fotoðraf çalýþmalarýnda ve diðer tiyatro, opera, konser gibi görsel sanatlarda uygun atmosferler yaratarak psikolojik etkiler eklemek amacýyla çeþitli projektörler üretilmektedir.
Bu projektörler firmalara göre çeþitli standartlar taþýsa da aslýnda bu konuda en büyük standart projektörlere takýlan lambalardadýr. Projektörler sýnýflandýrýlýrken verdikleri ýþýðýn cinsine göre veya bir baþka deyiþle takýlan lambanýn özelliklerine göre sýnýflandýrýlýrlar.
Projektörleri incelerken üretildikleri teknik özellikler, çeþitleri, ve kullandýklarý lambalarý incelememiz gerekir.
Çalýþmalar sýrasýnda projektör haricindeki ýþýk kaynaklarýný gözardý edemeyiz. Bu ýþýk kaynaklarýndan çalýþtýðýmýz objelere yayýlan ýþýðý da hesaplarýmýza dahil etmemiz gerekir.
Projektör Çeþitleri
Profesyonel bir projektörün görüntü elde ederken ýþýðý düzenleyen kiþiye bazý özellikleriyle yardýmcý olmasý gerekir. Günümüzde çok modern, her türlü ortamda çalýþabilecek çeþitli projektörler üretilmektedir.
Bu projektörlerin hareket, denge, aðýrlýk ve güvenlik özellikleri artýrýlmakta elektronik devreler ile deðiþen voltajlarda sabit renk ýsýlarýnda ýþýk vermeleri saðlanmaktadýr.
Gün ýþýðý projektörleri ( Daylight )
Camlý projektörler ( Fresnel )
Camsýz projektörler ( Quartz )
Par Projektörler
Kanal Projektörler
Takip Spotlarý
Akülü Setler
Efekt Spotlarý
Fon Spotlarý
Balon Iþýk
Gün ýþýðý projektörler ( Daylight )
Kullandýklarý lamba ýþýðýnýn renk özelliðine göre isimlendirilmiþlerdir. Bu lambalar HMI denilen ve 5600 - 5700 Kelvin derecesinde ýþýk veren lambalardýr. Lamba içindeki gazýn yüksek bir elektrik gücüyle ateþlenmesi ve gazýn reaksiyona girmesi ile ýþýk verir. Lambanýn çalýþma prensibi elektrik devrelerinde floransan devrelerin çalýþma prensibinin aynýsýdýr ve lamba içindeki gazý ateþlemek için yüksek güce, tetikleme elektronik devresine ve gücü yükseltmek amacýyla bir balasta ihtiyaç vardýr. Projektör, lambanýn bu çalýþma prensibine göre bir balast ile birlikte kullanýlýr. Enerji balasta baðlanýr, balasttan projektöre giden kablo ile devre tamamlanýr. Bu bilgi kablosunun sabit uzunluðu nedeniyle projektör balasttan fazla uzaklaþamaz. Ancak projektör gövdesinin çok yükseðe konulacaðý veya projektörün konulduðu yere balastýn sýðmamasý gibi özel durumlarda kullanmak amacýyla uzun kablolar üretilmiþtir.
Gün ýþýðý projektörlerinin güçleri daha kolay hesaplamalar yapýlabilmesi amacýyla belirli standartlarda üretilmektedir. 200w - 575w - 1200w - 2500w - 4000w - 6000w - 12000w - 18000w - 20000w. Yüksek amperajla çalýþan 12000w ve 20000w gün ýþýðý projektörleri üç fazlý olarak üretilmektedir. Gün ýþýðý projektörleri lambalarýnýn çalýþma prensibi nedeniyle dimmerlere baðlanamaz. Balastýn ve lambanýn çalýþmasý için sabit bir gerilim gerekmektedir. Bu nedenle ýþýk þiddetleri ancak filtrelerle deðiþtirilebilir. Iþýk þiddetinin kontrol edilememesi gövdelerinin çok aðýr ve hantal olmasý ve balast ile kullanýlmak zorunda olmasý nedenleriyle gün ýþýðý projektörlerini stüdyolarda kullanma imkanýný azaltýr. Ancak çok büyük film platolarýnda, profesyonel çalýþmalarda portatif sistemler kullanýlmasý kaçýnýlmazdýr. Gün ýþýðý projektörlerinin kullaným alanlarý diðer projektörlere göre çok fazladýr. Iþýk renginden yararlanýlarak gündüz ve gece psikolojik olarak seyirciye aktarýlan bilgilerdir.
Balast ve lambaya tatbik edilen elektriðin gerilimi kadar frekansýnýn da sabit olmasý gerekir. Birçok ülkede elektriðin frekansý 60Hz olsa da ülkemizde elektriðin frekansý 50Hz'dir. Oysa gün ýþýðý projektörleri 50 ve 60Hz de çalýþabilirler, ancak ara deðerlerde çalýþsalar bile optilasyona yol açarlar. Bu optilasyon ýþýk þiddetinin azalýp artmasýna neden olur. Bu þiddet deðiþimi o kadar ani olurki insan gözü algýlayamayabilir. Montaj masasýnda fark ettikten sonra da telafisi mümkün olmayabilir. Özellikle jeneratör ile çalýþýrken frekansý devamlý kontrol etmek gerekir.
Camlý projektörler ( Fresnel )
Gövdeleri gün ýþýðý projektörlerine çok benzese de kullandýklarý lamba ýþýðýnýn renk özelliði 3200ºK ve ýþýðý odaklayan özel bir mercek sistemine sahip camlarý, lambalarýnýn balasta ihtiyacý olmamasý fresnelleri gün ýþýðý projektörlerinden ayýran özelliklerdir.
Fresnel projektör güçleri daha kolay hesaplamalar yapýlabilmesi amacýyla ISA ve DIN normlarýna dayalý belirli standartlarda üretilmektedir. 200w - 300w - 650w - 800w - 1000w - 2000w - 5000w - 10000w - 20000w. Yüksek amperajla çalýþan 10000w ve 20000w fresnellerin üç fazlý olarak üretilen modelleri de vardýr.
Genelde en fazla kullaným alaný stüdyolardýr. Profesyonel çalýþmalar amacýyla sabit bir sistem olarak kurulan stüdyolarda ýþýk yapýmý sýrasýnda en kullanýþlý projektörler fresnellerdir. Günlerce hiç kapanmadan çalýþabilecek þekilde dizayn edilmiþlerdir. Lambalarýnýn renk ýsýlarý deðiþmeden çalýþýrlar ve dimmere baðlanarak ýþýk þiddetleri kontrol edilebilir.
Bütün bu nedenlerden kullaným alanlarý geniþtir. Sinema amaçlý film çekim platolarýnda, televizyon stüdyolarýnda, opera ve bale salonlarýnda, tiyatrolarda, profesyonel fotograf stüdyolarýnda en çok kullanýlan projektörlerdir. Dýþ mekanlarda ve geçici olarak kurulan stüdyolarda portatif olarak kullanýlan modelleri mevcuttur.
Camsýz projektörler ( Quartz )
Gövdeleri çok basit bir þekilde dizayn edilen quartz projektörler, lambadan yayýlan ýþýðýn direk olarak gövde dýþýna çýkmasý ve lamba arkasýnda bulunan parabolik reflektörün yansýtmasý ile odaklanmasý amacýyla üretilmiþlerdir. Fresnel projektörlerdeki cam olmadýðý için ýþýðý, fresnel projektörler kadar odaklayamazlar. Kullandýklarý lamba ýþýðýnýn renk ýsýsý 3200þK dir.
Quartz projektörlerinin güçleri daha kolay hesaplamalar yapýlabilmesi amacýyla belirli standartlarda üretilmektedir. 200w - 650w - 800w - 1000w - 2000w Soðutma sistemi gövde üzerine açýlan deliklerden ibarettir. Kepenklerinin çok fazla kapanmasý veya filtrenin kepenk üzerine tam kapanmasý nedeniyle iç ýsý artar ve lambalarý bu nedenle sýkça patlar. Sadece el yardýmý ile manuel olarak aþaðý - yukarý ve saða - sola dönebilirler. Yine manuel olarak zoom yapýlabilir.
Gövdelerinin hafif dizayný bu projektörleri stüdyo dýþýndaki çalýþmalarda vazgeçilmez hale getirmiþtir. Kelepçeler yardýmý ile çok dar alanlara asýlabilirler, bazukalar üzerine birçok quartz projektör tavana monte edilebilir. Kullandýklarý ayak kendi aðýrlýðýný taþýyabilecek kadardýr ve bu nedenle çok yükseklere kaldýrýlabilir. Sadece rüzgarlý çalýþmalarda kepenkleri açýk tutulmalýdýr.
Diðer projektörlere nazaran çok ucuzdurlar ve gövdelerinin küçüklüðünden dolayý birkaç projektörü bir arada küçük kutularda taþýma imkaný vardýr.
Efekt Spotlarý Üretici firmalar çok deðiþik amaçlara hizmet eden efekt spotlarý üretmektedirler. Efekt spotlarý ýþýk masalarý ile kumanda edildikleri gibi robot tasarýmlarýyla da üretilirler. Efekt spotlarý en çok müziði desteklemek amacýyla kullanýlmýþlardýr. Orkestra ve sanatçýyý aydýnlatýrken ayný zamanda müziðin ritmine göre tempo veren bu spotlar, müzik dinleyicisine heyecan verirler. Bu nedenle diskotek, konser, barlarda sýkça kullanýlýrlar.
Özel üretim efekt spotlarý film çekimlerinde ve tv stüdyolarýnda kullanýlýr. Bunlar rüzgarda sallanan yapraklarýn veya dallarýn hareketini, fonda hareket eden gölgeleri veya nesneleri daha kolay kontrol etmemize olanak verir. Efekt spotlarýnýn önlerine takýlan gobolar yardýmý ile deðiþik objelerin resimlerini, bu goboyu motorlar ile kontrol ederek arka planda hareket ettirebilir, mesela bu sayede deprem efekti yapabiliriz
Fon spotlarý Genelde arka plandaki objeleri, perdeleri aydýnlatmak amacýyla kullanýlýrlar. Bu tip spotlardan istenilen, ýþýðýn kontrol edilmesi deðil sadece basit bir þekilde aydýnlatmasýdýr. Bu nedenle dizaynlarý sade, kontrol üniteleri bulunmayan ve basit spotlardýr. Tiyatrolarda, opera sahnelerinde sýkça kullanýlýrlar. Üretilen daha basit modelleri vitrinlerde kullanýlýr. Bu tip spotlarý kullanýrken istenilen sadece homojen bir ýþýk yaymasý ve renk filtresi kullanýlabilmesidir.
Diðer Iþýk Kaynaklarý Iþýk kaynaðý olarak kullanýlan profesyonel cihazlarýn haricinde, çekimler sýrasýnda karþýmýza çýkan veya senaryo gereði kullanýlan aksesuarlarýn da teknik açýdan bilinmesi gerekir. Güneþ, Ay, Mum, Gaz Lambasý, Þömine, Kamp Ateþi, Akkor Lambalar, Floresan Lambalar, Sokak Lambalarý, El Feneri, Kask Feneri, Akvaryum, Araba Farý, Sinema Perdesi, Projeksiyon, Monitör Tv,
Güneþ Iþýðý: Güneþ içindeki atom parçalanmalarý enerjiye dönüþtüðünde, bu enerjinin bir kýsmý da ýþýk olarak yayýlýr. Dünyamýz için güneþten direk olarak gelen veya atmosferden, Ay'dan, dünya üzerinden yansýyan ýþýk, doðal ýþýk kaynaðý olarak kabul edilir.
Güneþ ýþýðýný prizmadan geçirdiðimizde altý renkten oluþtuðunu görürüz. Güneþin merkezi 6000þK olarak ölçülmüþtür fakat dünyadan güneþin merkezi 5100þK olarak ölçülür. Bunun nedeni atmosferdir. Güneþten gelen elektromanyetik radyasyon çeþitli dalga uzunluklarýndadýr. Güneþten gelen elektromanyetik radyasyonun % 50 si uzun dalga boyu, % 10 u ise kýsa dalga boyundadýr. Bunlardan bir kýsmý atmosferden geçerken gaz molekülleri tarafýndan yansýtýlýr. Atmosferin üst kýsmýna çarpan ve dalga boyu 300 anstrom olan ýþýnlar burada yutulur.
Diðer elektromanyetik radyasyon ise ; X ýþýnlarý 100 nm. Mor ötesi ( ultraviolet ) ýþýk 100 - 400 nm. Görülebilir ýþýk 380 - 720 nm. Kýzýl ötesi ( infrared ) ýþýk 7000 - 10.000.000 mikron. Mikro Dalgalar 1000 - 1.000.000 mikron veya 0.1 - 100 cm. Orta ve Kýsa Dalga Radyo sinyali 100 cm.
Güneþ ýþýðýnýn 380 - 720 nanometre arasýndaki bölümü insan gözü tarafýndan görülebilir. Ýnsan gözü üç ana renge karþý daha çok duyarlýdýr. Yeþil, mavi ve kýrmýzý. Yeþil renk gözün en duyarlý olduðu ve en iyi gördüðü renktir.
Görüntü alýrken en çok kullanýlan ucuz, zahmetsiz ýþýk þiddeti ve renk ýsýsý çekim yapmaya en elveriþli doðal ýþýk kaynaðýdýr. Dünyanýn dönüþü ile doðudan batýya doðru hareket eden bir ýþýk kaynaðýdýr. Dünyanýn deðiþik bölgelerine deðiþik açýlarla ýþýðý geldiðinden her bölgede deðiþik etkileri oluþmaktadýr. Güney ve Kuzey kutup bölgelerine çok yatýk bir açýyla veya atmosferden yansýmalarla ýþýðý ulaþtýðýndan ýsý etkisini kaybeder. Ekvator bölgesine ise ýþýðý en dik ve þiddetli þekilde etki eder. Dünya üzerindeki konumuna göre ülkemize güney cephesinden dik bir açýyla ýþýðý gelir. Bu nedenle daðlarýn, binalarýn veya cisimlerin güney cepheleri aydýnlýk, kuzey cepheleri ise gölgede kalýr. Güney Afrika'da ise bu durumun tersi görülür. Direk olarak çekimi yapýlacak cisimlere ýþýðýn temasýnda ve doðadan yansýmalarla temasýnda deðiþik etkileri vardýr. Bu nedenle çekimi yapýlacak bölgeler önceden incelenip güneþ ýþýðýnýn en uygun olduðu mevsimlerde ve saatlerde çekim yapýlmalýdýr. Atmosferin bulutlarla kaplý olduðu zamanlarda güneþ ýþýðý direk olarak yüzeye ulaþamaz, bulutlar bir diffision etkisi yaratýr ve güneþ ýþýðý daðýlarak ve þiddeti azalarak yeryüzüne ulaþýr. Bu sýrada ýþýk ýsýsý yükselir, kýrmýzý renk azalýr ve mavi renk hakim olur. Güneþ ýþýðýnýn gölgesi tek meydana geldiði halde bulutlu havalarda ýþýk her yönden eþit geldiðinden gölge oluþmaz veya birçok gölge oluþarak birbirinin etkisini azaltýr. Güneþin doðuþu sýrasýnda daha çok mavi renk, batýþýnda ise kýrmýzý renk hakim olur. Kelvin derecesi ve ýþýk þiddeti çýldýrmýþ gibi çok kýsa sürelerde deðiþir. Bu nedenden güneþ doðuþ ve batýþlarýnda çekim yapmak için çok kýsa zaman vardýr. Güneþ doðduktan sonra ortalama 5700þK - 6500þK civarýnda, parçalý bulutlu havalarda 6500þK - 7500þK, Bulutlu havalarda ise 10000þK - 20000þK renk ýsýsýna sahiptir. Güneþ batarken kelvin derecesi 5000þK civarýndan çok kýsa bir sürede 3000þK renk ýsýsýna düþer. Güneþ battýktan sonra sadece atmosfer üzerinden yansýmasý ile ýþýðý ulaþýr ama bu yansýyan ýþýðýn kelvin derecesi çok yüksektir ve atmosfer mavi hatta lacivert gibi görünür. Gündüz iç mekan çekimlerinde, pencere veya kapýdan içeri giren güneþ ýþýðý ana ýþýk kaynaðý olarak deðerlendirilmelidir. Çok koyu veya gölgede kalan bölgelere gün ýþýðý projektörleri ile dolgu yapýlarak çekim
Ay; aslýnda bir ýþýk kaynaðý olmayan, sadece güneþin ýþýðýný yansýtan ay bir reflektör gibidir. Ancak izleyiciye psikolojik olarak bir çok vurguyu anlatmaya yarar. Zaman kavramý , gece, mekanlar ay ile anlatýlýr. Gece geçen çalýþmalarda görüntünün alýnabilmesi için gereken ýþýk olarak ay ýþýðý mantýðý kullanýlýr. Ay ýþýðý karakter olarak þiddeti çok düþük ama renk ýsýsý çok yüksek, mavinin hakim olduðu bir ýþýktýr. Bu nedenle çok geniþ alanlarda ve doðada çalýþýrken, kelvin derecesi ve ýþýk þiddeti yüksek gün ýþýðý projektörleri ile ýþýk yapýlýr. Ay ýþýðýnýn da gölgesi tektir. Iþýk yaparken bu mantýðý göz ardý etmemek gerekir.
Ateþ veya Kamp Ateþi; Yakýlan bir kamp ateþinin büyüklüðü ile doðru orantýlý ýþýk þiddeti vardýr. Odun ateþinin renk sýcaklýðý 2700 - 3000ºK civarýndadýr. Odunlarýn yanýp bitmesiyle ateþin renk ýsýsý ve ýþýk þiddeti düþer. Odun ateþinden kývýlcýmlar çýkar ve bu kývýlcýmlarý çekebilmek için ortamdaki genel ýþýðýn þiddetini düþük tutmamýz daha iyi sonuç verir. Ateþin bulunduðu ortamdaki kiþiler titrek ve deðiþen þiddetteki ýþýk ile aydýnlanýrlar. Çekim için gereken ýþýk þiddeti elde edilemezse projektörler ile takviye edilmelidir. Iþýk þiddetini arttýrmak için kullanýlan projektör eðer alevin arkasýndan uygulanýrsa, azalýp artan alevler ýþýðýn kesilmesine ve gölgelere neden olacaðýndan doðal bir efekt gerçekleþecektir.
Mum; Iþýk þiddetinin deðerini bulmada kullanýlan mum için çýkarýlan formülü bir kez daha gözden geçirerek þiddeti hakkýndaki bilgiyi hatýrlarsak, normal bir mumun 1m mesafedeki bir noktaya etki ettiði ýþýða bir lümen, 1m mesafedeki 1m˛ yüzeye etkisi ise 1 lüks deðerindedir. Yani bir mumun bulunduðu ortamda çekim yapmamýz gerekirse, kameraya uzaklýðý çok yakýn olduðu durumlar haricinde diyaframa etkisi yok denecek kadar azdýr. Iþýk ýsýsý yaklaþýk 2300þK civarýnda olduðundan sýcak bir renk içerir. Sadece elinde bir mum olan bir kiþiyi çekeceðimizi düþünürsek, mum yüzde titrek bir aydýnlatma etkisi yaratýr. Fakat bu ýþýðýn çekim için az olduðunu düþünerek mutlaka bir projektör ile takviye ederek ýþýk þiddeti arttýrýlma ihtiyacý duyulacaktýr. Türklerin pratik zekasý ile daha önce uygulanan bir yöntem var. Mumun içine bir fener lambasý monte edip, oyuncunun yüzüne doðru yönelterek bir çekim gerçekleþtirilmiþti.
Florasan Lambalar; Genelde sýkça kullanýlan florasan lambalarýn 20w - 40w güçleri vardýr. Renk ýsýsý 4400 - 4800ºK civarýndadýr ancak 3800ºk florasan lambalarda üretilmiþtir. Güneþ ýþýðýný desteklemek amacýyla bürolar için üretilmekte ve kullanýlmaktadýrlar. Mavi ve yeþil rengin hakim olmasý nedeniyle sýcak renkleri iyi yansýtmazlar ve soðuk bir etki verirler. Lambalarýn camlarý genelde buzlu cam þeklindedir ve ýþýðý daðýtarak yayarlar. Iþýk þiddetleri düþük olduðu için gün ýþýðý projektörleri ile takviye edilerek kullanýlabilir.
Florasan ýþýk içinde yeþil renk oraný çok olduðu için filmlerde yeþil olarak pozlanýr. Bu durumu düzeltmek amacýyla mutlaka floresan filtreler kullanýlmalýdýr.
Film çekimlerinde kullanýlmak üzere özel olarak florasan lambalar üretilmiþtir. Bu lambalarda yeþil renk problemi çözülmüþtür.
Kask Feneri; Maðara, maden, tunel gibi çekim yapýlacak mekanlarda kask fenerleri kullanýlmaktadýr. Kask feneri ýþýðý güçsüz ve renk sýcaklýðý düþüktür ancak çekimler için özel ýþýklar üretilmiþtir. Normalde kullanýlan fener ýþýklarý akü veya karpit ile çalýþýr ve kýsa süre sonra güçlerini yitirirler. Bu tip fener ýþýklarý genelde ayarlanamaz ve hüzme þeklinde ýþýk verirler. Çevreyi pek aydýnlatmaz sadece ileriyi aydýnlatýrlar.
Araba Farý, Araba farý kelvin derecesi düþük bir ýþýk kaynaðýdýr. Mercek yapýsýna göre deðiþsede 2500 - 2800 ºK civarýndadýr. Çekimlerde ýþýk kaynaðý olarak kullanýlmaz ancak gece çekimlerinde arabayý direk olarak göreceksek araba farýnýn etkilerini göz ardý edemeyiz. Sadece arabayý göreceksek objektife ýþýk girebilir ve filmi yakabilir, istenmeyen etkilere neden olabilir. Bu durumda araba farýnýn önüne bir filtre koyarak yada lamba gücünü düþürerek diyaframa etkisini azaltabiliriz. Araba yaklaþýrken far ýþýðýndan aydýnlanan bölgeleri de çekeceksek, genel ýþýðýn þiddeti zaten araba farýnýn þiddetinden yüksek olacaðýndan sorun olmaz. Araba farý bir çok yönetmen tarafýndan sis ile birlikte kullanýlmýþtýr ve normalden daha etkili bir efekt verir. Araba içinden yapýlan çekimlerde araba farý yerine bir projektör kullanýlarak ýþýk þiddetini güçlendirilebiliriz.
Televizyon veya Monitör; Karanlýk bir odada televizyon veya monitör ýþýðý altýnda çekim yapýlamasa bile, senaryo gereði bu þekilde bir çekim gerekebilir. Televizyon veya monitör, o anda görüntülerin devamlý deðiþtiði varsayýlarak planlanýr. Bu durumda oda içindeki renkler ve ýþýk þiddeti deðiþir. Tabii ki çok yakýn planlarda monitörün kontrastlýðýný açarak monitörden gelen ýþýk þiddetini artýrsak da, geniþ planlarda bir projektörün kullanýlmasý þarttýr. Projektörün önüne koyacaðýmýz bir filtre takýmý veya flicker ile veya fan yardýmý ile uçuþan tüyler yardýmý ile bu þekilde bir efekt yapýlabilir. Televizyon ve monitör amorsundan yapýlan çekimlerde sýkça uygulanan yöntemdir. Genel çekimlerde televizyon ve monitör ile birlikte oda içindeki diðer cisimleri de görüyorsak, genel ýþýðýn þiddetini düþük tutup televizyon ekranýndaki görüntüyü ortaya çýkarabiliriz.
El Feneri; Normalde kullanýlan el fenerleri hem ýþýk ýsýsý hem de þiddeti bakýmýndan düþüktür ve çekimlerde kullanýlmazlar. Çekimlerde kullanmak için daha þiddetli ýþýk veren el fenerleri üretilmiþtir. El feneri ýþýðýnýn aydýnlatacaðý bir yeri çekiyorsak el feneri görünmeyen durumlarda bir projektör kullanýlmalýdýr. Biraz sis veya toz yardýmý ile daha etkili olurlar. El fenerini kullanarak hareket edecek kiþiye önceden yönelteceði yerleri söyleyerek bilgi vermek gerekir.
Akvaryum; Özellikle gece dahili mekan çekimlerinde oda içinde bulunan akvaryum çekimlerde kullanýldýðý görülür. Akvaryumu ve balýklarý daha çok ön plana çýkarmak için lambasýný güçlendirebiliriz. Dikkat etmemiz gereken ise ýþýðýn kelvin derecesidir. Genelde oda içinde çalýþtýðýmýz renk sýcaklýðýna eþit bir kelvin derecesinde lamba takarak veya lamba önüne filtre takarak bunu saðlayabiliriz. Akvaryum arkasýna bir projektör koyarak oda fonuna, balýklarýn hareketini yansýtabilir ve bir efekt yapabiliriz.
Gaz Lambasý, Gemici feneri; Gaz lambasý veya içinde mum olan gemici fenerleri mumdan biraz daha fazla ýþýk verirler. Özellikle genel planlarda bir kiþinin karanlýkta yürürken elinde hareketi ile güzel bir efekt alýnabilir. Oda içinde yakýlan bir kibrit ile ateþlenen fener içindeki mum fitili önce parlak büyük bir ýþýk verir, sonra bu ýþýk yavaþça sabit hale gelir. Bu efekti çekebilmek için dimmerli bir projektörden yararlanmak gerekir. Genel çekimlerde fener içine bir fener lambasý monte ederek ýþýk þiddeti arttýrýlabilir. Yolcu isimli Baþar SABUNCU'nun yönettiði flmde tren yolunda hareket eden bir drezin üzerinde asýlý gaz lambasýna araba lambasý ve aküsü yardýmý ile ýþýk þiddetini arttýrmýþtým.
Þömine; Þömine ateþi ile aydýnlanan bir odayý incelersek, ýþýk titremeler ile ve þiddeti yükselip - azalarak etrafa yayýlýr. Þömine yerde olduðundan yayýlan ýþýðýn gölgeleri fonda o cisimden daha büyük ve yukarýda oluþur. Ateþin büyüklüðü ile ýþýðýn þiddeti ve rengi doðru orantýlýdýr. Evlerde kullanýlan ortalama büyüklükteki bir þömineden 2800þK ýþýk etrafa yayýlýr. Iþýðýn þiddeti ise bu ýþýktan yaralanan cismin þömineye uzaklýðý ile anlatýlabilir. Þömineden gelen ýþýðýn çekim yapmak için yetersiz olacaðýný varsayarak ayný açý mantýðý ile bir veya birkaç projektörü çekimi yapýlacak bölgelere vererek, ýþýðýn þiddetini arttýrýp çalýþabiliriz. Karanlýk bir odada þömine ýþýðýnýn altýnda çekim yapýlacaksa, oda içindeki diðer aydýnlatma cihazlarýna nazaran þömineden gelen ýþýðý biraz daha abartarak ve renk ýsýsýnýn düþük olduðunu varsayarak daha sýcak renk tonlarý uygularýz. Ýnsan ten rengini ve ortamdaki diðer renkleri biraz daha kýzartarak sýcak renklerde çalýþabiliriz. Þömine ateþinin özelliðinden ve titremesinden yola çýkarak bir projektör önüne koyulan flicker veya fan yardýmý ile titreyen bir gobo ýþýðý titreterek uygulamamýza olanak verir.
Sokak Lambalarý; Sokaklarda kullanýlan lambalarýn renk sýcaklýklarý çok farklýdýr ve bu lambalar altýnda geçen çekimlerde mutlaka kelvinmetre ile ölçüm yapýlmalýdýr. Genelde köylerde ve sokaklarda 2500w, caddelerde 5000w, meydanlarda ise 10000w gücünde sokak lambalarý vardýr. Bu ýþýk gücünün yüksekte oluþu ve tozlu - kirli olmasý þiddetini ciddi ölçülerde etkiler. Mümkünse sokak lambasý yerine ayný mantýkta profesyonel projektörler kullanýlmalýdýr. Ancak sokaðýn tamamýný kamera görüyorsa renk deðerleri hesaplanarak ve filtre ile düzeltilerek çalýþabiliriz
Renk Sýcaklýðý; Karanlýk bir oda içinde ýsýtýlan cismin rengi kýzýldan maviye ve beyaza doðru bir deðiþime uðrar yani cimin sýcaklýðý arttýðýnda, mavi rengin tayf içerisindeki payý büyür, kýrmýzýnýn payý azalýr. Birim: Kelvin [K] Sýcak beyaz ýþýða sahip bir akkor lamba 2700ºK deðere sahipken, ayný güçteki bir gün ýþýðý lambasýnda 6000ºK renk sýcaklýðý olmaktadýr. Bir ýþýk kaynaðýnýn renk sýcaklýðý, Planck'ýn geometrik çizelgesi ile gösterilir.
Güneþ Iþýðý; Güneþ içindeki atom parçalanmalarý enerjiye dönüþtüðünde, bu enerjinin bir kýsmý da ýþýk olarak yayýlýr. Dünyamýz için güneþten direk olarak gelen veya atmosferden, Ay'dan, dünya üzerinden yansýyan ýþýk, doðal ýþýk kaynaðý olarak kabul edilir.
Güneþ ýþýðýný prizmadan geçirdiðimizde altý renkten oluþtuðunu görürüz. Güneþin merkezi 6000þK olarak ölçülmüþtür fakat dünyadan güneþin merkezi 5100þK olarak ölçülür. Bunun nedeni atmosferdir.
Güneþten gelen elektromanyetik radyasyon çeþitli dalga uzunluklarýndadýr. Güneþten gelen elektromanyetik radyasyonun % 50 si uzun dalga boyu, % 10 u ise kýsa dalga boyundadýr. Bunlardan bir kýsmý atmosferden geçerken gaz molekülleri tarafýndan yansýtýlýr.
Atmosferin üst kýsmýna çarpan ve dalga boyu 300 anstrom olan ýþýnlar burada yutulur.
Diðer elektromanyetik radyasyon ise ; X ýþýnlarý 100 nm. Mor ötesi ( ultraviolet ) ýþýk 100 - 400 nm. Görülebilir ýþýk 380 - 720 nm. Kýzýl ötesi ( infrared ) ýþýk 7000 - 10.000.000 mikron. Mikro Dalgalar 1000 - 1.000.000 mikron veya 0.1 - 100 cm. Orta ve Kýsa Dalga Radyo sinyali 100 cm.
Güneþ ýþýðýnýn 380 - 720 nanometre arasýndaki bölümü insan gözü tarafýndan görülebilir. Ýnsan gözü üç ana renge karþý daha çok duyarlýdýr. Yeþil, mavi ve kýrmýzý. Yeþil renk gözün en duyarlý olduðu ve en iyi gördüðü renktir.
Görüntü alýrken en çok kullanýlan ucuz, zahmetsiz ýþýk þiddeti ve renk ýsýsý çekim yapmaya en elveriþli doðal ýþýk kaynaðýdýr. Dünyanýn dönüþü ile doðudan batýya doðru hareket eden bir ýþýk kaynaðýdýr. Dünyanýn deðiþik bölgelerine deðiþik açýlarla ýþýðý geldiðinden her bölgede deðiþik etkileri oluþmaktadýr. Güney ve Kuzey kutup bölgelerine çok yatýk bir açýyla veya atmosferden yansýmalarla ýþýðý ulaþtýðýndan ýsý etkisini kaybeder. Ekvator bölgesine ise ýþýðý en dik ve þiddetli þekilde etki eder. Dünya üzerindeki konumuna göre ülkemize güney cephesinden dik bir açýyla ýþýðý gelir. Bu nedenle daðlarýn, binalarýn veya cisimlerin güney cepheleri aydýnlýk, kuzey cepheleri ise gölgede kalýr. Güney Afrika'da ise bu durumun tersi görülür. Direk olarak çekimi yapýlacak cisimlere ýþýðýn temasýnda ve doðadan yansýmalarla temasýnda deðiþik etkileri vardýr. Bu nedenle çekimi yapýlacak bölgeler önceden incelenip güneþ ýþýðýnýn en uygun olduðu mevsimlerde ve saatlerde çekim yapýlmalýdýr. Atmosferin bulutlarla kaplý olduðu zamanlarda güneþ ýþýðý direk olarak yüzeye ulaþamaz, bulutlar bir diffision etkisi yaratýr ve güneþ ýþýðý daðýlarak ve þiddeti azalarak yeryüzüne ulaþýr. Bu sýrada ýþýk ýsýsý yükselir, kýrmýzý renk azalýr ve mavi renk hakim olur. Güneþ ýþýðýnýn gölgesi tek meydana geldiði halde bulutlu havalarda ýþýk her yönden eþit geldiðinden gölge oluþmaz veya birçok gölge oluþarak birbirinin etkisini azaltýr. Güneþin doðuþu sýrasýnda daha çok mavi renk, batýþýnda ise kýrmýzý renk hakim olur. Kelvin derecesi ve ýþýk þiddeti çýldýrmýþ gibi çok kýsa sürelerde deðiþir. Bu nedenden güneþ doðuþ ve batýþlarýnda çekim yapmak için çok kýsa zaman vardýr. Güneþ doðduktan sonra ortalama 5700þK - 6500þK civarýnda, parçalý bulutlu havalarda 6500þK - 7500þK, Bulutlu havalarda ise 10000þK - 20000þK renk ýsýsýna sahiptir. Güneþ batarken kelvin derecesi 5000þK civarýndan çok kýsa bir sürede 3000þK renk ýsýsýna düþer. Güneþ battýktan sonra sadece atmosfer üzerinden yansýmasý ile ýþýðý ulaþýr ama bu yansýyan ýþýðýn kelvin derecesi çok yüksektir ve atmosfer mavi hatta lacivert gibi görünür. Gündüz iç mekan çekimlerinde, pencere veya kapýdan içeri giren güneþ ýþýðý ana ýþýk kaynaðý olarak deðerlendirilmelidir. Çok koyu veya gölgede kalan bölgelere gün ýþýðý projektörleri ile dolgu yapýlarak çekim yapýlýr.
Iþýk Teknikleri; Iþýk teknikleri, bu güne kadar incelenmeyen bir konu !... Bu güne kadar aldýðým ýþýk kurslarýnda, okuduðum kitaplarda veya internet üzerinden eriþtiðim bütün bilgilerde rastlamadýðým bu konudan herhalde sadece ýþýk bölümü olan yabancý üniversitelerde ders olarak gösteriliyordur. Fakat yazýlý kaynaklara geçmediði bir gerçek. Iþýk tekniklerini aslýnda film çalýþmalarýnda görüyoruz veya en azýndan bilinçli olarak bu tekniklerin uygulandýðý söylenmese bile bu konuda örnekler verebiliriz.
Bir görüntü kaydedileceði zaman, ýþýðý kullanarak duygu ve psikolojik etkiler katmak istediðimizde önceden belirlediðimiz ve çalýþma sonuna kadar uygulayacaðýmýz bir ýþýk tekniði kararlaþtýrýr ve uygularýz. Bu karar Yönetmenin isteði doðrultusunda senaryo ve senaryoda geçen mekanlarýn durumuna göre, Görüntü yönetmeni, Iþýk yönetmeni, Sanat yönetmeni ve mevcut bulunan ýþýk malzemelerinin teknik özelliklerine göre reji toplantýsý sýrasýnda belirlenir.
Bilim Kurgu Tekniði : Bilim kurgu filmlerinde sýkça rastlanýlan ýþýk yapým tekniðidir. Çekim sýrasýnda ýþýk kaynaklarýnýn yeri belli deðildir. ýþýðýn nereden geldiði, neden sert veya yumuþak olduðu belli deðildir.
Parlayan ve geometrik desenler þeklinde verilen fon ýþýklarý, ýþýk efekt cihazlarý, neon lambalar, laser ýþýðý ve araba farlarý kullanýlabilir. Sis makinasý ile ýþýk ve hüzmeleri ortaya çýkarýlarak deðiþik efektler yapýlýr. Renkli ýþýklar insan yüzünü aydýnlatmada kullanýlabilir.
Belli bir renk baz alýnarak o renk etrafýnda ve tonlarýnda ýþýklarý kullanýp, seyirci üzerinde psikolojik etkiler yaratýlýr. Birkaç örnek ile bu bilgileri düþüncelerinizde pekiþtirmek gerekirse ; Alien filmi bilim kurgu tekniðine iyi bir örnektir. Bir gezegenden haber alýnamaz ve araþtýrma ekibi kurulur. Gezegende hiç bir þey çalýþmamaktadýr. ( Ama çekim yapmak için ýþýða ihtiyaç var ) Kapý açýldýðýnda sadece kýrmýzý alarm ýþýklarý yanmaktadýr ve madenci kaský gibi bir kask takan araþtýrmacýlarýn bu kask üzerindeki lambalarý etrafý görmelerine yarar. Filmin artýk seyircinin heyecanlandýðý ve dikkatinin baþka konulara çekildiðinde ise nereden geldiði belli olmayan ýþýklar ile ortalýk aydýnlanýr. Bu ýþýk tekniðinde en sevdiðim nokta seyircinin görmesi gereken konulara ýþýk yapýp, seyirciye göstermek istemediðimiz konularý karanlýkta býrakmanýn özgürlüðüdür. Terminatör filminde, terminatöre yapýlan makyaj falsolarýnýn ortaya çýkmamasý için filmin sonuna kadar karanlýkta kaldýðýný hatýrlarsýnýz.
Drama Tekniði: Genelde bütün filmlerde uygulanan temel ýþýk tekniðidir. Doðal olarak ortamda bulunmasý gereken ýþýk, filmin teknik özelliklerine göre takviye edilerek uygulanýr. Kapalý mekanlardaki gündüz çalýþmalarýda, Mekan içindeki pencere ve kapýlar kullanýlýr, buradan içeri giren ýþýðýn yansýdýðý düþünülerek diðer açýlar yumuþak ýþýk ile takviye edilir. Gece geçen kapalý mekan çalýþmalarýnda ise mekanda doðal olarak bulunan ýþýk kaynaðýndan yararlanýlarak, çekimi yapýlacak bölüme projektörler ile ýþýk yapýlýr.
Silüet Tekniði :Konunun karanlýkta býrakýlarak sadece fona ýþýk verip, konunun genel hatlarý ve kenar çizgileriyle gölge gibi görünmesine silüet denilir.
Bu durum ýþýk tekniði olarak kullanýlabilir. Geri ýþýðý veya kontur ýþýk her zaman ve her mekanda uygulanamaz, özellikle dramalarda kameranýn gördüðü mekanda, çekimi yapýlacak kiþi veya konunun arkasýnda ýþýk verebilecek bir kaynak yoksa ve normalde ýþýk kaynaðý olmayan bir alandan geri ýþýðý geliyorsa bu profesyonel bir seyirci tarafýndan yadýrganacaktýr. Bu durumda konuyu fondan ayýrmak amacýyla konunun arkasýnda bulunan duvara, tabloya, çiçeðe veya bir objeye ýþýk vererek derinlik yaratýlabilir. Böylece fazla ýþýk verilmeyen ve karanlýktaki konu ortaya çýkarýlmýþ olur.
Aydýnlatma Tekniði :Senaryonun elverdiði ve dramatik özelliði olmayan, yönetmenin ýþýðý özellikle kullanarak seyirciye bir psikolojik etki vermeyeceði, oyuncularýn mimik ve hareketleri ile seyirciye bir duyguyu anlatacaðý eðlence, komedi, kýsa gag'lar, durum komedisi veya pandomim gibi çalýþmalarda aydýnlatma tekniði kullanýlýr. Aydýnlatmadan kasýt aslýnda çok fazla hareket eden, her tarafa dönen ve bir kaç açýdan birden yapýlan hareketlerin kaydedileceði durumlarda, çok sert gölgelerin istenmediði oturumlar, röportajlar gibi çalýþmalarda yapýlan ýþýktýr. Bir senaryoya baðlý kalarak ve bir teknik kullanarak ýþýk yapmanýn zaman ve maddi kaybý, aydýnlatma tekniðinde en aza indirilir. Pembe diziler gibi kýsa sürede çekimlerinin bitmesi gerektiði çalýþmalarda aydýnlatma tekniði kullanýlmaktadýr.
Havuz Tekniði : Aydýnlatma tekniðinin stüdyoda kullanýlan en basit çeþidi havuz tekniðidir.
Konu veya konularýn etrafýnda, uygun açýyla ve belirli aralýklarda bir daire oluþturacak þekilde konulan yumuþak ýþýk veren projektörler ile yapýlan ýþýk tekniðidir. Bu sayede bir kiþinin geri ýþýðý diðerinin yüzüne veya dolgu ýþýðý olarak ortamdaki diðer konulara verilerek hem yüksek bir ýþýk þiddeti, hem de her ýþýk kaynaðýnýn gölgesini diðer ýþýk kaynaðýndan gelen gölgeyi yumuþatacaðýndan gölgesiz bir aydýnlatma saðlanýr.
Rembrand Iþýðý; Bu gün kullanýlan modern ýþýk tekniklerinde sýkça adý geçen Rembrand tekniðini ýþýðý kontrol eden ve yapan meslek gruplarý haricinde yönetmenlerin de bilmesi gerekir. Rembrand ýþýðýnda oluþan o mükemmel görüntü kolay uygulanabilir ýþýk yapýmý sayesinde bugün bir çok ünlü filmde ve ödüllü fotografta kullanýlmaktadýr.
Rembrand 1662 - 1692 yýllarý arasýnda yaþayan Hollandalý ressamdýr. Genelde portre ve dahili mekanlar çalýþmýþtýr. Yaþadýðý dönemleri ve tarihsel olaylarý resimlerinde tasvir etmiþtir. Din ile ilgili bir çok olayý resimlemiþtir. Rembrand'ýn kullandýðý teknik ve yorumu eserlerini paha biçilemez duruma getirmiþtir.
Belshazzar isimli tabloyu incelediðimizde ýþýðýn sað duvardaki kutsal yazýdan geldiðini ve sola doðru giderek zayýfladýðýný görürüz. Iþýk mum ýþýðý veya gaz kandillerinden daha þiddetlidir. Kelvin derecesi düþüktür. Beyazlar ve diðer renkler bu nedenle kýzýl veya turuncu tonlardadýr. Ters açýdaki yumuþak belirsiz ýþýk ise sadece yansýmalardan kaynaklanmaktadýr. ( Resimlerin hepsi büyütülebilir. ) Samson isimli tabloda ýþýk maðara dýþýndan gelmektedir. Bu nedenle diðer açýdaki her þey karanlýk veya loþtur. Tablo solundaki eli mýzraklý savaþçýnýn hatlarý siluet tekniði kullanýlarak ortaya çýkarýlmýþtýr. Iþýk maðara aðzýndan diplere doðru azalmaktadýr. Rembrand'ýn bir baþka tablosu olan Artemis yine tek ýþýk kaynaðý ile yapýlmýþtýr. Iþýðýn parladýðý yerlerden gölgelere olan açýsýna baktýðýmýzda odanýn yüksek bir yerinden tahmini 60º soldan geldiðini fark edebiliriz. Yine gaz lambasý veya mum ýþýðý baz alýnarak düþük bir renk ýsýsý kullanýlmýþtýr. 1626 yýlýnda yapýlan Konçerto isimli tabloda odaya gelen ýþýk soldaki tablo üzerinden ve çizgi þeklindeki izleri takip ederek bir pencereden geldiði tahmin edilebilir. Güneþ ýþýðýnýn direk olarak geldiði yerler parlaktýr.
Kutsal aile isimli tabloda ýþýk kaynaðý güneþtir ve pencereden odaya süzülmektedir. Pencerenin açýk bölümünden çok diðer kapalý bölümünden camda filtre edilmiþ bir ýþýk insanlarýn üzerine düþmektedir. Gökyüzünün açýk mavi oluþu gündüz olduðunu gösterse de sanki güneþ batýyormuþ gibi düþük bir renk ýsýsý kullanýlmýþtýr. Iþýk kaynaðý sadece güneþtir.
Oda içine pencereden gelen güneþ ýþýðý hakimdir ve giderek ters açýda zayýflamaktadýr. Sað taraftaki þömineden gelen ýþýk sadece þömine baþýndaki kiþinin yüzünü aydýnlatmakta ve bu kiþi gövdesi tarafýndan odanýn diðer bölgelerine gitmesi engellenmektedir. Pencereden gelen ýþýðýn kuvveti görülmektedir. Abraham and Isaac isimli tabloda ýþýk yine tek kaynaktan gelmektedir. Ýbrahim'in oðlunun üzerinde ýþýðýn parlak olmasý konunun en dikkat edilmesi gereken yerini göstermektedir. Yansýyan ýþýklar dolgu yapmaktadýr. Bu tablo da çok cesaretli bir ýþýk ile yapýlmýþ. Havadaki ellerin arkasýna saklanan ýþýk kaynaðý odanýn diðer bölümünü loþ býrakmýþtýr. Sol üstten gelen ýþýk kafa gölgesini kitap üzerine düþürmüþ. Kitap en açýk renkli obje olduðundan parlak. Kitaptan yansýyan ýþýk yüzü aydýnlatýyor. Keskin gölgeler resme derinlik vermiþ. Yine ýþýðýn sol üst açýdan ve yukarýdan geldiðini görüyoruz. Iþýk sol üstten geliyor. Tek ýþýk kaynaðý kullanýlmýþ. Kafa gölgesi çok iyi bir derinlik yaratmýþ. Gölgelerin bu kadar belli olmasýnýn nedeni elbisenin açýk renk olmasý. Yüzün diðer tarafý ise oldukça loþ kalmýþ. Yine tek ýþýk kaynaðý ve sol alt açýdan geliyor. Bu nedenden kafa ve vücudun üst bölümünün gölgesi arkasýnda bulunan aðacýn üzerine gövdeden daha büyük olarak düþmüþ. Iþýðýn geldiði açýnýn tersinde kalan objeler ise oldukça loþ. Oldman isimli bu tabloda ise ýþýk yine tek bir kaynaktan vücuda düþtüðü halde fon üzerine baþka bir ýþýk kaynaðýndan gelen bir fon ýþýðý kullanýlmýþ. Sanki Rembrand bu tabloyu çizmemiþ sananlar vücut ve kafa üzerinde ýþýðý incelerlerse ayný elden çýktýðýný anlayacaklardýr.
Rembrand'ýn bu tablolarýndan çýkaracaðýmýz sonuç ise tek ýþýk kaynaðý kullanýlarak eserlerinin yapýldýðý gerçeðidir. Hemen bütün eserlerinde düþük bir renk ýsýsý kullanýlmýþtýr. Bu çok normaldir. Çünkü Rembrand'ýn yaþadýðý dünyada gece ve gündüz karanlýk yerlerin aydýnlatýlmasýnda kullanýlan ýþýk kaynaðý düþük bir renk ýsýsý veriyordu. Bu nedenle insanlar kýzýla yakýn bir turuncu renge alýþmýþlardý. Hatta sanatçýlarýn düþük renk ýsýlarýnda çalýþtýklarý da söylenebilir. Gerçeðe en yakýn renk tonlamalarý Rembrand tarafýndan çalýþýlmýþtý.
Özellikle portre çalýþmalarýnda tek ýþýk kaynaðýnýn kullanýlmasý insan yüzüne ayrý bir anlam kazandýrýyordu. Yüzün bir yanýnýn loþ býrakýlmasý derinlik saðlýyor ve ifade kazandýrýyor. Bu loþluk sanatçýnýn tercihi doðrultusunda açýk veya daha karanlýk tonlarda olabiliyor. Ýnsan anotomisinden kaynaklanan kafa yapýsýnýn küreye yakýn olmasý bir küreyi nasýl üç boyutlu olarak ortaya çýkarýrýz? sorusunu sanatçýlarýn sormasýna neden olur. Tablo, grafik, fotograf ve kamera çalýþmalarýnda oluþturulan görüntünün iki boyutlu olmasýnýn dayanýlmaz hafifliði her zaman sorgulanmýþtýr. Derinlik ve üç boyut ise sadece ýþýk ile oluþturulabilir.
Rembrand ýþýðý bu gün ýþýk öðretilen eðitim merkezlerinde ders olarak okutulmaktadýr. Benim bu konuda BBC'den aldýðým bir kursta Rembrand ýþýðý konusu iþlenmiþ ve Rembrand'ýn bazý eserlerindeki insan portresi baz alýnýp bir model kullanýlarak kamera ile çalýþýlýp, monitörden kontrol edilerek bire bir yapmamýz istenmiþti.
Özellikle Rembrand tekniði, arþiv deðeri olan röportajlarda, belgesel çalýþmalarýndaki portrelerde, stüdyo çalýþmalarýnda spikerlere, sunuculara, fotograf çalýþmalarýnda ve sinema filmlerinde kullanýldýðýnda çalýþmayý ödüllü bir esere dönüþtürecek ve karakter kazandýracaktýr.
Iþýk yönetmeni ve görüntü yönetmeni bu konuda ýsrar etmeli ve özellikle acemi yönetmenler ile konuþarak, gerekirse bir gösteri yaparak onlarý cesaretlendirmelidirler. Düz gölgesiz bir aydýnlatma ile Rembrand ýþýðý arasýndaki fark anlaþýlmalý ve uygulanmalýdýr.
Portre Çalýþmalarýnda Iþýk ve Iþýk analizi Bir insan vücudu üzerinde özellikle portresinde ýþýk yaparken oluþturulmak istenen psikolojik etkileri göz önüne almamýz gerekir. Aksi takdirde sadece tesadüfler ile etkili bir görüntü alýnabilir. Sýradan bir ýþýk altýnda görüntüsü alýnacak kiþinin mimik ve hareketleri ancak durum etkisi yaratýr. Ýki boyutlu bir fotograf, film karesi, tv ekranýndaki görüntü yerine ýþýk ile üç boyut yaratarak daha etkileyici bir görüntü alabiliriz. Projektörlerin yerlerini ve yüksekliklerini deðiþtirerek deneme yanýlma yöntemiyle sonuca ulaþabileceðimiz gibi, daha önceden kazanýlan deneyimlerin getirdiði rahatlýkla çok daha doðru sonuçlarý kýsa zamanda almak mümkündür.
Önce çalýþacaðýmýz kiþiyi ve görüntüyü analiz edelim. Omuzlarýna kadar düþen dalgalý saçlarý var. Saçlarýnýn ucu yukarý doðru kývrýlmýþ durumda. Koyu renkli bir saç örneði. Boðazlý beyaz bir kazak. Açýk renk bir manto. Manto yakalarý gövdeden ayrý kanat gibi duruyor. Yumuþak yüz hatlarý, Normal burun ve göz fazla çukurlu deðil. Çene yuvarlak ve küçük. Aðýz kapalý. Yüzde yara veya saklanmasý gereken kötü bir leke yok. Çok problemsiz bir görüntü aslýnda.
Sol üst açýdan verilen sert ýþýk kafanýn gölgesini fona düþürmüþ. Yakalarýn gölgesi ve yüzün sað alt tarafýnýn karanlýkta kalmasý derinlik yaratmýþ. Sol taraftaki gölge çok koyu olduðu için saç detaylarý ve sol taraftaki derinlik yok olmuþ. Elbise üzerinde kývrýmlarýn gölgelendirilmesi derinlik oluþturmuþ. Gövdenin sol yanýndan fakat neredeyse arkadan güçlü bir ýþýk verilmiþ. Bunu manto yakasýndaki ve kývrýmlardaki gölge açýlarýndan anladým. Bu gölgeler çok dik ve yandan gelen bir ýþýk kaynaðýndan olabilir. Burun gölgesi yüzün sað tarafýna düþmüþ. Çene gölgesi de sað yaka üzerinde. Açýk renk fona yüze gelen ýþýktan daha az bir ýþýk yapýlmýþ ve bu sayede gövdenin çerçevesi ortaya çýkmýþ. Gövdenin üzerinden hatta hemen hemen tam tepeden güçlü bir ýþýk kaynaðý uygulanmýþ. Saç parlamýþ. Çene gölgesi boyuna düþmüþ ve uzamýþ. Iþýk kaynaðýnýn dikliðinden manto üzerindeki detaylardan enine olanlarýn sert gölgeleri aþaðý sarkarken, boyuna detaylar ve kývrýmlarda derinlik kaybolmuþ. Fona yüzdeki ýþýða yakýn kuvvetli bir ýþýk uygulanmýþ ve manto omuzlarýndaki çerçeve yok olmuþ. Aþýrý kontrast var.
Sol alt açýdan kepenk veya gobo ile kontrol edilen huzme þeklinde lokal bir ýþýk 45º açý ile yüze doðru verilmiþ. Bu nedenle mantoda çizgi þeklinde parçalý bir ýþýk oluþmuþ. Iþýðýn geldiði açýdaki yaka alttan aydýnlanýrken gölgesi boðazlý kazak üzerine düþmüþ. Yüzün alt kýsýmlarý aydýnlanýp üstü koyu kalmýþ ayný durum saçlarda var. Burun, dudak ve yanak gölgeleri yukarý doðru uzamýþ. Gözlerin bakýþý negatif anlam kazanmýþ. Sadece kafanýn sað arkasýndan uygulanan yumuþak ve yüz ýþýðýndan çok düþük bir fon ýþýðý saçýn sað bölümünü ortaya çýkarmýþ. Ayný durum solda görünmediðinden saç fona yapýþmýþ, detaylarý kaybolmuþ. Burada soldan kafanýn arkasýndan tepeden dik bir açýyla tek bir güçlü ýþýk uygulanmýþ. Bu sert ýþýðýn etkisiyle tüm enine çýkýntýlarýn gölgesi aþaðý uzayarak koyu bir detay oluþturmuþ. Göz çukurlarý karanlýk ve detaylarý yok. Gözler görünmüyor. Burun gölgesi aþaðý doru uzamýþ ve burun hakkýnda bilgi vermiyor. Saçýn üst kýsmý parlarken gölgesi alt kýsýmlara düþmüþ. Fon ýþýðý çok parlak gövdenin çerçevesi ortaya çýkmýþ. Boðazlý beyaz kazak hakkýnda bilgi yok. Tüm detaylarý kaybolmuþ. Yaka üçgeninde bir belirsizlik oluþmuþ. Gövdenin 90º sol tarafýndan ve 45º yukarý açýdan güçlü bir ýþýk kaynaðý tüm çýkýntýlarýn gölgelerini sað tarafa düþürmüþ. Yüzün solu aydýnlanýrken sað tarafý tam karanlýkta. Fona uygulanan yüz ýþýðýnýn dörtte biri kadar bir ýþýk sað taraftan itibaren giderek azalan degrede bir fon yaratmýþ. Bu saç ve gövde çerçevenin ortaya çýkmasýna ve fona yapýþmamasýna neden olmuþ. Üzüntülü, duygusal bir ifade elde edilmiþ. Gövdenin sol yanýndan fakat neredeyse arkadan yumuþak bir ýþýk verilmiþ. Bunu manto yakasýndaki ve kývrýmlardaki gölge açýlarýndan anladým. Bu gölgeler çok dik ve yandan gelen bir ýþýk kaynaðýndan olabilir. Burun gölgesi yüzün sað tarafýna düþmüþ. Çene gölgesi de sað yaka üzerinde. Açýk renk fona yüze gelen ýþýktan daha az bir ýþýk yapýlmýþ ve bu sayede gövdenin çerçevesi ortaya çýkmýþ. Kamera üzerinden çok sert bir ýþýk kaynaðý manto ve yüzdeki detaylarý yok edecek kadar fazla gelmiþ. Biz bu ýþýðýn patladýðýný da söyleyebiliriz. Fon ýþýðý çok düþük kalmýþ ve çerçeveyi ortaya çýkarmýþ. Aþýrý kontrast var.
Kamera üzerinden dik bir açýyla yumuþak bir ýþýk kaynaðý uygulanmýþ. Bu ýþýk kaynaðýnýn güçsüzlüðü loþ bir görüntü oluþturmuþ. Gölgeler detay kazandýrmýþ. Sol alttan lokal olarak uygulanan fon ýþýðý yüz ýþýðýna eþit sayýlýr. Sað tarafa uygulanmadýðý için saç ve gövde çerçevesi fona yapýþmýþ.
Gövdenin sol arkasýndan oldukça yumuþak bir ýþýk kaynaðý etkileri gözleniyor. Sað arkadan uygulanan geri ýþýðý lokal sol tarafa uygulanmamýþ ve sert. Bu nedenle saçýn sað tarafý ve sað omuz parlamýþ. Fon ýþýðý homojen ve yüz ýþýðýndan daha az. Gövdenin sol yanýndan fakat neredeyse arkadan yumuþak bir ýþýk verilmiþ. Bütün gölgeler çok dik ve yandan bir ýþýk kaynaðýndan gelmiþ. Burun gölgesi yüzün sað tarafýna düþmüþ. Çene gölgesi de sað yaka üzerinde. Açýk renk fona yüze gelen ýþýktan daha az bir ýþýk yapýlmýþ ve bu sayede gövdenin çerçevesi ortaya çýkmýþ. Geri ýþýðý kuvvetli bir ýþýk kaynaðý tarafýndan geliyor. Saç ve omuzlar parlamýþ. Kamera saðýndan yumuþak bir ýþýk kaynaðý yüzü aydýnlatýrken sol taraftan verilmeyen bir ýþýk nedeniyle gölgeli bir görüntü oluþmuþ. Sað arkadan sert bir geri ýþýðý saçý ve omuzlarý parlatmýþ. Fona uygulanan ýþýk yüz ýþýðýnýn üçte biri kadar ve homojen daðýlmýþ. Iþýk Etkileri
Iþýk yaparken istenilen etkinin yaratýlabilmesi için, doðadaki ýþýðýn ve daha önceki uygulamalarýn iyi gözlemlenerek analiz edilmesi ve mesela bir resmi incelerken ýþýk kaynaklarýnýn nereden ve hangi açýdan tatbik edildiðini keþfetmek yararlý olacaktýr. Bir manken üzerinde ýþýðý deðiþik açýlardan tatbik ederek etkilerini deneysel olarak inceleyebiliriz. Sonuçta oluþan resmi ýþýk açýsýndan inceleyerek psikolojik etkilerini araþtýrmak ve tartýþmak, uygulamalar sýrasýnda bize en doðru etkileri kýsa sürede vermemizi saðlar.
Yüze saðdan ve soldan 90º açýyla verilen iki projektörden gelen ýþýklar saçlarýn gölgesini yüze düþürmüþ. Kabarýk saçlý kiþilerde bu gölge daha fazla olacaktýr. Kiþinin baþýný döndürmesi ile yüze gelen ýþýk dik bir açý kazanýp burunda da gölgelere yol açacak, diðer ýþýk ise geri ýþýðý gibi saçlarý aydýnlatýrken ayný zamanda yanaða düþen ýþýk istenmeyen parlamalara neden olabilir. Kamera sol yanýndan fazla güçlü olmayan yumuþak bir ýþýk ve kafanýn sol arkasýndan 45º bir açýyla yukarýdan baþka bir ýþýk uygulanmýþ. Yüzün sað tarafý loþ býrakýlmýþ. Arkadan verilen ýþýk yüzde ve burunda bir parlamaya neden olmuþ. Kamera açýsýndan ancak 45º yukarýdan sert ve kamera sol yanýndan yumuþak iki ýþýk uygulanmýþ. Yukarýdan gelen ýþýk burun gölgesinin aþaðý düþmesine neden olmuþ. Göz çukurlarý karanlýkta kalmýþ ve yüzde yorgun bir ifadeye neden olmuþ. Sadece kafanýn solundan verilen tek bir ýþýk kaynaðý yüzün bir tarafýný karanlýkta býrakmýþ. Burun gölgesi neredeyse yüzün diðer bölümünü kaplamýþ. Iþýðýn tatbik edildiði açý itibarýyla saç gölgesi yüze düþmüþ. Burada soldan kafanýn arkasýndan 45º açý ile tepeden diðeri ayný açýyla aþaðýdan iki ýþýk kaynaðý, önden ise kameranýn saðýndan yumuþak bir ýþýk kaynaðý kullanýlmýþ. Tepeden dik açýyla gelen ýþýk saç gölgesinin aþaðý doðru uzamasýna neden olmuþ. Kafanýn sol arkasýndan uygulanan ýþýk saç gölgesine ve alýnda parlamaya neden olurken yanaðýn alt tarafý karanlýkta kalmýþ. Sol göz çukuru kýsmen gölgeli kalýrken kirpiðin gölgesi aþaðý doðru düþmüþ. Arka alttan verilen ýþýk sað yanaðýn alt tarafýný ve saçý parlatmýþ. Önden kamera yanýndan verilen ýþýðýn etkisiyle burnun gölgesi uzayarak düþmüþ. Diðer ýþýklarýn sert gölgeleri yumuþamýþ. Kafanýn gerisinden verilen ýþýklarýn etkisiyle saç parlamýþ, sað taraftaki projektörden gelen ýþýðýn etkisiyle sað yanak üzerine saçýn gölgesi düþmüþ, saça raðmen ýþýk yanaðý parlatmýþ. Sol yandan verilen yumuþak ýþýk kafanýn sol tarafýný aydýnlatsa da yüz kýsmen karanlýkta kaldýðýndan silüet etkisi gözlenmekte. Arkadan verilen ýþýk yüzde ve burunda bir parlamaya neden olmuþ. Kamera yanýndan üst açýdan verilen ýþýk burun gölgesinin aþaðý düþmesine yol açmýþ, göz çukurlarýný gölgelendirmiþ. Sað taraftaki saç gölgesi yüze düþmüþ.
Kamera sol yanýndan fazla güçlü olmayan yumuþak bir ýþýk ve kafanýn sol arkasýndan 45º bir açýyla yukarýdan baþka bir ýþýk uygulanmýþ. Yüzün sað tarafý loþ býrakýlmýþ. Arkadan verilen ýþýk yüzde ve burunda bir parlamaya neden olmuþ. Kamera sað yanýndan güçlü fakat difizyon filtre ile kontrol edilen bir projektör ýþýðý yüzü ikiye ayýrarak üst bölümü gölgede býrakmýþ. Bu ýþýk üst açýdan verildiði için burun gölgesi aþaðý düþmüþ. Difizyondan geçen ýþýk yüzün üst bölümünü çok yumuþak olarak aydýnlatmýþ ve tam karanlýkta kalmasýný önlemiþ. Kafanýn gerisinden soldan verilen geri ýþýðý saçý aydýnlatmýþ. Kamera sað yanýndan güçlü fakat yuvarlak delikli difizyon gobo ile kontrol edilen bir projektör ýþýðý yüze parçalý bir ýþýk uygulayarak bazý bölgelere oval olarak düþmüþ bazý bölgeleri gölgede býrakmýþ. Bu ýþýk üst açýdan verildiði için burun gölgesi aþaðý düþmüþ. Difizyondan geçen ýþýk yüzün oval ýþýðýn düþmediði bölümlerini yumuþak olarak aydýnlatmýþ ve tam karanlýkta kalmasýný önlemiþ. Kafanýn gerisinden soldan verilen geri ýþýðý saçý aydýnlatmýþ. Kamera sað yanýndan üst açýdan uygulanan güçlü ýþýk kepenk veya gobo ile kontrol edilerek yüzün sol bölümünü oval olarak aydýnlatmýþ diðer bölümler ise difizyon veya baþka bir ýþýk kaynaðý olmadýðý için gölgede kalmýþ. Burun gölgesinin en sert durumu gözleniyor, nedeni burun gölgesini yumuþatacak baþka bir kaynak yok. Kamera sol yanýndan güçlü bir ýþýk ve kafanýn sol arkasýndan 45º bir açýyla yukarýdan baþka bir ýþýk uygulanmýþ. Yüzün sað tarafý gölgede býrakýlmýþ. Arkadan verilen ýþýk saçý parlatmýþ. Sol göz çukuru ýþýk ile dolduðundan detaylarý yok olmuþ. Sað göz çukuruna yatay açýyla gelen ýþýk derinliði ve detaylarý ortaya çýkarmýþ. Kamera yanýndan fazla güçlü olmayan yumuþak üst açýdan uygulanmýþ. Burun gölgesi düþse bile yüzde derinlik ve üç boyut kalmamýþ detaylar okunmuyor. Baþka bir ýþýk kafanýn sol arkasýndan 45º bir açýyla yukarýdan geri ýþýðý olarak uygulanmýþ. Kamera sað yanýndan güçlü bir ýþýk alt açýdan uygulanmýþ ve burun gölgesinin ters açýda uzamasýna neden olmuþ. Aþaðýdan yukarýya doðru detaylar yok olmuþ hatta sað alt dudak, aðýz ve çenede ýþýk patlamýþ. Göz çukurlarý gölgede kalmýþ. Kirpiklerin gölgesi uzamýþ. Geri ýþýðý yapýlmýþ. Kamera sað yanýndan fazla güçlü olmayan yumuþak bir ýþýk ve kafanýn sað arkasýndan 45º bir açýyla yukarýdan baþka bir ýþýk uygulanmýþ. Yüzün sol tarafýnda oluþan sert gölgeler kamera açýsýndan verilen güçsüz bir ýþýkla yumuþatýlmýþ. Sol taraftan güçlü bir ýþýk kamera ve kafaya göre fazla açýlý olmamasýna raðmen bazý gölgelere neden olmuþ. Yüzdeki girintiler ve çýkýntýlar daha belirgin hale gelirken bu ýþýðýn oluþturduðu aþýrý gölgeleri engellemek amacýyla yumuþak bir ýþýk kaynaðý yine kamera açýsýndan yüze uygulanmýþ.
Kamera sol yanýndan 90º açýyla fazla güçlü olmayan yumuþak bir ýþýk uygulanmýþ. Kafanýn sol ve yüzün sol tarafý aydýnlanýrken diðer taraf karanlýkta kalmýþ. Çýkýntýlarýn tamamýnýn gölgesi uzayarak diðer tarafa düþmüþ.
Baþýn sað ve sol tarafýndan ayný güçte iki projektör eþit açýyla uygulanmýþ. Saç gölgeleri yüze düþmüþ. Yüzdeki girinti ve çýkýntýlarýn tepe ve alt noktalýrý gölgede kalmýþ ve diðer yanlarýnda parlamalar ile yahsýmalar oluþmuþ. Kamera sol yanýndan fakat alt açýdan fazla güçlü olmayan yumuþak bir ýþýk ve kafanýn sol arkasýndan 45º bir açýyla yukarýdan baþka bir ýþýk uygulanmýþ. Yüzün sað tarafý loþ býrakýlmýþ. Arkadan verilen ýþýk yüzde ve burunda bir parlamaya neden olmuþ.
Gölge : Gölgeden korkmak yerine onu kontrol ederek faydalarýndan istifade etmek gerekir. Sinema perdesi ve televizyon ekraný iki boyutludur ve derinlik, üçüncü boyut sanal olarak gölge olmadan elde edilemez. Gölge cisimlerin fiziksel özelliklerini ortaya çýkarýr ve bir anlam kazandýrýr. Ýnsan yüzü de buna dahildir. Gölgesiz bir yüz ifadesizdir. Aslýnda ýþýk yapmak demek kontrollü gölgeler yaratmak demektir.
Gölge, Bir nesneye ýþýk kaynaðýndan yayýlan ýþýk çarptýðýnda, nesnenin aydýnlanan yüzünün tersinde oluþan karanlýða gölge denir. Iþýk nesneye çarparak ileri gidemez. Tabii nesne þeffaf deðilse. Fakat nesnenin etrafýndan sonsuza doðru ileriye doðru gidecektir. Eðer nesneye çarpan ve ýþýk duvar gibi baþka bir engele çarptýðýnda burayý aydýnlatacak, fakat nesneden geçemediði için nesnenin izdüþümünde koyu bir ortam oluþacaktýr. Bu koyuluðu gölge denir.
Resim dilinde genellikle koyu bir rengin gittikçe açýlarak bir kabartma etkisi yaratmak için kullanýlmasý anlamýnda kullanýlýr. Bir yaný aydýnlýk olan kürenin, öteki yanýna doðru gittikçe koyulaþmasý durumuna gölgelenme denir.
Gölge, yarý gölge ve düþen gölge olarak üçe ayrýlýr. Gölge (ombra) bir nesnenin kendi üstünde yarattýðý koyuluktur. Küre örneðindeki gibi. Karanlýk bölüm gölge ( penumbra ) olarak adlandýrýlýr. Yarý gölge ( mezz ombra ) aydýnlýkla gölge arasýnda kalan ve nesnenin yuvarlaklýðýna göre ýþýðýn azaldýðý yarý karanlýk bölümdür. Düþen gölge ( shattimento ) ise çizilen nesnenin yere yaydýðý gölgedir... E.H. GOMBRICH
Gölgenin Faydalarý; Ýnsan beyninde oluþan görüntü içindeki nesneler hakkýnda daha fazla bilgi vererek görüntü - beyin - psikoloji iliþkisine yardýmcý olmak gölgenin en büyük faydasýdýr. Gölge yardýmýyla nesneleri boyutlandýrmak Sadece ýþýk vererek aydýnlatýlmýþ bir nesne yerine ýþýk yapýlarak üzerinde belirli gölgeler yaratýlmýþ nesneler, kontrollü gölgelerle derinlik kazanýr.
Gölge yardýmýyla saklamak Makyaj yardýmýyla doðada olmayan karakterler yaratýldýðýnda pýrýl pýrýl bir aydýnlatmada seyirciyi etkilemek, ve makyajýn hatalarýný gizlemek olanaksýzdýr. Makyaj yardýmýyla yapýlan yara izleri veya plastik malzeme biraz gölgede býrakýlarak saklanýr. Oyuncunun yüzündeki bazý morluk veya yaralar da gölgede býrakýlarak seyirciden gizlenebilir. Terminatör isimli filmde makyaj 8 saat sürdüðü halde seyircinin etkilenmesi için yüz hep gölgede býrakýlmýþtý.
Çekim yapýlan mekandaki seyirciye gösterilmek istenmeyen nesneler veya bölgeler gölgede býrakýlarak saklanýr. Böylece konuyla ilgisi olmayan nesneleri çerçeveden yok etmiþ oluruz.
Gölge yardýmýyla korkutmak Normalde boyutlarý bilinen canlýlarýn, nesnelerin gölgeleri uzatýlarak, büyütülerek iri ve deforme edilmiþ biçimlerde görüntüsü insaný daha çok etkiler. Yürüyen bir insanýn arkasýndan yaklaþan eli býçaklý birisi yerine gölgesi daha korkunç bir etki yaratýr. Ayný zamanda býçaklý kiþinin kimliðini sakladýðýndan seyirciye sürprizler hazýrlanabilir.
Sürprizler yaratmak Yürüyen bir insanýn arkasýndan yaklaþan eli býçaklý birisi yerine gölgesi, býçaklý kiþinin kimliðini sakladýðýndan seyirciye sürpriz olacaktýr.
Gölgenin Teknik Etkileri:
Gölge, sanatçýnýn çalýþtýðý eser üzerinde bazý teknik etkilere neden olur. Fotografcýnýn ve Film kameramanýnýn film karesini veya çerçevesini de buna katabiliriz. Çekim yapýlacak mekana ýþýk yapýldýktan sonra oyuncularýn veya konunun hareketleri çerçevemizde olmamasý kadar büyük karanlýk bölgelere neden olabilir. Gölgenin uzayarak karaltýnýn büyümesi çerçeve içinde görünmesi gereken konularý da örtebilir.
Gölgeler yaratarak ýþýk yapmak aslýnda zordur ve zaman gerektirir. Her senaryoda gölge yaratarak sanatsal çalýþmalar yapmaya gerek yoktur. Teknik olarak bazý mekanlara da gölge yapmaya imkan da olmayabilir.
Fotografcýnýn filmin ýþýða duyarlýlýðýný, kameramanýn kontrastlýk, parlaklýk oranlarýný ve ressamýn resim üzerine düþen ýþýðýn az olabileceðini düþünerek, gölgelerin çerçeve içinde yaratacaðý koyuluðun çerçeve bütününde dikkat çekeceðini planlamasý gerekir. Ayný durum parlaklýk için de geçerlidir ve bu bölgeler daha çok dikkat çekecektir
Gölge Resim; Ýnsan gözü hýzla geçen hareketlerde nesneyi tam olarak algýlayamazsa da rengini ve boyutunu beyninde oluþturabilir. Ýnsan gözü ayný yönde hareket eden ikinci bir gölge nesneyi fark eder fakat bu 10ms sonra olur. Bu beyinde oluþturulan resme gölge resim denir.
Gölge Tiyatrosu / Oyunu, Yüzyýllardýr geleneksel olarak yapýlan ve günümüze kadar gelen bir tiyatro çeþidi olarak gölge tiyatrosu veya gölge oyunu dünyanýn çeþitli bölgelerinde yapýlmaktadýr. Özellikle Türkiye, Yunanistan, Ýran, Tayvan, Endonezya, Çin ve Tayland'da oynanan gölge oyunlarý dünyaca ünlüdür.
Teknik olarak genelde benzerlikler göstermekle birlikte karakterler arasýnda da benzerlikler bulunmaktadýr. Basit bir tekniði vardýr. Beyaz kumaþ bir perde arkasýndan verilen ýþýk, çubuklar takýlarak uzuvlarý hareket ettirilen perdeye yaklaþýnca gölgesinin arka taraftan görüldüðü hatta üzerindeki renklerin ve ayrýntýlarýn ortaya çýktýðý hayvan derisinden yapýlan maketlerden ibarettir.
Genellikle devrin güncel olaylarý alaya alýndýðý komedi veya efsanelerin yorumlandýðý dramlardýr. Tiyatroyu uygulayan kiþi olan usta, güncel olaylarý ve esprileri katarak seyirci çeker. Basit enstrümanlarýn kullanýldýðý canlý müzik ve efektler yardýmýyla oyun izleyiciye sunulur. Cinsellikten, aþk, politika ve ekonomiye kadar bir çok konu iþlendiði gözlemlenmiþtir.
Genelde çocuklarýn ilgi odaðý haline gelse de metinler aðýr taþlamalarla ve esprilerle doludur. Gölge tiyatrosu bir çok ülkede olduðu gibi ülkemizde de festival þeklinde örneklerini ve uygulamalarýný izleme imkaný verir.
Gölgenin Psikolojik Etkileri;
Ýnsan gözü veya kamera görüntüyü oluþtururken belirli bir miktar ýþýk gerekmektedir. Nesneleri görmek ise o nesne hakkýnda yeterli bilgi vermez. Ýnsan beyni daha önce ölçülerini bildiði nesneleri üç boyutlu gibi düþünebilir. Fakat kamera veya fotograf makinesinin ayný yeteneði yoktur. Oluþan görüntü ve aktarýlýþ biçimi fotograf kartý, sinema perdesi veya televizyon ekraný iki boyutludur. Bu yüzden sadece ýþýk o nesnenin görüntüsünü görmek için yeterli olsa bile hakkýnda bilgi vermez. Boyutlarý yani yükseklik, geniþlik ve derinliðini oluþturmak için sadece o nesneyi aydýnlatmak yeterli olmayacaktýr.
Nesnelerin özellikle derinliði hakkýnda bilgi vermek için gölge kullanýlmalýdýr. Uygun açýlardan nesne aydýnlatýldýðýnda nesne üzerindeki ýþýk gölge iliþkisi boyut ölçülerinin beyinde oluþmasýna yardýmcý olacaktýr. Pekiyi neden bu gereklidir açýklamasýný yaparsak þöyle bir sonuç ortaya çýkarabiliriz. Ýnsan hýzla akan görüntüler içinde en çok belirsizliklerden rahatsýz olur. Ölçüleri belli olmayan veya çok aydýnlýk, çok karanlýk nesneleri devamlý olarak karþýsýnda görünce konuya olan ilgisi daðýlýr. Baþka hislere kapýlýr, hayal dünyasýnda bilinç altý görüntüler oluþmaya baþlar. Bu durum fotograf karesi veya filmden, hatta spikerin okuduðu haberden onu uzaklaþtýrýr. Böylece aktarýlmak istenen duygu ve düþünceden de uzaklaþtýðýndan yönetmen veya fotografçý baþarýsýz olur.
Gölgenin Sanatsal Etkileri;
Gölge sanata yaratýcýlýk katan bir unsur olarak görülmektedir. Yüzyýllar önce yapýlan sanat eserlerinden günümüze gelindiðinde yapýlan incelemelerde gölgenin daha fazla kullanýldýðý gözlemlenmektedir. Bunun nedeni sanatçýnýn eserine farklý bir boyut kazandýrmak istemesi ve ilkel düþünceden uzaklaþmasýdýr.
Düþen Gölgelerin Sanatsal Ýþlevleri; Düþen gölgelerin yarattýklarý ya da yaratmak istedikleri sanatsal iþlevlere dikkat çekerken, böylesine sistematik bir düzenlemenin tehlikelerini de göz ardý edemeyiz; bir bölümde sergilenen bazý yapýtlar baþka bölümlerde de yer alabilirdi. Baþa Moroni'nin bir portresini aldýk; resimde, özellikle sütunun yuvarlaklýðýnda, figürün yere ve duvara düþen gölgesinde aydýnlýk ve karanlýðýn geleneksel düzenlemesinin güzel bir örneðini görmekteyiz. Batý sanatýndaki ilk örnekten sonra, düzenlemeyle düþen gölgelerin iliþkisini belirten ikinci örnektir bu. Bu iki kaynak, Picasso'nun sanat yaþamýnýn baþlarýnda yaptýðý bir resme de örnek olmuþtur; akademik geleneðin henüz öðrencisi olan sanatçý, bu resimde düzenleme kurallarýný göz önünde bulundurarak, kâsedeki meyvelerin masa üstüne düþen gölgelerini birkaç fýrça darbesiyle vermiþtir.
Düþen gölgeler temasýna ayrýlmýþ bir sergi hazýrlanýrken, bir zamanlar pek yaygýn olan bir konu, resmin icadý konusu göz ardý edilemezdi; portre sanatýnýn ilk nasýl kullanýldýðý, gölgelerin ilk nasýl deðerlendirildiði de gösterilmeliydi. Bu yüzden David Allan'ýn bir yapýtý da sergiye alýndý (Resim 18). Romalý ansiklopedici Pliny'nin anlattýðý þiirsel masal, bir aþk öyküsüne dönüþmüþtür burada. Skyon'lu bir çömlekçi olan Boutades, kýzýnýn yardýmýyla, kilden portreler yapmayý baþarýr. Kýzý bir gence tutkundur; delikanlý ülkeden ayrýlýrken, kýz onun duvara yansýyan gölgesini çizer. Babasý, çizgilerin içini kille doldurup bir model yapar. Yazar bu efsaneyi resimle deðil, heykelle anlatmýþtýr. Bunun bir nedeni, portrelerin sadece sikkeler üstünde ya da ilk mezar taþlarýnda kullanýlmasýydý belki. Ýlk bakýþta akla yakýn bir öykü olarak görülebilir bu; ama derinine indikçe birtakým güçlüklerle karþýlaþabiliriz. Bir gölge çizerken kendi gölgemiz araya girer, çizmemizi engeller. Bedenimizi aradan çekmeye çalýþsak bile, elimizin gölgesi çizmek istediðimiz gölgenin üstüne düþer.
Ama insan aklý bu sorunun da üstesinden gelmiþtir. On sekizinci yüzyýlda portre siluetleri son derece yaygýndý. Teknik, gölgeyi saydam bir kâðýt üstüne düþürmeye, dýþ hatlarýný da kâðýdýn öteki yanýndan çizmeye dayanýyordu. Bu yöntemin þaþmazlýðý, insanlarýn profillerini okuyarak kiþiliklerini anlamaya dayanan fiziyognomi modasýný yarattý. Paralel projeksiyonla yaratýlan dýþ hatlarýn resimlerde de kullanýlmasý bir baþka amaca yöneliktir. Sanatçýlar nesnelerin düz bir duvara yansýyan gölgeleriyle pek az ilgilenmiþlerdir. Campin'in atölyesindeki Bâkire ile Çocuk örneðindeki olaðanüstü gözlemden söz etmiþtik. Burada sanatçý þöminedeki alevlerin ýþýðýyla yaratýlan maþalarýn gölgelerini, kepengi, pencereden giren belirsiz ýþýðýn duvara yansýttýðý kumaþ ve yastýk gölgelerini sadece ustalarýn baþarabileceði bir biçimde vermiþ, aydýnlýk ile karanlýðý inanýlmaz bir biçimde düzenlemiþtir. Alplerin kuzeyinde yaygýn olan portre sanatýnda da benzer örneklere rastlayabiliriz. Hem Mornauer portesinde, hem Hans Holbein'da modeller ýþýðýn tam karþýsýna yerleþtirilmiþ, gölgelerinin arkadaki duvara düþmesi saðlanmýþtýr. Bu belirsizlikler dikkat çekici deðildir belki, ama resimleri yapýlan insanlarýn kiþiliklerini ortaya çýkarma iþlevleri vardýr. Bu uygulamaya bir baþka örnek olarak da bir sunak resmi için Tiepolo'nun taslaðýný seçtik. Burada kralýn asa tutan eli, düþürdüðü gölgesi yüzünden, güzel bir biçimde öne çýkmaktadýr.
Paralel projeksiyon ender rastlanan bir yöntemdir, ama birleþik gölge olarak adlandýrdýðýmýz þey, trompe l'oeil kaynaklarý arasýnda çok sýk görülen bir uygulamadýr. Bir nesnenin yere düþürdüðü gölge, onun somutluðunu hemen belirtir.
Romalý mozaikçiler, sözgelimi bir þölenden sonra süpürülmemiþ yeri çeþitli nesnelerin döþemeye yansýttýklarý güçlü gölgelerle göstermiþlerdir.
Gölgeler resim sanatýna girer girmez, etkileri hemen sömürülmeye baþlanmýþtýr. Antonello da Messina'nýn imzasýný taþýyan kâðýt, cartellino bunun bir örneðidir; bir baþka örnek de adý bilinmeyen bir on beþinci yüzyýl sanatçýsýnýn yaptýðý resimde sinek kullanmasýdýr,
André Chastel bu konuda bir inceleme bile yayýmlamýþtýr. Sergilenen resimleri deðiþik bakýþ açýlarýyla görmek gerekiyor; düþen gölgelerin iþlevleri, ýþýðýn etkisini arttýrmak bakýmýndan önemlidir. Sanatçýnýn paletindeki tonlar, doðadaki tonlara oranla çok daha kýsýtlýdýr; bu yüzden ressam karþýt tonlarý yan yana kullanarak etki yaratmak durumundadýr.
Bunun ilk ve en çarpýcý örneklerinden biri, Masaccio'nun ünlü Bâkire ve Çocuk yapýtýdýr. Masaccio, tahta düþen gölgelerden yararlanarak, perspektif açýsýndan kusursuz bir biçimde kurduðu sahnede bir aydýnlýk yaratmýþ, ýþýðý duymamýzý saðlamýþtýr. Robert Campin'in resminde de tanýk olduðumuz bu yeniliði ustaca kullanmýþtýr. On yedinci yüzyýlda kullanýlan, Caravaggio'da sýk sýk rastladýðýmýz tenebroso yöntemi, tonlarda karþýtlýk yaratýlarak ýþýðýn daha da zenginleþtirilmesini saðlýyordu; bu bakýmdan aþýrýya gidildiði bile söylenebilir. Rembrandt'ýn okulundan ya da ondan etkilenen bir sanatçýnýn masa baþýnda kitap okurken gösterdiði keþiþ ya da bilgin, bu yöntemin kusursuz biçimde kullanýlýþýnýn örneðidir. Camlardan ve açýk pencereden süzülen ýþýk neredeyse göz kamaþtýrýcýdýr, figürün ve nesnelerin görülmesini güçleþtirmektedir.
Giovanni Domenico Tiepolo'nun Troya Atý'nda böylesine göz kamaþtýrýcý bir karþýtlýk yoktur, ama yerdeki güçlü gölgeler parlak günýþýðýnýn etkisini daha da çoðaltmaktadýr. Öte yandan, Corot, yýkýlmýþ aðacýn ve kazýn gölgelerini yumuþatmýþ, yapýtýnda ýlýmlý bir sabah ya da akþam havasý yaratmýþtýr. Resmi, gölgeler kullanýlarak bir hava yaratýlmasý açýsýndan güzel bir örnektir; Claude'un rýhtým resminde gölgelerin uzunluðu da sabahý ya da akþamý belirtmektedir.
Empresyonistler, gölgeleri gri renkte düþünmüþler, ama çevrelerindeki renklere göre onlara deðiþik tonlar vermiþlerdir. Pissarro'nun kýþ manzarasý bunun bir örneðidir. Gölgelerin sadece biçimleri deðil, dýþ sýnýrlarý ve renkleri de ýþýðýn niteliði konusunda bizi aydýnlatabilir; bunun örneklerini on beþinci yüzyýl baþlarýnýn sanatýnda bulabiliriz. Fra Angelico'nun yumuþak ýþýðýndan (Resim 12) daha önce söz etmiþtik. National Gallery'de bir baþka çarpýcý örnek daha bulunmaktadýr: Antonello da Messina'nýn Aziz Jerome yapýtýnda tavusun gölgesi basamaklara sfumato çizgileriyle düþmektedir. Antonello'nun resmi, düzensiz bir fona gölgeler düþürmenin ne büyük ustalýk istediðine örnek olarak da gösterilebilir. Sassetta'nýn Aziz Francis'in Aþaðýlanmasý yapýtýnda, diz çökmüþ azizin arkasýndaki gölgenin gökten gelen ýþýktan kaynaklandýðý anlaþýlmaktadýr. Crivelli de, Meryem'e Haber resminde benzer bir etki yaratmaktadýr; melek ile piskoposun gölgeleri yere ve duvara düþmektedir.
Ama bu yaklaþýmýn baþyapýtlarýndan biri, Pontormo'nun Yusuf öyküsünü anlattýðý düzenlemede görülen gölgeler topluluðudur; kývrýlan merdivenleri çýkan figürler arkalarýndaki yuvarlak duvara dikkatle hesaplanmýþ gölgeler düþürmektedirler. Bu tür etkilere en çok yapay ýþýklarýn yarattýðý güçlü gölgelerde rastlanmaktadýr. Ter Brugghen, Konser'inde çalgýcýnýn yanaðýnda ortadaki mumun neden olduðu flüt gölgesi görülmektedir. Rembrandt'ýn Çobanlarýn Tapýnýþý'nda bu ustalýk, kutsal öykünün havasýný yaratmakta baþlýca etkendir; Çocuk'tan kaynaklanan aydýnlýk, ahýrda yere düþen fener ýþýðýna engel olmamaktadýr. On yedinci yüzyýlýn Hollandalý manzara ressamlarý da engebeli topraklar üstüne büyük bulutlarýn düþürdüðü gölgelerle bir geniþlik duygusu yaratmayý biliyorlardý.
Emanuel de Witte'nin kilisesinin içinde, seyredenin görmediði bölümleri belirtmek için gölgelerden yararlanýlmýþtýr. Önümüzdeki duvara, karþý yandaki görülmeyen pencerelerden sýzan günýþýðý yansýmaktadýr. On dokuzuncu yüzyýlýn anlatýmcý ressamlarýndan William Collins, Yaklaþan Olaylar yapýtýnda görünmeyen nesnelerin gölgelerini kullanarak seyircinin hayal gücünü harekete geçirmektedir. Resim bir köylü çocuðunu göstermektedir; çocuk kapýyý açmýþ, birini selamlamaktadýr. Kimi? Önde gölgesini gördüðümüz atlýyý. Bu resimler bize birer kurgu ürünü olarak görünebilir, ama güneþi arkasýna alan bir fotoðrafçý da görme alanýnýn dýþýnda kalan nesnelerin gölgelerini, çektiði fotoðrafa yerleþtirebilir. Bunun en güzel örneði Cartier-Bresson'un bir tapýnaðýn gölgesinde uyuklayan kiþiyi gösteren Hindistan fotoðrafýdýr.
Gauguin'in bu anlamda fotoðraflardan esinlenip esinlenmediðini bilmiyoruz, ama bu tür bir uygulamaya baþvurduðu açýktýr. Iþýkla gölge kullanmadan resim yapan Japonlar gibi, o da yanýlsama yarattýðýna inandýðý gölgelerden kaçýnmýþtýr. 1888'de Emile Bernard'a þunlarý yazmýþtýr: Bir figür yerine bir kiþinin gölgesini kullanmaya karar vermiþseniz, özgün bir çýkýþ noktasý bulmuþsunuz demektir; ama bunun ne kadar garip olduðu da açýkça ortadadýr. Ondan yirmi yýl kadar önce Fransýz salon ressamý Gérôme, dramatik biçimde aydýnlatýlmýþ bir görünümde sadece üç haçýn gölgelerini göstererek Golgotha'da uç noktaya varmýþtýr. Gauguin de, bir Sembolist olarak, gölgeleri bir kehanet aracý olarak kullanabilirdi. Holman Hunt bu anlayýþtan yola çýkarak genç Ýsa'nýn gölgesini haçtaki ölümüne dönüþtürmüþtür. Bu örnekler nesneyle gölgesi arasýndaki benzerliklere dayanmaktadýr; ama gölgelerin, ortada olmayaný belirtmek için bir araç olarak kullanýldýðý da görülmektedir. Bir yetiþkin, parmaklarýný ýþýða tutup duvarda tavþan gölgeleri yaratarak bir çocuðu eðlendirebilir; ama bu tür oyunlarýn yeri Hareketli Ýmgeler Müzesi'dir. Hareketli gölgenin yarattýðý etki, biçimin sürekli deðiþmesinden ve beklenmedik sonuçlar doðurmasýndan kaynaklanmaktadýr. Platon, Ý.Ö. dördüncü yüzyýlda gölge oyunlarýnýn varlýðýndan söz etmiþti; bu sanat, hayaletler, þeytanlar, cinler üstüne öyküleri anlatmak açýsýndan uygun olduðu için hiç terk edilmemiþtir. Hoogstraten'in resmi mitologya temalarýný anlatan fantastik bir gösteriyi yansýtmaktadýr. Fotoðraf ve sinemanýn doðuþundan önce bu tür uygulamalar Fransa'da modaydý, ombremanie'den (gölge deliliði) bile söz edilmekteydi.
Bu geliþmeler, kitapçýðýmýzýn konusu dýþýnda kalmaktadýr, ama okura þunu hatýrlatmamýz gerek: Ýmge okumanýn kaynaðý bu tür gösterilerdir; yapay ya da gerçek gölgeler, mizah amacýyla ya da ahlaksal dersler çýkarmak için kullanýlmýþtýr.
On yedinci yüzyýlda Otto van Veen'in çizdiði Cupid'in gölgesi, aþkýn kýskançlýk yarattýðýný belirten þeytanî bir görüntüdür. On dokuzuncu yüzyýl karikatüristi Grandville, Fransýz kabine üyelerinin duvara yansýyan gölgelerinde siluet-portre uygulamasýna baþvurmuþ, politikacýlarý sarhoþ, þeytan, domuz, hindi olarak resmetmiþtir. National Gallery'de sergilenen yapýtlarda bu türün örnekleri bulunmamaktadýr, ama baþyapýtlarda az sayýda rastlanan, düþen gölgelere dikkat çekmek gerektiðini düþündük. Belki bu inceleme, ziyaretçinin Gallery'yi gezerken kendi örneklerini de bulup çýkarmasýna yol açacaktýr. E.H. GOMBRICH
Gölgenin Kullanma Teknikleri:
Bir çok gölge fotografý görmüþsünüzdür. Nesnelerin gölgeleri bazen kendisinden daha güzel ve etkileyici görünebilir. Fotografcý bu görüntüyü kullanmak ister. Her fotografçý mutlaka gölge çekmiþtir. Bazen tesadüflerle gölgenin daha esprili veya etkili olduðunu görülür, bazen de özellikle gölge takip edilerek çekimi planlanýr. Gölge yardýmýyla izleyiciye göstermek istemediðimiz bir çok þey saklanabilir. Örnek olarak yatakta çýplak olarak uyuyan bir kadýnýn vücudunu verebiliriz. Eðer kadýnýn cinsel organlarý ýþýklandýrýr ve ortaya çýkarýlýrsa, senaryoda anlatýlan yalnýzlýk hissini görüntülemek yerine izleyicinin dikkatini daðýtmýþ olur veya istemeden oyuncu yanlýþ tanýtýlmýþ olur. Bunun tam tersi, yani cinselliði ön plana çýkmasý isteniyorsa cinsel organlarýn gölgesiz olmasý gerekir.
Sporcunun start çizgisindeki durumu görülmekte. Ellerini yere, çizgi gerisine koymuþ ve koyuþ þekli çok güzel görünüyor. Yerdeki start çizgisi ve renkler güzel bir grafik oluþturmuþ. Fakat gölgeyi incelersek resme kattýðý etkinin daha büyük olduðunu gözlemleriz. Vücudunun, kafasýnýn gölgesi ve burun gölgesi de çizgi gerisinde. Kafa dik ve ileriye bakýyor. Her an ataða hazýr gibi görünüyor. Bu gölgede bir panterin avýna saldýrýya hazýrlanmadan önceki o heykel gibi kararlý, gözlerini ayýrmadan ve kýpýrdamadan beklemesi gibi bir psikolojik etki de yakalanmýþ. Belki daha geniþ açýlý bir objektifle atletin tamamýný çerçeve içine almak bu kadar etkili olmayacaktý. Gölgeden yararlanarak çerçeveyi daraltmak hem ayrý bir etki yaratmýþ, hem bir espri katmýþ.
Gölge Yaratan Aksesuarlar; Kepenk, Gobolar, Efekt Gobolarý, Karton, Maket, Flicker, Doðal Malzemeler Kepenk. Projektörün en önemli parçalarýndan biridir. Iþýðýn istenilen bölgelere verilerek istenilmeyen bölgelere verilmemesi için genelde iki uzun iki kýsa olmak üzere dört adet kanattan oluþan hafif metallerden üretilen parçadýr. Taþýma sýrasýnda birbiri üzerine kapanarak az yer kaplayan kepenk, projektör çalýþýrken istenilen ölçülerde açýlarak ýþýðý kontrol etmemize olanak saðlar. Kepenk özel karbon boya ile siyah renge boyanýr. Böylece kepenk ýþýðý yutar, yansýtmaz ve istenilmeyen gölgelere yol açmaz. Kepenk gövde kapaðý üzerindeki kepenk kýzaðýna yerleþtirilir ve kilitlenir. Böylece kýzak içerisinde dönebilir ve kanatlarýn çeþitli açýlarda hareket etmesini saðlar.
Projektör çalýþýrken kepenk kapalý kalýrsa veya çok kapalý olduðu durumlarda aþýrý ýsýdan boyasý yanabilir, eriyebilir. Bu durumda kötü bir koku çýkarýr. Cam ve lamba iç isinin artmasýndan patlayabilir. Projektörün gövde çapýna uygun daha küçük veya büyük kanatlý kepenkler deðiþtirilerek çalýþma kolaylaþtýrýlýr. Kepenk, gerek olmadýðý durumlarda tamamen sökülerek projektör kullanýlabilir. Kepenk ayni zamanda taþýmalar sýrasýnda cami korur. Kanatlar vida veya perçinle tutturulmuþtur. Bu vida veya perçinlerin gevþediði durumlarda sýkýþtýrýlmalýdýr aksi takdirde kepenk ayarladýðýmýz açýda durmaz düþer. Diþ mekanlarda çalýþýrken rüzgarlý havalarda kepenk, rüzgara karþý direnç oluþturacaðýndan projektörün devrilmesine neden olabilir. Bu durumda küçük kanatlý kepenkler kullanýlmalý veya kepenk çýkarýlmalýdýr. Gobolar: Iþýðý kontrol etmek amacýyla üretilen malzemelerdir. Projektörden görüntüye giren ancak loþ veya tam karanlýk kalmasýný istediðimiz veya ýþýðýn o bölgeye gitmesini istemediðimiz yerlere giden ýþýðý kesmek amacýyla kullanýlýr. Genelde hafif metallerden, plastik malzemeden, kartondan, kumaþ kaplý çelik çerçeveden ve straforlardan üretilir veya bizim tarafýmýzdan yapýlabilir. Bu malzemeler üzerine reflektör yapýþtýrarak veya hazýr üretimlerden faydalanarak yansýtma iþlemi de yapýlan aksesuarlardýr. Çeþitli þekillerde yarý geçirgen þekilde üretilmiþ veya bizim mesela pencere þeklinde kestiðimiz gobolarý ýþýk kaynaðýnýn önüne koyarak efektler elde etmek için kullanýlýr. Cam veya jelatin filtreleri gobolar ile kullanarak zaman kazanýrýz.
Genelde bir akrobat yardýmýyla kullanýldýklarý gibi aðýr ve büyük yüzeyli gobolar tripod ile kullanýlýr. Kelepçelere takýlabilir.
IÞIK Film seyrederken görüntü yönetmeninin seçimlerini, özellikle de ýþýkla ilgili olanlarý farketmezsiniz. Zaten çoðunlukla amaç size farkettirmemektir. Peki gördüðünüz sahne gerçekçi miydi? Korkutucu muydu? Sizi heyecanlandýrdý mý? Bu sorular hakkýnda düþündükleriniz filmde ýþýðýn kullanýmýyla yakýndan ilgilidir... Jaws filminde eþsiz bir gece sahnesi vardýr. Messrs Scheider, Dreyfuss ve Shaw'ýn katkýlarý bir yana bu sahne sýrf ýþýðýn kullanýmý için de sevilebilir. Sahnenin tamamý gündüz, parlak günýþýðýnda çekilmiþtir ama hiç öyle görünmez. Sadece oyuncularý aydýnlatýp ve özel bir teknikle ýþýðýn girmesine engel olan görüntü yönetmeni Bill Butler gökyüzünü berrak bir mehtap gibi gösterdi. Basit bir hileydi ama aldatýcýydý.
Sahnelerin ve belli çekimlerin aydýnlatýlmasý, diyalog, öykünün yapýsý, oyunculuk ya da kamera hareketi kadar olmasa da, sinemada öykü anlatýmýnda önemli rol oynar ama pek farkedilemez. Aslýnda farketmemenizin nedenlerinden biri kimi durumlarda farketmenizin istenmemesidir. Görüntü yönetmeninin en temel iþlevi seyircinin neler olup bittiðini görmesine yetecek kadar net bir görüntü saðlamak ya da çekimden on dakika önce biraraya getirilip boyanmýþ harap durumdaki setleri gerçekmiþ gibi göstermektir. Bu gerçeklik yanýlsamasýný yaratmak her zaman kolay deðildir. Ayný sahnede kullanýlan bir iç mekanla dýþ mekanda kullanýlan ýþýðýn birbirine uygun olmasýný saðlamak da görüntü yönetmenin iþidir. Ardarda gelecek iki çekimi düzgün birleþtiremediðiniz yerde seyirci durumu hemen farkeder. Yapýlan iþ her zaman bu kadar basit deðildir. Filmin bir bütün olarak nasýl görüneceðinin de düþünülmesi gerekir. Stilize mi yoksa doðal bir görüntü mü istiyorsunuz? Loþ mu yoksa parlak mý? Filmdeki aksiyonu aydýnlatma tarzýnýz seyircinin aksiyona tepkisini etkileyecektir. Bunlarýn belli baþlýlarýný gözden geçirelim.
BELGESEL TARZI
Gerçek vardýr gerçek vardýr. Sinemacýlarýn seyirciyi filmleri aracýlýðýyla sunduklarý dünyanýn gerçekliðine inandýrmakta kullandýklarý yaygýn yöntemlerden biri de görüntüyü belgesele benzetmektir. Genellikle yeterli ýþýk saðlayacak ya da kamerayý ýþýktan saklayacak bir tertibatýn kurulamadýðý belgesellerde ýþýk çoðunlukla ya çok az ya da çok fazladýr. O nedenle belgesel filmlerde perdenin bazý bölgelerini ya karanlýk ya da elde taþýnan ýþýklar yüzünden aðarmýþ görmeye alýþkýnýzdýr. Çünkü belgesel çeken ekipler çoðunlukla ýþýðý kontrol edemezler ve ýþýða karþý çok daha hassas olan çabuk pozlanan filmler kullanýrlar. Bu da filmin kimyasal formülünde deðiþikliðe neden olur. Kimyasal formülü bu þekilde deðiþen film perdeye yansýtýldýðýnda daha grenli, sisli bir görüntü elde edilir. Bütün bunlar, seyirciyi sunduðu görüntünün gerçekliðine inandýrmak niyetindeki sinemacý için çok þey ifade eder. Öyküsünü grenli film ve belgeselleri andýran bir ýþýk kullanarak, sürekli deðiþen bir görüntü kontrastýyla anlatan yönetmen bizi filmin içine çeker. Belgesel tarzý ýþýk kullanýmýnýn filmin etkisini mutlaka artýrdýðý Schindler'in Listesi buna iyi bir örnektir. Ayný etkiyi elde etmenin bir baþka yolu da film yerine video kamera kullanmaktýr. Haber bültenlerindeki görüntüler için video kamera kullanýlýr. Bu nedenle çoðu seyirci farkýnda olmadan filmin mýþ gibi yaptýðýný, video kameranýn ise gerçek olduðunu düþünür.Katil Doðanlarda güvenlik kameralarýndan alýnan video çekimlerden bolca yararlanan Oliver Stone'un niyeti hem bizi filmin içine çekmek hem de medyanýn genel tavrýný hicvetmekti.
HÝPER GERÇEK
Demek ki anlatýlanlarýn mümkün olduðu kadar gerçek görünmesini saðlamak iþ yarar bir yol ama aksiyon, korku ya da bilim-kurgu gibi hayatýn gerçeðinden uzaklaþtýrýcý türlerde izlenecek en iyi yol olduðu söylenemez. Bu tür filmlerde doðal olmayan bir atmosfer yaratýlýr ve amaç seyirciyi hayali bir dünyaya çekmektir. Gerçeklikten uzak çoðu filmde birçok olay dar bir zamana sýkýþtýrýldýðýndan ýþýkta da ayný yol izlenerek, sýkýcý kýsýmlar çýkartýlabilir.
Örneðin Trainspotting. Bazý göze hoþ gelen kamera hareketleri ve hýzlý bir kurgu içerse de normal görünümlü bir film olduðunu düþünebilirsiniz ama tekrar bakýn. Filmin baþýndaki sahnelerin çoðu Rents ve arkadaþlarýnýn uyuþturucu hazýrladýklarý dairede geçer ve bu planýn tamamý çok gerçek görünür. Hemen her zaman güçlü kýrmýzýlar, yeþiller ve mavilerle ýþýklandýrýlan tek tek odalarla, basit bir kenar mahalle apartmanýna dehþetli karanlýk bir görünüm verilir. Rents'in tuvaletin içine dalarak bir yolculuða çýktýðý sahnenin fantastik ve gerçeküstü çýkýþý dýþýnda filmin geri kalaný bilinçli olarak az ýþýklýdýr. Gündüzleri bile ýþýk, Renton'ýn yaþamýnýn arkaplanýný oluþturan kasvetli apartman daireleri ve pub'larýn pencerelerinden zorla süzülür ve çoðunlukla odayý güçlükle aydýnlatýr. Bütün bu az ýþýklýlýðýn amacý Trainspottingin Ýskoçya'yý ele alýþýna umutsuz, kasvetli ve sýkýcý bir hava vermek ve böylece filmin karakterlerinin umutsuzluðunu daha inandýrýcý kýlmaktýr. Tamamen gerçekçi deðildir ama hikayenin anlatýmýnda üzerine düþeni yapar.
DOÐAL GÖRÜNTÜ
He gün etrafýmýzda gördüðümüz dünyanýn sinemanýn aynasýnda yeniden yaratýlmasý abartýlý renkler ya da renkler kullanýlmadan, doðal bir ýþýklandýrma ile saðlanýr. Bu yöntemle gösterdiðiniz olaylar çok daha inandýrýcý görünür. Jawsta Steven Spielberg bizi gerçek bir tehlikeyle mücadele eden sýradan insanlarýn arasýna sokar. O yüzden her þeyi mümkün olduðunca normal (ve dolayýsýyla gerçek) gösteren bir ýþýk kullanýr. Spielberg ve görüntü yönetmeni Vilmos Zgismond, Üçüncü Türle Yakýn Ýliþkilerde de ayný yöntemi kullandýlar. Bu filmde, günlük yaþam ne kadar doðal ve sýradan görünürse parlak ýþýkla renklendirilen UFO'lar seyirciyi o kadar þaþýrtýr diye düþünülmüþtür.
Ýngiliz yönetmen Mike Leigh ise ayný yaklaþýmý, gerçeklikten uzak hikayelerine inandýrýcýlýk katmak için deðil, çok daha gerçekçi hikayelerindeki günlük yaþamýn sýradan ritmini vurgulamak için kullanýr. Ne Sýrlar ve Yalanlardaki varoþlarýn parlak dünyasýnda ne de Çýplaktaki Johny'nin takýldýðý solgun mekanlarda Leigh'in kullandýðý ýþýðýn teatral ya da dýþavurumcu hiçbir yaný yoktur. Iþýk, düz, keskin ve gerçektir.
UÇ NOKTALAR
Trainspottingin az ýþýðý, ilk iki Baba filminde her yaný kuþatan o karanlýðýn yanýnda cýlýz kalýr. Baba filminin açýlýþ sahnelerini ve bu filmin sunduðu olaðanüstü kontrast olanaklarýný ele alalým. Dýþarýda bir aile düðünü içeride ise Don Corleone'nin de yer aldýðý bir aile toplantýsý vardýr. Düðün töreni gözalýcý bir günýþýðýyla aydýnlýktýr. Ýçeride, gölgeler içinde güçlükle görülen Don, þüpheli konuklarýnýn ricalarýný dinlemektedir. Bu ýþýðýn mesajý açýktýr. Normal bir yaþamýn mutlu yüzü arkasýna gizlenmiþ mafya, kendini pek göstermez, esrarengiz ve kötüdür. Coppola'nýn, meslektaþlarý arasýnda Karanlýklar Prensi olarak tanýnan görüntü yönetmeni Gordon Willis, Baba IIde iþi daha da ileri götürür. Devam filminin daha da karanlýk ve daha da melankolik tonuna uygun olarak aktörlerin sadece silüet halinde göründükleri sahneler vardýr. Hatta Willis Gözlerini görüp görmediðimi bile umursamadým. diyecek kadar ileri gider. Bu yaklaþým gelenekçilerin huzurunu kaçýrmadý deðil. Her þeyden önce tipik bir yönetici Al Pacino'ya milyonlar ödüyorsam Al Pacino'yu görmek isterim. diyecektir. Bu arada Coppola ve Willis'in daha ýþýklý filmleri de vardý. Daha sonra Coppola Apocalypse Nowda tanýnmýþ görüntü yönetmeni Vittorio Storaro ile çalýþtý, Willis ise on yýldýr Woody Allen'ýn sürekli kameramaný. Entellektüel kameraman Storaro, Joseph Conrad'ýn romaný Heart Of Darknessýn Vietnam kültürü üzerindeki Amerikan kültürünü kastederek bir kültür üzerindeki bir baþka kültürü konu aldýðýný düþünerek filmde suni ýþýðý (Amerika) doðal ýþýðýn (Vietnam) üzerinde kullandý. Ormanýn zengin sarýlarý ve yeþillerine karþý Yankee'lerin getirdiði sert beyaz ýþýk ve tonlar ona Oscar kazandýrdý. Ayný yýl, 1979'da Gordon Willis Woody Allen için Manhattaný çekti. Woody'nin memleketine övgü niteliðindeki filmi Willis'in, ýþýklarý ve gölgeleri tam yerinde kullandýðý sinematografisine çok þey borçlu. Isaac'ýn (yani Allen'ýn) New York City tutkusu, özellikle AIlen ve Diane Keaton'ýn Brooklyn Köprüsü üzerinde bir bankta oturduklarý ünlü gündoðumu sahnesinde dikkat çeken etkileyici ýþýk ve kompozisyonlarla iyice ortaya çýkarýlýr.
EV ÖDEVÝ
Iþýk konusunu daha iyi anlamak için þu testi yapýn: En sevdiðiniz filmlerden birini seçin, nasýl bir ýþýk kullanýldýðýna bakýn ve sonra kendinize böyle bir ýþýk kullanýlmasýnýn nedenini sorun. Ýngilizce biliyorsanýz yurtdýþýyla baðlantýlý olan bir yayýnevinden þu kitaplarý da ýsmarlayabilirsiniz: Painting With Light (John Alton), Masters Of The Light (D. Schaefer, L. Salvato), her iki kitap da University Of California Press'den yayýnlanmýþtýr. Bir de Faber and Faber'den çýkan Man With A Movie Camera var...
GECE MAVÝSÝ
Ýþte basit ve çok kullanýlan bir ýþýk efekti. Bir gece sahnesini, herhangi bir gece sahnesini al ve son derece basit bir numarayla bütünüyle mavi görünmesini saðlayarak sahneyi post-modern bir sýkýntýnýn ve þehir yaþamýnýn sanatsal bir ifadesine dönüþtür. Nikitanýn açýlýþýnda Luc Besson'ýn da tercih ettiði ve Michael Mann'in hemen her filminde görebileceðiniz bu yöntem pop video ya da TV reklamý geçmiþi olan çoðu yönetmen tarafýndan kullanýlýr. Filme tuhaf bir tekno duygusu mu katmak istiyorsunuz? Geceleyin bir polis arabasý: doðal olarak mavimsi. Ama yüzlerin bu renk olmasý istenmez. Ne kadar sarhoþ olursa olsunlar kýzlarýn da... Tam Besson'ýn istediði gibi. Ýyi görünüyor.
ÝKLÝMÝ DEÐÝÞTÝR
Görüntü yönetmenliðinden gelme yönetmen Jan De Bont Twisterý çekerken olmadýk bir sorunla karþýlaþtý. Hava günlerce güneþli ve yaðmursuz gitti. Filmdeki kötü hava görüntüsünün büyük bölümü bilgisayar tasarýmýyla sonradan eklenecekti ama Bont'un fýrtýna öncesinin yaðmur yüklü bulutlarýna ihtiyacý vardý. Çözümü basitti ve gündüz çekimiyle gece görüntüsü verilen Jawstaki yönteme benziyordu. Aktörlere ve arabalarýnýn içlerine suni ýþýk tutuldu. O zaman parlak ýþýklandýrýlan iç mekanlarýn yanýnda gökyüzü ve manzara puslu göründü. Biraz suni yaðmur ve rüzgar ile ilüzyon tamamlanmýþ oldu. Bu görüntü perdede çok etkileyiciydi. Ne yazýk ki Bill Paxton üzerinde kullanýlan ýþýk o kadar güçlüydü ki bu sahnelerin birçoðunda yer alan aktörün ýþýktan gözleri kamaþtý. Paxton kar körlüðüne benzeyen geçici ama sýkýntýlý bir rahatsýzlýk geçirdi. Bill Paxton burada gerçekten acý çekiyor. Aslýnda dýþarýda güneþli güzel bir gün var. Suni yaðmur görüntüyü tamamlýyor.

--------------------/-------------------

IÞIK YAKMAMA CESARETÝ!
Iþýk, sinema öðrencileri ve meraklýlar arasýnda en az bilinen ve hakkýnda en çok soru iþareti olan alan diyebiliriz. Çoðu sinema heveslisi kafasýnda Film çekerken ýþýðý nereye koyacaðým? gibi tuhaf sorularla iþe baþlar. Genelde uzun uðraþlara raðmen istenen etki elde edilemez ve hayal kýrýklýklarýyla çekim sona erer.
Iþýkla ilgili yazýlmýþ hemen her kitapta görebileceðiniz gibi film yaparken ýþýða üç temel nedenle ihtiyacýmýz var: Pozlama, fiziksel etki ve psikolojik etki.
1- Pozlama yani kullandýðýmýz
görüntü üretici sistemin (bu video kamera için CCD adý verilen bir mikroçip, film kamerasý içinse kimyasal bir þerit) kabul edilebilir görüntüler üretebilmesi için belirli bir ýþýk seviyesini tutturmamýz gerekiyor. Peki ama kabul edilebilir ne demek?
Ev yapýmý sinema baþlýðý altýnda olduðumuzu düþünerek film kamerasýný bir yana býrakýp video kameralar açýsýndan durumu gözden geçirelim.
Video kamera üreticileri son kullanýcýyý etkilemek için reklamlarýnda mum ýþýðýnda bile çeker deseler de iþin aslý tabii ki böyle deðil. Bir CCD'nin gerçeðe yakýn renkler, doygun siyahlar, tam beyazlar üretebilmesi ve görüntüde karlanma olmamasý için belirli bir seviyede ýþýða ihtiyaç var. Bu belirli seviye tabii ki kameradan kameraya deðiþebilir ama iddia edildiði gibi sýfýr ýþýkta çeken kamera pek gerçekçi deðil.
Iþýðýn ilk geçtiði yer mercek. Her merceðin de belli bir ýþýk geçirgenliði var. Kameralarýn içinde merceðin ýþýk geçirme potansiyelinin tükendiði durumlarda devreye giren veya kullanýcý tarafýndan devreye sokulan kazanç - gain adý verilen bir özellik var. Bu özellik sayesinde mikroçipin üzerine düþen ýþýðý olduðundan yüksekmiþ gibi kabul etmesi saðlanýyor. Bunun bedeli ise griye dönen siyahlar, patlayan beyazlar, renklerde solukluk ve görüntünün genelinde bir karlanma oluyor. Ama yine de bir görüntü elde etmiþ oluyorsunuz. Kameralar kazanç deðerini desibelle ölçüyorlar. Ýdeal þartlarda bu ayar sýfýr desibel olmalý ya da baþka bir deyiþle kapalý olmalý. Demek ki ortamda yeterince ýþýk yoksa ve kameramýzda da açacak diyafram kalmadýysa yapacak tek þey var: Iþýk yapmak. Buna birazdan döneceðiz.
2 - Fiziksel etki : Iþýk bize nesnelerin formlarý hakkýnda, hacimleri ve dokularý hakkýnda bilgi verir. Bir yumurtanýn fotoðrafýný çektiðinizi düþünün. Eðer ýþýk yumurtanýn üzerinde hiç gölge yaratmasaydý elde edeceðimiz görüntü hacimden yoksun, iki boyutlu bir görüntü olurdu. Halbuki gölgenin varlýðý bize yumurtanýn formu hakkýnda, dokusu hakkýnda, uzaydaki konumu hakkýnda bilgi veriyor. Ayný þekilde ýþýk bize zamaný, mevsimleri, geceyi ve gündüzü bildiriyor. Gölgeler uzunsa akþam veya sabah olduðunu anlýyoruz. Gölgeler sertse ve derinse (yani çok hýzlý þekilde siyaha gidiyorsa) gece olduðunu anlýyoruz. Kýsaca ýþýk bize fiziksel ortam hakkýnda bilgiler veriyor.
3 - Psikolojik etki : Iþýk bizi belli ruh hallerine sokabilir. Florasanla aydýnlatýlmýþ bir devlet dairesi ile abajurlarla aydýnlatýlmýþ bir lokanta ayný hissi vermez. Demek ki ýþýk dünyayý algýlayýþýmýzý deðiþtirir.
Iþýk bizim temel malzememiz çünkü görüntümüzün temelini ýþýk oluþturuyor. Türkiye ýþýk açýsýndan çok fakir bir ülke ne yazýk ki. Evlerimizi aydýnlatma kültürümüz üzerine keþke birileri bir araþtýrma yapsa. Yýllardýr þu soruyla hep karþýlaþýrým: Neden Türk filmleri Amerikan veya Avrupa filmleri gibi görünmüyor? Bu basit sorunun pek çok cevabý var ama ben sadece birkaç basit cevapla yetineceðim: Çünkü onlarýn evlerini aydýnlatma biçimleriyle bizimki ayný deðil, çünkü o ülkelerin güneþ ýþýðýný alýþ þekilleri, iklimleri farklý ve evlerini döþeme þekilleri, þehir dokularý bizimki gibi deðil.
Basit bir örnek üzerinden gidelim: 1970'lerde evlerimizi yukarýdan sarkan duylara takýlmýþ ampullerle aydýnlatýrdýk. Daha zengin olanlar avize adý verilen kabaca süslenmiþ ampullerle aydýnlatýrdý. Bu tür aydýnlatmaya filmcilikte sert ýþýk (hard light) adý verilir.
Noktasal bir kaynaktan ve tam tepeden gelen ýþýk sert gölgeler yaratýr. 1980'lerde halojen lambalarýn yaygýnlaþmasýyla Türkler yansýyan ýþýðý keþfettiler. Tavandan sarkan ampule göre daha yumuþak, daha göze hoþ gelen bir ýþýðý vardý bu lambalarýn. Gölgeler neredeyse yok oluyordu, insanlar olduklarýndan güzel görünüyorlardý.
Tabii ki bu iki yaklaþýmýn dýþýnda da bir odayý aydýnlatmanýn yüzlerce yolu bulunabilir. Ama temelde sorun yine ekonomik ve kültürel: Doðal olarak fakir bir ülke elektriði az tüketmeye çalýþýr, bu yüzden de tavandan sarkan lamba en doðru seçimdir çünkü en az enerjiyle en çok ýþýðý verir ve ayrýca avize almayý gerektirmediði için de ucuzdur. Yine fakir bir ülkede insanlar duvarlarýný beyaza veya açýk renklere boyarlar. Türkiye'de herhangi bir boyacýya koyu bir rengi kabul ettirmenin ne kadar zor olduðunu fark ettiniz mi? Neden mi? Çünkü açýk renk boya daha ucuzdur, daha kolay kapatýr, ýþýðý daha iyi yansýtýr, elektriði daha az harcamanýzý saðlar.
Peki ama þimdi iyice kafamýz karýþtý: Bütün bunlarýn sinemayla ilgisi ne? Nasýl ýþýk yapmak gerekiyor?
Yukarýda ýþýðýn en temel iki kalitesinden söz ettik aslýnda: Iþýk ne kadar noktasal bir kaynaktan geliyorsa o kadar serttir, derin gölgeler yaratýr. Iþýk ne kadar geniþ bir yüzeyden geliyorsa o kadar yumuþaktýr, gölgeler yok olmaya baþlar. Normal bir film setinde deðiþik yapýda ve güçte bir çok lamba, yansýtýcýlar, flag adý verilen ýþýðý kesmek için kullanýlan malzemeler (Türk sinema sektöründe zencidiye anýlmasý ilginçtir), çeþitli yumuþatýcý perdeler, renk filtreleri, ýþýðý yükseðe çýkarmaya yarayan ýþýk ayaklarý ve daha birçok alet bulunur. Bu aletlerin hepsi aslýnda ýþýðý kontrol etmeye, yönlendirmeye yararlar. Iþýðý kontrol edemezseniz ýþýk sizden kaçar ve (özellikle açýk renk boyalýysa) duvarlardan, halýlardan, giysilerden yansýyarak yaratmak istediðiniz etkiyi bozar. Kýsaca film çekeceðiniz mekanýn aydýnlatmasý kötü, duvarlarý beyaz boyalý, pencereleri küçük, odadaki eþyalar çirkinse elinizden pek bir þey gelmez.
Profesyonel ýþýk ekipmaný ve ýþýkçý kiralamak iyi bir fikir gibi görünse de hem pahalý hem de ev yapýmý sinema ruhuna uygun deðil. Öyleyse ne yapmak gerekiyor?
Son yýllarýn efsanevi görüntü yönetmeni Darius Khondji (Yedi - Yaratýk 4- Evita) ýþýk yapmamasýyla da ünlendi. Röportajlarýnda sýk sýk belirttiði gibi Khondji ýþýðý dekorun içine yedirmeyi seven bir sinemacý. Yedi'deki (Seven) bazý sahneler sadece el fenerleriyle aydýnlatýlmýþtý.
Neden biz de aynýsýný yapmayalým? Bir evde çekim yapacaksanýz o evin aydýnlatma ruhunu kullanýn veya deðiþtirin. Hem gerçekçi olur hem de sizi dertten kurtarýr. Burada karþýlaþacaðýnýz sorun ýþýklarýn güçsüzlüðüdür veya eksikliðidir. Çözümü ise çok basit: Bol bol ampul ve ev tipi aydýnlatma ekipmaný alýn. Marketlerde 250 bin liraya ampul bulabilirsiniz. Çok ucuza masa lambalarý, abajurlar da bulabilirsiniz. Yine yapý marketlerde bulacaðýnýz tabaka strafor (beyaz köpük) bir tarafýna alüminyum folyo kaplandýðýnda harika bir yansýtýcý haline gelir. Her kirtasiyecide bulunabilecek aydýnger sert ýþýðý yumuþatmak için ucuz ve etkili bir araçtýr. Evin kendi lambasý güçsüz mü? Hemen daha güçlü ampul takýn ve yeniden deneyin. Yine mi yetmedi? Bir abajur eklemeyi deneyin, televizyonun ýþýðýný kullanýn, pencereyi açýn sokak lambasýndan destek alýn, yansýtýcýyý kullanýn... kýsaca ortamdaki ýþýklarý yönlendirin ve güçlendirin.
Tabii her zaman paçayý kurtaramayabilirsiniz. Çekim gece ve dýþ mekandaysa sorunlar büyür. Bu yüzden çekim yapacaðýnýz yerleri düþünürken þunlarý dikkate alýn:
1- Sahnenin gece dýþarýda geçmesi þart mý? Mümkün olduðunca gece sokaklarda çekim yapmayýn. Iþýk yeterli olmaz. Elektrik de alamayacaðýnýz için jeneratör bulmanýz gerekebilir.
2- Gece olmasý þartsa bol ýþýklý bir yerde geçebilir mi?
3- Gece etkisi isteniyorsa sabaha karþý güneþ doðmadan önceki 15 dakikada çekim yapýlabilir. Bu sürede etrafta bir aydýnlýk vardýr ama hala gecedir.
4- Arabada çekim yapacaksanýz güçlü bir gemici feneri arabanýn iç ýþýðýný taklit edecek þekilde kullanýlabilir.
Gündüz iç mekanda çekim yapacaksanýz dertleriniz azalýyor. Pencereye karþý çalýþmak gibi hatalar yapmazsanýz genelde ýþýk yapmanýza bile gerek olmaz. Iþýðý daima arkanýza, saðýnýza veya solunuza almaya çalýþýn. Gündüz dýþ mekanda çekim yapacaksanýz güneþin çok dik olduðu saatleri tercih etmeyin. Daha çok akþam üstü veya sabah saatlerinde çalýþýn.
Iþýk üzerine iki sayfada çok þey söylemek zor. Ama ýþýk yapmanýn kurallarý da çok keskin deðil. Temelde her sahne yeni bir problemdir ve ancak kendine has bir þekilde çözülebilir. Dünyaca ünlü görüntü yönetmeni Nestor Almendros Days of Heaven'da gemici fenerlerinin içine güçlü ampuller yerleþtirmiþ ve çekimi sadece bunlarla yapmýþtý. Greg Toland mum ýþýðýnda film çekmiþti. Dünyanýn her yerinde sorunlara alýþýlmadýk, beklenmedik çözümler getiren insanlar baþarýlý oluyor. Sektördeki ýþýk þeflerinin çoðu buna karþý çýkacaktýr ama her zaman ýþýk yakmak gerekmiyor. Bazen yakmadýðýnýz ýþýk daha güzeldir: Aynen Almendros'un yaptýðý gibi. Bazen de yaktýðýnýz ýþýk her yeri pýrýl pýrýl yapar ama yine de görüntü çok kötüdür: Aynen Türk televizyon dizilerinin çoðunda olduðu gibi.

Tiyatroda Iþýk Tasarýmý: Gözün yapýsý ve iþleyiþi nasýldýr?
Gözün tabakalarý nelerdir?
Iþýklama açýsýndan gözün önemi nedir?
Gözün algýlamasý nasýldýr?
Iþýk ve elektromagnetik dalga nedir?
Görünen ýþýk nedir?
Atomlar ve yapýlarý nasýldýr?
Elektriðin oluþumu nasýldýr?
Gerilim, akým, direnç nedir?
Doðru akým, alternatif akým nedir?
Ýletken, yalýtkan nedir?
Elektrik devresi elemanlarý nelerdir?
Devre çeþitleri nelerdir?
Ohm kanunu nedir?
Sigortalar ve özellikleri nelerdir?
Elektrik kazalarýndan korunma usulleri nelerdir?
Transformotor nedir?
Kablo nedir,özellikleri nelerdir?
Iþýklamada amaç nedir?
Iþýklamanýn tarihçesi nedir?
Serlio, Sabattini, Somi kimdir, ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapmýþlardýr?
Appia,Craig kimdir, ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapmýþlardýr?
Wagner, Reinhardt, Meyerhold kimdir, ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapmýþlardýr?
Belasco,Irwing,Mc Kaye kimdir, ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapmýþlardýr?
Antik dönemde ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapýlmýþtýr?
Orta çaðda ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapýlmýþtýr?
Yakýn çaðda ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapýlmýþtýr?
Geleneksel oyunlarda ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapýlmýþtýr?
Osmanlý döneminde ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapýlmýþtýr?
Darülbedayi döneminde ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapýlmýþtýr?
Tanzimat ve meþrutiyet döneminde ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapýlmýþtýr?
Cumhuriyet döneminde,günümüzde ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapýlmýþtýr?
Teknik ve estetik yönden ýþýklamanýn temel görevleri nelerdir?
Çaðdaþ ýþýklamanýn temel görevleri nelerdir?
Teknik açýdan sahne kaç bölüme ayrýlýr?
Iþýklama tekniði nedir?
Spotlar düzenlenirken göz önüne alýnan koþullar nelerdir?
360 derece açýyla verilen ýþýkta nasýl bir görsel efekt saðlanýr?
Sahnede kullanýlan spotlarýn yapýsý nasýldýr?
Iþýklamada kullanýlan 500, 1000, 2000, 5000 w.lýk spot nedir?
Takip spotu nedir?
Efekt spotlarý nedir?
Gök perdesi ýþýðý nedir?
Güncel ýþýklama ve efekt araçlarý nelerdir?
Mercekler ve özellikleri nedir?
Yansýtaçlar ve özellikleri nedir?
Iþýk kumanda cihazlarý,Karartýcýlar ve özellikleri nedir?
Lineer ve logaritmik potansiyometrenin özellikleri nedir?
Diyafram ve kepenk nedir?
Askýlar ve sehpalarýn özellikleri nelerdir?
Iþýklamada kullanýlan donatým ve elektrik malzemeleri nelerdir?
Bir sahne hazýrlanmasýnda ýþýklama tasarýsý açýsýndan bilinmesi gerekenler nedir?
Genel ýþýklamada nelere dikkat edilir?
Salon aydýnlatma alanlarý nelerdir. Hangi ýþýklar kullanýlýr?
Iþýklama genel planý nedir?
Iþýklama özellik çizelgesi nedir?
Iþýklama replik çizelgesi nedir?
Iþýk yoðunluðu nedir?
Kamaþma nedir?

Sahne Tasarým:Sahne dekoru baþta resim ve mimari olmak üzere bütün plastik sanat dallarýný bünyesinde toplayan, ancak iþlevi, yazarýn yazdýðý drama metnine uygun, sahnede gerekli aksiyonu saðlayacak mekanlarý yaratmak olan bir sanat dalýdýr.
Giysi Tasarým:Tiyatro'da giyisi ya da diger adýyla kostüm konusunda genel yazý ve bazý oyunlarýn giyisi çalýþmalarýný sizlere sunacagýz. Sorularýnýzý bizlere bildirebilirsiniz. Sizlere bu konuda uzman kiþler yazýlarý ile yardýmcý olacaktýr...
Dramaturji:Türk tiyatrosunun tarihçesine bakýldýðýnda dramaturg sözcüðünün tiyatro terimleri arasýnda uzun zamandýr yer aldýðý görülür. Ýlk kez Ankara Devlet Tiyatrosunda dramaturg adý altýnda görev yapan kiþilerin çalýþma alanlarý, tiyatroya gönderilen oyunlarý okumak ve bunlarla ilgili raporlar düzenlemekle sýnýrlanmýþtýr.
Iþýk Tasarýmý:Sahne ýþýklandýrmasý bir oyundaki duyguyu, düþünceyi imajý zaman ve mekan kavramýný, atmosferi, derinliði, persfektipi, dekorun bir penceresinden içeriye dolan gün ýþýðýný, gökteki yýldýzlarý, ay ve güneþi, doðal hareketler olan kar yaðýþýný yaðmuru, þimþeði, bulutlarýn hareketlerini, doðal gölgeleri ve renkleri sahne ýþýk tekniðini baþarýlý bir þekilde kullanarak dekor, köstüm, oyun ve oyuncularla bir bütünlük içerisinde seyirciye ulaþtýrabilme sanatýdýr.Sahne ýþýklandýrmasý bir oyunun sosyal durumunu belirlemede en etkin yollardan biridir. Sahne ýþýklandýrmasýnýn sanatsal deðer kazanabilmesi onu doðru ve amaca uygun olarak sahne ýþýk tekniðinin baþarýlý bir þekilde uygulanabilmesiyle saðlanabilir...

Iþýkla ilgili ders notlarý, Hayri Çölaþan'ýn bilgilerinden derlenmiþtir. www.kameraarkasi.org