|
Bir görüntünün
elde edilmesinde insan gözünün veya görüntü kaydedici araçlarýn görüntü
oluþturabilmesi için ýþýk gereklidir. Doðayý incelediðimizde ýþýðýn etkilerini
gözümüzle daha iyi analiz edebiliriz. Fakat ýþýðýn teknik niteliklerini
bilmek þartýyla.
Bu bölümde profesyonel ýþýk bilgileri verilmektedir.
Amaç ýþýðýn niceliði ve nitelikleri, ýþýk yapýmýnda kullanýlan malzemeler,
filtreler ve projektörler hakkýnda bilgiler verip, Iþýk hakkýnda bilgi
edinmek isteyen ve özellikle bu konuda eðitim gören öðrencilere yardým
etmektir.
Iþýk hakkýnda yazýlan Türkçe kitap veya kaynak bulunmamaktadýr. Bu bilgiler
bütün Ýnternet, firma kataloglarý ve ýþýk kurslarýndan elde edilen bilgilerle
derlenmiþtir.
Iþýk yýllar önce bilim adamlarý tarafýndan incelenerek günümüzde kullanýlan
bilgilerin ve teorilerin temelleri atýlmýþ. Modern fizik, ýþýðý açýklarken
Optik ve Iþýk olarak ayrý bir bölümde ele alýyor.Fizik kitaplarýnda ve
eðitim alanýnda ýþýk büyük bir yer kaplýyor. Iþýðýn fiziksel özellikleri
günümüzde farkýnda bile olmadýðýmýz birçok alanda kullanýlýyor.
Isik ve Sanat
: Sinema, televizyon, fotograf, kamera teknolojilerinde ve iç mekanlarda
aydinlanmak için kullandigimiz isik; Resim, fotograf, ve benzeri plastik
sanatlarda belki de sanat eserine anlam kazandiran en önemli faktör olarak
karsimiza çikiyor.
Isigin üç temel özelligi vardir ve bu özellikleri sanat demektir.
Action ( Hareket ) Isik düz çizgiler halinde hareket eder.
Reflection ( Yansima ) Bir cisme çarptiginda o cismin özelligine oranla
yansir.
Transition ( Geçme ) Bir ortamin içine girince kirilir.
Isigin fiziksel
nicelik ve nitelikleri
Isik fizik
biliminde incelenirken etkileri terminolojik olarak formüllere oturtulmustur.
Isikla ilgili bütün malzeme, cihaz ve aksesuar üreticileri bu terimleri
kullanarak ortak bir dil konusmaktadirlar. Alman DIN 5035 normlari genelde
baz alinarak bu terimler açiklanmis ve bir standarda oturtulmustur.
Isigin bütün özellikleri fizikçiler tarafindan formüllere oturtulmus ve
kitaplara bilimsel olarak geçmistir. Bütün bu terimler ve formüllerden
bahsederken açiklamalar da yaparak bu bilgileri pratik olarak da pekistirmek
gerekebilir.
Bu bilgileri yazarken birçok yerli yabanci kitap, Internet yoluyla aldigim
üretici firma bilgileri ve gerek TRT, gerekse BBC, NHK gibi yayin kuruluslarindan
aldigim kurs notlarini ve fizik kitaplarini kullandim.
Fakat birçok yerde anlatilmadan geçilen önemli bir bilgiye dikkatinizi
çekmek isterim.
Isik, isin veya elektromanyetik radyasyonlar gözle görülemezler... Ancak
bir cisme çarpip gözümüze veya objektife yansidiginda o cismi görebiliriz.
Bütün bu formüller fizikte direk isiga göre düsünülmüstür.
Projektörler
: Projektörler isigi kontrol edebilmemiz amaciyla üretilen suni isik kaynaklaridir.
Profesyonel olarak film, video, fotograf çalismalarinda ve diger tiyatro,
opera, konser gibi görsel sanatlarda uygun atmosferler yaratarak psikolojik
etkiler eklemek amaciyla çesitli projektörler üretilmektedir.
Projektör
Çesitleri : Profesyonel bir projektörün görüntü elde ederken isigi düzenleyen
kisiye bazi özellikleriyle yardimci olmasi gerekir. Günümüzde çok modern,
her türlü ortamda çalisabilecek çesitli projektörler üretilmektedir. Bu
projektörlerin hareket, denge, agirlik ve güvenlik özellikleri artirilmakta
elektronik devreler ile degisen voltajlarda sabit renk isilarinda isik
vermeleri saglanmaktadir.
Gün Iþýðý
projektörleri ( Daylight ), Camlý projektrler ( Fresnel ), Camsz projektrler
( Quartz )
Par Projektrler
, Kanal Projektrler Takip Spotlar, Akülü Setler, Efekt Spotlar, Fon Spotlar,
Balon Iþýk
Diger Isik
Kaynaklari
Isik kaynagi
olarak kullanilan profesyonel cihazlarin haricinde, çekimler sirasinda
karsimiza çikan veya senaryo geregi kullanilan aksesuarlarin da teknik
açidan bilinmesi gerekir.
Güneþ, Ay,
Mum, Gaz Lambasý, Þömine, Kamp Ateþi, Akkor Lambalar, Floresan Lambalar,
Sokak Lambalarý, El Feneri, Kask Feneri, Þimþek, Akvaryum, Araba Farý,
Sinema Perdesi, Projeksiyon, Monitr Tv
Diger Isik
Kaynaklari :Isik kaynagi olarak kullanilan profesyonel cihazlarin haricinde,
çekimler sirasinda karsimiza çikan veya senaryo geregi kullanilan aksesuarlarin
da teknik açidan bilinmesi gerekir.
Günes Isigi
: Günes içindeki atom parçalanmalari enerjiye dönüstügünde, bu enerjinin
bir kismi da isik olarak yayilir. Dünyamiz için günesten direk olarak
gelen veya atmosferden, Ay'dan, dünya üzerinden yansiyan isik, dogal isik
kaynagi olarak kabul edilir.
Günes isigini
prizmadan geçirdigimizde alti renkten olustugunu görürüz. Günesin merkezi
6000ºK olarak ölçülmüstür fakat dünyadan günesin merkezi 5100ºK olarak
ölçülür. Bunun nedeni atmosferdir.
Günesten gelen elektromanyetik radyasyon çesitli dalga uzunluklarindadir.
Günesten gelen elektromanyetik radyasyonun % 50 si uzun dalga boyu, %
10 u ise kisa dalga boyundadir. Bunlardan bir kismi atmosferden geçerken
gaz molekülleri tarafindan yansitilir.
Atmosferin üst kismina çarpan ve dalga boyu 300 anstrom olan isinlar burada
yutulur.
Diger elektromanyetik
radyasyon ise ;
X isinlari
100 nm.
Mor ötesi ( ultraviolet ) isik 100 - 400 nm.
Görülebilir isik 380 - 720 nm.
Kizil ötesi ( infrared ) isik 7000 - 10.000.000 mikron.
Mikro Dalgalar 1000 - 1.000.000 mikron veya 0.1 - 100 cm.
Orta ve Kisa Dalga Radyo sinyali 100 cm.
Günes isiginin
380 - 720 nanometre arasindaki bölümü insan gözü tarafindan görülebilir.
Insan gözü üç ana renge karsi daha çok duyarlidir. Yesil, mavi ve kirmizi.
Yesil renk gözün en duyarli oldugu ve en iyi gördügü renktir.
Görüntü alirken en çok kullanilan ucuz, zahmetsiz isik siddeti ve renk
isisi çekim yapmaya en elverisli dogal isik kaynagidir. Dünyanin dönüsü
ile dogudan batiya dogru hareket eden bir isik kaynagidir. Dünyanin degisik
bölgelerine degisik açilarla isigi geldiginden her bölgede degisik etkileri
olusmaktadir.
Güney ve Kuzey kutup bölgelerine çok yatik bir açiyla veya atmosferden
yansimalarla isigi ulastigindan isi etkisini kaybeder. Ekvator bölgesine
ise isigi en dik ve siddetli sekilde etki eder. Dünya üzerindeki konumuna
göre ülkemize güney cephesinden dik bir açiyla isigi gelir. Bu nedenle
daglarin, binalarin veya cisimlerin güney cepheleri aydinlik, kuzey cepheleri
ise gölgede kalir. Güney Afrika'da ise bu durumun tersi görülür.
Direk olarak çekimi yapilacak cisimlere isigin temasinda ve dogadan yansimalarla
temasinda degisik etkileri vardir. Bu nedenle çekimi yapilacak bölgeler
önceden incelenip günes isiginin en uygun oldugu mevsimlerde ve saatlerde
çekim yapilmalidir.
Atmosferin bulutlarla kapli oldugu zamanlarda günes isigi direk olarak
yüzeye ulasamaz, bulutlar bir diffision etkisi yaratir ve günes isigi
dagilarak ve siddeti azalarak yeryüzüne ulasir. Bu sirada isik isisi yükselir,
kirmizi renk azalir ve mavi renk hakim olur.
Günes isiginin gölgesi tek meydana geldigi halde bulutlu havalarda isik
her yönden esit geldiginden gölge olusmaz veya birçok gölge olusarak birbirinin
etkisini azaltir.
Günesin dogusu sirasinda daha çok mavi renk, batisinda ise kirmizi renk
hakim olur. Kelvin derecesi ve isik siddeti çildirmis gibi çok kisa sürelerde
degisir. Bu nedenden günes dogus ve batislarinda çekim yapmak için çok
kisa zaman vardir.
Günes dogduktan sonra ortalama 5700ºK - 6500ºK civarinda, parçali bulutlu
havalarda 6500ºK - 7500ºK, Bulutlu havalarda ise 10000ºK - 20000ºK renk
isisina sahiptir. Günes batarken kelvin derecesi 5000ºK civarindan çok
kisa bir sürede 3000ºK renk isisina düser. Günes battiktan sonra sadece
atmosfer üzerinden yansimasi ile isigi ulasir ama bu yansiyan isigin kelvin
derecesi çok yüksektir ve atmosfer mavi hatta lacivert gibi görünür.
Gündüz iç mekan çekimlerinde, pencere veya kapidan içeri giren günes isigi
ana isik kaynagi olarak degerlendirilmelidir. Çok koyu veya gölgede kalan
bölgelere gün isigi projektörleri ile dolgu yapilarak çekim yapilir.
Ay : Aslinda
bir isik kaynagi olmayan, sadece günesin isigini yansitan ay bir reflektör
gibidir. Ancak izleyiciye psikolojik olarak bir çok vurguyu anlatmaya
yarar. Zaman kavrami , gece, mekanlar ay ile anlatilir. Gece geçen çalismalarda
görüntünün alinabilmesi için gereken isik olarak ay isigi mantigi kullanilir.
Ay isigi karakter olarak siddeti çok düsük ama renk isisi çok yüksek,
mavinin hakim oldugu bir isiktir. Bu nedenle çok genis alanlarda ve dogada
çalisirken, kelvin derecesi ve isik siddeti yüksek gün isigi projektörleri
ile isik yapilir. Ay isiginin da gölgesi tektir. Isik yaparken bu mantigi
göz ardi etmemek gerekir.
Mum : Isik
siddetinin degerini bulmada kullanilan mum için çikarilan formülü bir
kez daha gözden geçirerek siddeti hakkindaki bilgiyi hatirlarsak, normal
bir mumun 1m mesafedeki bir noktaya etki ettigi isiga bir lümen, 1m mesafedeki
1m² yüzeye etkisi ise 1 lüks degerindedir. Yani bir mumun bulundugu ortamda
çekim yapmamiz gerekirse, kameraya uzakligi çok yakin oldugu durumlar
haricinde diyaframa etkisi yok denecek kadar azdir. Isik isisi yaklasik
2300ºK civarinda oldugundan sicak bir renk içerir. Sadece elinde bir mum
olan bir kisiyi çekecegimizi düsünürsek, mum yüzde titrek bir aydinlatma
etkisi yaratir. Fakat bu isigin çekim için az oldugunu düsünerek mutlaka
bir projektör ile takviye ederek isik siddeti arttirilma ihtiyaci duyulacaktir.
Türklerin pratik zekasi ile daha önce uygulanan bir yöntem var. Mumun
içine bir fener lambasi monte edip, oyuncunun yüzüne dogru yönelterek
bir çekim gerçeklestirilmistir.
Gaz Lambasi,
Gemici feneri :Gaz lambasi veya içinde mum olan gemici fenerleri mumdan
biraz daha fazla isik verirler. Özellikle genel planlarda bir kisinin
karanlikta yürürken elinde hareketi ile güzel bir efekt alinabilir. Oda
içinde yakilan bir kibrit ile ateslenen fener içindeki mum fitili önce
parlak büyük bir isik verir, sonra bu isik yavasça sabit hale gelir. Bu
efekti çekebilmek için dimmerli bir projektörden yararlanmak gerekir.
Genel çekimlerde fener içine bir fener lambasi monte ederek isik siddeti
arttirilabilir.
Basar SABUNCU'nun
yönettigi, Yolcu isimli filmde tren yolunda hareket eden bir drezin üzerinde
asili gaz lambasina araba lambasi ve aküsü yardimi ile isik siddetini
arttirmistim.
Sömine :
Sömine atesi ile aydinlanan bir odayi incelersek, isik titremeler ile
ve siddeti yükselip - azalarak etrafa yayilir. Sömine yerde oldugundan
yayilan isigin gölgeleri fonda o cisimden daha büyük ve yukarida olusur.
Atesin büyüklügü ile isigin siddeti ve rengi dogru orantilidir. Evlerde
kullanilan ortalama büyüklükteki bir sömineden 2800ºK isik etrafa yayilir.
Isigin siddeti ise bu isiktan yaralanan cismin sömineye uzakligi ile anlatilabilir.
Sömineden gelen isigin çekim yapmak için yetersiz olacagini varsayarak
ayni açi mantigi ile bir veya birkaç projektörü çekimi yapilacak bölgelere
vererek, isigin siddetini arttirip çalisabiliriz.
Karanlik bir odada sömine isiginin altinda çekim yapilacaksa, oda içindeki
diger aydinlatma cihazlarina nazaran sömineden gelen isigi biraz daha
abartarak ve renk isisinin düsük oldugunu varsayarak daha sicak renk tonlari
uygulariz. Insan ten rengini ve ortamdaki diger renkleri biraz daha kizartarak
sicak renklerde çalisabiliriz. Sömine atesinin özelliginden ve titremesinden
yola çikarak bir projektör önüne koyulan flicker veya fan yardimi ile
titreyen bir gobo isigi titreterek uygulamamiza olanak verir.
Ates veya
Kamp Atesi . Yakilan bir kamp atesinin büyüklügü ile dogru orantili isik
siddeti vardir. Odun atesinin renk sicakligi 2700 - 3000ºK civarindadir.
Odunlarin yanip bitmesiyle atesin renk isisi ve isik siddeti düser. Odun
atesinden kivilcimlar çikar ve bu kivilcimlari çekebilmek için ortamdaki
genel isigin siddetini düsük tutmamiz daha iyi sonuç verir. Atesin bulundugu
ortamdaki kisiler titrek ve degisen siddetteki isik ile aydinlanirlar.
Çekim için gereken isik siddeti elde edilemezse projektörler ile takviye
edilmelidir. Isik siddetini arttirmak için kullanilan projektör eger alevin
arkasindan uygulanirsa, azalip artan alevler isigin kesilmesine ve gölgelere
neden olacagindan dogal bir efekt gerçeklesecektir.
Akkor Flamanli
Lambalar: 5w - 20000w arasi degisik amaçlar ile ve degisik modellerde
akkor flamanli lambalar üretilmektedir. Hemen her ortamda rastlanabilen
ve çalisacagimiz ortamlarin dogal olarak aydinlatmasinin yapildigi lambalardir.
Flamanin harcadigi enerji gücüne göre isik siddetleri degisir. Evlerde
genelde 40w - 60w - 75w - 100w lambalar kullanilmaktadir. Bu ortamda çekim
yaparken normalde kullanilan lambalar daha güçlü lambalarla degistirilerek
ortamdaki isik siddeti arttirilir. Akkor flamanli lambalarin camlarini
boyayarak renklerini degistirebiliriz. Bu camlar seffaf veya buzlu üretilir.
Seffaf cam isigi direk olarak yayarken buzlu cam isigi dagitir ve gölgelere
neden olmaz.
Florasan
Lambalar : Genelde sikça kullanilan florasan lambalarin 20w - 40w güçleri
vardir. Renk isisi 4400 - 4800ºK civarindadir ancak 3800ºk florasan lambalarda
üretilmistir. Günes isigini desteklemek amaciyla bürolar için üretilmekte
ve kullanilmaktadirlar. Mavi ve yesil rengin hakim olmasi nedeniyle sicak
renkleri iyi yansitmazlar ve soguk bir etki verirler. Lambalarin camlari
genelde buzlu cam seklindedir ve isigi dagitarak yayarlar. Isik siddetleri
düsük oldugu için gün isigi projektörleri ile takviye edilerek kullanilabilir.
Florasan
isik içinde yesil renk orani çok oldugu için filmlerde yesil olarak pozlanir.
Bu durumu düzeltmek amaciyla mutlaka floresan filtreler kullanilmalidir.
Film çekimlerinde kullanilmak üzere özel olarak florasan lambalar üretilmistir.
Bu lambalarda yesil renk problemi çözülmüstür.
Sokak Lambalarý
: Sokaklarda kullanilan lambalarin renk sicakliklari çok farklidir ve
bu lambalar altinda geçen çekimlerde mutlaka kelvinmetre ile ölçüm yapilmalidir.
Genelde köylerde ve sokaklarda 2500w, caddelerde 5000w, meydanlarda ise
10000w gücünde sokak lambalari vardir. Bu isik gücünün yüksekte olusu
ve tozlu - kirli olmasi siddetini ciddi ölçülerde etkiler. Mümkünse sokak
lambasi yerine ayni mantikta profesyonel projektörler kullanilmalidir.
Ancak sokagin tamamini kamera görüyorsa renk degerleri hesaplanarak ve
filtre ile düzeltilerek çalisabiliriz.
El Feneri:
Normalde kullanilan el fenerleri hem isik isisi hem de siddeti bakimindan
düsüktür ve çekimlerde kullanilmazlar. Çekimlerde kullanmak için daha
siddetli isik veren el fenerleri üretilmistir. El feneri isiginin aydinlatacagi
bir yeri çekiyorsak el feneri görünmeyen durumlarda bir projektör kullanilmalidir.
Biraz sis veya toz yardimi ile daha etkili olurlar. El fenerini kullanarak
hareket edecek kisiye önceden yöneltecegi yerleri söyleyerek bilgi vermek
gerekir.
Kask Feneri
:Magara, maden, tunel gibi çekim yapilacak mekanlarda kask fenerleri kullanilmaktadir.
Kask feneri isigi güçsüz ve renk sicakligi düsüktür ancak çekimler için
özel isiklar üretilmistir. Normalde kullanilan fener isiklari akü veya
karpit ile çalisir ve kisa süre sonra güçlerini yitirirler. Bu tip fener
isiklari genelde ayarlanamaz ve hüzme seklinde isik verirler. Çevreyi
pek aydinlatmaz sadece ileriyi aydinlatirlar.
Þimþek :
Simsek, çok kuvvetli ve parlak beyaz isik veren bir elektrik atlamasidir.
Yeryüzünden gökyüzüne dogru meydana gelir. Bulutlu havalarda, bulutlarin
elektrik yüklenmesi ve yeryüzündeki negatif elektrigin pozitif yüklü bulutlara
bosalmasiyla meydana gelir. Biliyorsunuz elektrik akimi negatiften pozitife
dogru hareket etmektedir. Bu doga olayina Simsek Çakmasi denir.
Simsek çakmasi sirasinda bu büyük güç isik yaydigi gibi ayni zamanda büyük
bir ses de meydana getirir. Isik, sesten daha hizli oldugundan, simsegin
önce görüntüsünü veya yansimasini görür, sesini daha sonra duyariz. Doga
olaylari hem de bu kadar güçlüsü insan üzerinde psikolojik etkiler yaratmaktadir.
Sinemada,
bu psikolojik etkiyi kullanarak özellikle gece çekimlerinde seyirciye
o ani yasatmak ister.
Simsek Suni Olarak Nasil Yapilabilir ?
Kaynak Makinesi : Kaynak makinesinin ark yaptigi sirada çikan ve maddenin
erimesi sirasinda meydana gelen kuvvetli isiktan yararlanan pratik sinemacilar,
bu olayi bir simsek isigi gibi kullanmaktadir.
Gün Isigi Projektörü : Gün isigi projektörünün yaydigi kuvvetli isik siddetinden
yararlanilarak simsek efekti yapilabilir. Genellikle dahili mekanlara,
pencere disindan veya harici küçük alanlara uygulanabilir.
Strop: Strop, müzik ritmine uygun olarak yanip sönen ve senkronu ayarlanabilen
flas seklinde bir efekt spotudur. Bu spot isigi gün isigi projektörleri
veya bir flas kadar kuvvetlidir. Stroptan yararlanilarak simsek efekti
yapilabilir.
Suni Olarak Yapilan Simsek Isigi Nasil Yönlendirilebilir ?
Ayna : Gün isigi projektörü veya kaynak makinesinden yayilan isik bir
ayna yardimiyla konuya yönlendirilebilir. Ayna isik kaynagina yakin tutulursa
daha büyük alana etki eder. Aynayi bir mekanizma veya el ile sallayarak
simsek efekti yönlendirilebilir.
Reflektör : Gün isigi projektörü veya kaynak makinesinden yayilan isik
reflektör ile ayna gibi yönlendirilebilir. Reflektörün yüzey özelligine
göre bu isik yumusatilabilir veya parçalanabilir.
Akvaryum
: Özellikle gece dahili mekan çekimlerinde oda içinde bulunan akvaryum
çekimlerde kullanildigi görülür. Akvaryumu ve baliklari daha çok ön plana
çikarmak için lambasini güçlendirebiliriz. Dikkat etmemiz gereken ise
isigin kelvin derecesidir. Genelde oda içinde çalistigimiz renk sicakligina
esit bir kelvin derecesinde lamba takarak veya lamba önüne filtre takarak
bunu saglayabiliriz. Akvaryum arkasina bir projektör koyarak oda fonuna,
baliklarin hareketini yansitabilir ve bir efekt yapabiliriz.
Araba Farý
: Araba fari kelvin derecesi düsük bir isik kaynagidir. Mercek yapisina
göre degissede 2500 - 2800 ºK civarindadir. Çekimlerde isik kaynagi olarak
kullanilmaz ancak gece çekimlerinde arabayi direk olarak göreceksek araba
farinin etkilerini göz ardi edemeyiz. Sadece arabayi göreceksek objektife
isik girebilir ve filmi yakabilir, istenmeyen etkilere neden olabilir.
Bu durumda araba farinin önüne bir filtre koyarak yada lamba gücünü düsürerek
diyaframa etkisini azaltabiliriz. Araba yaklasirken far isigindan aydinlanan
bölgeleri de çekeceksek, genel isigin siddeti zaten araba farinin siddetinden
yüksek olacagindan sorun olmaz. Araba fari bir çok yönetmen tarafindan
sis ile birlikte kullanilmistir ve normalden daha etkili bir efekt verir.Araba
içinden yapilan çekimlerde araba fari yerine bir projektör kullanilarak
isik siddetini güçlendirilebiliriz.
Sinema veya
Projeksiyon perdesi : Ayni monitör, televizyon gibi bulundugu ortama degisen
renklerde ve siddetlerde isik etkileri vardir. Fakat sinema salonlarinin
genis ve izleyicinin fazla olmasi ciddi bir isik planlamasi gerektirir.
Normalde perdeye bakan izleyicilerin yüzlerindeki isik siddeti ve renkler
degisir, sirtlari ise karanliktir. Isik yaparken ayni mantikta isik siddetini
arttirmaliyiz. Sinema veya projeksiyon makinesinden çikan ve perdeye dogru
giden isigi çekerken, biraz sis kullanilmasi daha etkili sonuç verir.
Televizyon
veya Monitör : Karanlik bir odada televizyon veya monitör isigi altinda
çekim yapilamasa bile, senaryo geregi bu sekilde bir çekim gerekebilir.
Televizyon veya monitör, o anda görüntülerin devamli degistigi varsayilarak
planlanir. Bu durumda oda içindeki renkler ve isik siddeti degisir. Tabii
ki çok yakin planlarda monitörün kontrastligini açarak monitörden gelen
isik siddetini artirsak da, genis planlarda bir projektörün kullanilmasi
sarttir. Projektörün önüne koyacagimiz bir filtre takimi veya flicker
ile veya fan yardimi ile uçusan tüyler yardimi ile bu sekilde bir efekt
yapilabilir. Televizyon ve monitör amorsundan yapilan çekimlerde sikça
uygulanan yöntemdir. Genel çekimlerde televizyon ve monitör ile birlikte
oda içindeki diger cisimleri de görüyorsak, genel isigin siddetini düsük
tutup televizyon ekranindaki görüntüyü ortaya çikarabiliriz.
Iþýk ve Sanat
Sinema, televizyon, fotoðraf, kamera teknolojilerinde ve iç mekanlarda
aydýnlanmak için kullandýðýmýz ýþýk; Resim, fotoðraf, ve benzeri plastik
sanatlarda belki de sanat eserine anlam kazandýran en önemli faktör olarak
karþýmýza çýkýyor.
Iþýðýn üç temel özelliði vardýr ve bu özellikleri sanat demektir.
A ction ( Hareket ) Iþýk düz çizgiler halinde hareket eder.
R eflection ( Yansýma ) Bir cisme çarptýðýnda o cismin özelliðine oranla
yansýr.
T ransition ( Geçme ) Bir ortamýn içine girince kýrýlýr.
Iþýðýn fiziksel nicelik ve nitelikleri
Iþýk fizik biliminde incelenirken etkileri terminolojik olarak formüllere
oturtulmuþtur. Iþýkla ilgili bütün malzeme, cihaz ve aksesuar üreticileri
bu terimleri kullanarak ortak bir dil konuþmaktadýrlar. Alman DIN 5035
normlarý genelde baz alýnarak bu terimler açýklanmýþ ve bir standarda
oturtulmuþtur.
Iþýðýn bütün özellikleri fizikçiler tarafýndan formüllere oturtulmuþ ve
kitaplara bilimsel olarak geçmiþtir. Bütün bu terimler ve formüllerden
bahsederken açýklamalar da yaparak bu bilgileri pratik olarak da pekiþtirmek
gerekebilir.
Bu bilgileri yazarken birçok yerli yabancý kitap, Ýnternet yoluyla aldýðým
üretici firma bilgileri ve gerek TRT, gerekse BBC, NHK gibi yayýn kuruluþlarýndan
aldýðým kurs notlarýný ve fizik kitaplarýný kullandým.
Fakat birçok yerde anlatýlmadan geçilen önemli bir bilgiye dikkatinizi
çekmek isterim.
Iþýk, ýþýn veya elektromanyetik radyasyonlar gözle görülemezler...
Ancak bir cisme çarpýp gözümüze veya objektife yansýdýðýnda o cismi görebiliriz.
Bütün bu formüller fizikte direk ýþýða göre düþünülmüþtür.
Iþýk Hýzý: Iþýðýn boþlukta bir saniyede aldýðý yola ýþýk hýzý denir. Iþýk
hýzý 299793 km/saniyedir. Iþýk yoðun bir ortama girdiðinde hýzý ortam
yoðunluðuna göre azalýr.
Iþýðýn Dalga Boyu 1803 yýlýnda Young ýþýðýn dalgalar halinde yol aldýðýný,
Young'dan yüz yýl sonra da Einstein ýþýðýn ayný zamanda parçacýk paketleri
halinde ilerlediðini deneyle ispat ettiler ve ýþýkla ilgili bu garip gerçek
1905 tarihinde anlaþýlmýþ oldu. Einstein'a göre ýþýk iki karektere sahipti.
Iþýk kaynaðýndan hem dalgalar halinde hem de parçacýklar halinde yayýldýðýný
ispat ederek Planck'ýn teorisini doðruladý.
Dalga boyu, dalganýn yayýlma hýzý ile titreþim periyodunun yani frekansýnýn
çarpýmýna eþittir.
Iþýk Basitçe bir elektromanyetik radyasyondur. Iþýðýn üç önemli fiziksel
özelliði bulunmaktadýr.
Iþýk düz çizgiler halinde hareket eder.Bir cisme çarptýðýnda o cismin
özelliðine oranla yansýr.
Bir ortamýn içine girince kýrýlýr.
Görülebilir Iþýk ; Ýnsan gözünün görebildiði 380nm - 760nm arasýndaki
elektromanyetik radyasyona görülebilir ýþýk denir.
Bir elektromanyetik dalga olan ýþýðý meydana getiren neden elektrik yüklerinin
hýzlanmasý veya nükleer reaksiyonlardýr. Bir cisim ýsýtýlýnca cismi oluþturan
atomlarýn elektronlarý yörüngesinden çýkarak daha yüksek enerji seviyelerindeki
yörüngelere fýrlar ve tekrar bir önceki seviyelerine inerler. Bu sýrada
atomdan dýþarý bir foton çýkar. Yüklü elektronlarýn harekete geçmesi ve
hýzlanmalarý ile dýþarý çýkan foton parçacýklarý ýþýðý meydana getirir.
Doðadaki bütün cisimler ýþýn yayarlar. Soðuk cisimlerin çýkardýðý cisimlerin
dalga boylarý çok uzun olduðundan bu ýþýnlar gözle görülmez. Cisim ýsýtýlýnca
dalga boyu kýsalýr ve çýkardýðý ýþýn görülebilir hale gelir. Evrendeki
her cismin mutlak sýfýr derecesinin üzerinde belli bir sýcaklýðý vardýr
ve her cisim farklý dalga boylarýnda elektromanyetik radyasyon ýþýk yani
yayarlar.
Oda sýcaklýðýnda cismin çýkardýðý radyasyon spektrumun kýzýl ötesi tarafýndadýr.
Bunlarýn dalga boylarý uzun olup, gözle görülemez haldedir. 800ºC dereceye
kadar ýsýtýlmýþ bir cisim kýzýl haldedir ve yaydýðý radyasyon kýzýl ötesi
bölgesindedir. Cisim bu durumda ancak karanlýkta görülebilir. 3000ºC derecede
ise cisim beyaz renk alýr. Bu durumda çýkan enerjinin %10'u ýþýk þeklindedir
ve diðer enerji ýsý durumda kalýr. Ancak sýcaklýkla ýþýk enerjisi arasýnda
paralel bir oran olmayýp, ýþýk enerjinin artýþý sýcaklýðýn yükselmesine
göre çok daha hýzlý gerçekleþir. Bu fiziksel kanundan yararlanýlarak lambalar
üretilmektedir.
Iþýk yapýmýnda koordinasyon
Herhangi bir görüntünün kaydedilmesi sýrasýnda, profesyonel meslek gruplarýnýn
ortak çalýþmasý gerekmektedir. Bir reji toplantýsý þeklinde geçecek bu
çalýþmanýn aslýnda kaydedilecek görüntü veya görüntü bütününün sanatsal
deðerinin kalitesi ile doðrudan iliþkilidir. Konular profesyonel anlamda
yönetmenden, ýþýk asistanlarýna kadar çalýþanlar hakkýnda da bilgi vermektedir.
Yönetmen
Görüntü yönetmeni
Sanat yönetmeni
Makyaj
Iþýk yönetmeni
Iþýk yapýmýnda çalýþan diðer görevliler
Yönetmen
Herhangi bir görüntünün kaydedilmesi sýrasýnda, meslek gruplarýna senaryonun
genel ve o sahnedeki durumuna göre kendi yorumunu katarak bir reji toplantýsý
ile yaratmak istediði atmosferi tam olarak anlatmasý gerekmektedir.
Görüntü yönetmeni ve Iþýk yönetmeni bu bilgileri aldýktan sonra teknik
hazýrlýklarý tamamlar, yönetmen isteði olan atmosferi yakalamadan kayda
girmez.
Yönetmenin bu isteklerini görüntü ve ýþýk yönetmenine anlatabilmesi için
Iþýk ile ilgili teknik bilgisinin olmasý gerekir. Projektör ve diðer malzemelerin
kapasitesine göre isteklerde bulunmasý doðru olur.
Yönetmenin ýþýk bilgisi iki þekilde önem kazanýr. Bazý çalýþmalarda ýþýk
ön plana çýkar. Özellikle, senaryo gece veya karanlýk ortamlarda gerçekleþmek
zorunda ise, korku filmleri gibi ýþýða dayalý çalýþmalarda iyi bir ýþýk
bilgisi ve tecrübeli bir ýþýk ekibi gerekmektedir. Yönetmenin bu tip filmlerde
çalýþmýþ tecrübeli ýþýk ekibini seçmesi gerekir.
Çalýþma baþlamadan önce ýþýk malzemelerinin tespit edilerek yapýmcý ve
ýþýk þefinin bunlarý saðlamasý için senaryonun büyük ve önemli sahne veya
planlarý hakkýnda bilgi vermesi gerekmektedir. Kameranýn göreceði büyük
alanlarý veya gereken ýþýk efektlerini önceden belirlemesi ve bunlarý
ýþýk þefiyle görüþmesi gerekir. Çalýþma baþladýktan sonra ise yönetmenin
sahne ve plan koordinasyonlarýný önceden belirlemesi, mekanlarý önceden
planlayýp ýþýk þefine önceden bu çalýþma planýný vermesi gerekmektedir.
Yani kýsaca dersine çalýþmasý gerekir. Önce A mekanýnda sonra B mekanýnda
tekrar A mekanýnda ve takiben B mekanýnda çalýþmayý istemek veya sahne
ve planlarý sýralý çekmeye çalýþmak yönetmenlik deðildir. Bu þekildeki
çekimler, maliyeti arttýrdýðý gibi özellikle çok çalýþan ýþýk grubunu
çileden çýkarýr. Iþýk þefi, ýþýk devamlýlýðýný tutturmak için çok büyük
efor sarf eder. Bana göre ayný ýþýðý tutturmak olanaksýzdýr. Yönetmenin
ýþýk ekibiyle diyaloglarýnýn doðru olmasý ve ýþýk terminolojisini kullanmasý
zaman problemini ortadan kaldýrýr; yoksa o çalýþma süresi uzar.
Sanat yönetmeni
Sanat yönetmeni, kaydedilecek görüntünün içindeki bütün yardýmcý cisimlerin,
senaryoda bulunan unsurlara uymasýný saðlar. Bu unsurlar duvardaki tablodan
masaya, aksesuarlara ve senaryoda geçen bir kol saatine kadar büyük bir
çalýþmayý gerektirir. Ancak bu aksesuarlarýn senaryoya uymasý kadar teknik
þartlara da uymasý gerekmektedir. Bir tablonun üzerindeki parlama, masa
örtüsünün rengi, yakýn planlarda gözlük camýnýn yansýmalarý, kostüm renklerinin
uyumu sanat yönetmeni tarafýndan denetlenmelidir. Önceden yapýlacak bu
çalýþma çekim sýrasýnda kolaylýk saðlayacaðý gibi görüntü kalitesine ve
kontrastlýk oranýna doðrudan etki edecektir.Sanat yönetmeninin, görüntü
ve ýþýk yönetmeni ile ortak çalýþmasý gerekir. Çalýþmaya baþlamadan önce
kamera açýlarýný ve ýþýk malzemelerinin yerini bilmesi doðru olur.
Görüntü yönetmeni
Görüntü yönetmeni, kaydedilen görüntü her yönü ile inceleyen, teknik olarak
senaryoya uymasýný ve hatalarýn minimum seviyede olmasýný saðlayan, yönetmenin
senaryoya dair isteklerini teknik olarak yorumlayan görevlidir ve ýþýktan
doðrudan sorumludur. Tecrübesi diðer meslek gruplarýnýn çalýþmalarýný
bilmesi, kullanýlan malzemelerin teknik özelliklerini bilmesi ve bu bilgilerini
uygulama fýrsatý bulmasý ile ilgilidir.
Diyafram, ýþýk þiddetleri, kontrastlýk oranlarý, renk ýsýlarý ve diðer
kaydedilecek görüntüye etki edebilecek makyaj, set malzemeleri kostüm
renkleri gibi unsurlarý ýþýða göre yorumlayarak; Iþýk þefine gerekli bilgileri
verir.
Iþýk yapýmý sýrasýnda bizzat bulunarak, fikirlerini söyler sonuca etki
edecek unsurlarý denetler. Görüntünün üç boyutlu gibi görünmesi ýþýk ile
saklanacak hatalar, izleyenin görmesi veya görmemesi gereken unsurlar,görüntünün
kalitesini oluþturacak her unsur kendisinin ve Iþýk yönetmeninin sorumluluðundadýr.
Türkiye'de görüntü yönetmenliði ayrý bir meslek olarak kabul edilmeyerek
bu görev kameramanlara yükletilmiþtir.
Iþýðýn Kýrýlmasý ( Refraction )
Bir saydam ortamdan baþka bir saydam ortama geçen ýþýk demetinin bir kýsmý
bu iki ortamý ayýran yüzey üzerinde yansýrken, ýþýk demeti doðrultusunu
deðiþtirerek diðer ortama geçer. Iþýðýn bir saydam ortamdan diðerine geçerken
doðrultusunu deðiþtirmesine ýþýðýn kýrýlmasý denir.
Kýrýlma Kanunlarý
Gelen ýþýn, kýrýlan ýþýn ve normal ayný düzlemde bulunur.
Belirli ortamlar için geliþ açýsýnýn sinüsünün kýrýlma açýsýnýn sinüsüne
oranýnýn sabit olur. ( sin i / sin r = a ) Snell kanunu.
Iþýk Yoðunluðu az ortamdan, yoðunluðu fazla olan ortama girdiðinde hem
daha fazla açýyla kýrýlýr, hem de hýzý azalýr.
Gelen ýþýðýn, geliþ açýsý büyüdükçe kýrýlma açýsý da büyür.
Kýrýcý ortamýn yoðunluðu arttýkça kýrýlma da daha büyük olur.
Kýrýlan ýþýn doðru boyunca yayýlýr.
Terk edilen hat, kýrýlan hat ve normal tek bir düzlemde yani görüntü yüzeyinde
yer alýr.
Dik ýþýn kýrýlmaz.
Kýrýlma saydam ortamýn yoðunluðuna baðlýdýr. Yukarýdaki örnekte hava içinden
45º ile gelen ýþýn, su içine girerken 32º açý ile kýrýlmaktayken, Titanyum
beyazý içine girince 16º açý ile kýrýlmaktadýr. Iþýk yoðunluðu az ortamdan
yoðunluðu çok ortama girdiðinde hýzý azalýr. Yani belirli bir dalga uzunluðu
ile gelen ýþýn, ortam deðiþtirdiðinde eðer bu ortam daha yoðunsa dalga
uzunluðu kýsalýr.
Ayný zamanda gelen ýþýðýn belirli bir kýsmý saydam cismin yüzeyinden geri
yansýmakta ve bir kýsmý sadece cisim içine girebilmektedir. Vakumlu bir
ortamda yapýlan deneyler çeþitli saydam cisimlerden geçen ýþýnlarýn geçiþ
yüzdeleri aþaðýda görülmektedir
Iþýðýn Yansýmasý ( Reflection ) Saydam olmayan cisimlerin yüzeyi üzerine
çarpan ýþýnlarýn büyük kýsmý ayný açýda geri dönerler. Bu olaya yansýma
denir. Bir cisim ne kadar pürüzsüz ve parlak olursa üzerine düþen ýþýnlarý
o kadar iyi yansýtýr.
Yansýma kanunlarý
1. Gelme açýsý, yansýma açýsýna eþittir.
2. Gelen ýþýn, normal ve yansýyan ýþýn ayný düzlem içinde bulunurlar.
Aynaya gelen ýþýna, gelen ýþýn denir.
Gelen ýþýnýn aynaya düþtüðü noktadan aynaya çizilen dikmeye normal denir.
Iþýn bu noktadan yansýyarak döner. Bu dönen ýþýna yansýyan ýþýn denir.
Normal ile gelen ýþýnýn yaptýðý açýya gelme açýsý denir.
Normal ile yansýyan ýþýnýn yaptýðý açýya yansýma açýsý denir.
Iþýðýn bazý metallerin üzerine çarptýðýnda, metalden elektron çýkararak
metalde küçük bir elektrik akýmýna sebep olduðu 1880'lerden itibaren biliniyordu.
1903 yýlýnda Fransýz Phillipp Lenard metal yüzeye çarpan ýþýk miktarý
artýrýldýðýnda dýþarý fýrlayan elektronlarýn enerjisinin ayný kaldýðýný
fakat buna karþýlýk çýkan elektronlarýn sayýsýnýn arttýðýný deneyle gösterdi.
Bu bilimsel bulgulara dayanarak ýþýðýn çeþitli maddelerden yansýmasý sonrasýndaki
teknik verilerin alýndýðý bir deneyler serisi yapýlarak hangi maddelerin
ne þekilde ýþýðý yansýttýðý tespit edildi. Projektörlerin aynalarý, reflektörler
bu özelliðe göre üretilmektedir.
Projektörler
Projektörler ýþýðý kontrol edebilmemiz amacýyla üretilen suni ýþýk kaynaklarýdýr.
Profesyonel olarak film, video, fotoðraf çalýþmalarýnda ve diðer tiyatro,
opera, konser gibi görsel sanatlarda uygun atmosferler yaratarak psikolojik
etkiler eklemek amacýyla çeþitli projektörler üretilmektedir.
Bu projektörler firmalara göre çeþitli standartlar taþýsa da aslýnda bu
konuda en büyük standart projektörlere takýlan lambalardadýr. Projektörler
sýnýflandýrýlýrken verdikleri ýþýðýn cinsine göre veya bir baþka deyiþle
takýlan lambanýn özelliklerine göre sýnýflandýrýlýrlar.
Projektörleri incelerken üretildikleri teknik özellikler, çeþitleri, ve
kullandýklarý lambalarý incelememiz gerekir.
Çalýþmalar sýrasýnda projektör haricindeki ýþýk kaynaklarýný gözardý edemeyiz.
Bu ýþýk kaynaklarýndan çalýþtýðýmýz objelere yayýlan ýþýðý da hesaplarýmýza
dahil etmemiz gerekir.
Projektör Çeþitleri
Profesyonel bir projektörün görüntü elde ederken ýþýðý düzenleyen kiþiye
bazý özellikleriyle yardýmcý olmasý gerekir. Günümüzde çok modern, her
türlü ortamda çalýþabilecek çeþitli projektörler üretilmektedir.
Bu projektörlerin hareket, denge, aðýrlýk ve güvenlik özellikleri artýrýlmakta
elektronik devreler ile deðiþen voltajlarda sabit renk ýsýlarýnda ýþýk
vermeleri saðlanmaktadýr.
Gün ýþýðý projektörleri ( Daylight )
Camlý projektörler ( Fresnel )
Camsýz projektörler ( Quartz )
Par Projektörler
Kanal Projektörler
Takip Spotlarý
Akülü Setler
Efekt Spotlarý
Fon Spotlarý
Balon Iþýk
Gün ýþýðý projektörler ( Daylight )
Kullandýklarý lamba ýþýðýnýn renk özelliðine göre isimlendirilmiþlerdir.
Bu lambalar HMI denilen ve 5600 - 5700 Kelvin derecesinde ýþýk veren lambalardýr.
Lamba içindeki gazýn yüksek bir elektrik gücüyle ateþlenmesi ve gazýn
reaksiyona girmesi ile ýþýk verir. Lambanýn çalýþma prensibi elektrik
devrelerinde floransan devrelerin çalýþma prensibinin aynýsýdýr ve lamba
içindeki gazý ateþlemek için yüksek güce, tetikleme elektronik devresine
ve gücü yükseltmek amacýyla bir balasta ihtiyaç vardýr. Projektör, lambanýn
bu çalýþma prensibine göre bir balast ile birlikte kullanýlýr. Enerji
balasta baðlanýr, balasttan projektöre giden kablo ile devre tamamlanýr.
Bu bilgi kablosunun sabit uzunluðu nedeniyle projektör balasttan fazla
uzaklaþamaz. Ancak projektör gövdesinin çok yükseðe konulacaðý veya projektörün
konulduðu yere balastýn sýðmamasý gibi özel durumlarda kullanmak amacýyla
uzun kablolar üretilmiþtir.
Gün ýþýðý projektörlerinin güçleri daha kolay hesaplamalar yapýlabilmesi
amacýyla belirli standartlarda üretilmektedir. 200w - 575w - 1200w - 2500w
- 4000w - 6000w - 12000w - 18000w - 20000w. Yüksek amperajla çalýþan 12000w
ve 20000w gün ýþýðý projektörleri üç fazlý olarak üretilmektedir. Gün
ýþýðý projektörleri lambalarýnýn çalýþma prensibi nedeniyle dimmerlere
baðlanamaz. Balastýn ve lambanýn çalýþmasý için sabit bir gerilim gerekmektedir.
Bu nedenle ýþýk þiddetleri ancak filtrelerle deðiþtirilebilir. Iþýk þiddetinin
kontrol edilememesi gövdelerinin çok aðýr ve hantal olmasý ve balast ile
kullanýlmak zorunda olmasý nedenleriyle gün ýþýðý projektörlerini stüdyolarda
kullanma imkanýný azaltýr. Ancak çok büyük film platolarýnda, profesyonel
çalýþmalarda portatif sistemler kullanýlmasý kaçýnýlmazdýr. Gün ýþýðý
projektörlerinin kullaným alanlarý diðer projektörlere göre çok fazladýr.
Iþýk renginden yararlanýlarak gündüz ve gece psikolojik olarak seyirciye
aktarýlan bilgilerdir.
Balast ve lambaya tatbik edilen elektriðin gerilimi kadar frekansýnýn
da sabit olmasý gerekir. Birçok ülkede elektriðin frekansý 60Hz olsa da
ülkemizde elektriðin frekansý 50Hz'dir. Oysa gün ýþýðý projektörleri 50
ve 60Hz de çalýþabilirler, ancak ara deðerlerde çalýþsalar bile optilasyona
yol açarlar. Bu optilasyon ýþýk þiddetinin azalýp artmasýna neden olur.
Bu þiddet deðiþimi o kadar ani olurki insan gözü algýlayamayabilir. Montaj
masasýnda fark ettikten sonra da telafisi mümkün olmayabilir. Özellikle
jeneratör ile çalýþýrken frekansý devamlý kontrol etmek gerekir.
Camlý projektörler ( Fresnel )
Gövdeleri gün ýþýðý projektörlerine çok benzese de kullandýklarý lamba
ýþýðýnýn renk özelliði 3200ºK ve ýþýðý odaklayan özel bir mercek sistemine
sahip camlarý, lambalarýnýn balasta ihtiyacý olmamasý fresnelleri gün
ýþýðý projektörlerinden ayýran özelliklerdir.
Fresnel projektör güçleri daha kolay hesaplamalar yapýlabilmesi amacýyla
ISA ve DIN normlarýna dayalý belirli standartlarda üretilmektedir. 200w
- 300w - 650w - 800w - 1000w - 2000w - 5000w - 10000w - 20000w. Yüksek
amperajla çalýþan 10000w ve 20000w fresnellerin üç fazlý olarak üretilen
modelleri de vardýr.
Genelde en fazla kullaným alaný stüdyolardýr. Profesyonel çalýþmalar amacýyla
sabit bir sistem olarak kurulan stüdyolarda ýþýk yapýmý sýrasýnda en kullanýþlý
projektörler fresnellerdir. Günlerce hiç kapanmadan çalýþabilecek þekilde
dizayn edilmiþlerdir. Lambalarýnýn renk ýsýlarý deðiþmeden çalýþýrlar
ve dimmere baðlanarak ýþýk þiddetleri kontrol edilebilir.
Bütün bu nedenlerden kullaným alanlarý geniþtir. Sinema amaçlý film çekim
platolarýnda, televizyon stüdyolarýnda, opera ve bale salonlarýnda, tiyatrolarda,
profesyonel fotograf stüdyolarýnda en çok kullanýlan projektörlerdir.
Dýþ mekanlarda ve geçici olarak kurulan stüdyolarda portatif olarak kullanýlan
modelleri mevcuttur.
Camsýz projektörler ( Quartz )
Gövdeleri çok basit bir þekilde dizayn edilen quartz projektörler, lambadan
yayýlan ýþýðýn direk olarak gövde dýþýna çýkmasý ve lamba arkasýnda bulunan
parabolik reflektörün yansýtmasý ile odaklanmasý amacýyla üretilmiþlerdir.
Fresnel projektörlerdeki cam olmadýðý için ýþýðý, fresnel projektörler
kadar odaklayamazlar. Kullandýklarý lamba ýþýðýnýn renk ýsýsý 3200þK dir.
Quartz projektörlerinin güçleri daha kolay hesaplamalar yapýlabilmesi
amacýyla belirli standartlarda üretilmektedir. 200w - 650w - 800w - 1000w
- 2000w Soðutma sistemi gövde üzerine açýlan deliklerden ibarettir. Kepenklerinin
çok fazla kapanmasý veya filtrenin kepenk üzerine tam kapanmasý nedeniyle
iç ýsý artar ve lambalarý bu nedenle sýkça patlar. Sadece el yardýmý ile
manuel olarak aþaðý - yukarý ve saða - sola dönebilirler. Yine manuel
olarak zoom yapýlabilir.
Gövdelerinin hafif dizayný bu projektörleri stüdyo dýþýndaki çalýþmalarda
vazgeçilmez hale getirmiþtir. Kelepçeler yardýmý ile çok dar alanlara
asýlabilirler, bazukalar üzerine birçok quartz projektör tavana monte
edilebilir. Kullandýklarý ayak kendi aðýrlýðýný taþýyabilecek kadardýr
ve bu nedenle çok yükseklere kaldýrýlabilir. Sadece rüzgarlý çalýþmalarda
kepenkleri açýk tutulmalýdýr.
Diðer projektörlere nazaran çok ucuzdurlar ve gövdelerinin küçüklüðünden
dolayý birkaç projektörü bir arada küçük kutularda taþýma imkaný vardýr.
Efekt Spotlarý Üretici firmalar çok deðiþik amaçlara hizmet eden efekt
spotlarý üretmektedirler. Efekt spotlarý ýþýk masalarý ile kumanda edildikleri
gibi robot tasarýmlarýyla da üretilirler. Efekt spotlarý en çok müziði
desteklemek amacýyla kullanýlmýþlardýr. Orkestra ve sanatçýyý aydýnlatýrken
ayný zamanda müziðin ritmine göre tempo veren bu spotlar, müzik dinleyicisine
heyecan verirler. Bu nedenle diskotek, konser, barlarda sýkça kullanýlýrlar.
Özel üretim efekt spotlarý film çekimlerinde ve tv stüdyolarýnda kullanýlýr.
Bunlar rüzgarda sallanan yapraklarýn veya dallarýn hareketini, fonda hareket
eden gölgeleri veya nesneleri daha kolay kontrol etmemize olanak verir.
Efekt spotlarýnýn önlerine takýlan gobolar yardýmý ile deðiþik objelerin
resimlerini, bu goboyu motorlar ile kontrol ederek arka planda hareket
ettirebilir, mesela bu sayede deprem efekti yapabiliriz
Fon spotlarý Genelde arka plandaki objeleri, perdeleri aydýnlatmak amacýyla
kullanýlýrlar. Bu tip spotlardan istenilen, ýþýðýn kontrol edilmesi deðil
sadece basit bir þekilde aydýnlatmasýdýr. Bu nedenle dizaynlarý sade,
kontrol üniteleri bulunmayan ve basit spotlardýr. Tiyatrolarda, opera
sahnelerinde sýkça kullanýlýrlar. Üretilen daha basit modelleri vitrinlerde
kullanýlýr. Bu tip spotlarý kullanýrken istenilen sadece homojen bir ýþýk
yaymasý ve renk filtresi kullanýlabilmesidir.
Diðer Iþýk Kaynaklarý Iþýk kaynaðý olarak kullanýlan profesyonel cihazlarýn
haricinde, çekimler sýrasýnda karþýmýza çýkan veya senaryo gereði kullanýlan
aksesuarlarýn da teknik açýdan bilinmesi gerekir. Güneþ, Ay, Mum, Gaz
Lambasý, Þömine, Kamp Ateþi, Akkor Lambalar, Floresan Lambalar, Sokak
Lambalarý, El Feneri, Kask Feneri, Akvaryum, Araba Farý, Sinema Perdesi,
Projeksiyon, Monitör Tv,
Güneþ Iþýðý: Güneþ içindeki atom parçalanmalarý enerjiye dönüþtüðünde,
bu enerjinin bir kýsmý da ýþýk olarak yayýlýr. Dünyamýz için güneþten
direk olarak gelen veya atmosferden, Ay'dan, dünya üzerinden yansýyan
ýþýk, doðal ýþýk kaynaðý olarak kabul edilir.
Güneþ ýþýðýný prizmadan geçirdiðimizde altý renkten oluþtuðunu görürüz.
Güneþin merkezi 6000þK olarak ölçülmüþtür fakat dünyadan güneþin merkezi
5100þK olarak ölçülür. Bunun nedeni atmosferdir. Güneþten gelen elektromanyetik
radyasyon çeþitli dalga uzunluklarýndadýr. Güneþten gelen elektromanyetik
radyasyonun % 50 si uzun dalga boyu, % 10 u ise kýsa dalga boyundadýr.
Bunlardan bir kýsmý atmosferden geçerken gaz molekülleri tarafýndan yansýtýlýr.
Atmosferin üst kýsmýna çarpan ve dalga boyu 300 anstrom olan ýþýnlar burada
yutulur.
Diðer elektromanyetik radyasyon ise ; X ýþýnlarý 100 nm. Mor ötesi ( ultraviolet
) ýþýk 100 - 400 nm. Görülebilir ýþýk 380 - 720 nm. Kýzýl ötesi ( infrared
) ýþýk 7000 - 10.000.000 mikron. Mikro Dalgalar 1000 - 1.000.000 mikron
veya 0.1 - 100 cm. Orta ve Kýsa Dalga Radyo sinyali 100 cm.
Güneþ ýþýðýnýn 380 - 720 nanometre arasýndaki bölümü insan gözü tarafýndan
görülebilir. Ýnsan gözü üç ana renge karþý daha çok duyarlýdýr. Yeþil,
mavi ve kýrmýzý. Yeþil renk gözün en duyarlý olduðu ve en iyi gördüðü
renktir.
Görüntü alýrken en çok kullanýlan ucuz, zahmetsiz ýþýk þiddeti ve renk
ýsýsý çekim yapmaya en elveriþli doðal ýþýk kaynaðýdýr. Dünyanýn dönüþü
ile doðudan batýya doðru hareket eden bir ýþýk kaynaðýdýr. Dünyanýn deðiþik
bölgelerine deðiþik açýlarla ýþýðý geldiðinden her bölgede deðiþik etkileri
oluþmaktadýr. Güney ve Kuzey kutup bölgelerine çok yatýk bir açýyla veya
atmosferden yansýmalarla ýþýðý ulaþtýðýndan ýsý etkisini kaybeder. Ekvator
bölgesine ise ýþýðý en dik ve þiddetli þekilde etki eder. Dünya üzerindeki
konumuna göre ülkemize güney cephesinden dik bir açýyla ýþýðý gelir. Bu
nedenle daðlarýn, binalarýn veya cisimlerin güney cepheleri aydýnlýk,
kuzey cepheleri ise gölgede kalýr. Güney Afrika'da ise bu durumun tersi
görülür. Direk olarak çekimi yapýlacak cisimlere ýþýðýn temasýnda ve doðadan
yansýmalarla temasýnda deðiþik etkileri vardýr. Bu nedenle çekimi yapýlacak
bölgeler önceden incelenip güneþ ýþýðýnýn en uygun olduðu mevsimlerde
ve saatlerde çekim yapýlmalýdýr. Atmosferin bulutlarla kaplý olduðu zamanlarda
güneþ ýþýðý direk olarak yüzeye ulaþamaz, bulutlar bir diffision etkisi
yaratýr ve güneþ ýþýðý daðýlarak ve þiddeti azalarak yeryüzüne ulaþýr.
Bu sýrada ýþýk ýsýsý yükselir, kýrmýzý renk azalýr ve mavi renk hakim
olur. Güneþ ýþýðýnýn gölgesi tek meydana geldiði halde bulutlu havalarda
ýþýk her yönden eþit geldiðinden gölge oluþmaz veya birçok gölge oluþarak
birbirinin etkisini azaltýr. Güneþin doðuþu sýrasýnda daha çok mavi renk,
batýþýnda ise kýrmýzý renk hakim olur. Kelvin derecesi ve ýþýk þiddeti
çýldýrmýþ gibi çok kýsa sürelerde deðiþir. Bu nedenden güneþ doðuþ ve
batýþlarýnda çekim yapmak için çok kýsa zaman vardýr. Güneþ doðduktan
sonra ortalama 5700þK - 6500þK civarýnda, parçalý bulutlu havalarda 6500þK
- 7500þK, Bulutlu havalarda ise 10000þK - 20000þK renk ýsýsýna sahiptir.
Güneþ batarken kelvin derecesi 5000þK civarýndan çok kýsa bir sürede 3000þK
renk ýsýsýna düþer. Güneþ battýktan sonra sadece atmosfer üzerinden yansýmasý
ile ýþýðý ulaþýr ama bu yansýyan ýþýðýn kelvin derecesi çok yüksektir
ve atmosfer mavi hatta lacivert gibi görünür. Gündüz iç mekan çekimlerinde,
pencere veya kapýdan içeri giren güneþ ýþýðý ana ýþýk kaynaðý olarak deðerlendirilmelidir.
Çok koyu veya gölgede kalan bölgelere gün ýþýðý projektörleri ile dolgu
yapýlarak çekim
Ay; aslýnda bir ýþýk kaynaðý olmayan, sadece güneþin ýþýðýný yansýtan
ay bir reflektör gibidir. Ancak izleyiciye psikolojik olarak bir çok vurguyu
anlatmaya yarar. Zaman kavramý , gece, mekanlar ay ile anlatýlýr. Gece
geçen çalýþmalarda görüntünün alýnabilmesi için gereken ýþýk olarak ay
ýþýðý mantýðý kullanýlýr. Ay ýþýðý karakter olarak þiddeti çok düþük ama
renk ýsýsý çok yüksek, mavinin hakim olduðu bir ýþýktýr. Bu nedenle çok
geniþ alanlarda ve doðada çalýþýrken, kelvin derecesi ve ýþýk þiddeti
yüksek gün ýþýðý projektörleri ile ýþýk yapýlýr. Ay ýþýðýnýn da gölgesi
tektir. Iþýk yaparken bu mantýðý göz ardý etmemek gerekir.
Ateþ veya Kamp Ateþi; Yakýlan bir kamp ateþinin büyüklüðü ile doðru orantýlý
ýþýk þiddeti vardýr. Odun ateþinin renk sýcaklýðý 2700 - 3000ºK civarýndadýr.
Odunlarýn yanýp bitmesiyle ateþin renk ýsýsý ve ýþýk þiddeti düþer. Odun
ateþinden kývýlcýmlar çýkar ve bu kývýlcýmlarý çekebilmek için ortamdaki
genel ýþýðýn þiddetini düþük tutmamýz daha iyi sonuç verir. Ateþin bulunduðu
ortamdaki kiþiler titrek ve deðiþen þiddetteki ýþýk ile aydýnlanýrlar.
Çekim için gereken ýþýk þiddeti elde edilemezse projektörler ile takviye
edilmelidir. Iþýk þiddetini arttýrmak için kullanýlan projektör eðer alevin
arkasýndan uygulanýrsa, azalýp artan alevler ýþýðýn kesilmesine ve gölgelere
neden olacaðýndan doðal bir efekt gerçekleþecektir.
Mum; Iþýk þiddetinin deðerini bulmada kullanýlan mum için çýkarýlan formülü
bir kez daha gözden geçirerek þiddeti hakkýndaki bilgiyi hatýrlarsak,
normal bir mumun 1m mesafedeki bir noktaya etki ettiði ýþýða bir lümen,
1m mesafedeki 1m˛ yüzeye etkisi ise 1 lüks deðerindedir. Yani
bir mumun bulunduðu ortamda çekim yapmamýz gerekirse, kameraya uzaklýðý
çok yakýn olduðu durumlar haricinde diyaframa etkisi yok denecek kadar
azdýr. Iþýk ýsýsý yaklaþýk 2300þK civarýnda olduðundan sýcak bir renk
içerir. Sadece elinde bir mum olan bir kiþiyi çekeceðimizi düþünürsek,
mum yüzde titrek bir aydýnlatma etkisi yaratýr. Fakat bu ýþýðýn çekim
için az olduðunu düþünerek mutlaka bir projektör ile takviye ederek ýþýk
þiddeti arttýrýlma ihtiyacý duyulacaktýr. Türklerin pratik zekasý ile
daha önce uygulanan bir yöntem var. Mumun içine bir fener lambasý monte
edip, oyuncunun yüzüne doðru yönelterek bir çekim gerçekleþtirilmiþti.
Florasan Lambalar; Genelde sýkça kullanýlan florasan lambalarýn 20w -
40w güçleri vardýr. Renk ýsýsý 4400 - 4800ºK civarýndadýr ancak 3800ºk
florasan lambalarda üretilmiþtir. Güneþ ýþýðýný desteklemek amacýyla bürolar
için üretilmekte ve kullanýlmaktadýrlar. Mavi ve yeþil rengin hakim olmasý
nedeniyle sýcak renkleri iyi yansýtmazlar ve soðuk bir etki verirler.
Lambalarýn camlarý genelde buzlu cam þeklindedir ve ýþýðý daðýtarak yayarlar.
Iþýk þiddetleri düþük olduðu için gün ýþýðý projektörleri ile takviye
edilerek kullanýlabilir.
Florasan ýþýk içinde yeþil renk oraný çok olduðu için filmlerde yeþil
olarak pozlanýr. Bu durumu düzeltmek amacýyla mutlaka floresan filtreler
kullanýlmalýdýr.
Film çekimlerinde kullanýlmak üzere özel olarak florasan lambalar üretilmiþtir.
Bu lambalarda yeþil renk problemi çözülmüþtür.
Kask Feneri; Maðara, maden, tunel gibi çekim yapýlacak mekanlarda kask
fenerleri kullanýlmaktadýr. Kask feneri ýþýðý güçsüz ve renk sýcaklýðý
düþüktür ancak çekimler için özel ýþýklar üretilmiþtir. Normalde kullanýlan
fener ýþýklarý akü veya karpit ile çalýþýr ve kýsa süre sonra güçlerini
yitirirler. Bu tip fener ýþýklarý genelde ayarlanamaz ve hüzme þeklinde
ýþýk verirler. Çevreyi pek aydýnlatmaz sadece ileriyi aydýnlatýrlar.
Araba Farý, Araba farý kelvin derecesi düþük bir ýþýk kaynaðýdýr. Mercek
yapýsýna göre deðiþsede 2500 - 2800 ºK civarýndadýr. Çekimlerde ýþýk kaynaðý
olarak kullanýlmaz ancak gece çekimlerinde arabayý direk olarak göreceksek
araba farýnýn etkilerini göz ardý edemeyiz. Sadece arabayý göreceksek
objektife ýþýk girebilir ve filmi yakabilir, istenmeyen etkilere neden
olabilir. Bu durumda araba farýnýn önüne bir filtre koyarak yada lamba
gücünü düþürerek diyaframa etkisini azaltabiliriz. Araba yaklaþýrken far
ýþýðýndan aydýnlanan bölgeleri de çekeceksek, genel ýþýðýn þiddeti zaten
araba farýnýn þiddetinden yüksek olacaðýndan sorun olmaz. Araba farý bir
çok yönetmen tarafýndan sis ile birlikte kullanýlmýþtýr ve normalden daha
etkili bir efekt verir. Araba içinden yapýlan çekimlerde araba farý yerine
bir projektör kullanýlarak ýþýk þiddetini güçlendirilebiliriz.
Televizyon veya Monitör; Karanlýk bir odada televizyon veya monitör ýþýðý
altýnda çekim yapýlamasa bile, senaryo gereði bu þekilde bir çekim gerekebilir.
Televizyon veya monitör, o anda görüntülerin devamlý deðiþtiði varsayýlarak
planlanýr. Bu durumda oda içindeki renkler ve ýþýk þiddeti deðiþir. Tabii
ki çok yakýn planlarda monitörün kontrastlýðýný açarak monitörden gelen
ýþýk þiddetini artýrsak da, geniþ planlarda bir projektörün kullanýlmasý
þarttýr. Projektörün önüne koyacaðýmýz bir filtre takýmý veya flicker
ile veya fan yardýmý ile uçuþan tüyler yardýmý ile bu þekilde bir efekt
yapýlabilir. Televizyon ve monitör amorsundan yapýlan çekimlerde sýkça
uygulanan yöntemdir. Genel çekimlerde televizyon ve monitör ile birlikte
oda içindeki diðer cisimleri de görüyorsak, genel ýþýðýn þiddetini düþük
tutup televizyon ekranýndaki görüntüyü ortaya çýkarabiliriz.
El Feneri; Normalde kullanýlan el fenerleri hem ýþýk ýsýsý hem de þiddeti
bakýmýndan düþüktür ve çekimlerde kullanýlmazlar. Çekimlerde kullanmak
için daha þiddetli ýþýk veren el fenerleri üretilmiþtir. El feneri ýþýðýnýn
aydýnlatacaðý bir yeri çekiyorsak el feneri görünmeyen durumlarda bir
projektör kullanýlmalýdýr. Biraz sis veya toz yardýmý ile daha etkili
olurlar. El fenerini kullanarak hareket edecek kiþiye önceden yönelteceði
yerleri söyleyerek bilgi vermek gerekir.
Akvaryum; Özellikle gece dahili mekan çekimlerinde oda içinde bulunan
akvaryum çekimlerde kullanýldýðý görülür. Akvaryumu ve balýklarý daha
çok ön plana çýkarmak için lambasýný güçlendirebiliriz. Dikkat etmemiz
gereken ise ýþýðýn kelvin derecesidir. Genelde oda içinde çalýþtýðýmýz
renk sýcaklýðýna eþit bir kelvin derecesinde lamba takarak veya lamba
önüne filtre takarak bunu saðlayabiliriz. Akvaryum arkasýna bir projektör
koyarak oda fonuna, balýklarýn hareketini yansýtabilir ve bir efekt yapabiliriz.
Gaz Lambasý, Gemici feneri; Gaz lambasý veya içinde mum olan gemici fenerleri
mumdan biraz daha fazla ýþýk verirler. Özellikle genel planlarda bir kiþinin
karanlýkta yürürken elinde hareketi ile güzel bir efekt alýnabilir. Oda
içinde yakýlan bir kibrit ile ateþlenen fener içindeki mum fitili önce
parlak büyük bir ýþýk verir, sonra bu ýþýk yavaþça sabit hale gelir. Bu
efekti çekebilmek için dimmerli bir projektörden yararlanmak gerekir.
Genel çekimlerde fener içine bir fener lambasý monte ederek ýþýk þiddeti
arttýrýlabilir. Yolcu isimli Baþar SABUNCU'nun yönettiði flmde tren yolunda
hareket eden bir drezin üzerinde asýlý gaz lambasýna araba lambasý ve
aküsü yardýmý ile ýþýk þiddetini arttýrmýþtým.
Þömine; Þömine ateþi ile aydýnlanan bir odayý incelersek, ýþýk titremeler
ile ve þiddeti yükselip - azalarak etrafa yayýlýr. Þömine yerde olduðundan
yayýlan ýþýðýn gölgeleri fonda o cisimden daha büyük ve yukarýda oluþur.
Ateþin büyüklüðü ile ýþýðýn þiddeti ve rengi doðru orantýlýdýr. Evlerde
kullanýlan ortalama büyüklükteki bir þömineden 2800þK ýþýk etrafa yayýlýr.
Iþýðýn þiddeti ise bu ýþýktan yaralanan cismin þömineye uzaklýðý ile anlatýlabilir.
Þömineden gelen ýþýðýn çekim yapmak için yetersiz olacaðýný varsayarak
ayný açý mantýðý ile bir veya birkaç projektörü çekimi yapýlacak bölgelere
vererek, ýþýðýn þiddetini arttýrýp çalýþabiliriz. Karanlýk bir odada þömine
ýþýðýnýn altýnda çekim yapýlacaksa, oda içindeki diðer aydýnlatma cihazlarýna
nazaran þömineden gelen ýþýðý biraz daha abartarak ve renk ýsýsýnýn düþük
olduðunu varsayarak daha sýcak renk tonlarý uygularýz. Ýnsan ten rengini
ve ortamdaki diðer renkleri biraz daha kýzartarak sýcak renklerde çalýþabiliriz.
Þömine ateþinin özelliðinden ve titremesinden yola çýkarak bir projektör
önüne koyulan flicker veya fan yardýmý ile titreyen bir gobo ýþýðý titreterek
uygulamamýza olanak verir.
Sokak Lambalarý; Sokaklarda kullanýlan lambalarýn renk sýcaklýklarý çok
farklýdýr ve bu lambalar altýnda geçen çekimlerde mutlaka kelvinmetre
ile ölçüm yapýlmalýdýr. Genelde köylerde ve sokaklarda 2500w, caddelerde
5000w, meydanlarda ise 10000w gücünde sokak lambalarý vardýr. Bu ýþýk
gücünün yüksekte oluþu ve tozlu - kirli olmasý þiddetini ciddi ölçülerde
etkiler. Mümkünse sokak lambasý yerine ayný mantýkta profesyonel projektörler
kullanýlmalýdýr. Ancak sokaðýn tamamýný kamera görüyorsa renk deðerleri
hesaplanarak ve filtre ile düzeltilerek çalýþabiliriz
Renk Sýcaklýðý; Karanlýk bir oda içinde ýsýtýlan cismin rengi kýzýldan
maviye ve beyaza doðru bir deðiþime uðrar yani cimin sýcaklýðý arttýðýnda,
mavi rengin tayf içerisindeki payý büyür, kýrmýzýnýn payý azalýr. Birim:
Kelvin [K] Sýcak beyaz ýþýða sahip bir akkor lamba 2700ºK deðere sahipken,
ayný güçteki bir gün ýþýðý lambasýnda 6000ºK renk sýcaklýðý olmaktadýr.
Bir ýþýk kaynaðýnýn renk sýcaklýðý, Planck'ýn geometrik çizelgesi ile
gösterilir.
Güneþ Iþýðý; Güneþ içindeki atom parçalanmalarý enerjiye dönüþtüðünde,
bu enerjinin bir kýsmý da ýþýk olarak yayýlýr. Dünyamýz için güneþten
direk olarak gelen veya atmosferden, Ay'dan, dünya üzerinden yansýyan
ýþýk, doðal ýþýk kaynaðý olarak kabul edilir.
Güneþ ýþýðýný prizmadan geçirdiðimizde altý renkten oluþtuðunu görürüz.
Güneþin merkezi 6000þK olarak ölçülmüþtür fakat dünyadan güneþin merkezi
5100þK olarak ölçülür. Bunun nedeni atmosferdir.
Güneþten gelen elektromanyetik radyasyon çeþitli dalga uzunluklarýndadýr.
Güneþten gelen elektromanyetik radyasyonun % 50 si uzun dalga boyu, %
10 u ise kýsa dalga boyundadýr. Bunlardan bir kýsmý atmosferden geçerken
gaz molekülleri tarafýndan yansýtýlýr.
Atmosferin üst kýsmýna çarpan ve dalga boyu 300 anstrom olan ýþýnlar burada
yutulur.
Diðer elektromanyetik radyasyon ise ; X ýþýnlarý 100 nm. Mor ötesi ( ultraviolet
) ýþýk 100 - 400 nm. Görülebilir ýþýk 380 - 720 nm. Kýzýl ötesi ( infrared
) ýþýk 7000 - 10.000.000 mikron. Mikro Dalgalar 1000 - 1.000.000 mikron
veya 0.1 - 100 cm. Orta ve Kýsa Dalga Radyo sinyali 100 cm.
Güneþ ýþýðýnýn 380 - 720 nanometre arasýndaki bölümü insan gözü tarafýndan
görülebilir. Ýnsan gözü üç ana renge karþý daha çok duyarlýdýr. Yeþil,
mavi ve kýrmýzý. Yeþil renk gözün en duyarlý olduðu ve en iyi gördüðü
renktir.
Görüntü alýrken en çok kullanýlan ucuz, zahmetsiz ýþýk þiddeti ve renk
ýsýsý çekim yapmaya en elveriþli doðal ýþýk kaynaðýdýr. Dünyanýn dönüþü
ile doðudan batýya doðru hareket eden bir ýþýk kaynaðýdýr. Dünyanýn deðiþik
bölgelerine deðiþik açýlarla ýþýðý geldiðinden her bölgede deðiþik etkileri
oluþmaktadýr. Güney ve Kuzey kutup bölgelerine çok yatýk bir açýyla veya
atmosferden yansýmalarla ýþýðý ulaþtýðýndan ýsý etkisini kaybeder. Ekvator
bölgesine ise ýþýðý en dik ve þiddetli þekilde etki eder. Dünya üzerindeki
konumuna göre ülkemize güney cephesinden dik bir açýyla ýþýðý gelir. Bu
nedenle daðlarýn, binalarýn veya cisimlerin güney cepheleri aydýnlýk,
kuzey cepheleri ise gölgede kalýr. Güney Afrika'da ise bu durumun tersi
görülür. Direk olarak çekimi yapýlacak cisimlere ýþýðýn temasýnda ve doðadan
yansýmalarla temasýnda deðiþik etkileri vardýr. Bu nedenle çekimi yapýlacak
bölgeler önceden incelenip güneþ ýþýðýnýn en uygun olduðu mevsimlerde
ve saatlerde çekim yapýlmalýdýr. Atmosferin bulutlarla kaplý olduðu zamanlarda
güneþ ýþýðý direk olarak yüzeye ulaþamaz, bulutlar bir diffision etkisi
yaratýr ve güneþ ýþýðý daðýlarak ve þiddeti azalarak yeryüzüne ulaþýr.
Bu sýrada ýþýk ýsýsý yükselir, kýrmýzý renk azalýr ve mavi renk hakim
olur. Güneþ ýþýðýnýn gölgesi tek meydana geldiði halde bulutlu havalarda
ýþýk her yönden eþit geldiðinden gölge oluþmaz veya birçok gölge oluþarak
birbirinin etkisini azaltýr. Güneþin doðuþu sýrasýnda daha çok mavi renk,
batýþýnda ise kýrmýzý renk hakim olur. Kelvin derecesi ve ýþýk þiddeti
çýldýrmýþ gibi çok kýsa sürelerde deðiþir. Bu nedenden güneþ doðuþ ve
batýþlarýnda çekim yapmak için çok kýsa zaman vardýr. Güneþ doðduktan
sonra ortalama 5700þK - 6500þK civarýnda, parçalý bulutlu havalarda 6500þK
- 7500þK, Bulutlu havalarda ise 10000þK - 20000þK renk ýsýsýna sahiptir.
Güneþ batarken kelvin derecesi 5000þK civarýndan çok kýsa bir sürede 3000þK
renk ýsýsýna düþer. Güneþ battýktan sonra sadece atmosfer üzerinden yansýmasý
ile ýþýðý ulaþýr ama bu yansýyan ýþýðýn kelvin derecesi çok yüksektir
ve atmosfer mavi hatta lacivert gibi görünür. Gündüz iç mekan çekimlerinde,
pencere veya kapýdan içeri giren güneþ ýþýðý ana ýþýk kaynaðý olarak deðerlendirilmelidir.
Çok koyu veya gölgede kalan bölgelere gün ýþýðý projektörleri ile dolgu
yapýlarak çekim yapýlýr.
Iþýk Teknikleri; Iþýk teknikleri, bu güne kadar incelenmeyen bir konu
!... Bu güne kadar aldýðým ýþýk kurslarýnda, okuduðum kitaplarda veya
internet üzerinden eriþtiðim bütün bilgilerde rastlamadýðým bu konudan
herhalde sadece ýþýk bölümü olan yabancý üniversitelerde ders olarak gösteriliyordur.
Fakat yazýlý kaynaklara geçmediði bir gerçek. Iþýk tekniklerini aslýnda
film çalýþmalarýnda görüyoruz veya en azýndan bilinçli olarak bu tekniklerin
uygulandýðý söylenmese bile bu konuda örnekler verebiliriz.
Bir görüntü kaydedileceði zaman, ýþýðý kullanarak duygu ve psikolojik
etkiler katmak istediðimizde önceden belirlediðimiz ve çalýþma sonuna
kadar uygulayacaðýmýz bir ýþýk tekniði kararlaþtýrýr ve uygularýz. Bu
karar Yönetmenin isteði doðrultusunda senaryo ve senaryoda geçen mekanlarýn
durumuna göre, Görüntü yönetmeni, Iþýk yönetmeni, Sanat yönetmeni ve mevcut
bulunan ýþýk malzemelerinin teknik özelliklerine göre reji toplantýsý
sýrasýnda belirlenir.
Bilim Kurgu Tekniði : Bilim kurgu filmlerinde sýkça rastlanýlan ýþýk yapým
tekniðidir. Çekim sýrasýnda ýþýk kaynaklarýnýn yeri belli deðildir. ýþýðýn
nereden geldiði, neden sert veya yumuþak olduðu belli deðildir.
Parlayan ve geometrik desenler þeklinde verilen fon ýþýklarý, ýþýk efekt
cihazlarý, neon lambalar, laser ýþýðý ve araba farlarý kullanýlabilir.
Sis makinasý ile ýþýk ve hüzmeleri ortaya çýkarýlarak deðiþik efektler
yapýlýr. Renkli ýþýklar insan yüzünü aydýnlatmada kullanýlabilir.
Belli bir renk baz alýnarak o renk etrafýnda ve tonlarýnda ýþýklarý kullanýp,
seyirci üzerinde psikolojik etkiler yaratýlýr. Birkaç örnek ile bu bilgileri
düþüncelerinizde pekiþtirmek gerekirse ; Alien filmi bilim kurgu tekniðine
iyi bir örnektir. Bir gezegenden haber alýnamaz ve araþtýrma ekibi kurulur.
Gezegende hiç bir þey çalýþmamaktadýr. ( Ama çekim yapmak için ýþýða ihtiyaç
var ) Kapý açýldýðýnda sadece kýrmýzý alarm ýþýklarý yanmaktadýr ve madenci
kaský gibi bir kask takan araþtýrmacýlarýn bu kask üzerindeki lambalarý
etrafý görmelerine yarar. Filmin artýk seyircinin heyecanlandýðý ve dikkatinin
baþka konulara çekildiðinde ise nereden geldiði belli olmayan ýþýklar
ile ortalýk aydýnlanýr. Bu ýþýk tekniðinde en sevdiðim nokta seyircinin
görmesi gereken konulara ýþýk yapýp, seyirciye göstermek istemediðimiz
konularý karanlýkta býrakmanýn özgürlüðüdür. Terminatör filminde, terminatöre
yapýlan makyaj falsolarýnýn ortaya çýkmamasý için filmin sonuna kadar
karanlýkta kaldýðýný hatýrlarsýnýz.
Drama Tekniði: Genelde bütün filmlerde uygulanan temel ýþýk tekniðidir.
Doðal olarak ortamda bulunmasý gereken ýþýk, filmin teknik özelliklerine
göre takviye edilerek uygulanýr. Kapalý mekanlardaki gündüz çalýþmalarýda,
Mekan içindeki pencere ve kapýlar kullanýlýr, buradan içeri giren ýþýðýn
yansýdýðý düþünülerek diðer açýlar yumuþak ýþýk ile takviye edilir. Gece
geçen kapalý mekan çalýþmalarýnda ise mekanda doðal olarak bulunan ýþýk
kaynaðýndan yararlanýlarak, çekimi yapýlacak bölüme projektörler ile ýþýk
yapýlýr.
Silüet Tekniði :Konunun karanlýkta býrakýlarak sadece fona ýþýk verip,
konunun genel hatlarý ve kenar çizgileriyle gölge gibi görünmesine silüet
denilir.
Bu durum ýþýk tekniði olarak kullanýlabilir. Geri ýþýðý veya kontur ýþýk
her zaman ve her mekanda uygulanamaz, özellikle dramalarda kameranýn gördüðü
mekanda, çekimi yapýlacak kiþi veya konunun arkasýnda ýþýk verebilecek
bir kaynak yoksa ve normalde ýþýk kaynaðý olmayan bir alandan geri ýþýðý
geliyorsa bu profesyonel bir seyirci tarafýndan yadýrganacaktýr. Bu durumda
konuyu fondan ayýrmak amacýyla konunun arkasýnda bulunan duvara, tabloya,
çiçeðe veya bir objeye ýþýk vererek derinlik yaratýlabilir. Böylece fazla
ýþýk verilmeyen ve karanlýktaki konu ortaya çýkarýlmýþ olur.
Aydýnlatma Tekniði :Senaryonun elverdiði ve dramatik özelliði olmayan,
yönetmenin ýþýðý özellikle kullanarak seyirciye bir psikolojik etki vermeyeceði,
oyuncularýn mimik ve hareketleri ile seyirciye bir duyguyu anlatacaðý
eðlence, komedi, kýsa gag'lar, durum komedisi veya pandomim gibi çalýþmalarda
aydýnlatma tekniði kullanýlýr. Aydýnlatmadan kasýt aslýnda çok fazla hareket
eden, her tarafa dönen ve bir kaç açýdan birden yapýlan hareketlerin kaydedileceði
durumlarda, çok sert gölgelerin istenmediði oturumlar, röportajlar gibi
çalýþmalarda yapýlan ýþýktýr. Bir senaryoya baðlý kalarak ve bir teknik
kullanarak ýþýk yapmanýn zaman ve maddi kaybý, aydýnlatma tekniðinde en
aza indirilir. Pembe diziler gibi kýsa sürede çekimlerinin bitmesi gerektiði
çalýþmalarda aydýnlatma tekniði kullanýlmaktadýr.
Havuz Tekniði : Aydýnlatma tekniðinin stüdyoda kullanýlan en basit çeþidi
havuz tekniðidir.
Konu veya konularýn etrafýnda, uygun açýyla ve belirli aralýklarda bir
daire oluþturacak þekilde konulan yumuþak ýþýk veren projektörler ile
yapýlan ýþýk tekniðidir. Bu sayede bir kiþinin geri ýþýðý diðerinin yüzüne
veya dolgu ýþýðý olarak ortamdaki diðer konulara verilerek hem yüksek
bir ýþýk þiddeti, hem de her ýþýk kaynaðýnýn gölgesini diðer ýþýk kaynaðýndan
gelen gölgeyi yumuþatacaðýndan gölgesiz bir aydýnlatma saðlanýr.
Rembrand Iþýðý; Bu gün kullanýlan modern ýþýk tekniklerinde sýkça adý
geçen Rembrand tekniðini ýþýðý kontrol eden ve yapan meslek gruplarý haricinde
yönetmenlerin de bilmesi gerekir. Rembrand ýþýðýnda oluþan o mükemmel
görüntü kolay uygulanabilir ýþýk yapýmý sayesinde bugün bir çok ünlü filmde
ve ödüllü fotografta kullanýlmaktadýr.
Rembrand 1662 - 1692 yýllarý arasýnda yaþayan Hollandalý ressamdýr. Genelde
portre ve dahili mekanlar çalýþmýþtýr. Yaþadýðý dönemleri ve tarihsel
olaylarý resimlerinde tasvir etmiþtir. Din ile ilgili bir çok olayý resimlemiþtir.
Rembrand'ýn kullandýðý teknik ve yorumu eserlerini paha biçilemez duruma
getirmiþtir.
Belshazzar isimli tabloyu incelediðimizde ýþýðýn sað duvardaki kutsal
yazýdan geldiðini ve sola doðru giderek zayýfladýðýný görürüz. Iþýk mum
ýþýðý veya gaz kandillerinden daha þiddetlidir. Kelvin derecesi düþüktür.
Beyazlar ve diðer renkler bu nedenle kýzýl veya turuncu tonlardadýr. Ters
açýdaki yumuþak belirsiz ýþýk ise sadece yansýmalardan kaynaklanmaktadýr.
( Resimlerin hepsi büyütülebilir. ) Samson isimli tabloda ýþýk maðara
dýþýndan gelmektedir. Bu nedenle diðer açýdaki her þey karanlýk veya loþtur.
Tablo solundaki eli mýzraklý savaþçýnýn hatlarý siluet tekniði kullanýlarak
ortaya çýkarýlmýþtýr. Iþýk maðara aðzýndan diplere doðru azalmaktadýr.
Rembrand'ýn bir baþka tablosu olan Artemis yine tek ýþýk kaynaðý ile yapýlmýþtýr.
Iþýðýn parladýðý yerlerden gölgelere olan açýsýna baktýðýmýzda odanýn
yüksek bir yerinden tahmini 60º soldan geldiðini fark edebiliriz. Yine
gaz lambasý veya mum ýþýðý baz alýnarak düþük bir renk ýsýsý kullanýlmýþtýr.
1626 yýlýnda yapýlan Konçerto isimli tabloda odaya gelen ýþýk soldaki
tablo üzerinden ve çizgi þeklindeki izleri takip ederek bir pencereden
geldiði tahmin edilebilir. Güneþ ýþýðýnýn direk olarak geldiði yerler
parlaktýr.
Kutsal aile isimli tabloda ýþýk kaynaðý güneþtir ve pencereden odaya süzülmektedir.
Pencerenin açýk bölümünden çok diðer kapalý bölümünden camda filtre edilmiþ
bir ýþýk insanlarýn üzerine düþmektedir. Gökyüzünün açýk mavi oluþu gündüz
olduðunu gösterse de sanki güneþ batýyormuþ gibi düþük bir renk ýsýsý
kullanýlmýþtýr. Iþýk kaynaðý sadece güneþtir.
Oda içine pencereden gelen güneþ ýþýðý hakimdir ve giderek ters açýda
zayýflamaktadýr. Sað taraftaki þömineden gelen ýþýk sadece þömine baþýndaki
kiþinin yüzünü aydýnlatmakta ve bu kiþi gövdesi tarafýndan odanýn diðer
bölgelerine gitmesi engellenmektedir. Pencereden gelen ýþýðýn kuvveti
görülmektedir. Abraham and Isaac isimli tabloda ýþýk yine tek kaynaktan
gelmektedir. Ýbrahim'in oðlunun üzerinde ýþýðýn parlak olmasý konunun
en dikkat edilmesi gereken yerini göstermektedir. Yansýyan ýþýklar dolgu
yapmaktadýr. Bu tablo da çok cesaretli bir ýþýk ile yapýlmýþ. Havadaki
ellerin arkasýna saklanan ýþýk kaynaðý odanýn diðer bölümünü loþ býrakmýþtýr.
Sol üstten gelen ýþýk kafa gölgesini kitap üzerine düþürmüþ. Kitap en
açýk renkli obje olduðundan parlak. Kitaptan yansýyan ýþýk yüzü aydýnlatýyor.
Keskin gölgeler resme derinlik vermiþ. Yine ýþýðýn sol üst açýdan ve yukarýdan
geldiðini görüyoruz. Iþýk sol üstten geliyor. Tek ýþýk kaynaðý kullanýlmýþ.
Kafa gölgesi çok iyi bir derinlik yaratmýþ. Gölgelerin bu kadar belli
olmasýnýn nedeni elbisenin açýk renk olmasý. Yüzün diðer tarafý ise oldukça
loþ kalmýþ. Yine tek ýþýk kaynaðý ve sol alt açýdan geliyor. Bu nedenden
kafa ve vücudun üst bölümünün gölgesi arkasýnda bulunan aðacýn üzerine
gövdeden daha büyük olarak düþmüþ. Iþýðýn geldiði açýnýn tersinde kalan
objeler ise oldukça loþ. Oldman isimli bu tabloda ise ýþýk yine tek bir
kaynaktan vücuda düþtüðü halde fon üzerine baþka bir ýþýk kaynaðýndan
gelen bir fon ýþýðý kullanýlmýþ. Sanki Rembrand bu tabloyu çizmemiþ sananlar
vücut ve kafa üzerinde ýþýðý incelerlerse ayný elden çýktýðýný anlayacaklardýr.
Rembrand'ýn bu tablolarýndan çýkaracaðýmýz sonuç ise tek ýþýk kaynaðý
kullanýlarak eserlerinin yapýldýðý gerçeðidir. Hemen bütün eserlerinde
düþük bir renk ýsýsý kullanýlmýþtýr. Bu çok normaldir. Çünkü Rembrand'ýn
yaþadýðý dünyada gece ve gündüz karanlýk yerlerin aydýnlatýlmasýnda kullanýlan
ýþýk kaynaðý düþük bir renk ýsýsý veriyordu. Bu nedenle insanlar kýzýla
yakýn bir turuncu renge alýþmýþlardý. Hatta sanatçýlarýn düþük renk ýsýlarýnda
çalýþtýklarý da söylenebilir. Gerçeðe en yakýn renk tonlamalarý Rembrand
tarafýndan çalýþýlmýþtý.
Özellikle portre çalýþmalarýnda tek ýþýk kaynaðýnýn kullanýlmasý insan
yüzüne ayrý bir anlam kazandýrýyordu. Yüzün bir yanýnýn loþ býrakýlmasý
derinlik saðlýyor ve ifade kazandýrýyor. Bu loþluk sanatçýnýn tercihi
doðrultusunda açýk veya daha karanlýk tonlarda olabiliyor. Ýnsan anotomisinden
kaynaklanan kafa yapýsýnýn küreye yakýn olmasý bir küreyi nasýl üç boyutlu
olarak ortaya çýkarýrýz? sorusunu sanatçýlarýn sormasýna neden olur. Tablo,
grafik, fotograf ve kamera çalýþmalarýnda oluþturulan görüntünün iki boyutlu
olmasýnýn dayanýlmaz hafifliði her zaman sorgulanmýþtýr. Derinlik ve üç
boyut ise sadece ýþýk ile oluþturulabilir.
Rembrand ýþýðý bu gün ýþýk öðretilen eðitim merkezlerinde ders olarak
okutulmaktadýr. Benim bu konuda BBC'den aldýðým bir kursta Rembrand ýþýðý
konusu iþlenmiþ ve Rembrand'ýn bazý eserlerindeki insan portresi baz alýnýp
bir model kullanýlarak kamera ile çalýþýlýp, monitörden kontrol edilerek
bire bir yapmamýz istenmiþti.
Özellikle Rembrand tekniði, arþiv deðeri olan röportajlarda, belgesel
çalýþmalarýndaki portrelerde, stüdyo çalýþmalarýnda spikerlere, sunuculara,
fotograf çalýþmalarýnda ve sinema filmlerinde kullanýldýðýnda çalýþmayý
ödüllü bir esere dönüþtürecek ve karakter kazandýracaktýr.
Iþýk yönetmeni ve görüntü yönetmeni bu konuda ýsrar etmeli ve özellikle
acemi yönetmenler ile konuþarak, gerekirse bir gösteri yaparak onlarý
cesaretlendirmelidirler. Düz gölgesiz bir aydýnlatma ile Rembrand ýþýðý
arasýndaki fark anlaþýlmalý ve uygulanmalýdýr.
Portre Çalýþmalarýnda Iþýk ve Iþýk analizi Bir insan vücudu üzerinde özellikle
portresinde ýþýk yaparken oluþturulmak istenen psikolojik etkileri göz
önüne almamýz gerekir. Aksi takdirde sadece tesadüfler ile etkili bir
görüntü alýnabilir. Sýradan bir ýþýk altýnda görüntüsü alýnacak kiþinin
mimik ve hareketleri ancak durum etkisi yaratýr. Ýki boyutlu bir fotograf,
film karesi, tv ekranýndaki görüntü yerine ýþýk ile üç boyut yaratarak
daha etkileyici bir görüntü alabiliriz. Projektörlerin yerlerini ve yüksekliklerini
deðiþtirerek deneme yanýlma yöntemiyle sonuca ulaþabileceðimiz gibi, daha
önceden kazanýlan deneyimlerin getirdiði rahatlýkla çok daha doðru sonuçlarý
kýsa zamanda almak mümkündür.
Önce çalýþacaðýmýz kiþiyi ve görüntüyü analiz edelim. Omuzlarýna kadar
düþen dalgalý saçlarý var. Saçlarýnýn ucu yukarý doðru kývrýlmýþ durumda.
Koyu renkli bir saç örneði. Boðazlý beyaz bir kazak. Açýk renk bir manto.
Manto yakalarý gövdeden ayrý kanat gibi duruyor. Yumuþak yüz hatlarý,
Normal burun ve göz fazla çukurlu deðil. Çene yuvarlak ve küçük. Aðýz
kapalý. Yüzde yara veya saklanmasý gereken kötü bir leke yok. Çok problemsiz
bir görüntü aslýnda.
Sol üst açýdan verilen sert ýþýk kafanýn gölgesini fona düþürmüþ. Yakalarýn
gölgesi ve yüzün sað alt tarafýnýn karanlýkta kalmasý derinlik yaratmýþ.
Sol taraftaki gölge çok koyu olduðu için saç detaylarý ve sol taraftaki
derinlik yok olmuþ. Elbise üzerinde kývrýmlarýn gölgelendirilmesi derinlik
oluþturmuþ. Gövdenin sol yanýndan fakat neredeyse arkadan güçlü bir ýþýk
verilmiþ. Bunu manto yakasýndaki ve kývrýmlardaki gölge açýlarýndan anladým.
Bu gölgeler çok dik ve yandan gelen bir ýþýk kaynaðýndan olabilir. Burun
gölgesi yüzün sað tarafýna düþmüþ. Çene gölgesi de sað yaka üzerinde.
Açýk renk fona yüze gelen ýþýktan daha az bir ýþýk yapýlmýþ ve bu sayede
gövdenin çerçevesi ortaya çýkmýþ. Gövdenin üzerinden hatta hemen hemen
tam tepeden güçlü bir ýþýk kaynaðý uygulanmýþ. Saç parlamýþ. Çene gölgesi
boyuna düþmüþ ve uzamýþ. Iþýk kaynaðýnýn dikliðinden manto üzerindeki
detaylardan enine olanlarýn sert gölgeleri aþaðý sarkarken, boyuna detaylar
ve kývrýmlarda derinlik kaybolmuþ. Fona yüzdeki ýþýða yakýn kuvvetli bir
ýþýk uygulanmýþ ve manto omuzlarýndaki çerçeve yok olmuþ. Aþýrý kontrast
var.
Sol alt açýdan kepenk veya gobo ile kontrol edilen huzme þeklinde lokal
bir ýþýk 45º açý ile yüze doðru verilmiþ. Bu nedenle mantoda çizgi þeklinde
parçalý bir ýþýk oluþmuþ. Iþýðýn geldiði açýdaki yaka alttan aydýnlanýrken
gölgesi boðazlý kazak üzerine düþmüþ. Yüzün alt kýsýmlarý aydýnlanýp üstü
koyu kalmýþ ayný durum saçlarda var. Burun, dudak ve yanak gölgeleri yukarý
doðru uzamýþ. Gözlerin bakýþý negatif anlam kazanmýþ. Sadece kafanýn sað
arkasýndan uygulanan yumuþak ve yüz ýþýðýndan çok düþük bir fon ýþýðý
saçýn sað bölümünü ortaya çýkarmýþ. Ayný durum solda görünmediðinden saç
fona yapýþmýþ, detaylarý kaybolmuþ. Burada soldan kafanýn arkasýndan tepeden
dik bir açýyla tek bir güçlü ýþýk uygulanmýþ. Bu sert ýþýðýn etkisiyle
tüm enine çýkýntýlarýn gölgesi aþaðý uzayarak koyu bir detay oluþturmuþ.
Göz çukurlarý karanlýk ve detaylarý yok. Gözler görünmüyor. Burun gölgesi
aþaðý doru uzamýþ ve burun hakkýnda bilgi vermiyor. Saçýn üst kýsmý parlarken
gölgesi alt kýsýmlara düþmüþ. Fon ýþýðý çok parlak gövdenin çerçevesi
ortaya çýkmýþ. Boðazlý beyaz kazak hakkýnda bilgi yok. Tüm detaylarý kaybolmuþ.
Yaka üçgeninde bir belirsizlik oluþmuþ. Gövdenin 90º sol tarafýndan ve
45º yukarý açýdan güçlü bir ýþýk kaynaðý tüm çýkýntýlarýn gölgelerini
sað tarafa düþürmüþ. Yüzün solu aydýnlanýrken sað tarafý tam karanlýkta.
Fona uygulanan yüz ýþýðýnýn dörtte biri kadar bir ýþýk sað taraftan itibaren
giderek azalan degrede bir fon yaratmýþ. Bu saç ve gövde çerçevenin ortaya
çýkmasýna ve fona yapýþmamasýna neden olmuþ. Üzüntülü, duygusal bir ifade
elde edilmiþ. Gövdenin sol yanýndan fakat neredeyse arkadan yumuþak bir
ýþýk verilmiþ. Bunu manto yakasýndaki ve kývrýmlardaki gölge açýlarýndan
anladým. Bu gölgeler çok dik ve yandan gelen bir ýþýk kaynaðýndan olabilir.
Burun gölgesi yüzün sað tarafýna düþmüþ. Çene gölgesi de sað yaka üzerinde.
Açýk renk fona yüze gelen ýþýktan daha az bir ýþýk yapýlmýþ ve bu sayede
gövdenin çerçevesi ortaya çýkmýþ. Kamera üzerinden çok sert bir ýþýk kaynaðý
manto ve yüzdeki detaylarý yok edecek kadar fazla gelmiþ. Biz bu ýþýðýn
patladýðýný da söyleyebiliriz. Fon ýþýðý çok düþük kalmýþ ve çerçeveyi
ortaya çýkarmýþ. Aþýrý kontrast var.
Kamera üzerinden dik bir açýyla yumuþak bir ýþýk kaynaðý uygulanmýþ. Bu
ýþýk kaynaðýnýn güçsüzlüðü loþ bir görüntü oluþturmuþ. Gölgeler detay
kazandýrmýþ. Sol alttan lokal olarak uygulanan fon ýþýðý yüz ýþýðýna eþit
sayýlýr. Sað tarafa uygulanmadýðý için saç ve gövde çerçevesi fona yapýþmýþ.
Gövdenin sol arkasýndan oldukça yumuþak bir ýþýk kaynaðý etkileri gözleniyor.
Sað arkadan uygulanan geri ýþýðý lokal sol tarafa uygulanmamýþ ve sert.
Bu nedenle saçýn sað tarafý ve sað omuz parlamýþ. Fon ýþýðý homojen ve
yüz ýþýðýndan daha az. Gövdenin sol yanýndan fakat neredeyse arkadan yumuþak
bir ýþýk verilmiþ. Bütün gölgeler çok dik ve yandan bir ýþýk kaynaðýndan
gelmiþ. Burun gölgesi yüzün sað tarafýna düþmüþ. Çene gölgesi de sað yaka
üzerinde. Açýk renk fona yüze gelen ýþýktan daha az bir ýþýk yapýlmýþ
ve bu sayede gövdenin çerçevesi ortaya çýkmýþ. Geri ýþýðý kuvvetli bir
ýþýk kaynaðý tarafýndan geliyor. Saç ve omuzlar parlamýþ. Kamera saðýndan
yumuþak bir ýþýk kaynaðý yüzü aydýnlatýrken sol taraftan verilmeyen bir
ýþýk nedeniyle gölgeli bir görüntü oluþmuþ. Sað arkadan sert bir geri
ýþýðý saçý ve omuzlarý parlatmýþ. Fona uygulanan ýþýk yüz ýþýðýnýn üçte
biri kadar ve homojen daðýlmýþ. Iþýk Etkileri
Iþýk yaparken istenilen etkinin yaratýlabilmesi için, doðadaki ýþýðýn
ve daha önceki uygulamalarýn iyi gözlemlenerek analiz edilmesi ve mesela
bir resmi incelerken ýþýk kaynaklarýnýn nereden ve hangi açýdan tatbik
edildiðini keþfetmek yararlý olacaktýr. Bir manken üzerinde ýþýðý deðiþik
açýlardan tatbik ederek etkilerini deneysel olarak inceleyebiliriz. Sonuçta
oluþan resmi ýþýk açýsýndan inceleyerek psikolojik etkilerini araþtýrmak
ve tartýþmak, uygulamalar sýrasýnda bize en doðru etkileri kýsa sürede
vermemizi saðlar.
Yüze saðdan ve soldan 90º açýyla verilen iki projektörden gelen ýþýklar
saçlarýn gölgesini yüze düþürmüþ. Kabarýk saçlý kiþilerde bu gölge daha
fazla olacaktýr. Kiþinin baþýný döndürmesi ile yüze gelen ýþýk dik bir
açý kazanýp burunda da gölgelere yol açacak, diðer ýþýk ise geri ýþýðý
gibi saçlarý aydýnlatýrken ayný zamanda yanaða düþen ýþýk istenmeyen parlamalara
neden olabilir. Kamera sol yanýndan fazla güçlü olmayan yumuþak bir ýþýk
ve kafanýn sol arkasýndan 45º bir açýyla yukarýdan baþka bir ýþýk uygulanmýþ.
Yüzün sað tarafý loþ býrakýlmýþ. Arkadan verilen ýþýk yüzde ve burunda
bir parlamaya neden olmuþ. Kamera açýsýndan ancak 45º yukarýdan sert ve
kamera sol yanýndan yumuþak iki ýþýk uygulanmýþ. Yukarýdan gelen ýþýk
burun gölgesinin aþaðý düþmesine neden olmuþ. Göz çukurlarý karanlýkta
kalmýþ ve yüzde yorgun bir ifadeye neden olmuþ. Sadece kafanýn solundan
verilen tek bir ýþýk kaynaðý yüzün bir tarafýný karanlýkta býrakmýþ. Burun
gölgesi neredeyse yüzün diðer bölümünü kaplamýþ. Iþýðýn tatbik edildiði
açý itibarýyla saç gölgesi yüze düþmüþ. Burada soldan kafanýn arkasýndan
45º açý ile tepeden diðeri ayný açýyla aþaðýdan iki ýþýk kaynaðý, önden
ise kameranýn saðýndan yumuþak bir ýþýk kaynaðý kullanýlmýþ. Tepeden dik
açýyla gelen ýþýk saç gölgesinin aþaðý doðru uzamasýna neden olmuþ. Kafanýn
sol arkasýndan uygulanan ýþýk saç gölgesine ve alýnda parlamaya neden
olurken yanaðýn alt tarafý karanlýkta kalmýþ. Sol göz çukuru kýsmen gölgeli
kalýrken kirpiðin gölgesi aþaðý doðru düþmüþ. Arka alttan verilen ýþýk
sað yanaðýn alt tarafýný ve saçý parlatmýþ. Önden kamera yanýndan verilen
ýþýðýn etkisiyle burnun gölgesi uzayarak düþmüþ. Diðer ýþýklarýn sert
gölgeleri yumuþamýþ. Kafanýn gerisinden verilen ýþýklarýn etkisiyle saç
parlamýþ, sað taraftaki projektörden gelen ýþýðýn etkisiyle sað yanak
üzerine saçýn gölgesi düþmüþ, saça raðmen ýþýk yanaðý parlatmýþ. Sol yandan
verilen yumuþak ýþýk kafanýn sol tarafýný aydýnlatsa da yüz kýsmen karanlýkta
kaldýðýndan silüet etkisi gözlenmekte. Arkadan verilen ýþýk yüzde ve burunda
bir parlamaya neden olmuþ. Kamera yanýndan üst açýdan verilen ýþýk burun
gölgesinin aþaðý düþmesine yol açmýþ, göz çukurlarýný gölgelendirmiþ.
Sað taraftaki saç gölgesi yüze düþmüþ.
Kamera sol yanýndan fazla güçlü olmayan yumuþak bir ýþýk ve kafanýn sol
arkasýndan 45º bir açýyla yukarýdan baþka bir ýþýk uygulanmýþ. Yüzün sað
tarafý loþ býrakýlmýþ. Arkadan verilen ýþýk yüzde ve burunda bir parlamaya
neden olmuþ. Kamera sað yanýndan güçlü fakat difizyon filtre ile kontrol
edilen bir projektör ýþýðý yüzü ikiye ayýrarak üst bölümü gölgede býrakmýþ.
Bu ýþýk üst açýdan verildiði için burun gölgesi aþaðý düþmüþ. Difizyondan
geçen ýþýk yüzün üst bölümünü çok yumuþak olarak aydýnlatmýþ ve tam karanlýkta
kalmasýný önlemiþ. Kafanýn gerisinden soldan verilen geri ýþýðý saçý aydýnlatmýþ.
Kamera sað yanýndan güçlü fakat yuvarlak delikli difizyon gobo ile kontrol
edilen bir projektör ýþýðý yüze parçalý bir ýþýk uygulayarak bazý bölgelere
oval olarak düþmüþ bazý bölgeleri gölgede býrakmýþ. Bu ýþýk üst açýdan
verildiði için burun gölgesi aþaðý düþmüþ. Difizyondan geçen ýþýk yüzün
oval ýþýðýn düþmediði bölümlerini yumuþak olarak aydýnlatmýþ ve tam karanlýkta
kalmasýný önlemiþ. Kafanýn gerisinden soldan verilen geri ýþýðý saçý aydýnlatmýþ.
Kamera sað yanýndan üst açýdan uygulanan güçlü ýþýk kepenk veya gobo ile
kontrol edilerek yüzün sol bölümünü oval olarak aydýnlatmýþ diðer bölümler
ise difizyon veya baþka bir ýþýk kaynaðý olmadýðý için gölgede kalmýþ.
Burun gölgesinin en sert durumu gözleniyor, nedeni burun gölgesini yumuþatacak
baþka bir kaynak yok. Kamera sol yanýndan güçlü bir ýþýk ve kafanýn sol
arkasýndan 45º bir açýyla yukarýdan baþka bir ýþýk uygulanmýþ. Yüzün sað
tarafý gölgede býrakýlmýþ. Arkadan verilen ýþýk saçý parlatmýþ. Sol göz
çukuru ýþýk ile dolduðundan detaylarý yok olmuþ. Sað göz çukuruna yatay
açýyla gelen ýþýk derinliði ve detaylarý ortaya çýkarmýþ. Kamera yanýndan
fazla güçlü olmayan yumuþak üst açýdan uygulanmýþ. Burun gölgesi düþse
bile yüzde derinlik ve üç boyut kalmamýþ detaylar okunmuyor. Baþka bir
ýþýk kafanýn sol arkasýndan 45º bir açýyla yukarýdan geri ýþýðý olarak
uygulanmýþ. Kamera sað yanýndan güçlü bir ýþýk alt açýdan uygulanmýþ ve
burun gölgesinin ters açýda uzamasýna neden olmuþ. Aþaðýdan yukarýya doðru
detaylar yok olmuþ hatta sað alt dudak, aðýz ve çenede ýþýk patlamýþ.
Göz çukurlarý gölgede kalmýþ. Kirpiklerin gölgesi uzamýþ. Geri ýþýðý yapýlmýþ.
Kamera sað yanýndan fazla güçlü olmayan yumuþak bir ýþýk ve kafanýn sað
arkasýndan 45º bir açýyla yukarýdan baþka bir ýþýk uygulanmýþ. Yüzün sol
tarafýnda oluþan sert gölgeler kamera açýsýndan verilen güçsüz bir ýþýkla
yumuþatýlmýþ. Sol taraftan güçlü bir ýþýk kamera ve kafaya göre fazla
açýlý olmamasýna raðmen bazý gölgelere neden olmuþ. Yüzdeki girintiler
ve çýkýntýlar daha belirgin hale gelirken bu ýþýðýn oluþturduðu aþýrý
gölgeleri engellemek amacýyla yumuþak bir ýþýk kaynaðý yine kamera açýsýndan
yüze uygulanmýþ.
Kamera sol yanýndan 90º açýyla fazla güçlü olmayan yumuþak bir ýþýk uygulanmýþ.
Kafanýn sol ve yüzün sol tarafý aydýnlanýrken diðer taraf karanlýkta kalmýþ.
Çýkýntýlarýn tamamýnýn gölgesi uzayarak diðer tarafa düþmüþ.
Baþýn sað ve sol tarafýndan ayný güçte iki projektör eþit açýyla uygulanmýþ.
Saç gölgeleri yüze düþmüþ. Yüzdeki girinti ve çýkýntýlarýn tepe ve alt
noktalýrý gölgede kalmýþ ve diðer yanlarýnda parlamalar ile yahsýmalar
oluþmuþ. Kamera sol yanýndan fakat alt açýdan fazla güçlü olmayan yumuþak
bir ýþýk ve kafanýn sol arkasýndan 45º bir açýyla yukarýdan baþka bir
ýþýk uygulanmýþ. Yüzün sað tarafý loþ býrakýlmýþ. Arkadan verilen ýþýk
yüzde ve burunda bir parlamaya neden olmuþ.
Gölge : Gölgeden korkmak yerine onu kontrol ederek faydalarýndan istifade
etmek gerekir. Sinema perdesi ve televizyon ekraný iki boyutludur ve derinlik,
üçüncü boyut sanal olarak gölge olmadan elde edilemez. Gölge cisimlerin
fiziksel özelliklerini ortaya çýkarýr ve bir anlam kazandýrýr. Ýnsan yüzü
de buna dahildir. Gölgesiz bir yüz ifadesizdir. Aslýnda ýþýk yapmak demek
kontrollü gölgeler yaratmak demektir.
Gölge, Bir nesneye ýþýk kaynaðýndan yayýlan ýþýk çarptýðýnda, nesnenin
aydýnlanan yüzünün tersinde oluþan karanlýða gölge denir. Iþýk nesneye
çarparak ileri gidemez. Tabii nesne þeffaf deðilse. Fakat nesnenin etrafýndan
sonsuza doðru ileriye doðru gidecektir. Eðer nesneye çarpan ve ýþýk duvar
gibi baþka bir engele çarptýðýnda burayý aydýnlatacak, fakat nesneden
geçemediði için nesnenin izdüþümünde koyu bir ortam oluþacaktýr. Bu koyuluðu
gölge denir.
Resim dilinde genellikle koyu bir rengin gittikçe açýlarak bir kabartma
etkisi yaratmak için kullanýlmasý anlamýnda kullanýlýr. Bir yaný aydýnlýk
olan kürenin, öteki yanýna doðru gittikçe koyulaþmasý durumuna gölgelenme
denir.
Gölge, yarý gölge ve düþen gölge olarak üçe ayrýlýr. Gölge (ombra) bir
nesnenin kendi üstünde yarattýðý koyuluktur. Küre örneðindeki gibi. Karanlýk
bölüm gölge ( penumbra ) olarak adlandýrýlýr. Yarý gölge ( mezz ombra
) aydýnlýkla gölge arasýnda kalan ve nesnenin yuvarlaklýðýna göre ýþýðýn
azaldýðý yarý karanlýk bölümdür. Düþen gölge ( shattimento ) ise çizilen
nesnenin yere yaydýðý gölgedir... E.H. GOMBRICH
Gölgenin Faydalarý; Ýnsan beyninde oluþan görüntü içindeki nesneler hakkýnda
daha fazla bilgi vererek görüntü - beyin - psikoloji iliþkisine yardýmcý
olmak gölgenin en büyük faydasýdýr. Gölge yardýmýyla nesneleri boyutlandýrmak
Sadece ýþýk vererek aydýnlatýlmýþ bir nesne yerine ýþýk yapýlarak üzerinde
belirli gölgeler yaratýlmýþ nesneler, kontrollü gölgelerle derinlik kazanýr.
Gölge yardýmýyla saklamak Makyaj yardýmýyla doðada olmayan karakterler
yaratýldýðýnda pýrýl pýrýl bir aydýnlatmada seyirciyi etkilemek, ve makyajýn
hatalarýný gizlemek olanaksýzdýr. Makyaj yardýmýyla yapýlan yara izleri
veya plastik malzeme biraz gölgede býrakýlarak saklanýr. Oyuncunun yüzündeki
bazý morluk veya yaralar da gölgede býrakýlarak seyirciden gizlenebilir.
Terminatör isimli filmde makyaj 8 saat sürdüðü halde seyircinin etkilenmesi
için yüz hep gölgede býrakýlmýþtý.
Çekim yapýlan mekandaki seyirciye gösterilmek istenmeyen nesneler veya
bölgeler gölgede býrakýlarak saklanýr. Böylece konuyla ilgisi olmayan
nesneleri çerçeveden yok etmiþ oluruz.
Gölge yardýmýyla korkutmak Normalde boyutlarý bilinen canlýlarýn, nesnelerin
gölgeleri uzatýlarak, büyütülerek iri ve deforme edilmiþ biçimlerde görüntüsü
insaný daha çok etkiler. Yürüyen bir insanýn arkasýndan yaklaþan eli býçaklý
birisi yerine gölgesi daha korkunç bir etki yaratýr. Ayný zamanda býçaklý
kiþinin kimliðini sakladýðýndan seyirciye sürprizler hazýrlanabilir.
Sürprizler yaratmak Yürüyen bir insanýn arkasýndan yaklaþan eli býçaklý
birisi yerine gölgesi, býçaklý kiþinin kimliðini sakladýðýndan seyirciye
sürpriz olacaktýr.
Gölgenin Teknik Etkileri:
Gölge, sanatçýnýn çalýþtýðý eser üzerinde bazý teknik etkilere neden olur.
Fotografcýnýn ve Film kameramanýnýn film karesini veya çerçevesini de
buna katabiliriz. Çekim yapýlacak mekana ýþýk yapýldýktan sonra oyuncularýn
veya konunun hareketleri çerçevemizde olmamasý kadar büyük karanlýk bölgelere
neden olabilir. Gölgenin uzayarak karaltýnýn büyümesi çerçeve içinde görünmesi
gereken konularý da örtebilir.
Gölgeler yaratarak ýþýk yapmak aslýnda zordur ve zaman gerektirir. Her
senaryoda gölge yaratarak sanatsal çalýþmalar yapmaya gerek yoktur. Teknik
olarak bazý mekanlara da gölge yapmaya imkan da olmayabilir.
Fotografcýnýn filmin ýþýða duyarlýlýðýný, kameramanýn kontrastlýk, parlaklýk
oranlarýný ve ressamýn resim üzerine düþen ýþýðýn az olabileceðini düþünerek,
gölgelerin çerçeve içinde yaratacaðý koyuluðun çerçeve bütününde dikkat
çekeceðini planlamasý gerekir. Ayný durum parlaklýk için de geçerlidir
ve bu bölgeler daha çok dikkat çekecektir
Gölge Resim; Ýnsan gözü hýzla geçen hareketlerde nesneyi tam olarak algýlayamazsa
da rengini ve boyutunu beyninde oluþturabilir. Ýnsan gözü ayný yönde hareket
eden ikinci bir gölge nesneyi fark eder fakat bu 10ms sonra olur. Bu beyinde
oluþturulan resme gölge resim denir.
Gölge Tiyatrosu / Oyunu, Yüzyýllardýr geleneksel olarak yapýlan ve günümüze
kadar gelen bir tiyatro çeþidi olarak gölge tiyatrosu veya gölge oyunu
dünyanýn çeþitli bölgelerinde yapýlmaktadýr. Özellikle Türkiye, Yunanistan,
Ýran, Tayvan, Endonezya, Çin ve Tayland'da oynanan gölge oyunlarý dünyaca
ünlüdür.
Teknik olarak genelde benzerlikler göstermekle birlikte karakterler arasýnda
da benzerlikler bulunmaktadýr. Basit bir tekniði vardýr. Beyaz kumaþ bir
perde arkasýndan verilen ýþýk, çubuklar takýlarak uzuvlarý hareket ettirilen
perdeye yaklaþýnca gölgesinin arka taraftan görüldüðü hatta üzerindeki
renklerin ve ayrýntýlarýn ortaya çýktýðý hayvan derisinden yapýlan maketlerden
ibarettir.
Genellikle devrin güncel olaylarý alaya alýndýðý komedi veya efsanelerin
yorumlandýðý dramlardýr. Tiyatroyu uygulayan kiþi olan usta, güncel olaylarý
ve esprileri katarak seyirci çeker. Basit enstrümanlarýn kullanýldýðý
canlý müzik ve efektler yardýmýyla oyun izleyiciye sunulur. Cinsellikten,
aþk, politika ve ekonomiye kadar bir çok konu iþlendiði gözlemlenmiþtir.
Genelde çocuklarýn ilgi odaðý haline gelse de metinler aðýr taþlamalarla
ve esprilerle doludur. Gölge tiyatrosu bir çok ülkede olduðu gibi ülkemizde
de festival þeklinde örneklerini ve uygulamalarýný izleme imkaný verir.
Gölgenin Psikolojik Etkileri;
Ýnsan gözü veya kamera görüntüyü oluþtururken belirli bir miktar ýþýk
gerekmektedir. Nesneleri görmek ise o nesne hakkýnda yeterli bilgi vermez.
Ýnsan beyni daha önce ölçülerini bildiði nesneleri üç boyutlu gibi düþünebilir.
Fakat kamera veya fotograf makinesinin ayný yeteneði yoktur. Oluþan görüntü
ve aktarýlýþ biçimi fotograf kartý, sinema perdesi veya televizyon ekraný
iki boyutludur. Bu yüzden sadece ýþýk o nesnenin görüntüsünü görmek için
yeterli olsa bile hakkýnda bilgi vermez. Boyutlarý yani yükseklik, geniþlik
ve derinliðini oluþturmak için sadece o nesneyi aydýnlatmak yeterli olmayacaktýr.
Nesnelerin özellikle derinliði hakkýnda bilgi vermek için gölge kullanýlmalýdýr.
Uygun açýlardan nesne aydýnlatýldýðýnda nesne üzerindeki ýþýk gölge iliþkisi
boyut ölçülerinin beyinde oluþmasýna yardýmcý olacaktýr. Pekiyi neden
bu gereklidir açýklamasýný yaparsak þöyle bir sonuç ortaya çýkarabiliriz.
Ýnsan hýzla akan görüntüler içinde en çok belirsizliklerden rahatsýz olur.
Ölçüleri belli olmayan veya çok aydýnlýk, çok karanlýk nesneleri devamlý
olarak karþýsýnda görünce konuya olan ilgisi daðýlýr. Baþka hislere kapýlýr,
hayal dünyasýnda bilinç altý görüntüler oluþmaya baþlar. Bu durum fotograf
karesi veya filmden, hatta spikerin okuduðu haberden onu uzaklaþtýrýr.
Böylece aktarýlmak istenen duygu ve düþünceden de uzaklaþtýðýndan yönetmen
veya fotografçý baþarýsýz olur.
Gölgenin Sanatsal Etkileri;
Gölge sanata yaratýcýlýk katan bir unsur olarak görülmektedir. Yüzyýllar
önce yapýlan sanat eserlerinden günümüze gelindiðinde yapýlan incelemelerde
gölgenin daha fazla kullanýldýðý gözlemlenmektedir. Bunun nedeni sanatçýnýn
eserine farklý bir boyut kazandýrmak istemesi ve ilkel düþünceden uzaklaþmasýdýr.
Düþen Gölgelerin Sanatsal Ýþlevleri; Düþen gölgelerin yarattýklarý ya
da yaratmak istedikleri sanatsal iþlevlere dikkat çekerken, böylesine
sistematik bir düzenlemenin tehlikelerini de göz ardý edemeyiz; bir bölümde
sergilenen bazý yapýtlar baþka bölümlerde de yer alabilirdi. Baþa Moroni'nin
bir portresini aldýk; resimde, özellikle sütunun yuvarlaklýðýnda, figürün
yere ve duvara düþen gölgesinde aydýnlýk ve karanlýðýn geleneksel düzenlemesinin
güzel bir örneðini görmekteyiz. Batý sanatýndaki ilk örnekten sonra, düzenlemeyle
düþen gölgelerin iliþkisini belirten ikinci örnektir bu. Bu iki kaynak,
Picasso'nun sanat yaþamýnýn baþlarýnda yaptýðý bir resme de örnek olmuþtur;
akademik geleneðin henüz öðrencisi olan sanatçý, bu resimde düzenleme
kurallarýný göz önünde bulundurarak, kâsedeki meyvelerin masa üstüne düþen
gölgelerini birkaç fýrça darbesiyle vermiþtir.
Düþen gölgeler temasýna ayrýlmýþ bir sergi hazýrlanýrken, bir zamanlar
pek yaygýn olan bir konu, resmin icadý konusu göz ardý edilemezdi; portre
sanatýnýn ilk nasýl kullanýldýðý, gölgelerin ilk nasýl deðerlendirildiði
de gösterilmeliydi. Bu yüzden David Allan'ýn bir yapýtý da sergiye alýndý
(Resim 18). Romalý ansiklopedici Pliny'nin anlattýðý þiirsel masal, bir
aþk öyküsüne dönüþmüþtür burada. Skyon'lu bir çömlekçi olan Boutades,
kýzýnýn yardýmýyla, kilden portreler yapmayý baþarýr. Kýzý bir gence tutkundur;
delikanlý ülkeden ayrýlýrken, kýz onun duvara yansýyan gölgesini çizer.
Babasý, çizgilerin içini kille doldurup bir model yapar. Yazar bu efsaneyi
resimle deðil, heykelle anlatmýþtýr. Bunun bir nedeni, portrelerin sadece
sikkeler üstünde ya da ilk mezar taþlarýnda kullanýlmasýydý belki. Ýlk
bakýþta akla yakýn bir öykü olarak görülebilir bu; ama derinine indikçe
birtakým güçlüklerle karþýlaþabiliriz. Bir gölge çizerken kendi gölgemiz
araya girer, çizmemizi engeller. Bedenimizi aradan çekmeye çalýþsak bile,
elimizin gölgesi çizmek istediðimiz gölgenin üstüne düþer.
Ama insan aklý bu sorunun da üstesinden gelmiþtir. On sekizinci yüzyýlda
portre siluetleri son derece yaygýndý. Teknik, gölgeyi saydam bir kâðýt
üstüne düþürmeye, dýþ hatlarýný da kâðýdýn öteki yanýndan çizmeye dayanýyordu.
Bu yöntemin þaþmazlýðý, insanlarýn profillerini okuyarak kiþiliklerini
anlamaya dayanan fiziyognomi modasýný yarattý. Paralel projeksiyonla yaratýlan
dýþ hatlarýn resimlerde de kullanýlmasý bir baþka amaca yöneliktir. Sanatçýlar
nesnelerin düz bir duvara yansýyan gölgeleriyle pek az ilgilenmiþlerdir.
Campin'in atölyesindeki Bâkire ile Çocuk örneðindeki olaðanüstü gözlemden
söz etmiþtik. Burada sanatçý þöminedeki alevlerin ýþýðýyla yaratýlan maþalarýn
gölgelerini, kepengi, pencereden giren belirsiz ýþýðýn duvara yansýttýðý
kumaþ ve yastýk gölgelerini sadece ustalarýn baþarabileceði bir biçimde
vermiþ, aydýnlýk ile karanlýðý inanýlmaz bir biçimde düzenlemiþtir. Alplerin
kuzeyinde yaygýn olan portre sanatýnda da benzer örneklere rastlayabiliriz.
Hem Mornauer portesinde, hem Hans Holbein'da modeller ýþýðýn tam karþýsýna
yerleþtirilmiþ, gölgelerinin arkadaki duvara düþmesi saðlanmýþtýr. Bu
belirsizlikler dikkat çekici deðildir belki, ama resimleri yapýlan insanlarýn
kiþiliklerini ortaya çýkarma iþlevleri vardýr. Bu uygulamaya bir baþka
örnek olarak da bir sunak resmi için Tiepolo'nun taslaðýný seçtik. Burada
kralýn asa tutan eli, düþürdüðü gölgesi yüzünden, güzel bir biçimde öne
çýkmaktadýr.
Paralel projeksiyon ender rastlanan bir yöntemdir, ama birleþik gölge
olarak adlandýrdýðýmýz þey, trompe l'oeil kaynaklarý arasýnda çok sýk
görülen bir uygulamadýr. Bir nesnenin yere düþürdüðü gölge, onun somutluðunu
hemen belirtir.
Romalý mozaikçiler, sözgelimi bir þölenden sonra süpürülmemiþ yeri çeþitli
nesnelerin döþemeye yansýttýklarý güçlü gölgelerle göstermiþlerdir.
Gölgeler resim sanatýna girer girmez, etkileri hemen sömürülmeye baþlanmýþtýr.
Antonello da Messina'nýn imzasýný taþýyan kâðýt, cartellino bunun bir
örneðidir; bir baþka örnek de adý bilinmeyen bir on beþinci yüzyýl sanatçýsýnýn
yaptýðý resimde sinek kullanmasýdýr,
André Chastel bu konuda bir inceleme bile yayýmlamýþtýr. Sergilenen resimleri
deðiþik bakýþ açýlarýyla görmek gerekiyor; düþen gölgelerin iþlevleri,
ýþýðýn etkisini arttýrmak bakýmýndan önemlidir. Sanatçýnýn paletindeki
tonlar, doðadaki tonlara oranla çok daha kýsýtlýdýr; bu yüzden ressam
karþýt tonlarý yan yana kullanarak etki yaratmak durumundadýr.
Bunun ilk ve en çarpýcý örneklerinden biri, Masaccio'nun ünlü Bâkire ve
Çocuk yapýtýdýr. Masaccio, tahta düþen gölgelerden yararlanarak, perspektif
açýsýndan kusursuz bir biçimde kurduðu sahnede bir aydýnlýk yaratmýþ,
ýþýðý duymamýzý saðlamýþtýr. Robert Campin'in resminde de tanýk olduðumuz
bu yeniliði ustaca kullanmýþtýr. On yedinci yüzyýlda kullanýlan, Caravaggio'da
sýk sýk rastladýðýmýz tenebroso yöntemi, tonlarda karþýtlýk yaratýlarak
ýþýðýn daha da zenginleþtirilmesini saðlýyordu; bu bakýmdan aþýrýya gidildiði
bile söylenebilir. Rembrandt'ýn okulundan ya da ondan etkilenen bir sanatçýnýn
masa baþýnda kitap okurken gösterdiði keþiþ ya da bilgin, bu yöntemin
kusursuz biçimde kullanýlýþýnýn örneðidir. Camlardan ve açýk pencereden
süzülen ýþýk neredeyse göz kamaþtýrýcýdýr, figürün ve nesnelerin görülmesini
güçleþtirmektedir.
Giovanni Domenico Tiepolo'nun Troya Atý'nda böylesine göz kamaþtýrýcý
bir karþýtlýk yoktur, ama yerdeki güçlü gölgeler parlak günýþýðýnýn etkisini
daha da çoðaltmaktadýr. Öte yandan, Corot, yýkýlmýþ aðacýn ve kazýn gölgelerini
yumuþatmýþ, yapýtýnda ýlýmlý bir sabah ya da akþam havasý yaratmýþtýr.
Resmi, gölgeler kullanýlarak bir hava yaratýlmasý açýsýndan güzel bir
örnektir; Claude'un rýhtým resminde gölgelerin uzunluðu da sabahý ya da
akþamý belirtmektedir.
Empresyonistler, gölgeleri gri renkte düþünmüþler, ama çevrelerindeki
renklere göre onlara deðiþik tonlar vermiþlerdir. Pissarro'nun kýþ manzarasý
bunun bir örneðidir. Gölgelerin sadece biçimleri deðil, dýþ sýnýrlarý
ve renkleri de ýþýðýn niteliði konusunda bizi aydýnlatabilir; bunun örneklerini
on beþinci yüzyýl baþlarýnýn sanatýnda bulabiliriz. Fra Angelico'nun yumuþak
ýþýðýndan (Resim 12) daha önce söz etmiþtik. National Gallery'de bir baþka
çarpýcý örnek daha bulunmaktadýr: Antonello da Messina'nýn Aziz Jerome
yapýtýnda tavusun gölgesi basamaklara sfumato çizgileriyle düþmektedir.
Antonello'nun resmi, düzensiz bir fona gölgeler düþürmenin ne büyük ustalýk
istediðine örnek olarak da gösterilebilir. Sassetta'nýn Aziz Francis'in
Aþaðýlanmasý yapýtýnda, diz çökmüþ azizin arkasýndaki gölgenin gökten
gelen ýþýktan kaynaklandýðý anlaþýlmaktadýr. Crivelli de, Meryem'e Haber
resminde benzer bir etki yaratmaktadýr; melek ile piskoposun gölgeleri
yere ve duvara düþmektedir.
Ama bu yaklaþýmýn baþyapýtlarýndan biri, Pontormo'nun Yusuf öyküsünü anlattýðý
düzenlemede görülen gölgeler topluluðudur; kývrýlan merdivenleri çýkan
figürler arkalarýndaki yuvarlak duvara dikkatle hesaplanmýþ gölgeler düþürmektedirler.
Bu tür etkilere en çok yapay ýþýklarýn yarattýðý güçlü gölgelerde rastlanmaktadýr.
Ter Brugghen, Konser'inde çalgýcýnýn yanaðýnda ortadaki mumun neden olduðu
flüt gölgesi görülmektedir. Rembrandt'ýn Çobanlarýn Tapýnýþý'nda bu ustalýk,
kutsal öykünün havasýný yaratmakta baþlýca etkendir; Çocuk'tan kaynaklanan
aydýnlýk, ahýrda yere düþen fener ýþýðýna engel olmamaktadýr. On yedinci
yüzyýlýn Hollandalý manzara ressamlarý da engebeli topraklar üstüne büyük
bulutlarýn düþürdüðü gölgelerle bir geniþlik duygusu yaratmayý biliyorlardý.
Emanuel de Witte'nin kilisesinin içinde, seyredenin görmediði bölümleri
belirtmek için gölgelerden yararlanýlmýþtýr. Önümüzdeki duvara, karþý
yandaki görülmeyen pencerelerden sýzan günýþýðý yansýmaktadýr. On dokuzuncu
yüzyýlýn anlatýmcý ressamlarýndan William Collins, Yaklaþan Olaylar yapýtýnda
görünmeyen nesnelerin gölgelerini kullanarak seyircinin hayal gücünü harekete
geçirmektedir. Resim bir köylü çocuðunu göstermektedir; çocuk kapýyý açmýþ,
birini selamlamaktadýr. Kimi? Önde gölgesini gördüðümüz atlýyý. Bu resimler
bize birer kurgu ürünü olarak görünebilir, ama güneþi arkasýna alan bir
fotoðrafçý da görme alanýnýn dýþýnda kalan nesnelerin gölgelerini, çektiði
fotoðrafa yerleþtirebilir. Bunun en güzel örneði Cartier-Bresson'un bir
tapýnaðýn gölgesinde uyuklayan kiþiyi gösteren Hindistan fotoðrafýdýr.
Gauguin'in bu anlamda fotoðraflardan esinlenip esinlenmediðini bilmiyoruz,
ama bu tür bir uygulamaya baþvurduðu açýktýr. Iþýkla gölge kullanmadan
resim yapan Japonlar gibi, o da yanýlsama yarattýðýna inandýðý gölgelerden
kaçýnmýþtýr. 1888'de Emile Bernard'a þunlarý yazmýþtýr: Bir figür yerine
bir kiþinin gölgesini kullanmaya karar vermiþseniz, özgün bir çýkýþ noktasý
bulmuþsunuz demektir; ama bunun ne kadar garip olduðu da açýkça ortadadýr.
Ondan yirmi yýl kadar önce Fransýz salon ressamý Gérôme, dramatik biçimde
aydýnlatýlmýþ bir görünümde sadece üç haçýn gölgelerini göstererek Golgotha'da
uç noktaya varmýþtýr. Gauguin de, bir Sembolist olarak, gölgeleri bir
kehanet aracý olarak kullanabilirdi. Holman Hunt bu anlayýþtan yola çýkarak
genç Ýsa'nýn gölgesini haçtaki ölümüne dönüþtürmüþtür. Bu örnekler nesneyle
gölgesi arasýndaki benzerliklere dayanmaktadýr; ama gölgelerin, ortada
olmayaný belirtmek için bir araç olarak kullanýldýðý da görülmektedir.
Bir yetiþkin, parmaklarýný ýþýða tutup duvarda tavþan gölgeleri yaratarak
bir çocuðu eðlendirebilir; ama bu tür oyunlarýn yeri Hareketli Ýmgeler
Müzesi'dir. Hareketli gölgenin yarattýðý etki, biçimin sürekli deðiþmesinden
ve beklenmedik sonuçlar doðurmasýndan kaynaklanmaktadýr. Platon, Ý.Ö.
dördüncü yüzyýlda gölge oyunlarýnýn varlýðýndan söz etmiþti; bu sanat,
hayaletler, þeytanlar, cinler üstüne öyküleri anlatmak açýsýndan uygun
olduðu için hiç terk edilmemiþtir. Hoogstraten'in resmi mitologya temalarýný
anlatan fantastik bir gösteriyi yansýtmaktadýr. Fotoðraf ve sinemanýn
doðuþundan önce bu tür uygulamalar Fransa'da modaydý, ombremanie'den (gölge
deliliði) bile söz edilmekteydi.
Bu geliþmeler, kitapçýðýmýzýn konusu dýþýnda kalmaktadýr, ama okura þunu
hatýrlatmamýz gerek: Ýmge okumanýn kaynaðý bu tür gösterilerdir; yapay
ya da gerçek gölgeler, mizah amacýyla ya da ahlaksal dersler çýkarmak
için kullanýlmýþtýr.
On yedinci yüzyýlda Otto van Veen'in çizdiði Cupid'in gölgesi, aþkýn kýskançlýk
yarattýðýný belirten þeytanî bir görüntüdür. On dokuzuncu yüzyýl karikatüristi
Grandville, Fransýz kabine üyelerinin duvara yansýyan gölgelerinde siluet-portre
uygulamasýna baþvurmuþ, politikacýlarý sarhoþ, þeytan, domuz, hindi olarak
resmetmiþtir. National Gallery'de sergilenen yapýtlarda bu türün örnekleri
bulunmamaktadýr, ama baþyapýtlarda az sayýda rastlanan, düþen gölgelere
dikkat çekmek gerektiðini düþündük. Belki bu inceleme, ziyaretçinin Gallery'yi
gezerken kendi örneklerini de bulup çýkarmasýna yol açacaktýr. E.H. GOMBRICH
Gölgenin Kullanma Teknikleri:
Bir çok gölge fotografý görmüþsünüzdür. Nesnelerin gölgeleri bazen kendisinden
daha güzel ve etkileyici görünebilir. Fotografcý bu görüntüyü kullanmak
ister. Her fotografçý mutlaka gölge çekmiþtir. Bazen tesadüflerle gölgenin
daha esprili veya etkili olduðunu görülür, bazen de özellikle gölge takip
edilerek çekimi planlanýr. Gölge yardýmýyla izleyiciye göstermek istemediðimiz
bir çok þey saklanabilir. Örnek olarak yatakta çýplak olarak uyuyan bir
kadýnýn vücudunu verebiliriz. Eðer kadýnýn cinsel organlarý ýþýklandýrýr
ve ortaya çýkarýlýrsa, senaryoda anlatýlan yalnýzlýk hissini görüntülemek
yerine izleyicinin dikkatini daðýtmýþ olur veya istemeden oyuncu yanlýþ
tanýtýlmýþ olur. Bunun tam tersi, yani cinselliði ön plana çýkmasý isteniyorsa
cinsel organlarýn gölgesiz olmasý gerekir.
Sporcunun start çizgisindeki durumu görülmekte. Ellerini yere, çizgi gerisine
koymuþ ve koyuþ þekli çok güzel görünüyor. Yerdeki start çizgisi ve renkler
güzel bir grafik oluþturmuþ. Fakat gölgeyi incelersek resme kattýðý etkinin
daha büyük olduðunu gözlemleriz. Vücudunun, kafasýnýn gölgesi ve burun
gölgesi de çizgi gerisinde. Kafa dik ve ileriye bakýyor. Her an ataða
hazýr gibi görünüyor. Bu gölgede bir panterin avýna saldýrýya hazýrlanmadan
önceki o heykel gibi kararlý, gözlerini ayýrmadan ve kýpýrdamadan beklemesi
gibi bir psikolojik etki de yakalanmýþ. Belki daha geniþ açýlý bir objektifle
atletin tamamýný çerçeve içine almak bu kadar etkili olmayacaktý. Gölgeden
yararlanarak çerçeveyi daraltmak hem ayrý bir etki yaratmýþ, hem bir espri
katmýþ.
Gölge Yaratan Aksesuarlar; Kepenk, Gobolar, Efekt Gobolarý, Karton, Maket,
Flicker, Doðal Malzemeler Kepenk. Projektörün en önemli parçalarýndan
biridir. Iþýðýn istenilen bölgelere verilerek istenilmeyen bölgelere verilmemesi
için genelde iki uzun iki kýsa olmak üzere dört adet kanattan oluþan hafif
metallerden üretilen parçadýr. Taþýma sýrasýnda birbiri üzerine kapanarak
az yer kaplayan kepenk, projektör çalýþýrken istenilen ölçülerde açýlarak
ýþýðý kontrol etmemize olanak saðlar. Kepenk özel karbon boya ile siyah
renge boyanýr. Böylece kepenk ýþýðý yutar, yansýtmaz ve istenilmeyen gölgelere
yol açmaz. Kepenk gövde kapaðý üzerindeki kepenk kýzaðýna yerleþtirilir
ve kilitlenir. Böylece kýzak içerisinde dönebilir ve kanatlarýn çeþitli
açýlarda hareket etmesini saðlar.
Projektör çalýþýrken kepenk kapalý kalýrsa veya çok kapalý olduðu durumlarda
aþýrý ýsýdan boyasý yanabilir, eriyebilir. Bu durumda kötü bir koku çýkarýr.
Cam ve lamba iç isinin artmasýndan patlayabilir. Projektörün gövde çapýna
uygun daha küçük veya büyük kanatlý kepenkler deðiþtirilerek çalýþma kolaylaþtýrýlýr.
Kepenk, gerek olmadýðý durumlarda tamamen sökülerek projektör kullanýlabilir.
Kepenk ayni zamanda taþýmalar sýrasýnda cami korur. Kanatlar vida veya
perçinle tutturulmuþtur. Bu vida veya perçinlerin gevþediði durumlarda
sýkýþtýrýlmalýdýr aksi takdirde kepenk ayarladýðýmýz açýda durmaz düþer.
Diþ mekanlarda çalýþýrken rüzgarlý havalarda kepenk, rüzgara karþý direnç
oluþturacaðýndan projektörün devrilmesine neden olabilir. Bu durumda küçük
kanatlý kepenkler kullanýlmalý veya kepenk çýkarýlmalýdýr. Gobolar: Iþýðý
kontrol etmek amacýyla üretilen malzemelerdir. Projektörden görüntüye
giren ancak loþ veya tam karanlýk kalmasýný istediðimiz veya ýþýðýn o
bölgeye gitmesini istemediðimiz yerlere giden ýþýðý kesmek amacýyla kullanýlýr.
Genelde hafif metallerden, plastik malzemeden, kartondan, kumaþ kaplý
çelik çerçeveden ve straforlardan üretilir veya bizim tarafýmýzdan yapýlabilir.
Bu malzemeler üzerine reflektör yapýþtýrarak veya hazýr üretimlerden faydalanarak
yansýtma iþlemi de yapýlan aksesuarlardýr. Çeþitli þekillerde yarý geçirgen
þekilde üretilmiþ veya bizim mesela pencere þeklinde kestiðimiz gobolarý
ýþýk kaynaðýnýn önüne koyarak efektler elde etmek için kullanýlýr. Cam
veya jelatin filtreleri gobolar ile kullanarak zaman kazanýrýz.
Genelde bir akrobat yardýmýyla kullanýldýklarý gibi aðýr ve büyük yüzeyli
gobolar tripod ile kullanýlýr. Kelepçelere takýlabilir.
IÞIK Film seyrederken görüntü yönetmeninin seçimlerini, özellikle de ýþýkla
ilgili olanlarý farketmezsiniz. Zaten çoðunlukla amaç size farkettirmemektir.
Peki gördüðünüz sahne gerçekçi miydi? Korkutucu muydu? Sizi heyecanlandýrdý
mý? Bu sorular hakkýnda düþündükleriniz filmde ýþýðýn kullanýmýyla yakýndan
ilgilidir... Jaws filminde eþsiz bir gece sahnesi vardýr. Messrs Scheider,
Dreyfuss ve Shaw'ýn katkýlarý bir yana bu sahne sýrf ýþýðýn kullanýmý
için de sevilebilir. Sahnenin tamamý gündüz, parlak günýþýðýnda çekilmiþtir
ama hiç öyle görünmez. Sadece oyuncularý aydýnlatýp ve özel bir teknikle
ýþýðýn girmesine engel olan görüntü yönetmeni Bill Butler gökyüzünü berrak
bir mehtap gibi gösterdi. Basit bir hileydi ama aldatýcýydý.
Sahnelerin ve belli çekimlerin aydýnlatýlmasý, diyalog, öykünün yapýsý,
oyunculuk ya da kamera hareketi kadar olmasa da, sinemada öykü anlatýmýnda
önemli rol oynar ama pek farkedilemez. Aslýnda farketmemenizin nedenlerinden
biri kimi durumlarda farketmenizin istenmemesidir. Görüntü yönetmeninin
en temel iþlevi seyircinin neler olup bittiðini görmesine yetecek kadar
net bir görüntü saðlamak ya da çekimden on dakika önce biraraya getirilip
boyanmýþ harap durumdaki setleri gerçekmiþ gibi göstermektir. Bu gerçeklik
yanýlsamasýný yaratmak her zaman kolay deðildir. Ayný sahnede kullanýlan
bir iç mekanla dýþ mekanda kullanýlan ýþýðýn birbirine uygun olmasýný
saðlamak da görüntü yönetmenin iþidir. Ardarda gelecek iki çekimi düzgün
birleþtiremediðiniz yerde seyirci durumu hemen farkeder. Yapýlan iþ her
zaman bu kadar basit deðildir. Filmin bir bütün olarak nasýl görüneceðinin
de düþünülmesi gerekir. Stilize mi yoksa doðal bir görüntü mü istiyorsunuz?
Loþ mu yoksa parlak mý? Filmdeki aksiyonu aydýnlatma tarzýnýz seyircinin
aksiyona tepkisini etkileyecektir. Bunlarýn belli baþlýlarýný gözden geçirelim.
BELGESEL TARZI
Gerçek vardýr gerçek vardýr. Sinemacýlarýn seyirciyi filmleri aracýlýðýyla
sunduklarý dünyanýn gerçekliðine inandýrmakta kullandýklarý yaygýn yöntemlerden
biri de görüntüyü belgesele benzetmektir. Genellikle yeterli ýþýk saðlayacak
ya da kamerayý ýþýktan saklayacak bir tertibatýn kurulamadýðý belgesellerde
ýþýk çoðunlukla ya çok az ya da çok fazladýr. O nedenle belgesel filmlerde
perdenin bazý bölgelerini ya karanlýk ya da elde taþýnan ýþýklar yüzünden
aðarmýþ görmeye alýþkýnýzdýr. Çünkü belgesel çeken ekipler çoðunlukla
ýþýðý kontrol edemezler ve ýþýða karþý çok daha hassas olan çabuk pozlanan
filmler kullanýrlar. Bu da filmin kimyasal formülünde deðiþikliðe neden
olur. Kimyasal formülü bu þekilde deðiþen film perdeye yansýtýldýðýnda
daha grenli, sisli bir görüntü elde edilir. Bütün bunlar, seyirciyi sunduðu
görüntünün gerçekliðine inandýrmak niyetindeki sinemacý için çok þey ifade
eder. Öyküsünü grenli film ve belgeselleri andýran bir ýþýk kullanarak,
sürekli deðiþen bir görüntü kontrastýyla anlatan yönetmen bizi filmin
içine çeker. Belgesel tarzý ýþýk kullanýmýnýn filmin etkisini mutlaka
artýrdýðý Schindler'in Listesi buna iyi bir örnektir. Ayný etkiyi elde
etmenin bir baþka yolu da film yerine video kamera kullanmaktýr. Haber
bültenlerindeki görüntüler için video kamera kullanýlýr. Bu nedenle çoðu
seyirci farkýnda olmadan filmin mýþ gibi yaptýðýný, video kameranýn ise
gerçek olduðunu düþünür.Katil Doðanlarda güvenlik kameralarýndan alýnan
video çekimlerden bolca yararlanan Oliver Stone'un niyeti hem bizi filmin
içine çekmek hem de medyanýn genel tavrýný hicvetmekti.
HÝPER GERÇEK
Demek ki anlatýlanlarýn mümkün olduðu kadar gerçek görünmesini saðlamak
iþ yarar bir yol ama aksiyon, korku ya da bilim-kurgu gibi hayatýn gerçeðinden
uzaklaþtýrýcý türlerde izlenecek en iyi yol olduðu söylenemez. Bu tür
filmlerde doðal olmayan bir atmosfer yaratýlýr ve amaç seyirciyi hayali
bir dünyaya çekmektir. Gerçeklikten uzak çoðu filmde birçok olay dar bir
zamana sýkýþtýrýldýðýndan ýþýkta da ayný yol izlenerek, sýkýcý kýsýmlar
çýkartýlabilir.
Örneðin Trainspotting. Bazý göze hoþ gelen kamera hareketleri ve hýzlý
bir kurgu içerse de normal görünümlü bir film olduðunu düþünebilirsiniz
ama tekrar bakýn. Filmin baþýndaki sahnelerin çoðu Rents ve arkadaþlarýnýn
uyuþturucu hazýrladýklarý dairede geçer ve bu planýn tamamý çok gerçek
görünür. Hemen her zaman güçlü kýrmýzýlar, yeþiller ve mavilerle ýþýklandýrýlan
tek tek odalarla, basit bir kenar mahalle apartmanýna dehþetli karanlýk
bir görünüm verilir. Rents'in tuvaletin içine dalarak bir yolculuða çýktýðý
sahnenin fantastik ve gerçeküstü çýkýþý dýþýnda filmin geri kalaný bilinçli
olarak az ýþýklýdýr. Gündüzleri bile ýþýk, Renton'ýn yaþamýnýn arkaplanýný
oluþturan kasvetli apartman daireleri ve pub'larýn pencerelerinden zorla
süzülür ve çoðunlukla odayý güçlükle aydýnlatýr. Bütün bu az ýþýklýlýðýn
amacý Trainspottingin Ýskoçya'yý ele alýþýna umutsuz, kasvetli ve sýkýcý
bir hava vermek ve böylece filmin karakterlerinin umutsuzluðunu daha inandýrýcý
kýlmaktýr. Tamamen gerçekçi deðildir ama hikayenin anlatýmýnda üzerine
düþeni yapar.
DOÐAL GÖRÜNTÜ
He gün etrafýmýzda gördüðümüz dünyanýn sinemanýn aynasýnda yeniden yaratýlmasý
abartýlý renkler ya da renkler kullanýlmadan, doðal bir ýþýklandýrma ile
saðlanýr. Bu yöntemle gösterdiðiniz olaylar çok daha inandýrýcý görünür.
Jawsta Steven Spielberg bizi gerçek bir tehlikeyle mücadele eden sýradan
insanlarýn arasýna sokar. O yüzden her þeyi mümkün olduðunca normal (ve
dolayýsýyla gerçek) gösteren bir ýþýk kullanýr. Spielberg ve görüntü yönetmeni
Vilmos Zgismond, Üçüncü Türle Yakýn Ýliþkilerde de ayný yöntemi kullandýlar.
Bu filmde, günlük yaþam ne kadar doðal ve sýradan görünürse parlak ýþýkla
renklendirilen UFO'lar seyirciyi o kadar þaþýrtýr diye düþünülmüþtür.
Ýngiliz yönetmen Mike Leigh ise ayný yaklaþýmý, gerçeklikten uzak hikayelerine
inandýrýcýlýk katmak için deðil, çok daha gerçekçi hikayelerindeki günlük
yaþamýn sýradan ritmini vurgulamak için kullanýr. Ne Sýrlar ve Yalanlardaki
varoþlarýn parlak dünyasýnda ne de Çýplaktaki Johny'nin takýldýðý solgun
mekanlarda Leigh'in kullandýðý ýþýðýn teatral ya da dýþavurumcu hiçbir
yaný yoktur. Iþýk, düz, keskin ve gerçektir.
UÇ NOKTALAR
Trainspottingin az ýþýðý, ilk iki Baba filminde her yaný kuþatan o karanlýðýn
yanýnda cýlýz kalýr. Baba filminin açýlýþ sahnelerini ve bu filmin sunduðu
olaðanüstü kontrast olanaklarýný ele alalým. Dýþarýda bir aile düðünü
içeride ise Don Corleone'nin de yer aldýðý bir aile toplantýsý vardýr.
Düðün töreni gözalýcý bir günýþýðýyla aydýnlýktýr. Ýçeride, gölgeler içinde
güçlükle görülen Don, þüpheli konuklarýnýn ricalarýný dinlemektedir. Bu
ýþýðýn mesajý açýktýr. Normal bir yaþamýn mutlu yüzü arkasýna gizlenmiþ
mafya, kendini pek göstermez, esrarengiz ve kötüdür. Coppola'nýn, meslektaþlarý
arasýnda Karanlýklar Prensi olarak tanýnan görüntü yönetmeni Gordon Willis,
Baba IIde iþi daha da ileri götürür. Devam filminin daha da karanlýk ve
daha da melankolik tonuna uygun olarak aktörlerin sadece silüet halinde
göründükleri sahneler vardýr. Hatta Willis Gözlerini görüp görmediðimi
bile umursamadým. diyecek kadar ileri gider. Bu yaklaþým gelenekçilerin
huzurunu kaçýrmadý deðil. Her þeyden önce tipik bir yönetici Al Pacino'ya
milyonlar ödüyorsam Al Pacino'yu görmek isterim. diyecektir. Bu arada
Coppola ve Willis'in daha ýþýklý filmleri de vardý. Daha sonra Coppola
Apocalypse Nowda tanýnmýþ görüntü yönetmeni Vittorio Storaro ile çalýþtý,
Willis ise on yýldýr Woody Allen'ýn sürekli kameramaný. Entellektüel kameraman
Storaro, Joseph Conrad'ýn romaný Heart Of Darknessýn Vietnam kültürü üzerindeki
Amerikan kültürünü kastederek bir kültür üzerindeki bir baþka kültürü
konu aldýðýný düþünerek filmde suni ýþýðý (Amerika) doðal ýþýðýn (Vietnam)
üzerinde kullandý. Ormanýn zengin sarýlarý ve yeþillerine karþý Yankee'lerin
getirdiði sert beyaz ýþýk ve tonlar ona Oscar kazandýrdý. Ayný yýl, 1979'da
Gordon Willis Woody Allen için Manhattaný çekti. Woody'nin memleketine
övgü niteliðindeki filmi Willis'in, ýþýklarý ve gölgeleri tam yerinde
kullandýðý sinematografisine çok þey borçlu. Isaac'ýn (yani Allen'ýn)
New York City tutkusu, özellikle AIlen ve Diane Keaton'ýn Brooklyn Köprüsü
üzerinde bir bankta oturduklarý ünlü gündoðumu sahnesinde dikkat çeken
etkileyici ýþýk ve kompozisyonlarla iyice ortaya çýkarýlýr.
EV ÖDEVÝ
Iþýk konusunu daha iyi anlamak için þu testi yapýn: En sevdiðiniz filmlerden
birini seçin, nasýl bir ýþýk kullanýldýðýna bakýn ve sonra kendinize böyle
bir ýþýk kullanýlmasýnýn nedenini sorun. Ýngilizce biliyorsanýz yurtdýþýyla
baðlantýlý olan bir yayýnevinden þu kitaplarý da ýsmarlayabilirsiniz:
Painting With Light (John Alton), Masters Of The Light (D. Schaefer, L.
Salvato), her iki kitap da University Of California Press'den yayýnlanmýþtýr.
Bir de Faber and Faber'den çýkan Man With A Movie Camera var...
GECE MAVÝSÝ
Ýþte basit ve çok kullanýlan bir ýþýk efekti. Bir gece sahnesini, herhangi
bir gece sahnesini al ve son derece basit bir numarayla bütünüyle mavi
görünmesini saðlayarak sahneyi post-modern bir sýkýntýnýn ve þehir yaþamýnýn
sanatsal bir ifadesine dönüþtür. Nikitanýn açýlýþýnda Luc Besson'ýn da
tercih ettiði ve Michael Mann'in hemen her filminde görebileceðiniz bu
yöntem pop video ya da TV reklamý geçmiþi olan çoðu yönetmen tarafýndan
kullanýlýr. Filme tuhaf bir tekno duygusu mu katmak istiyorsunuz? Geceleyin
bir polis arabasý: doðal olarak mavimsi. Ama yüzlerin bu renk olmasý istenmez.
Ne kadar sarhoþ olursa olsunlar kýzlarýn da... Tam Besson'ýn istediði
gibi. Ýyi görünüyor.
ÝKLÝMÝ DEÐÝÞTÝR
Görüntü yönetmenliðinden gelme yönetmen Jan De Bont Twisterý çekerken
olmadýk bir sorunla karþýlaþtý. Hava günlerce güneþli ve yaðmursuz gitti.
Filmdeki kötü hava görüntüsünün büyük bölümü bilgisayar tasarýmýyla sonradan
eklenecekti ama Bont'un fýrtýna öncesinin yaðmur yüklü bulutlarýna ihtiyacý
vardý. Çözümü basitti ve gündüz çekimiyle gece görüntüsü verilen Jawstaki
yönteme benziyordu. Aktörlere ve arabalarýnýn içlerine suni ýþýk tutuldu.
O zaman parlak ýþýklandýrýlan iç mekanlarýn yanýnda gökyüzü ve manzara
puslu göründü. Biraz suni yaðmur ve rüzgar ile ilüzyon tamamlanmýþ oldu.
Bu görüntü perdede çok etkileyiciydi. Ne yazýk ki Bill Paxton üzerinde
kullanýlan ýþýk o kadar güçlüydü ki bu sahnelerin birçoðunda yer alan
aktörün ýþýktan gözleri kamaþtý. Paxton kar körlüðüne benzeyen geçici
ama sýkýntýlý bir rahatsýzlýk geçirdi. Bill Paxton burada gerçekten acý
çekiyor. Aslýnda dýþarýda güneþli güzel bir gün var. Suni yaðmur görüntüyü
tamamlýyor.
--------------------/-------------------
IÞIK YAKMAMA
CESARETÝ!
Iþýk, sinema öðrencileri ve meraklýlar arasýnda en az bilinen ve hakkýnda
en çok soru iþareti olan alan diyebiliriz. Çoðu sinema heveslisi kafasýnda
Film çekerken ýþýðý nereye koyacaðým? gibi tuhaf sorularla iþe baþlar.
Genelde uzun uðraþlara raðmen istenen etki elde edilemez ve hayal kýrýklýklarýyla
çekim sona erer.
Iþýkla ilgili yazýlmýþ hemen her kitapta görebileceðiniz gibi film yaparken
ýþýða üç temel nedenle ihtiyacýmýz var: Pozlama, fiziksel etki ve psikolojik
etki.
1- Pozlama yani kullandýðýmýz
görüntü üretici sistemin (bu video kamera için CCD adý verilen bir mikroçip,
film kamerasý içinse kimyasal bir þerit) kabul edilebilir görüntüler üretebilmesi
için belirli bir ýþýk seviyesini tutturmamýz gerekiyor. Peki ama kabul
edilebilir ne demek?
Ev yapýmý sinema baþlýðý altýnda olduðumuzu düþünerek film kamerasýný
bir yana býrakýp video kameralar açýsýndan durumu gözden geçirelim.
Video kamera üreticileri son kullanýcýyý etkilemek için reklamlarýnda
mum ýþýðýnda bile çeker deseler de iþin aslý tabii ki böyle deðil. Bir
CCD'nin gerçeðe yakýn renkler, doygun siyahlar, tam beyazlar üretebilmesi
ve görüntüde karlanma olmamasý için belirli bir seviyede ýþýða ihtiyaç
var. Bu belirli seviye tabii ki kameradan kameraya deðiþebilir ama iddia
edildiði gibi sýfýr ýþýkta çeken kamera pek gerçekçi deðil.
Iþýðýn ilk geçtiði yer mercek. Her merceðin de belli bir ýþýk geçirgenliði
var. Kameralarýn içinde merceðin ýþýk geçirme potansiyelinin tükendiði
durumlarda devreye giren veya kullanýcý tarafýndan devreye sokulan kazanç
- gain adý verilen bir özellik var. Bu özellik sayesinde mikroçipin üzerine
düþen ýþýðý olduðundan yüksekmiþ gibi kabul etmesi saðlanýyor. Bunun bedeli
ise griye dönen siyahlar, patlayan beyazlar, renklerde solukluk ve görüntünün
genelinde bir karlanma oluyor. Ama yine de bir görüntü elde etmiþ oluyorsunuz.
Kameralar kazanç deðerini desibelle ölçüyorlar. Ýdeal þartlarda bu ayar
sýfýr desibel olmalý ya da baþka bir deyiþle kapalý olmalý. Demek ki ortamda
yeterince ýþýk yoksa ve kameramýzda da açacak diyafram kalmadýysa yapacak
tek þey var: Iþýk yapmak. Buna birazdan döneceðiz.
2 - Fiziksel etki : Iþýk bize nesnelerin formlarý hakkýnda, hacimleri
ve dokularý hakkýnda bilgi verir. Bir yumurtanýn fotoðrafýný çektiðinizi
düþünün. Eðer ýþýk yumurtanýn üzerinde hiç gölge yaratmasaydý elde edeceðimiz
görüntü hacimden yoksun, iki boyutlu bir görüntü olurdu. Halbuki gölgenin
varlýðý bize yumurtanýn formu hakkýnda, dokusu hakkýnda, uzaydaki konumu
hakkýnda bilgi veriyor. Ayný þekilde ýþýk bize zamaný, mevsimleri, geceyi
ve gündüzü bildiriyor. Gölgeler uzunsa akþam veya sabah olduðunu anlýyoruz.
Gölgeler sertse ve derinse (yani çok hýzlý þekilde siyaha gidiyorsa) gece
olduðunu anlýyoruz. Kýsaca ýþýk bize fiziksel ortam hakkýnda bilgiler
veriyor.
3 - Psikolojik etki : Iþýk bizi belli ruh hallerine sokabilir. Florasanla
aydýnlatýlmýþ bir devlet dairesi ile abajurlarla aydýnlatýlmýþ bir lokanta
ayný hissi vermez. Demek ki ýþýk dünyayý algýlayýþýmýzý deðiþtirir.
Iþýk bizim temel malzememiz çünkü görüntümüzün temelini ýþýk oluþturuyor.
Türkiye ýþýk açýsýndan çok fakir bir ülke ne yazýk ki. Evlerimizi aydýnlatma
kültürümüz üzerine keþke birileri bir araþtýrma yapsa. Yýllardýr þu soruyla
hep karþýlaþýrým: Neden Türk filmleri Amerikan veya Avrupa filmleri gibi
görünmüyor? Bu basit sorunun pek çok cevabý var ama ben sadece birkaç
basit cevapla yetineceðim: Çünkü onlarýn evlerini aydýnlatma biçimleriyle
bizimki ayný deðil, çünkü o ülkelerin güneþ ýþýðýný alýþ þekilleri, iklimleri
farklý ve evlerini döþeme þekilleri, þehir dokularý bizimki gibi deðil.
Basit bir örnek üzerinden gidelim: 1970'lerde evlerimizi yukarýdan sarkan
duylara takýlmýþ ampullerle aydýnlatýrdýk. Daha zengin olanlar avize adý
verilen kabaca süslenmiþ ampullerle aydýnlatýrdý. Bu tür aydýnlatmaya
filmcilikte sert ýþýk (hard light) adý verilir.
Noktasal bir kaynaktan ve tam tepeden gelen ýþýk sert gölgeler yaratýr.
1980'lerde halojen lambalarýn yaygýnlaþmasýyla Türkler yansýyan ýþýðý
keþfettiler. Tavandan sarkan ampule göre daha yumuþak, daha göze hoþ gelen
bir ýþýðý vardý bu lambalarýn. Gölgeler neredeyse yok oluyordu, insanlar
olduklarýndan güzel görünüyorlardý.
Tabii ki bu iki yaklaþýmýn dýþýnda da bir odayý aydýnlatmanýn yüzlerce
yolu bulunabilir. Ama temelde sorun yine ekonomik ve kültürel: Doðal olarak
fakir bir ülke elektriði az tüketmeye çalýþýr, bu yüzden de tavandan sarkan
lamba en doðru seçimdir çünkü en az enerjiyle en çok ýþýðý verir ve ayrýca
avize almayý gerektirmediði için de ucuzdur. Yine fakir bir ülkede insanlar
duvarlarýný beyaza veya açýk renklere boyarlar. Türkiye'de herhangi bir
boyacýya koyu bir rengi kabul ettirmenin ne kadar zor olduðunu fark ettiniz
mi? Neden mi? Çünkü açýk renk boya daha ucuzdur, daha kolay kapatýr, ýþýðý
daha iyi yansýtýr, elektriði daha az harcamanýzý saðlar.
Peki ama þimdi iyice kafamýz karýþtý: Bütün bunlarýn sinemayla ilgisi
ne? Nasýl ýþýk yapmak gerekiyor?
Yukarýda ýþýðýn en temel iki kalitesinden söz ettik aslýnda: Iþýk ne kadar
noktasal bir kaynaktan geliyorsa o kadar serttir, derin gölgeler yaratýr.
Iþýk ne kadar geniþ bir yüzeyden geliyorsa o kadar yumuþaktýr, gölgeler
yok olmaya baþlar. Normal bir film setinde deðiþik yapýda ve güçte bir
çok lamba, yansýtýcýlar, flag adý verilen ýþýðý kesmek için kullanýlan
malzemeler (Türk sinema sektöründe zencidiye anýlmasý ilginçtir), çeþitli
yumuþatýcý perdeler, renk filtreleri, ýþýðý yükseðe çýkarmaya yarayan
ýþýk ayaklarý ve daha birçok alet bulunur. Bu aletlerin hepsi aslýnda
ýþýðý kontrol etmeye, yönlendirmeye yararlar. Iþýðý kontrol edemezseniz
ýþýk sizden kaçar ve (özellikle açýk renk boyalýysa) duvarlardan, halýlardan,
giysilerden yansýyarak yaratmak istediðiniz etkiyi bozar. Kýsaca film
çekeceðiniz mekanýn aydýnlatmasý kötü, duvarlarý beyaz boyalý, pencereleri
küçük, odadaki eþyalar çirkinse elinizden pek bir þey gelmez.
Profesyonel ýþýk ekipmaný ve ýþýkçý kiralamak iyi bir fikir gibi görünse
de hem pahalý hem de ev yapýmý sinema ruhuna uygun deðil. Öyleyse ne yapmak
gerekiyor?
Son yýllarýn efsanevi görüntü yönetmeni Darius Khondji (Yedi - Yaratýk
4- Evita) ýþýk yapmamasýyla da ünlendi. Röportajlarýnda sýk sýk belirttiði
gibi Khondji ýþýðý dekorun içine yedirmeyi seven bir sinemacý. Yedi'deki
(Seven) bazý sahneler sadece el fenerleriyle aydýnlatýlmýþtý.
Neden biz de aynýsýný yapmayalým? Bir evde çekim yapacaksanýz o evin aydýnlatma
ruhunu kullanýn veya deðiþtirin. Hem gerçekçi olur hem de sizi dertten
kurtarýr. Burada karþýlaþacaðýnýz sorun ýþýklarýn güçsüzlüðüdür veya eksikliðidir.
Çözümü ise çok basit: Bol bol ampul ve ev tipi aydýnlatma ekipmaný alýn.
Marketlerde 250 bin liraya ampul bulabilirsiniz. Çok ucuza masa lambalarý,
abajurlar da bulabilirsiniz. Yine yapý marketlerde bulacaðýnýz tabaka
strafor (beyaz köpük) bir tarafýna alüminyum folyo kaplandýðýnda harika
bir yansýtýcý haline gelir. Her kirtasiyecide bulunabilecek aydýnger sert
ýþýðý yumuþatmak için ucuz ve etkili bir araçtýr. Evin kendi lambasý güçsüz
mü? Hemen daha güçlü ampul takýn ve yeniden deneyin. Yine mi yetmedi?
Bir abajur eklemeyi deneyin, televizyonun ýþýðýný kullanýn, pencereyi
açýn sokak lambasýndan destek alýn, yansýtýcýyý kullanýn... kýsaca ortamdaki
ýþýklarý yönlendirin ve güçlendirin.
Tabii her zaman paçayý kurtaramayabilirsiniz. Çekim gece ve dýþ mekandaysa
sorunlar büyür. Bu yüzden çekim yapacaðýnýz yerleri düþünürken þunlarý
dikkate alýn:
1- Sahnenin gece dýþarýda geçmesi þart mý? Mümkün olduðunca gece sokaklarda
çekim yapmayýn. Iþýk yeterli olmaz. Elektrik de alamayacaðýnýz için jeneratör
bulmanýz gerekebilir.
2- Gece olmasý þartsa bol ýþýklý bir yerde geçebilir mi?
3- Gece etkisi isteniyorsa sabaha karþý güneþ doðmadan önceki 15 dakikada
çekim yapýlabilir. Bu sürede etrafta bir aydýnlýk vardýr ama hala gecedir.
4- Arabada çekim yapacaksanýz güçlü bir gemici feneri arabanýn iç ýþýðýný
taklit edecek þekilde kullanýlabilir.
Gündüz iç mekanda çekim yapacaksanýz dertleriniz azalýyor. Pencereye karþý
çalýþmak gibi hatalar yapmazsanýz genelde ýþýk yapmanýza bile gerek olmaz.
Iþýðý daima arkanýza, saðýnýza veya solunuza almaya çalýþýn. Gündüz dýþ
mekanda çekim yapacaksanýz güneþin çok dik olduðu saatleri tercih etmeyin.
Daha çok akþam üstü veya sabah saatlerinde çalýþýn.
Iþýk üzerine iki sayfada çok þey söylemek zor. Ama ýþýk yapmanýn kurallarý
da çok keskin deðil. Temelde her sahne yeni bir problemdir ve ancak kendine
has bir þekilde çözülebilir. Dünyaca ünlü görüntü yönetmeni Nestor Almendros
Days of Heaven'da gemici fenerlerinin içine güçlü ampuller yerleþtirmiþ
ve çekimi sadece bunlarla yapmýþtý. Greg Toland mum ýþýðýnda film çekmiþti.
Dünyanýn her yerinde sorunlara alýþýlmadýk, beklenmedik çözümler getiren
insanlar baþarýlý oluyor. Sektördeki ýþýk þeflerinin çoðu buna karþý çýkacaktýr
ama her zaman ýþýk yakmak gerekmiyor. Bazen yakmadýðýnýz ýþýk daha güzeldir:
Aynen Almendros'un yaptýðý gibi. Bazen de yaktýðýnýz ýþýk her yeri pýrýl
pýrýl yapar ama yine de görüntü çok kötüdür: Aynen Türk televizyon dizilerinin
çoðunda olduðu gibi.
Tiyatroda
Iþýk Tasarýmý: Gözün yapýsý ve iþleyiþi nasýldýr?
Gözün tabakalarý nelerdir?
Iþýklama açýsýndan gözün önemi nedir?
Gözün algýlamasý nasýldýr?
Iþýk ve elektromagnetik dalga nedir?
Görünen ýþýk nedir?
Atomlar ve yapýlarý nasýldýr?
Elektriðin oluþumu nasýldýr?
Gerilim, akým, direnç nedir?
Doðru akým, alternatif akým nedir?
Ýletken, yalýtkan nedir?
Elektrik devresi elemanlarý nelerdir?
Devre çeþitleri nelerdir?
Ohm kanunu nedir?
Sigortalar ve özellikleri nelerdir?
Elektrik kazalarýndan korunma usulleri nelerdir?
Transformotor nedir?
Kablo nedir,özellikleri nelerdir?
Iþýklamada amaç nedir?
Iþýklamanýn tarihçesi nedir?
Serlio, Sabattini, Somi kimdir, ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapmýþlardýr?
Appia,Craig kimdir, ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapmýþlardýr?
Wagner, Reinhardt, Meyerhold kimdir, ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler
yapmýþlardýr?
Belasco,Irwing,Mc Kaye kimdir, ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapmýþlardýr?
Antik dönemde ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapýlmýþtýr?
Orta çaðda ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapýlmýþtýr?
Yakýn çaðda ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapýlmýþtýr?
Geleneksel oyunlarda ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapýlmýþtýr?
Osmanlý döneminde ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapýlmýþtýr?
Darülbedayi döneminde ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapýlmýþtýr?
Tanzimat ve meþrutiyet döneminde ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapýlmýþtýr?
Cumhuriyet döneminde,günümüzde ýþýklama tasarýmý açýsýndan neler yapýlmýþtýr?
Teknik ve estetik yönden ýþýklamanýn temel görevleri nelerdir?
Çaðdaþ ýþýklamanýn temel görevleri nelerdir?
Teknik açýdan sahne kaç bölüme ayrýlýr?
Iþýklama tekniði nedir?
Spotlar düzenlenirken göz önüne alýnan koþullar nelerdir?
360 derece açýyla verilen ýþýkta nasýl bir görsel efekt saðlanýr?
Sahnede kullanýlan spotlarýn yapýsý nasýldýr?
Iþýklamada kullanýlan 500, 1000, 2000, 5000 w.lýk spot nedir?
Takip spotu nedir?
Efekt spotlarý nedir?
Gök perdesi ýþýðý nedir?
Güncel ýþýklama ve efekt araçlarý nelerdir?
Mercekler ve özellikleri nedir?
Yansýtaçlar ve özellikleri nedir?
Iþýk kumanda cihazlarý,Karartýcýlar ve özellikleri nedir?
Lineer ve logaritmik potansiyometrenin özellikleri nedir?
Diyafram ve kepenk nedir?
Askýlar ve sehpalarýn özellikleri nelerdir?
Iþýklamada kullanýlan donatým ve elektrik malzemeleri nelerdir?
Bir sahne hazýrlanmasýnda ýþýklama tasarýsý açýsýndan bilinmesi gerekenler
nedir?
Genel ýþýklamada nelere dikkat edilir?
Salon aydýnlatma alanlarý nelerdir. Hangi ýþýklar kullanýlýr?
Iþýklama genel planý nedir?
Iþýklama özellik çizelgesi nedir?
Iþýklama replik çizelgesi nedir?
Iþýk yoðunluðu nedir?
Kamaþma nedir?
Sahne
Tasarým:Sahne dekoru baþta resim ve mimari olmak üzere bütün plastik
sanat dallarýný bünyesinde toplayan, ancak iþlevi, yazarýn yazdýðý drama
metnine uygun, sahnede gerekli aksiyonu saðlayacak mekanlarý yaratmak
olan bir sanat dalýdýr.
Giysi Tasarým:Tiyatro'da giyisi ya da diger adýyla kostüm konusunda
genel yazý ve bazý oyunlarýn giyisi çalýþmalarýný sizlere sunacagýz. Sorularýnýzý
bizlere bildirebilirsiniz. Sizlere bu konuda uzman kiþler yazýlarý ile
yardýmcý olacaktýr...
Dramaturji:Türk tiyatrosunun tarihçesine bakýldýðýnda dramaturg
sözcüðünün tiyatro terimleri arasýnda uzun zamandýr yer aldýðý görülür.
Ýlk kez Ankara Devlet Tiyatrosunda dramaturg adý altýnda görev yapan kiþilerin
çalýþma alanlarý, tiyatroya gönderilen oyunlarý okumak ve bunlarla ilgili
raporlar düzenlemekle sýnýrlanmýþtýr.
Iþýk Tasarýmý:Sahne ýþýklandýrmasý bir oyundaki duyguyu, düþünceyi
imajý zaman ve mekan kavramýný, atmosferi, derinliði, persfektipi, dekorun
bir penceresinden içeriye dolan gün ýþýðýný, gökteki yýldýzlarý, ay ve
güneþi, doðal hareketler olan kar yaðýþýný yaðmuru, þimþeði, bulutlarýn
hareketlerini, doðal gölgeleri ve renkleri sahne ýþýk tekniðini baþarýlý
bir þekilde kullanarak dekor, köstüm, oyun ve oyuncularla bir bütünlük
içerisinde seyirciye ulaþtýrabilme sanatýdýr.Sahne ýþýklandýrmasý bir
oyunun sosyal durumunu belirlemede en etkin yollardan biridir. Sahne
ýþýklandýrmasýnýn sanatsal deðer kazanabilmesi onu doðru ve amaca uygun
olarak sahne ýþýk tekniðinin baþarýlý bir þekilde uygulanabilmesiyle saðlanabilir...
Iþýkla ilgili ders notlarý, Hayri Çölaþan'ýn bilgilerinden derlenmiþtir.
www.kameraarkasi.org
|