I. Çatışma
Çatışma, filmin itici gücüdür. Senaryoya başlarken önce çatışmayı saptamakta yarar var.
Çatışma, öncelikle bir problem demektir. Metne bir problem saptanır. Senaryo metni, zaman zaman daralan, zaman zaman da genişleyen bir problem olarak görülebilir.
Çatışma mutlaka çözülmelidir.
Çatışma, temelde iki ya da daha fazla gücün karşılaşmasıdır.
Değişik türlerinden söz edilebilir:
-İnsanın insanla çatışması
-insanın doğayla çatışması
-insanın kendisiyle çatışması
-insanın toplumsal çevre ile çatışması
Problemi bu değişik türler aracılığıyla düşünmeliyiz. Hatta ana çatışmayı mümkün olduğu kadar çok değişik görüş açısıyla sergilemek gerekir.
Çatışmanın hemen giriş bölümünde kilitlenmesi ve bir an önce izleyiciye gösterilmesi gerekir.
En etkili çatışmalar, genellikle zamana kilitlenen çatışmalardır: Saatli bomba örneğinde olduğu gibi.
Çatışma, mutlaka şiddete ya da sert aksiyona dayanmak zorunda değildir.
Somut olarak görülmediği anlarda bile, çatışma kenini hissettirmelidir. Bir tehdit olarak varlığı her yerde duyumsanmalı ve asla tam olarak unutulmamalıdır.
Çatışma, kahramanı sonunda mutlaka değiştirmelidir. Sözgelimi çatışma konusu bir korkuysa, korku sonunda yenilmelidir. Örneğin Arachnophobia'da örümceklerden ölesiye korkan ve bir örümceği on metre uzaktayken gördüğünde bile yerinden fırlayan bir adam, sonunda bir metre çapında bir örümceğin üzerine tırmanması sırasında hiç kıpırdamadan onu izler. Örümceğe, ama herşeyden önce de kendisine meydan okur.
Çatışma ilk başta kahramana dışsal bile olsa, kahraman ona bir biçimde dahil edilmelidir. Örneğin bir depremden doğrudan etkilenmese de, kurtarma ekibinde yer alarak olayla bir biçimde ilişkilendirilmelidir..
Çatışma, iki güç arasında zıtlığı ve çözümün kuşkulu olduğunu betimler. İlgiyi sağlayan da bu kuşkudur.
Çatışma filmde iki anlamda bulunur:
-En genel anlamıyla bir zıtlıklar ağı olarak: iyi-kötü, doğa-kültür gibi.
-İkinci anlamıyla ise çatışma, bir öykü çizgisi başlatandır. Çözüm bekleyen bir durumdur.
-Aşılması gereken bir engel
-Yanıt verilmesi gereken bir meydan okuma
-Giderilmesi gereken bir sorun
-Ortadan kaldırılması gereken bir tehdit
-Verilmesi gereken bir karar
-Kurtulunması gereken bir baskı
-Yeniden kurulması  gereken bir denge
vs...
Çatışmanın doğurduğu bu amaç, çoğu kez hem karakterin, hem de öykünün amacı olarak gözükür. Ama kahramanın amacıyla, öykünün amacı arasında bir ayrım yapmak gerekir. Süper amaç (öykünün amacı) karakterin amacından farklı olabilir. Örneğin kahramanın amacı şampiyon olmaktır., oysa öykünün amacı, kahramana hırsın ona verdiği zaraıı kavramasını sağlatmaktır.

II. Doruk Nokta
Doruk Nokta, genellikle filmin sonunda yer alır.
Bu önceden beklenen bir an da olabilir. Örneğin bir düello ya da Karate Kid'de olduğu gibi bir final müsabakası.
Senaryo dendiğinde akla gelmesi gereken ilk iki şeyden birisi çatışmaysa, diğeri de doruk nokta olmalıdır.
Olay örgüsünü oluştururken doruk nokta daima göz önünde tutulmalıdır.
Doruk nokta, mutlaka birilerinin ölmesini gerektirmez.
Çoğunlukla zorunlu sahne'den meydana gelir. Mutlaka fiili bir durum olmalıdır. Sözle ya da diyalogla geçiştirilmemelidir. Çözüm izleyicinin zihninde tamamlanmaya bırakılmamalıdır, mutlaka gösterilmelidir.

 

III. Zorunlu Sahne
Zorunlu sahne ya da doruk noktadan sonra çözüm gerçekleşmiş demektir. Bu noktadan sonra, açık kalan bazı olayların tamamlandığı kısa bir sonuç bölümü yer alabilir.