I. Yapı ve Ögeleri
Senaryoya bir yapı/yapılanma olarak bakılabilir. Bu yapının bir başı, ortası ve sonu vardır.
Baştan sona doğru gelişmeyi sağlayan bir dinamizm gerekmektedir. Yani yapı kurulurken, sürekli ilerleme yasası gözönünde tutulmalıdır. Sürekli ilerleme yasası, öykünün bir amacı, hedefi olması gerektiği ilkesini dile getirir. Hedef/amaç sürekli ilerlemeyi sağlar. Buna filmin dramatik amacı da denir. Bu, filmi ilerleten ya da öyküyü devindiren nedenlere bağlı olarak gelişmeleri yönlendiren bir hedeftir. Amaç önünde engel varsa, bu dramatik hedeftir.
Öte yandan bu yapı bir birlik ve bütünlük arz etmelidir. Zamanda, mekanda, konuda ve üslupta birlik çok önemlidir. Bu birliğin varolup olmadığının sınanması için, kullanılan ögeler işlevleri açısından sürekli denetlenmelidir. Temel olan nedir? sorusu, bu konuda bir çıkış noktası sağlar.
En geçerli yapı türü, üç perdeli yapı ya da geleneksel anlatı yapısıdır. Giriş, Gelişme ve Sonuç'tan meydana gelir. Bu yapıda en az iki temel dönüm noktasına ihtiyaç vardır. İlk temel dönüm noktası, başlangıç bölümünde yer alır ve çatışmanın kilitlenmesidir. İkinci temel dönüm noktası ise orta bölümün sonunda ya da sonuç bölümünün başında yer alır ve çatışmanın çözülmesidir. Kısacası, giriş bölümünde sorun ortaya konulur, gelişme bölümünde çeşitli boyutlarıyla sergilenir ve sonuç bölümünde çözülür.
İlerleme kavramı düz bir çizginin bir yöne doğru uzamasından çok, yükselen bir eğriyi akla getirmelidir. Yükselen eğri, dramatik yükselmeyi karşılamak açısından  daha uygun bir şema sunar.
Yapıyla ilgili unutulmaması gereken bir nokta da şu: Öykü, kronolojik bir görünüm arz etse de, olay örgüsü öncelikle bir nedensellikler ağıdır. Plotlarda (olaylarda), nedensellik kronolojiyi geride bırakır.

II. Giriş Bölümü
Giriş bölümünün tasarlanması senaristin önemli görevlerinden bir tanesidir.
Giriş bölümünün bir takım temel amaçları vardır. İzleyicinin dikkatini yakalayıp, ilerleyen öyküye katılımını sağlar. Öykünün gelişimi ile ilgili heyecan ve meraklar oluşturur.
Giriş bölümünde ana karakterlerle tanışıp, onlarla ilgilenmeye başlarız.
Bu bölümde yapılan açıklamalarla, öyküyü anlamaya yardımcı olan genel bilgileri elde ederiz.
Ayrıca filmin dünyası, üslubu, niteliği ve atmosferi ile tanışırız.
Öyküyü başlatan sorun, yani çatışma ile bu bölümde tanışırız. Ki bu, film boyunca ilginin ayakta kalması açısından önemlidir.
Giriş bölümünün diğer bir özelliği, burada alt/yan olay çizgilerinin tohumlarının atılmasıdır.
Giriş bölümünün süresi sınırlıdır. Fazla uzatılmamalıdır. Dramatik olmasına özen gösterilmelidir.
Giriş, hiçbir zaman "Ben Giriş'im" dememeli. Bunu en azından alçak sesle söylemeli.

III. Gelişme Bölümü
Gelişme bölümünün görevi çifttir. Bir yandan girişin başarılı biçimde devamını getirmeli, öte yandan da sonuca/doruk noktaya doğru uzanan bir koprü oluşturmalıdır.
Gelişme bölümü, bir dizi karmaşık ilişki, kriz, çatışma, yan olay ve benzeri güçlükler aracılığıyla, beklentilerimizi yoğunlaştırarak ilgimizi daha derinden ele geçirir ve sürdürür.
Tüm bunlar, çatışmanın çözümünün kolay olmayacağı konusunda bizi ikna etmelidir.
Bu bölümde değişik kriz/bunalımlara yer verilir. Kahramanın çatışmayı çözmeye yönelik her hamlesi kriz/bunalım'dır. Bunlar, çatışmayı daha da gerginleştirir; neden-sonuç ilişkileriyle ilerlemelidirler.
Yazım aşamasında önce olay örgüsünü yani nedensellik zincirini belirlemek, ardından da bunalım ve krizleri saptamak, kolaylık sağlayan bir yöntemdir. Yani önce olaylar arasındaki nedensellik zincirini kafanızda kurun, sonra da hangi olayın nerede yer alacağını kararlaştırın.

IV. Sonuç Bölümü
Sonuç, belki de girişte bize vaadedilenlerin yerine getirildiği bölümdür.
Bu bölümde, sorun ve çatışmaların çözülmesiyle birlikte öykü de sona erer.
Sonuç bölümünde doruk nokta yer almaktadır. Ayrıca yarım kalan konuların da bir yere bağlandığı ve yoğun ilginin düştüğü bir son yer alır bazı senaryolarda. "Karate Kid, kötü oğlanı yendi; pekiyi, o kız ne oldu, onunla ilişkileri devam etti mi acaba?" türünden soruların yanıtları, bu toparlayıcı sonda yer alır.
Doruk nokta, çoğu kez zorunlu sahne(obligatory scene) ile aynı şeydir. Zorunlu sahne, kahramanla rakibin karşı karşıya geldiği sahnedir. Bu sahne, adı üstünde zorunludur. Sonuç bölümünde yer alması gerekir. Bu genellikle rakipler arasındaki en son ve en görkemli karşı karşıya geliştir.
Dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta da şudur: Sonuç, her zaman öykünün kendisinden kaynaklanmalıdır. Örneğin yapılacak en kötü şey, kızılderililer tarafından sıkıştırılan bir grup kovboyu, son anda yetişen süvariler aracılığıyla kurtarmaktır. Dışsal nedenlere dayanan bu türden çözümler, "makinadan tanrı /deux et machine" olarak da adlandırılır. Her  zaman için dalga geçme konusu olurlar. Leman dergisinde yayınlanan bir karikatür bu tür çözümlerin kötülüğünü çok iyi sergilemiştir. Karikatür şöyledir: Bir sapık savunmasız bir kadına tecavüz etmek üzeredir. Ancak geri planda silahli bir atlı birliğinin dört nala olay mahalline doğru yaklaştığı görülür. Kadın iki kolunu hava kaldırarak sevinç çığlıkları atar: "Yaşasın, süvariler..."
Çevrimsel sonlar özellikle etkileyicidir. Bundan kastedilen, başlangıçta gösterilen bir mekana, zaman noktasına ya da görüntüye dönüştür. Örneğin Pulp Fiction ve Yağmurdan Önce filmleri bu tür çevrimsel sonlara sahiptirler. Üç Renk Kırmızı filminin sonunda da bunlara benzer etkileyici bir dönüş vardır: Batan bir feribottan kuratrılan genç kadın bir ambulansın yanında durmaktadır. Fonda ambulans üzerindeki kızılhaç görülür. Sonra kamera yavaşça kadına doğru yaklaşır. Omuz plana gelindiğinde, arkadaki kızılhaç, kırmızı bir fona dönüşecek kadar yaklaşmıştır. Kızın ıslak saçlarıyla kırmızı fon önündeki bu görüntüsü ise, daha önce yer aldığı bir reklam fotoğrafının aynısıdır. Yine Barton Fink, otel odasındaki posterin gerçek hayattaki benzer bir görüntüsüyle sona erer.