BİR ROMAN UYARLAMASINDAN FAZLASI: JOE WRIGHT’IN ANNA KARENİNA’SI
Çok sevdiğim bir romanın uyarlamasını izleyecek olmak heyecan vericiydi. Gitmeden önce bazı şüphelerim vardı tabii ki; bir dünya klasiğini perdeye taşırken - istenmese bile - es geçilecek kısımlar.
Heyecanla ve biraz tedirginlikle filmin başlamasını beklerken; Joe Wright, açılış sahnesiyle beni gerçekten şaşırttı. Açılış sahnesi, tiyatro sahnesi ve tiyatro kulisinde geçiyor. Art arda gelen hareketli sahnelerle şaşkınlığımı üstümden atmam çok zor olmadı. Rahatlıkla söyleyebilirm ki; büyüleyici bir sahne tasarımı, sizi filme bağlıyor ve ilk anda hissedilen şaşkınlık, oyuncu performansları ve tabii ki hikayenin işlenişiyle beğeniye dönüşüyor.
Roman, dönemine ışık tutan bir eser. Siyasal tutum, reformlar ve sosyal ilişkiler açısından muazzam bir kaynak niteliğinde. Tolstoy, Anna Karenina’da hep ikilik durumundan faydalanır ve karakterleri de bu merkezde yol alır . Romanın ana hattı, Anna Karenina ve Levin’in hikayelerinin sarmalından meydana gelir ve çeşitlenir.
Anna Karenina, soyluları temsil ederken; Levin, halkı temsi eder ve her zaman aslolan tercihlerdir. Romandaki evlilik, aşk, soyluluk ve sosyal hayattaki kadın kavramları, filmde de yeterli dozda işlenmiş- ki romandaki kadar kapsamlı işlenebilmesi olanaklı değil. Filmin ağırlığı genel olarak soylu sınıfta kalmış, dolayısıyla Anna’nın hikayesi ve yaşadıkları daha çok gösterilmiş. Sınıfsal farklılığı gösterme aşamasında film biraz öksüz kalmış. Levin ve işçilerinin ilişkileri üstünkörü, iki sahneyle verilmiş.Hikayenin Levin kısımındaki bu eksiklik biraz can sıkıcı… Romanı okumamış biri içinse, hissedilebilir bir şey değil.
Özellikle balo ve devlet dairesi gibi kalabalık sahnelerdeki, başarılı dekor ve kostüm uygulamaları, göz alıcı koreografileri ve tabii ki sahne geçişleri ; filmi kesinlikle “izlenecek filmler” kategorisine sokuyor.
Filmin açılış sahnesinde de bizi şaşkınlıktan kurtaran ve filmin akışını hızlandıran kişi; Stiva karakterini canlandıran Matthew Macfayden, yer aldığı tüm sahnelerde yüksek enerjisiyle ve mimikleriyle sahnenin kontrolünü eline alıyor.
Anna Karenina’nın kocası Karenin’i canlandıran Jude Law oyunculuk performansıyla filme çok katkı sağlıyor. Vronski’yi canlandıran Aaron Taylor-Johnson ve Anna Karenina’yı canlandıran Keira Knightley film boyunca üstlendikleri rollerin hakkını veriyorlar.
Joe Wright’ın Anna Karenina’sı, alışılmıştan uzak bir film izleme fırsatı sunması açısından sadece bir uyarlama olarak hatırlanmayacak. Joe Wright, defalarca hem film hem de dizi olarak uyarlanmış bir eserin filmini çekerken, alışılmışın dışında bir biçim kullanmakla doğru bir tercih yapılmış. Anna Karenina, sunduğu seyir keyfiyle tekrar tekrar izlenebilecek bir film.
BURAK TÜRKER
