Dziga Vertov - Kameralı Adam - 1929
Kameralı Adam
(Rusça: Человек Ñ ÐºÐ¸Ð½Ð¾Ð°Ð¿Ð¿Ð°ÑаÑом, Chelovek s kino-apparatom; Ukraynaca: ÐÑдина з кÑноапаÑаÑом, Liudyna z kinoaparatom), Sovyet yönetmen Dziga Vertov'un yazıp yönettiÄi, emekleme sürecindeki sosyalist bir ülkenin ve orada yaÅayan insanların anlatıldıÄı 1929 yapımı belgesel film.Gündelik yaÅamı herhangibir oyuncu, dekor, yada kurmaca olmadan kendi akıÅı içinde anlatmaya çalıÅan film ÅehirleÅme, makineleÅme, insan ve makinenin eÅgüdümlü uyumu üzerine odaklanmıÅtır.Sinema'nın "gerçeÄin düzenlenmiÅ hali" olması gerektiÄini savunan Vertov filmlerdeki kurmacanın bir afyon olduÄunu savunur.Bu kurmacalar seyirciyi sarhoÅ eder, böylece daha sonra bilinçsiz seyirciye çarpıtılmıŠgerçekleri kabul ettirmek kolaylaÅmaktadır.Bu nedenden ötürü Kameralı Adam filmi, sinemada gerçeÄin olduÄu gibi çarpıtılmadan yansıtılması bakımından önemli bir yer tutar.
Film; gün doÄumundan gün batımına kadar bir Sovyet kentinden manzaralar sunuyor.Åafak henüz sökmemiÅtir, sokaklar bomboÅtur, banklarda uyuyan evsizler günün henüz baÅlamadıÄını ifade eder adeta.Hemen ardından insan kalabalıkları Åehir meydanına doluÅur otobüsler ve tramvaylar alabildiÄine kalabalıktır Åehir uyanmıÅtır ve yeni bir iÅ günü daha baÅlamıÅtır.İŠmakineleri, fabrika ve madenlerde çalıÅan insanlar, dikiÅ diken kadınlar tek bir vücut olup yeni bir ülke yaratma çabası içinde görülmektedir.En dikkat çekici özellik ise teknolojik devrimin makine ve insanlar üzerindeki dramatik etkisi.İnsan eliyle üretilen makineler yine aynı insanın eliyle baÅka bir Åey üretmek için kullanılıyor ve ortak bir paydada buluÅuyor.
ÃalıÅan iÅçi sınıfının sosyal ve kültürel ihtiyaçlarına cevap vericek lokalleri, barları , halk plajlarını, sosyalizmin ruhunu güçlendiren kolektivist sporları (sırıkla atlama, gülle atma, atletizm) gösteren film sosyalist gerçekliÄe dayanmıÅtır.Filmin bir amacıda sinemanın olanaklarını halka tanıtmaya çalıÅmaktır.
Dziga Vertov'un dünyanın her yerinde gösterilen ve en çok ün yapan yapıtı, çektiÄi "Kameralı Adam" oldu. Bu filmde, hedefin gerçek, Sinema-Göz'ünse bir araç olduÄu ilkesi biraz deÄiÅikliÄe uÄrar görünse de Vertov'un yapmak istediÄi sokaklarda yaÅayan bir insan olarak görüntülediÄi kameralı adamın türlü durumlarda ne yaptıÄını anlatmak oldu. Vertov böylece bir taÅla iki kuÅ vurmuÅ oluyorduk der: "Hem âSinema-Alfabeâyi herkesin anlayacaÄı bir Sinema-Dil üzerine çekiyor, hem de bir insanı, rastgele bir insanı, öyle sırası geldikçe deÄil, filmin baÅından sonuna dek perdede tutuyorduk. ÃektiÄimiz ne Emil Jannings, ne Charlie Chaplin'di. Alıcı yönetmenimiz Mikail Kaufman'ı çekmiÅtik. Ona Jannings gibi aÄlatmadıÄı ya da Chaplin gibi güldürmediÄi için hiç de serzeniÅte bulunmuyorum. Deney deneydir, yalnız bir cins çiçek yoktur. ÃiçeÄin türlüsü vardır. Her yeni yetiÅtirilen çiçek, ilk kez elde edilen her çiçek bir takım karmaÅık deneylerin sonucudur. Her defasında yaygın tüketime yönelik filmler deÄil de film (sanat) üreten filmler de yapmayı görev saydık kendimize Bu filmlerden bir iz kalmıÅtır. GeleceÄin zaferlerinin vazgeçilmez inancasıdır bu filmler. Lenin Ãstüne Ãç Türkü (1934), yaratıcılarına uluslararası bir ün saÄladıysa, âKameralı Adamâ akımının görevi de öyle küçümsenemez. Ãç Türkü'nün beton iÅçisi ya da Ninni'nin (1937) paraÅütçüsü, bu sözsüz filmle gerçekleÅtirilmiÅ deneylerin meyveleridir dersem size aykırı gelmesin!
Kuram
Ãçlü Konsül: Dziga Vertov, Mikhail Kaufmann ve Elizaveta Svilosa'dan oluÅan ve sine-göz kuramını geliÅtiren grup. Kuramcısı Dziga Vertov'dur. Vertov sinema kuramını o dönemki bolÅevik iktidarının kendini halka anlatma ihtiyacı üzerinden ÅekillendirmiÅtir. Vertov'un çoÄu film bolÅeviklerin sosyalizmi ve çarlıÄı anlatmak amacıyla ülkenin dört bir yanını dolaÅan Ajit-tren adı verilen bir trenle gösterilmiÅtir.
Vertov sinemada birbiriyle baÄlantısız görüntülerin montaj tekniÄiyle bir araya getirir. OluÅan bütünün ifade ettiÄi Åey artık bambaÅka bir Åeydir. Montajın, yönetmenin yaratıcılıÄını ve film üzerindeki etkisini gösterdiÄini savunur. Kuramın üç ana unsuru Åöyledir:
-
Vertov kamera sadece görüntüleri kopyalayan deÄil gözün güçsüzlüÄünün aÅılması için bir araç olarak tanımlar.Vertov bunu Åöyle anlatır "...biz, olguları araÅtırmak ve organize etmek için; böyle ortaya olayların kasten gerçekleÅtirildiÄi bir sistem, bir sanal düzensizlikler sistemi hazırlıyoruz. Åimdiye kadar kameraya karÅı çıktık ve onu gözümüzün çalıÅmasını kopyalamaya zorladık. Ve kopyalama ne kadar iyi olursa filmin de o kadar iyi olduÄu düÅünülüyordu."
Åöyle devam etti:...Bugünden baÅlayarak kamerayı özgürleÅtiriyoruz ve onu ters yönde çalıÅmaya itiyoruz -kopyalamaktan çok uzak bir yere. İnsan gözünün zayıflıÄı açıktır. Sine-göz'ü, hareketin kaosunda sine-göz'ün kendi hareketinin sonuçlarını keÅfetmeyi, savunuyoruz; sine göz'ü, güççe ve kendini savunma potansiyelince gelisen kendi zaman ve uzay boyutlariyla savunuyoruz. -
Hareketlerin bütenliÄini bozmadan parçalayan bu ve seyirciye bu parçalar arcılıÄıyla olayları anlatmayı seyirciye kafa karıÅıklıÄı yaratmadan anlatmayı tercih eder. Vertov Åöyle anlatır "...Bir ardıÅık hareketler sistemi, izleyicinin gözünün, görülmesi gereken ardıÅık ayrıntılara etkili aktarımı yoluyla dansçıların ya da boksörlerin hareketlerinin sırasına göre birbiri ardına film edilmesini gerektirir. Kamera, film izleyicisinin gözlerini kollardan bacaklara, bacaklardan gözlere, vs. en avantajlı sırayla "taÅır" ve ayrıntıları düzenli bri montaj çalıÅmasında organize eder."
-
Vertov'un Sine-gözü; farklı hareketleri biraraya getirir onlardaki ayrıntıları her Åekilde verir onların hareketlerinden daha yavaÅ veya daha hızlı deÄildir. bütün hareketlerin hepsi onun için evrende bir anlam ifade etmektedir. Vertov bunu Åöyle açıklar: "...Åimdi ben, bir kamera, en karmaÅık kombinasyonlardan oluÅan hareketlerden baÅlayarak, bileÅkelerinde çırpınıyor, hareketin kaosu içerisinde manevra yapıyor, hareketi kaydediyorum. Zamanın ve uzamın limitlerinden baÄımsız olarak evrende verilen herhangi iki noktayı biraraya getiriyorum, onları nerede çekmiÅ olduÄumun hiç önemi yok. Benim yolum dünyanın daha taze bir algılanmasının yaratımına doÄrudur. Sizce bilinmeyen bir dünyanın Åifresini yeni bir yoldan çözüyorum."
Kinoglaz Manifestosu
1. Drama halkın afyonudur.
2. Kahrolsun beyaz perdenin ölümsüz kralları ve kraliçeleri. YaÅasın sıradan, günlük iÅlerin baÅındaki ölümlü insanlar !
3. Kahrolsun burjuva senaryoları !
4. Drama kapitalistlerin elinde ölümcül bir silahtır. Biz bu silahla devrimci günlük yaÅamımızı sergileyerek silahı düÅmanımızın elinden alacaÄız!
5. Modern drama da eski dünyanın bir artıÄı, devrimci gerçeÄimizi eski Åekillere sokma çabasıdır.
6. Kahrolsun günlük yaÅamımızın tiyatroda sahnelenmesi. Bizi olduÄumuz yerde yakalayıp çekin!
7. Senaryo üzerinde uydurulmuÅ bir masaldır. Biz kendi yaÅamımızı yaÅarken üzerimize biçilen görüntülere boyun eÄmeyeceÄiz!
8. Herkes kendi iÅini yapsın, baÅkasının iÅini engellemesin! Sinemacının iÅi bizi, iÅimizi engellemeyecek bir Åekilde çekmektir.
9. YaÅasın proletaryanın devrimci sine-gözü!
Kinoglaz EÄitim Programı 1926 S.S.C.B
VERTOVâDAN
1-BİZ
âBiz kendimizi çöplüklerden bolca malzeme toplayan paçavracı sinemacı sürüsünden ayırt edebilmek için âKinoksâlar olarak adlandırıyoruz.
Bu küçük panayır tüccarlarının alıÅveriÅleriyle âKinoksların gerçek sinemasıâarasında herhangi bir benzerlik yoktur. Ãocukluk anılarıyla yüklenmiÅ Rus-Alman psikolojik-dram sineması bizce budalalıktan öte bir anlam taÅımamaktadır.
Kinoks, büyük ölçüde görkemli bir görüntü dinamizmine dayanan Amerikan serüven filmlerindeki, pinkertonvari sahneye koyuÅlardaki yakın çekimlerle, hızlı geçiÅlere teÅekkür eder. Bu iyidir, ama bütünüyle düzensiz ve kesin bir devinim araÅtırmasından yoksun olarak oluÅturulmuÅlardır. Psikolojik dramlara oranla bir üstünlüÄe sahip olmalarına karÅın, bunlar herhangi bir temelden yoksun, sıradan yapıtlardır. Kopyanın birer kopyasıdır.
Biz ilan ediyoruz ki, eski romanlaÅtırılmıÅ, tiyatrolaÅtırılmıŠve diÄer filmler cüzzamlıdırlar.
-Onlara yaklaÅmayınız!
-Gözlerinizle dokunmayınız!
-Ãlüm tehlikesi vardır!
-BulaÅıcıdırlar!
Biz Kinoks sinemasını müzik edebiyat ve tiyatro gibi diÄer sanatlardan arıtıyor ve bize özgü bir ritim arıyoruz. Bunu da, ancak Åeylerin devinimlerinde bulabileceÄimizi sanıyoruz.
Biz sesleniyoruz:
- romanın tatlı kucaklamasından,
- psikolojik romanların zehrinden,
- aÅk tiyatrosunun sıkıcılıÄından,
- kaçın,
- müziÄe sırt çevirin,
bize özgü bir ritim, bir ölçü, bir malzeme araÅtırılması ile, geniÅ alanlar, dört boyutlu bir uzay (3+zaman) kazanalım.â
2-Sinema-Göz
âSinema-Gözâ sinema analizdir.
âSinema-Gözâ âuzakların kuramıâdır.
âSinema-Gözâ perdede baÄıntılık kuramıdır.
Saniyede 16 kare görüntüsünü kaldırıyorum. Ãünkü bunlar artık hızlı çekimlerin ve hareketli alıcıların görüntüleri yanında basit birer çekim yöntemi olarak kalmaktadırlar.
âSinema -Gözâü gözün göremediÄini çekebilen, teleskop ve mikroskop gibi sınırsız ve mesafesiz görebilme olanaÄını saÄlayan,
bir telegöz
bir göz ıÅını
ani bir görüŠolarak tanımlamalıyız.
âSinema-GözâaÅaÄıdaki hususları amaçladıÄından birbirini tamamlayan tüm bu tanımlamaları içermektedir. Ãünkü âSinema-Gözâ:
tüm sinema olanakları
tüm sinema buluÅları
tüm yöntem ve metotları
tüm gerçeÄi bulmaya ve göstermeye
yararlı Åeyleri amaçlar.
Gizli çekimin amacı,âgizli çekimâdeÄil, kiÅilerin maskesiz makyajsız,oynamadıkları bir anda,alıcı tarafından yalınlaÅtırılmıŠdüÅüncelerini alıcı gözüyle göstermek olmalıdır.
âSinema â Gözâ görünmeyi görünen kılan, karanlıÄı aydınlatan, maskeli olanı yalınlaÅtıran, oyunsuz oyunu saÄlayan bir yöntemdir.
âSinema â Gözâ, evrenin sosyalizme açılması amacıyla sürdürülen savaÅta bilim ve sinematografik aktüalitenin birleÅimi, gerçek sinemanın perdede gerçeÄi gösterme deneyidir.
KİNOKSLAR ve KURGU
Artistik sinemada kurgunun anlamı, yönetmen tarafından ele alınan senaryonun deÄiÅik çekimlerinin bir sıraya göre birleÅtirilmesidir. Kinoksların kurgu anlayıÅıysa tamamen farklıdır. Bu, görünen evrenin düzenlenmesinden ibarettir.
Kinokslar Åunu ayırt ederler:
1- Gözlem Sırasında Kurgu : Ãıplak gözün herhangi bir anda, herhangi bir yere yönelebilmesi.
2- Gözlem Sonrası Kurgu : Gözle saptanan görüntülerin, kafada, belli bir düzen içinde tasarlanması.
3- Ãekim Sırasında Kurgu : Bu kez gözlem sırasında saptanan görüntülere yönelen alıcıdır. Bu çalıÅma sırasında tasarlanandan, her zaman biraz deÄiÅik olan çekim koÅullarına uymak gerekir.
4- Ãekim Sonrası Kurgu : Kaba kurgu diye adlandırılabilecek bu aÅamada kesin kurgu için noksan gelen bir takım çekimler saptanır.
5- Göz Atma : Ayrımlar arası geçiÅlerin saptanması için bir anlık yöneliÅ. Büyük bir dikkat ve alıÅkanlıÄı gerektirir. SavaÅ kural : sürat.
6- Kesin Kurgu : GeniÅ temalı bir bölümde belirsiz kalmıŠküçük temaların açıÄa çıkarılması. En doÄal sürekliliÄin ve akıÅın saÄlanması amacıyla, çekilen bütün malzemenin yeniden düzenlenmesidir.
Kurgu, ilk gözlemden, filmin kesin son bulmuÅ Åeklini alıncaya kadar devam eder.
GİZLİ ÃEKİMİN KURALLARI
1- Ansızın Ãekim Yapmak : Eski bir askeri kural, sürat ve gözlem yeteneÄi.
2- Ãnceden Saptanan ve Görülebilen Bir Åeyin Ãekimi : SoÄukkanlılık, girginlik ve anında yıldırım gibi saldırıya geçebilme yeteneÄi.
3- Gizli Bir Yerden Ãekim Yapmak : Sabır ve büyük bir dikkat.
4- KiÅilerin dikkatlerinin doÄal bir nedenle baÅka bir tarafa yönelik olduÄu bir anda çekim yapmak.
5- Düzme bir nedenle kiÅilerin dikkatini baÅka bir tarafa çekerek çekim yapmak.
6- Uzaktan çekim yapmak.
7- Yüksekten çekim yapmak.
8- Devinim halinde bir yerden çekim yapmak.
âKurgu, çekilmiÅ film görüntülerini tek bir film halinde düzenlemek veya görüntüler sayesinde filmi yazmaktır.
Hazırlayan: Kamil AVCI
Kaynaklar - Ek BaÄlantılar;
Vikipedi - Dziga Vertov
Kameraarkasi.org
BahçeÅehir Ãniversitesi İletiÅim Fakültesi - Türk Sineması ArÅivi
Birikim Dergisi - Dziga Vertov'un Sinema Dili Ãzerine - Alparslan Nas