| Dijital |
|
|
|
DİJİTALE GİRİŞ Dijital video ve fotoğraf çeşitli dezavantaj ve avantajlarıyla hayatımıza girdi bile. Doğru şekilde kullanılabildiği ve adapte olunabildiği sürece, özellikle görsel tasarım ve yayıncılıkla uğraşanlar için son derece pratik, güvenilir ve masrafsız bir görüntü elde etme biçimi olan dijital fotoğraf, sağladığı maliyet ve zaman avantajıyla ilgili olarak önümüzdeki yılların parlayan yıldızı olmak konusunda oldukça iddialı. Dijitalin sağladığı diğer avantajlardan da bahsetmekte fayda var. Örneğin paylaşım avantajı... Dijital fotoğrafı paylaşmak çok daha rahat, zahmetsiz ve ucuz. CD üzerinde yüzlerce fotoğrafı istediğiniz birine yollayabilir, Internet üzerinden fotoğraflarınızı sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz. Adettendir, bir aktivitede çekilen fotoğraflarda o aktivitede bulunan herkese fotoğraflar yaptırılıp yollanır. Bütün bu zahmeti, maliyeti ve zaman kaybını dijital çekip Internet üzerinden paylaşarak ortadan kaldırabilirsiniz. Pek bahsedilmeyen önemli bir konu da mahremiyet konusu. Dijital çekimi siz istemediğiniz sürece sizden başkasının görmesi söz konusu değil. Konvansiyonel fotoğrafı tab edilmek üzere verdiğinizde sizden başka pek çok yabancı göz ister istemez görüyor. Hatta bazen fotoğrafınızı, mağazanın vitrininde büyütülmüş olarak görmeniz işten bile değil. Dijital çekiminizi bilgisayarınızı kötü niyetle karıştırmadığı sürece ve siz fotoğrafı bir şekilde şifrelemeden, göz önünde duran bir klasör içine saklamışsanız kimsenin görmesi kolay kolay mümkün değil. Bunların yanı sıra fotoğrafı, kameranın arkasındaki LCD ekranda hemen görebiliyor olmak, gerekirse aynı kareyi tekrar tekrar çekebilmek, fotoğrafların çizilme, solma, zaman içinde renklerini kaybetme gibi sorunlarının olmaması, orijinalin binlerce defa kayıpsız olarak çoğaltılabilmesi de dijital fotoğrafın avantajları arasında sayılabilir. Dezavantajlarından da Bahsetmemek Olmaz: Dijital fotoğrafın bu kadar artısından bahsedip de eksilerinden bahsetmemek olmaz. En önemli dezavantaj, yakaladığınız kare ne kadar özel olursa olsun, elinizdeki makinenin kaydedebildiği pikselle sınırlı olmanız. Fotoğrafları büyütmek konusunda son derece sınırlayıcı bir faktör olan bu durum, özellikle büyük baskı boyutlarıyla çalışan kesim için sınırlayıcı olabilir. Diğer bir dezavantaj ise, özellikle klasik fotoğraf düşkünlerinin, ışık dağılımlarında istedikleri etkiyi elde edememelerinden kaynaklanıyor. Ancak bu oldukça göreceli ve tolere edilebilir bir kavram olduğu için dezavantaj olarak saymak aslında çok da doğru olmayabilir. Dijital Kamera Tipleri: Dijital kamera tiplerini basitçe D-SLR (Digital - Single Lens Reflect) ve kompakt olarak iki ana gruba ayırabiliriz. Kompakt kameraları ise giriş seviyesi amatör, orta sınıf amatör ve ileri amatör (yarı profesyonel) olarak üç gruba ayırabiliriz. SLR kameralar en üst grubu oluşturuyorlar. Konvansiyonel 35 mm refleks sistemin dijital uyarlanmış hali olan D-SLR modelleri en pahalı ve profesyonel sistemlerdir. Konvansiyonel sistemlerde kendini kanıtlamış gövdeleri (Nikon F5, F80 gibi) ve objektifleri kullanılan D-SLR sistemlerin, özellikle profesyonel fotoğrafçılar tarafından tercih edilme sebebi de bu iki faktördür: Tanıdık gövdeyle eldeki objektifleri kullanabilmek. D-SLR makineler arasında en popüler modeller arasında Fujifilm S2 Pro, Nikon D1 ve D100, Kodak Pro14n, Canon 1Ds ve 10D, Sigma SD9 modellerini sayabiliriz. 3000-7000 dolar aralığında bulabileceğiniz bu ürünlerin çözünürlükleri 6-14 megapiksel aralığında değişmektedir ve aynı çözünürlükteki kompakt bir modelle kıyaslanamayacak kadar yüksek kalite sunmaktadırlar. Yarı profesyonel kompakt kameralar, bir D-SLR modelin sunduğu özelliklerin neredeyse tümünü (hatta fazlasını) sunarlar. Tek farkları gövdeleri objektifle bütünleşiktir ve kullanıcı sadece bu objektifi (kimi zaman aparatlar takarak) kullanmak durumundadır. Verdikleri kalite SLR modellere yakın düzeydedir. İyi bir yarı profesyonel model, D-SLR’yi aratmayacak kalitede çekim yapabilir. Yarı profesyonel dijital kamera modelleri arasında Nikon Coolpix 5000 ve 5700, Fujifilm Finepix s602 ve s7000, Minolta Dimage 7i, Sony F717 ve V1 modellerini sayabiliriz. Orta seviye kompakt modeller fotoğraf kalitesine önem veren kullanıcılar için pratik bir çözümdür. Amatör kullanım için ideal olan bu modeller 5 megapiksele kadar çıkarlar ve optik zoom özelliğine sahiptirler. HP Photosmart 850, Konica KD-500, Nikon Coolpix 4300, Fujifilm Finepix m603, Pentax Optio S, Ricoh Caplio RDC-i500 gibi modelleri bu grup altında sayabiliriz. Son olarak giriş seviyesi amatör kameralardan bahsedelim. Bu ürünler sabit objektifli, tamamen amatör “bas-çek” türü kullanım için üretilmiş dijital kameralardır. Bu grupta saymakla bitmeyecek pek çok markanın çeşitli çap ve ebatlarda ürünlerini bulabilirsiniz. Dikkat Edilmesi Gereken Konular Hangi Makine Kimin İçin Uygun?: Yukarıda dört grupta saydığımız dijital kameraları yapılacak işe göre ayırmak oldukça zor. Bu nedenle tümden gelim değil, tümevarım yöntemini kullanarak bu kez kendi profilimizi belirleyecek, ardından makinemizi seçeceğiz. Öncelikle kendimize şu soruyu sormalıyız? Bir dijital kamerayı ne için kullanırım. Örneğin ben yayımcıyım. Dijital kamerayı gittiğim toplantılarda görüntü almak için ve ofiste kurduğum küçük stüdyomda (Bu stüdyo(cuk) ile ilgili olarak MacLine Temmuz 2003 sayısının kapak konusunu okuyabilirsiniz.) ürün çekimleri yapabilirim. İkinci soru: Bu işler için ne gerekir? Birinci konu, yani toplantılarda fotoğraf çekimi için gerekenler: Güçlü ve dengeli bir flaş. Yetmediği durumlarda harici flaş kullanmak isteyebilirim, bu nedenle kameramda Hot-shoe olmasını isterim. Pil bitmesi durumunda şarj aletiyle gezmek zorunda kalmamak için AA pil kullanılabilen bir ürünü tercih edebilirim. Optik zoom özelliği olması da doğru kadraj yapabilmek için önemli. Dergide bunları basabilmem için en az 17 x 13 boyutlarında 300 dpi baskı verebilen, 3 megapiksel çözünürlük yeterli. Şirketteki ürün çekimleri için White-balance (ileriki adımlarda anlatacağız) yapabilen, harici flaş ve tripod bağlantı noktaları olan, adaptörle çalışabilen, TIFF çekime imkan tanıyan, 3 megapiksellik bir kamera yeterli. Bu özellikleri sağlayan kamera şüphesiz yarı-profesyonel bir model olacak. Hazırladığınız liste ile tüm yarı profesyonel ürünlerin özelliklerini yan yana koyarak çabucak yüzlerce seçenek arasından birkaçını finale bırakabilirsiniz. Bundan sonra yapmanız gereken şu: Firmaları arayın. Aylık olarak yayımladığımız dijital fotoğraf dergimiz Digital PhotoLine’dan Türkiye’deki tüm güvenilir distribütör ve bayilerin iletişim bilgilerine ulaşabilirsiniz. Çekinmeden istediğiniz model hakkında tüm soruları sorun, hatta size demo yapmalarını isteyin. Bir iki gün içinde teknik konularda deneyimli bir arkadaş, size uygulamalı olarak düşündüğünüz kamera ile yapabileceklerinizi göstersin. İçinize sinen modeli, firmanın sizi yönlendirdiği bayilerin birinden, garanti vb. gibi durumları riske atmadan gidip gönül rahatlığıyla satın alabilirsiniz. Fiyat / Performansta Dikkat Edilecek Hususlar: Dijital kameraların tüketici için en can sıkıcı tarafı, bir grup içerisinde 500 dolara varan farkları barındırıyor olmaları. Demek istediğim, yarı profesyonel ürünlere baktığınızda 900 dolara da, 1400 dolara da ürün bulmak mümkün. İyi hoş da 1400 dolar veren bir kişi, aynı klasmandaki bir ürüne 900 dolar veren kişi ile kıyaslandığında bu kadar fiyat farkını neden ödüyor? Bunun iki sebebi olabilir. Birincisi ürünler arasında kalite farkı vardır. İkincisi distribütör firma ciddi bir kâr marjı uyguluyordur. İkinciyi anlamak için yabancı ülkelerdeki (örneğin Amerika, Almanya ya da İngiltere’deki) fotoğraf malzemesi alışveriş sitelerinden fiyatları inceleyin. Buradakine benzer fiyat farkları yoksa sorun ortaya çıkmış demektir. Birincisini anlamak o kadar da kolay değil, çünkü pek önemsenmeyen lens bile fiyatta çok önemli bir yer teşkil ediyor. Pentax, Nikkor, Carl-Zeiss, Schneider, Fujinon gibi markaları üzerinde taşıyan kameraların biraz pahalı olmaları normal. Bu ürünler, ışığa algılayıcıya kadar en iyi şekilde refakat ederek bahşişlerini fazlasıyla hak ediyorlar. Algılayıcı ve sonrası da ayrı bir muamma... Sonuç olarak bir ürün, gerçekten işinizi görecekse ve tekse, vereceğiniz paraya acımayın. Bir kereliğine yapacağınız bu yatırım sizi çok uzun seneler tatmin edecektir. İkiye ya da üçe kadar çıkan seçeneklerde yan ürünlere bakabilirsiniz. Mesela bir ürün Lityum pille sunulurken diğeri AA pil yuvalarına sahiptir ve şarj edilebilir piller kutuya dahil değildir. Lityum pille sunulan ürünün daha pahalı olması normaldir. Bunun gibi örnekler arttırılabilir. Bütçenizi yaptıktan sonra seçimi her zaman birinci maddede anlattığımız kriterleri önde tutarak yapmanız en doğrusu olacaktır. Optik Konusunda Dikkat Edilecek Hususlar: Işık lense girdiği anda hiç de basit olmayan bir yolu takip ederek görüntü algılayıcıya ulaşır. Burada dikkat etmeniz gereken çeşitli hususlar var. Birinci kural, dijital zoom aldatmacasına kanmamanız. Dijital zoom, fotoğraftan bir bölümü kırpıp, sadece görüntü boyutunun artırılarak karşınıza getirilen, düşük çözünürlüklü bir görüntüden başka bir şey değildir. Dikkat etmeniz gereken kriter optik zoom’dur. Sabit objektifli kameralarda ise tahmin edeceğiniz gibi optik zoom olanağı yok. Objektifin kaliteli olması görüntü kalitesinde ciddi önem taşır. Markalı objektifler kullanmanız her zaman sizin faydanıza olacaktır. Objektif kaynaklı karşınıza gelebilecek en önemli iki kusurdan biri renkseme (chromatic abberrations), diğeri ise Vigneting olacaktır. Bunları ancak ürünle yapılan deneme çekimlerini inceleyerek fark edebilirsiniz. Renkseme kusurunda ters ışık almış bir objenin kontürlerinde mor ve yeşil haleler görünür. Vigneting kusurunda ise çekilen karenin köşeleri karanlık kalır. Eğer stüdyo çekimi yapacaksanız özellikle renkseme kusuru olan kameralara dikkat edin. Dış mekan çekimleri yapacaksanız Vigneting ayağınıza bağ olabilir. Dar Açı ve Geniş Açı: Eğer çekeceğiniz fotoğraflar, ortamdaki maksimum görülebilir alanı kapsayacaksa (örneğin bir odada masa başında oturulan bir toplantıda, çekeceğiniz karenin katılan herkesi içermesini istiyorsunuz ve böyle fotoğraflara sıklıkla ihtiyaç duyacaksınız) geniş açı destekli bir objektif kullanmalısınız. D-SLR kullanıyorsanız sorun yok, objektifi değiştirirsiniz, olur biter. Ancak kompakt modellerde mümkün olduğunca geniş açı destekli objektifler tercih etmelisiniz. Objektifin 35mm formata denk gelen odak uzaklığı mümkün olduğunca küçük olanı tercih edin. Örneğin iki model arasında kararsız kaldınız, biri 28-112, diğeri 35-140 milimetre odak uzaklığına sahip. Bu durumda 28-112 daha geniş açıları alabileceğinden tercih edilebilir. Zoom yapmak isteyen, yakın plan çalışmayı seven biri ise tam tersi 35-140mm objektifi tercih etmelidir. Eğer (Not: Odak uzaklığı değeri küçüldükçe görülebilen açı artar.) Bazı kompakt kamera modellerinde, kameranın lensinin önüne aparat takarak görülebilir açıyı arttırabilmek mümkün oluyor. Bu durumda böyle bir imkanı sunan dijital kamera tercih sebebi olabilir. Işığın Yöneticisi Diyafram: Dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de diyafram konusu. Diyafram ne kadar açılabilirse, düşük ışık koşullarında çekim yapma şansınız o kadar artar. Eğer iki makineden biri 2.8-8.0, diğeri 3.5-11 diyafram değerlerine sahipse, ilk objektif düşük ışık koşulları için daha uygundur. Ancak stüdyoda flaş kullanılacağı için diyaframı kısmak gerekir. Bu durumda ikinci objektif 11 değerine kadar kısılabildiği için daha avantajlıdır. Ancak bu bile çoğu stüdyo ortamı için yeterli olmayabilir. Stüdyo’da D-SLR kullanmak en mantıklısı olacaktır. (Not: Diyafram değeri büyüdükçe kısılır, içeri daha az ışık girebilir.) Custom White Balance’ın Önemi: Beyaz ayarı, farklı ışık ortamlarında oluşan renk sapmalarının fotoğrafa yansımasını engellemek için makine tarafından gerçekleştirilen bir nevi kalibrasyondur. Örneğin ark lambalarından yayılan ışığın kızıl tonlarını dengelemek için makine bir miktar mavi tonlama yapar. Mavi ve kırmızı birbirini götürür ve ortaya gerçek beyaz çıkar. Bunun için hazır ayarlar bulunsa da en doğru ayara, kendiniz yaparak ulaşabilirsiniz. Kameranızın Custom White Balance opsiyonunun olmasına ve eğer stüdyoda kullanacaksanız, bu işe uygun olup olmadığına bakmalısınız. Kaç Megapiksel, Hangi Boyut: Boyutları hesaplamak için megapikseli bir kenara koyun ve imajın piksel olarak yatay ve dikey boyutlarına bakın. Dijital bir fotoğrafın inkjet baskı boyutunu santimetre cinsinden bulabilmek için, piksel cinsinden dikey ve yatay boyutlarını 60’a bölebilirsiniz. Örneğin, 2048 x 1536 (3.14 megapiksel) bir imajın baskı boyutu 2048/60=34 santim yatay, 1536/60=25.6 santim dikey... Dijital bir imajın matbaa baskı boyutunu santimetre cinsinden bulmak için ise, imajın piksel cinsinden yatay ve dikey boyutlarını 120’ye bölmeniz yeterli. Manuel Çekim Modları ile Daha Fazla Kontrol: Çekeceğiniz kareler üzerinde maksimum kontrole sahip olabilmek için kameranın hangi çekim modlarını desteklediğine bakabilirsiniz. Bu modlar P, S, A ve M olarak karşınıza çıkabilir. P modu, pozlamanın otomatik olarak gerçekleştirildiği Program modudur. S, enstantane öncelikli çekim modu anlamına gelir. Obtüratörün ne kadar açık kalması gerektiğini siz belirlersiniz, gerisini makine halleder. A modunda ise diyaframı kullanıcı belirlerken, enstantane makine tarafından belirlenir. M modu ise tümüyle manuel olarak pozlama değerlerini girebilmenize olanak tanır. Flaşlar, Kullanım Alanları ve Bağlanabilirlik: Profesyonel kalitede fotoğraflar çekmek amacıyla bir dijital kamera alacaksanız, bu ürüne harici flaş bağlantısı yapılıp yapılamadığını iyice araştırmanızı öneririz. Harici flaş, sizi sabit flaşla gidebileceğiniz noktaların çok ötesine taşıyabilir. Kameranızı harici bir flaş ünitesi ile kullanabilmek için üzerinde Hot-shoe olması yeterli. Stüdyo çekimleri yapmayı düşünüyorsanız, bir paraflaş seti satın almanız yerinde olabilir. 400 watt’lık bir set dijital kameranızın hassas algılayıcısı ve muhtemelen F11’den daha çok kısılamayan diyaframı için yeter de artar bile... Bunların yanı sıra, flaş çaktığı anda White-balance ölçümü alabilen bir kamera ile en doğru renkleri elde edebilirsiniz. Odak Uzaklık Çarpanı: Özellikle konvansiyonel SLR kullanıcıları, D-SLR kameralara geçtiklerinde objektiflerinin “daraldığı” gerçeğiyle karşı karşıya kalabilirler. Bu objektifler 35mm film kullanan SLR’ler için üretildiklerinden, D-SLR’lerdeki algılayıcılar da 35mm filmden küçük olduğundan “objektif çarpanı” diye bir vak’a peydah olur. “Berhudar ol evladım, bize bu bilgileri veriyorsun da ne menem bir şeydir bu objektif çarpanı, çarpılmayalım sonra” diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum. Şaka bir yana, elinizdeki objektif daha dar açılı bir objektif gibi davranabilir. Örnek vermek gerekirse 1.5x objektif çarpanına sahip bir D-SLR kamerada, 14mm’lik objektifiniz 21mm, 70-300mm zoom objektifiniz 105-450mm “imiş gibi” yapabilir. Bu gerçek bir “teleconverting” değil, sadece algılayıcının küçük olmasından kaynaklanıyor. Bellek Kartları Hakkında: Piyasada pek çok farklı bellek kartı türü ve tipi karşınıza çıkabilir. Bunların hangilerini tercih etmeniz gerektiği konusunda bilgi vermekten çok hangilerini tercih etmemeniz gerektiği hakkında yorum yapmak daha kolay olur. Bu bellek kartlarına dikkat: Smart Media: Özellikle Fuji ve Olympus’un yoğun olarak kullandığı bu kartlar 128 MB’ta tıkanıp kaldıkları için bu iki firma xD Picture tipi bellek kartlarını (bazı modellerde Compact Flash Type II ya da Microdrive ile beraber) desteklemeye başladılar. Bu nedenle ikinci el bir ürün satın alırken Smart Media’ya yatırım yapmamaya dikkat edebilirsiniz. Memory Stick: Bir 128 MB kazazedesi de Memory Stick. Sony, Memory Stick’in bu durumunu görerek duruma müdahale etti. Artık Memory Stick PRO’lar ve 1 GB’a kadar çıkabiliyorlar. Alacağınız MS destekli kameranın MS PRO destekli olmasına dikkat etmenizi öneririz. Microdrive: Gigabaytlarla ölçülen boyutlarda veri alabilen MicroDrive’lar düşme, çarpma gibi travmalara karşı son derece kırılgan bir yapıya sahipler. Bunun yerine tatminkar boyutta bir Compact Flash Type II daha tercih edilir olabilir. Çıkarlılabilir Disk: Bellek kartlarınızı çıkarılabilir disk olarak kullanabilirsiniz. Kameranız da kart okuyucu görevi görevi görebilir. Böylece örneğin 20MB’lık bir dosyayı bir yerden bir yere taşımak için CD harcamanıza gerek kalmaz. Kameranızın Güç Deposu Piller: Pil konusunda iki farklı seçenek karşımıza çıkıyor. Birincisi firma üretimi şarj edilebilir piller, diğeri AA piller. AA piller boyut olarak büyük olmalarına rağmen önemli bir avantaja sahipler, sizi şarj aletine mahkum bırakmıyor. Yüksek amperli şarj edilebilir pil kullanıyorsanız ne ala. Pilleri şarj edebildiğiniz ortamda doldurur, dağ taş dere tepe gezerken elektrik prizi bulmanız zor olacağından birkaç paket pili cebe atarsınız. Firmaların kameraların yanında sunduğu özel şarj edilebilir piller ise AA pillere oranla daha uzun ömürlü, hafif ve küçük oldukları için özellikle giriş seviyesi ve orta seviye dijital kameralar için uygun. Aksesuarlar : Yapacağınız işe bağlı olarak aksesuar bağlanabilen bir dijital kamerayı tercih edebilirsiniz. Örneğin hem geniş açı hem de dar açı çalışmak istiyorsanız, ama dijital kameranız 35mm’den daha küçük odak uzaklıklarını desteklemiyorsa, 14mm balık gözü objektif satın alıp kameranızın objektifinin önüne takmak mantıklı olabilir. Dediğimiz gibi, kameranızın bunu destekliyor olması gerekiyor. Kameranın Desteklediği Dosya Formatları : Kameralar genellikle şu üç ana dosya formatında çıkış verirler: JPEG, TIFF ve RAW. Eğer kameranızla kayıpsız fotoğraflar çekip bilgisayar üzerinde zahmete girmeden kaydedebilmek istiyorsanız TIFF formatında çekim yapabilen bir ürün satın almanız daha iyi olur. Eğer kamera JPEG ve RAW çekiyorsa, kayıpsız fotoğraf elde etmek için RAW fotoğrafları mutlaka bilgisayardaki Capture programına aktararak buradan istediğiniz formatta kaydedebilirsiniz. Bunun yanında çok sanatsal çalışmalar yapmıyorsanız yüksek kalitede JPEG formatı da kalite konusunda sizi fazlasıyla tatmin edecektir. Çünkü yüksek kalite JPEG ile TIFF arasındaki kalite farkını normal bir gözün algılayabilmesi pek mümkün değil. Veri transfer seçenekleri: USB, USB 2.0 ve Firewire veriyolları, şu an karşımıza gelen en popüler seçenekler. Firewire pek yaygın olmasa da halen aralarında en hızlı olanı. USB 2.0 yavaş yavaş yaygınlaşırken Apple’ın G5 sistemlerinde USB 2.0’a destek vermesi de sevindirici bir durum. Alacağınız ürünün USB 2.0 olmasında, kameradaki verilerin bilgisayara hızla aktarılmasında önemli bir avantaj sağlarken, bu ürünlerin USB 1.1 uyumlu olması da eski Mac’lerle uyumlu olarak kullanılabilmelerine olanak tanıyor. Deklanşör Gecikmesi : Dijital kameraların en önemli problemlerinden biri olan deklaşör gecikmesi, anlık kareleri yakalamak söz konusu olduğunda sorun oluyor. Teknik dokümanlarda karşınıza çıkacak nanosaniye cinsinden veriler kafanızda bir imge oluşturmayabilir. Bu nedenle gecikmenin ne kadar olduğunu en iyi deneyerek anlayabilirsiniz. D-SLR makine kullanıyorsanız böyle bir sorununuz yok. Bastığınız anda konvansiyonel makinelerdeki gibi sonuç alabilirsiniz. Noise ve ISO Arasındaki Bağlantı : Klasik fotoğrafta filmin ISO değeri duyarlılığını gösterir. Yüksek ISO değerinde bir film düşük ışık koşullarında fotoğraf çekimine olanak tanır. Dijital kameralarda algılayıcının duyarlılığını değiştirebilmek mümkündür. Ancak bu noise denen karlı bir görüntü oluşmasına sebep olur. ISO değeri arttıkça Noise oranı da mutlaka artar, ancak bu kimi kameralarda nispeten daha azdır. Eğer ISO değerleri konusunda esneklik istiyorsanız alacağınız kameranın farklı ISO seviyelerindeki noise oranlarına, (mutlaka bilgisayar ekranında) bakmanızı tavsiye ederiz. Metering - Işık ölçümü (AE) : Kameranın bulunduğu ışık ortamına göre doğru ışık ölçümü yapabilmesi son derece önemli bir durum. Özellikle çoklu, orta ağırlıklı ve spot ışık ölçümleri arasında geçiş yapabiliyor olabilmek, farklı ışık ortamlarında doğru netice alabilmek açısından son derece önemli. Netleme, Nam-ı Diğer Focusing: Piyasadaki dijital kameraların hepsi otomatik netleme (AF) yapabiliyor. Ancak otomatik netleme yapmak tek başına yeterli değil. Odak noktasını kullanıcının seçebilmesi de önemli bir kavram. Pek çok objenin arasında sadece birine netlenmek, ancak bu işi kadrajınızı bozmadan yapmak istiyorsanız otofokus noktasını seçebilmenize izin veren bir kameraya ihtiyacınız var demektir. Bu özellik genellikle AF Area Selection (AF Alan Seçimi) ismiyle karşınıza çıkar. Garanti Seçenekleri: Almak istediğiniz markalarla ilgili olarak garanti seçeneklerini mutlaka araştırın. Yurt dışından satın aldığınız bir modeli burada garanti dahilinde tamir ettiremeyebilir ve olası bir arızada makinenin bedelinden çok servis ve yedek parça harcaması yapmak zorunda kalabilirsiniz. Dijital Fotoğraf Çekerken Aklınızda Bulundurmanız Gereken İpuçları: Elde Çekimde Enstantane Hızına Dikkat . Elde çekim yaparken makinenin titreme olasılığı oldukça fazladır. 1/60 ya da daha hızlı (90, 125, 250...) gibi enstantane hızları seçmek bu konuda riski ortadan kaldırır. Harici Flaş Bağladığınızda Doğru White Balance Yapın: White balance yaptıktan sonra ortamın ışığını değiştirmeyin, ışık kaynaklarının yerlerini değiştirmeyin. Objenin üzerine düşen ışık yoğunluğunun ve ısısının değişmemesi gerekiyor. Bunun dışında kamerayı istediğiniz gibi konumlandırabilirsiniz. LCD’deki Sapmalarını Hesaba Katın: Mümkünse LCD’ye hiç güvenmeyin. Görüntü gerçekte olduğundan daha parlak, daha karanlık, tonları daha değişik gözükebilir. Mümkünse ilk fotoğrafı bilgisayarda açın ve LCD ekranı buna göre kalibre edin. Titretmemek İçin Zaman Ayarlı Çekim Yapın: Bazen kötü ışık koşullarında kamerayı elde çekim yapamayacağınız enstantane değerlerini seçerek kullanmanız gerekebilir. Örneğin objektif 1 saniye açık kaldığında titretmemeniz mümkün değil. Bu nedenle tripod kullanmanız iyi olur. Ancak dijital kameralarda deklanşöre uzun süre basmak gerekebildiği için tripodu da titretebilirsiniz. En iyisi kamerayı zaman ayarlı çekime ayarlamak ve deklanşöre basıp 10 saniye beklemek... ISO Değerini Mümkün Olan En Düşük Değere Getirin: Noise oluşumunu engelleyerek kristal gibi temiz fotoğraflar elde etmek istiyorsanız bu tavsiyemizi göz önünde bulundurmalısınız. Çözünürlük ve Sıkıştırma Değerlerini Çekimden Önce Mutlaka Kontrol Edin İstisnasız her çekimden önce şunları kontrol edin: a) Çözünürlük istediğiniz düzeyde mi? b) Dosya formatı ne, kalitesi hangi düzeyde? c) ISO değeri ne? d) White Balance seçeneği ne? Pilleri Şarj Edin, Stüdyoda Adaptör Kullanın : Pillerin sizi yarı yolda bırakmasını istemiyorsanız çekime başlamadan en az 3 saat önce şarja takın. Stüdyoda pil yerine adaptör kullanmanız daha verimli olur. Stüdyoda İlk Fotoğrafı Bilgisayara Atıp Kontrol Edin: Önemli bir altın kural, üç dakikanıza mal olur ama olası bir hata durumunda tüm çekimi kurtarır. Kart Okuyucu Kullanın: Her seferinde makinenizin yerini oynatmaktansa kart okuyucu kullanarak, dolayısıyla sadece bellek kartını çıkarıp takarak zamandan ve enerjiden tasarruf edin. Kartı Makinede Formatlayın : Bellek kartlarını bilgisayarda silerek formatlamak yerine makinedeki Format seçeneğini kullanarak silin. Asla İsimsiz, Ucuz ve Adi CD Kullanmayın: Bu CD’ler birkaç günlüğüne idare etmek için iş görseler de uzun vadede tüm bilgilerinizin yok olmasına yol açabilirler. Her zaman biraz paraya kıyıp güvenilir markaları tercih edin. Paylaşırken Filigranlayın: Dijital fotoğraflarınızdan gelir elde etmeyi planlıyorsanız bunları Photoshop gibi bir yazılımla filigranlayın ve düşük çözünürlükte kaydedin. Böylece çalınma riskini azaltmış olursunuz. Dijital ve Konvansiyonel Fotoğrafta Maliyet Karşılaştırması Dijital kameralar film ve banyo masrafını ortadan kaldırdığı için uzun vadede ve sık kullanımda parasal anlamda önemli bir avantaja sahipler. Bir örnekle bu hesabı kabaca ortaya koymak için bin adet fotoğrafın, dijital ve konvansiyonel olarak maliyet hesaplarını yapalım. Nikon F80 Konvansiyonel SLR (1 milyar 100 milyon), 30 adet tatminkar kalitede film bobini (100 milyon), banyo masrafı (150 milyon), Epson Perfection 2400 Photo film tarayıcı (470 milyon) olarak hesaplarsak 1 milyar 820 milyon TL gibi bir fiyat karşımıza çıkıyor. Bu durumda bir fotoğrafın maliyetini 1 milyon 820 bin TL. olarak bulabiliriz. 2000 fotoğraf için fotoğraf başına 1 milyon 35 bin liraya düşüyor. Eğer dijital kullansaydınız sadece dijital kamera masrafınız olacaktı. Yarı profesyonel bir dijital kamera olarak örneğin Fujifilm S7000 kullanmak isterseniz buna 1 milyar 450 milyon TL ödeyip başka bir masraf yapmadan 1000 adet fotoğraf çekebilirsiniz. 1000 fotoğraf için tek bir karenin maliyeti 1 milyon 450 bin TL olurken, 2000 karede bu değer 725 bin liraya düşecek. Bu tablo bize iki sistem arasındaki dramatik maliyet farkını açıkça gösteriyor. Bunun ötesinde “vakit nakittir” kavramını ve zamanın günümüzde sahip olduğu yeri de düşünürsek şöyle de bir durum var: Film tarayıcının başında bir fotoğraf için nereden baksanız yaklaşık 6 dakika harcarsınız. Bu da 1000 fotoğraf için 100 saati boşa harcamak anlamına geliyor. Dijital fotoğraf çektiğinizde bunları bilgisayarla kamera arasındaki alışveriş hızı elverdiğince hızlı bir şekilde kayıpsız olarak aktarabilirsiniz. Bu da göz ardı edilmemesi gereken önemli bir konu. Açık Kaynak Kodu: EXIF ve PIM Dijital fotoğrafa EXIF bilgisi adı verilen bir ön veri (metadata) yazılabilir. Bu şekilde o fotoğrafın hangi makineyle ve pozlama değerlerinde, hangi gün saat kaçta çekildiği, ne gibi özel efektler uygulandığı, sıkıştırma oranları gibi bilgileri bulabilirsiniz. Bu bilgiler fotoğrafçılığa yeni başlamış amatörler için hangi pozlama değerlerini kullandıkları konusunda bilgilenirken, tasarımcı ve yayıncılar için doğru rengin elde edilmesinde avantaj sağlar. EXIF’in benzeri bir metadata olan, Epson’un geliştirdiği PIM (Print Image Matching) sayesinde, bellek kartından doğrudan baskı yapabilen Epson yazıcılardan gerçeğe en yakın renkleri elde etmek mümkün. Ayrıca PIM destekli bir kamera ile çekilmiş fotoğraflar, Photoshop’a aktarılırken Epson PIM Import Plug-in sayesinde (PIM bilgisinde kamera hakkında bilgiler kaydedildiği için) kameranın sahip olduğu renk sapmaları kalibre edilmiş olarak bilgisayara aktarılabilir. iView Media Pro ile Arşivlemesi Kolay Dijital çekimleri arşivlemesi filmi arşivlemekten çok daha kolay. Piyasada Mac OS uyumlu çok başarılı arşiv yazılımları bulabilirsiniz. Bu ay verdiğimiz “Masaüstü Yayıncılık İlk Yardım Kiti 2” CD’sinde bulabileceğiniz iView Media Pro yazılımı bu konuda rakip tanımayan yazılımlardan biri. Bu yazılımla dijital imajlara finder ikonları verebilir, grup olarak dosyaları farklı klasörlere kopyalayabilir ya da taşıyabilir, fotoğraflardan Web albümler oluşturabilir ve her şeyin ötesinde çektiğiniz fotoğrafları tekrar tekrar açmaya gerek kalmadan izleyebileceğiniz kataloglar oluşturabilirsiniz. Sonsöz: Dijital fotoğraf, fotoğrafçılık konusunda deneyimli olmayan kişilerin dahi biraz zaman ve emek harcayarak iyi işler çıkarabilmesine olanak tanıyor. Gereken en önemli kriter, ne istediğinizi bilmek ve buna göre neye ihtiyacınız olduğunu saptamak. Ardından zevkli ve masrafsız bir öğrenme süreciyle, belki birkaç bin dolar masraf yaparak uzun vadede onbinlerce dolar kazanabileceğiniz (ya da cebinizde tutabileceğiniz) işler yapabilirsiniz. Bu aşamada düşülen en büyük hata, dijital kameranın kendi kendine en iyi ayarlarda en güzel fotoğrafları çekmesini beklemek. Oysa durum bunun tam tersi, siz onu kontrol ettiğiniz sürece güzel geri dönümler alabiliyorsunuz. Aklınıza takılan soruları her zaman bize e-posta ve telefon yoluyla sorabilirsiniz. ML --------------------/--------------- Dijital Fotoğraf makinesi Alırken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar: Dijital kameralar sayesinde evinizde yüksek kaliteli görsel malzemeler yaratabilir ve pek çok uygulamada kullanabilirsiniz. Dijital kamera ile elde ettiginiz görselligin kalitesi bir kaç parametreye baglidir. Asagidaki basit rehber, size en uygun dijital kamera seçimi konusunda yardimci olacaktir. --------------/--------- DIGITAL VIDEOThe Video signal / Video Formats / Mini DVAnalog VideoMost things in nature are analog.Analog-to-digital converters (also referred to as A-to-D converters or ADCs) accept an analog voltage and convert it into a series of discrete numbers in a process known as digitizing or sampling.Conversion of the two-dimensional image into a one-dimensional electrical signal is accomplished by scanning that image in an orderly pattern called a raster.Digital VideoDigital technology divides a signal into binary digits—series of positive (one) and null (zero) values. Binary digits are more easily processed than analog signals and can be copied without the generational loss of quality that occurs with analog signals.Video Analog-To-Digital (A/D) Conversion--Conversion of a composite analog signal is usually done by analog decoding of the signal first into its RGB components, and then digitizing each one.Video Monitor and Computer MonitorThe CRT (cathode-ray tube) is the picture tube used in televisions, oscilloscopes, radar, video monitors, and computer monitors. The CRT consists of a screen coated with phosphorescent dots called pixels (short for picture elements).Most computer monitors draw every line in sequence from the top of the screen to the bottom at a rate of approximately 60 times per second. This is called a non-interlaced signal.Video, television, and some computer displays employ an interlaced signal that draws all the even lines, then all the odd lines.ResolutionResolution is referred as picture sharpness, usually measured in lines.Device Consumer/ Broadcast/Home grade ProfessionalTV/Monitor 250–30 500–800Camera 250–300 400–60VCR 230–270 500–1,000Video Type Resolution8mm 230VHS 2403/4-SP 330S-VHS 400Hi-8 400Betacam SP 550MII 550Broadcast 1,000Horizontal ResolutionA system that is said to have a horizontal resolution of 400 lines can reproduce 200 white and 200 black lines alternating across a horizontal distance corresponding to the height of the image.Vertical ResolutionThe vertical resolution of a video system depends on the number of scanning lines used in one frame. Broadcast television systems use either 525 lines (North America and Japan) or 625 lines (Europe, UK, Australia) per frame.Frames and FieldsThe PAL standard unit of video is a frame. Australia, UK and certain other countries records and displays approximately 25 frames per second.A frame of video is composed of two fields.Frame Rates for MotionIn the PAL broadcast video systems, normal frame rates are 25 frames per second.EditingDigital nonlinear editing has become a viable means of editing. Major nonlinear editing systems are:Media 100Avid Xpress & Composer Media SuiteOther Nonlinear Editing SystemsAVID desktop.Adobe Premiere, available for Macintosh and WindowsCamera Recording UnitMechanism of recording:Light travels through the lens and is focused on light gathering surface of the camera. In digital cameras it is a CCD (charge coupled device).The light is split by a prism into the RGB CCDs which sample the the light and converts it into an electrical signal which describes the RGB signal.ScanningThe CCD light gathering surface is photosensitive, which means it responds to light which comes into contact with it.It's at the light gathering surface that the light is converted into a video (electrical) signal.A scanning system allows the camera to electronically scan the image on the light -gathering surface and produce a stream of electrical information about it, structured into a series of horizontal lines.ImagingEach line captures a different horizontal sweep of the image and holds information about the brightness and darkness and the colour of that section of the image.Bright areas cause more electricity to flow and darker areas cause less electricity to flow.Each video frame is divided into two separate field of information to prevent it flickeringFirst there is the first odd lines - lines 1,3,5, etc, then 2,4 ,6 8 etc. 20 milliseconds to write each field -40 milliseconds for each frame.The video signalThe video signal is made up of three variable characteristics: Luminance, hue and saturation.Luminance: This relates to the brightness of the image. When a colour is very luminous it approaches peak level of the signal, when very dark, it approaches the black level. Overexposed images produce blow out.Hue is the chrominance of the colour. RGB mix.Saturation refers to the intensity of the colour. Pastel colours are less saturated than vivid colours. Pastel colours are mixed with a higher amount of white light to reduce their saturation level.ScanningDigital cameras sample their CCDs both horizontally and vertically.The DV format scans at 500 pixels per line at 625 lines.The entire scanned image gets recorded as a matrix of horizontal and vertical picture elements (pixels).Each pixel contains a measurement of the RGB components of the light that hit the corresponding CCD elements.SamplingThe video runs at a data rate equivalent to about 31Mbits per second.Each pixel gets converted to video's YUV colour space.Y represents luminosity -the picture's brightness. U and V its colour values.Each pixels Y values are sampled 4 times.The U and V values are sampled twice.Sampling/2This gives the familiar YUV 4:2:2 video signal.Y is sampled more than the colours because the eye is more sensitive to changes in luminance levels than to variations in colour.Converting from RGB to YUV colour space reduces the data rate without visibly degrading the image.Whilst each pixel keeps its own unique Y brightness information, groups of four neighboring pixels must share the same U and V colour information.DV CompressionThe camera hardware compression reduces the video signal by four fifths 5:1 compression ratio.The 5:1 DV compression algorithm uses an intra frame compression somewhat similar to the M-JPeg compression found in many digital video boards.A frame buffer holds and compares the images in each field of a frame.DV Compression/2If the two field s are very similar (eg talking head video) than the entire frame is compressed singly.If there's a lot of inter-field motion then each field will be compressed singly.Additional DV uses multiple quanting tables(Q-tables).Quantising tablesThen pixels of each frame get grouped into eight by eight pixel pixel blocks and these blocks are linked in groups of four.Each set of 4 blocks then gets compressed by its own Q tables.So different parts of the frame may have different amounts of compression.DV CompressionDifferent parts of the frame may have different amounts of compression.DV uses data rate savings from adding high levels of compression to block groups with little detail and and less compression to areas of high detail.M-JPEG sets a single compression level each frame.DV standard does not compress audioDV audio is inlocked which means that a specific number of audio samples are not rigidly synchronized to each video frame.DV - summary.DV standard does not compress audio.Different DV standards support different sample rates.The signal is superior to Hi 8 or S VHS 4:1:1 signal with 5:1 compression.Standard SCSI can handle DV's 31 Mbit per second transfer rate.An hour of DV video requires about 11 Gb of hard drive space.DV uses intraframe compression - similar to M-JPEGDigital Video systemsDigital Betacam 4:2:2Betacam SX 4:2:2DVCam 4:2:0 (PAL) *Digital S (JVC) 4:2:2DVCpro (Panasonic)4:1:1Consumer DV/Mini DV 4:2:0 (PAL) *In NTSC versions of mini DV and DVCam,the sampling rate is 4:1:1Digital BetacamSony digital cinematography based around the digital Betacam tape format -viable alternative to 16mm. or super 16.Compatibility with Betacam SP and Betacam SX.10 bit 4:2:2 recording. Widescreen 16:9 capability. 4 channels uncompressed 20 bit 48KHz digital audio.Digital Betacam uses 2:1 compression.Very high quality compression, pictures can be taken down many generations with no loss in quality and no drop out. Material can remain in component video throughout. Attach film head - Arri 16mm and 16mm Matt boxes.Betacam SXDesigned for general programme production and news applications. System portability, speed of throughput and lower running costs4 x real time transfer of pictures and true hybrid disc and tape editing.8 bit 4:2:2 recording - Comparable with Betacam SP.Betacam SX has the pedigree of Betacam SP and is set to replace SP in a wide variety of programming applications.4 channels uncompressed 16 bit 48KHz digital audio.DV CamCorporate producers in mind-low budget programmme makers.DVCAM digital tape is derived from the consumer DV standard.Replacing Hi 8, S-VHS and UVW Betacam facilities.4:2:0 recording.4 channels of audio - 12 bit 32Khz or 2 channels 16 bit 48KHz digital audio.Mini DV tapes can record in DVCAM camcorders.Digital SA JVC format which uses modified SVHS technology4:2:2 8 bit component video signals are recorded.Compression ratio 3.3:1Uncompressed data rate is 166Mbps. which is compressed for recording to 50Mbps.2 channel 16bit PCM audio signals with a sampling rate of 48KHz.DVCProDVCPro is a Panasonic format4:1:1 sampling rate5:1 16 bit audio recording. 48 kHz.Pixels : 480,000 pixels.Mini DVConsumer level good for confined situationsMetal evaporated tape, same cassette shells, sampling system and the same DV compression scheme.500 line horizontal resolution.4:2:0 recording 8 bit digital compression.4 channel 12 bit 32KHz or 2 channels 16 bit 48kHz digital PCM audioURLs.Digital Video Format Explainedhttp://www.dv.comMaking multimedia movieshttp://www.terran-int.com/info/How to Produce High-Quality QuickTimehttp://www.terran.com/QuickTime/Article/index.html |

