Ko¸sma dü¸sersin, ya¸sama ölürsün!
Olur mu? Olmaz!
1.˙IÇ/GÜN/ECZANE
Hasan eczaneye girer. Eczacı kadın raflara ilaçları dizmektedir. Hasan her daim oradan alı¸sveri¸s yaptı˘gından samimi bir ¸sekilde selam verir.
HASAN
Kolay gele ablacı˘gım. Nasılsın iyisin in¸sallah?
ECZACI
Te¸sekkür ederim Hasan. Sa˘g ol sen nasılsın?
HASAN
Biz iyiyiz çok ¸sükür. Belim ameliyattan sonra çok daha iyi. Allah senden razı olsun, bizi yolladı˘gın doktor, U˘gur Bey, gerçekten bu i¸sin üstadıymı¸s.
ECZACI
Öyledir öyledir. Bir de olmayaca˘gım diye tutturuyordun.
HASAN
Cahillik i¸ste. Çevremizdekiler korkuttu hep bizi. Tam kurtulduk dertten dedik, babam dü¸stü yine.
ECZACI
Aaa... Nasıl ¸simdi Yakup amca?
HASAN
Kırık çıkık yok da belini incitmi¸s. Böyle a˘grı kesici bir ¸sey isteyecektim sizden. Ben-gay gibi... Merhem olsa güzel olur...
ECZACI
Bir doktora götürseydiniz ama.
HASAN
Götürdük. Dinlen biraz, dı¸sarı da pek çıkma dedi babama. Hap verdi birkaç tane ama içmiyor ki babam. Kahvede görürler de kocadı iyice bu adam derler diye yüre˘gi a˘gzına geliyor.
ECZACI
Olur mu canım öyle ¸sey? Sa˘glı˘gı önemli onun. ¸Simdi böyle bilmeden ilaç vermek olmaz ama... Dedi˘gin gibi ben-gay gibi bir ¸sey vereyim, sürsün. Geçmezse mutlaka gel, doktorun yazdı˘gı ilaçlardan vereyim.
HASAN
Tamamdır ablacı˘gım. Dedi˘gin gibi olsun. Buralardan geçerken görürsen sen de söyle, senden çekinir de içer belki.
ECZACI
Tamam tamam söylerim.
Eczacı ilacı verir.
HASAN
Borcum ne kadar ablacı˘gım?
ECZACI
........ lira.
Hasan parayı verir, çıkar.
- DI¸S/GÜN/MAHALLE
Yakup amca a˘gır adımlarla yürümektedir. Yüzünden bir yerlerinin a˘grıdı˘gı belli olmaktadır. Mahallenin bakkalı kapı kenarında beklerken Yakup amcayı görür, seslenir.
BAKKAL
Ne yaptın Yakup amca yahu? Yine dü¸smü¸ssün.
Yakup amca memnuniyetsiz, icaben gülümsemeye çalı¸smaktadır.
YAKUP AMCA
Ha Mustafa ha... Dü¸stüm. Nerden duydun hemen öyle?
BAKKAL
Ku¸slarım var benim Yakup amca. Hemen söylerler bana. Gel bir fındıklı çikolata vereyim iyi gelir.
YAKUP AMCA
Sen ye ondan, sen ye! Hiçbir ¸seye ihtiyacım yok çok ¸sükür.
BAKKAL
Hay ma¸saallah Yakup amcama! Kaya gibisin vallahi.
YAKUP AMCA
Ne sandın? Gel bir güre¸selim istersen...
Bakkalın yanına gidip bacaklarına do˘gru e˘gilir, bakkal içeri kaçar. E˘gildi˘gi için beli a˘grır. Belli etmemeye çalı¸sarak, söylene söylene gider.
YAKUP AMCA
E¸sek sıpası seni. Oyuncak arıyor kendine. Senin gibi be¸s tanesini cebimden çıkarırım ben be.
Yakup amca a˘gır adımlarla yoluna devam eder.
- DI¸S/GÜN/KAHVE ÖNÜ
Yakup amca kahvenin önündeki iskemlelerden birinde oturmaktadır. Bir süre etrafı izledikten sonra çay gelir.
ÇAYCI
Yakup amca dü¸smü¸ssün yine, hayırdır?
Yakup amca sıkılgan, cevap verir. Çaycı masaya oturur. Yan masalardaki di˘ger ihtiyarlar da kulak kesilmi¸s dinlemektedirler.
YAKUP AMCA
Dü¸smenin hayrı mı olur? Dü¸stük i¸ste. Hergeleler top oynarken kale yapalım diye ta¸s koymu¸slar yere.
Her daim yürüdü˘güm yol, önüme bakmadan yürüyorum. Bizim Hasan da kar¸sıdan geliyormu¸s. Baba diyince aklım ona gitti ta¸sı görmedik.
ÇAYCI
Dikkat etmiyorsun dikkat. Bastonun da yok elinde. Artık sana bir baston ¸sart. Böyle iki günde bir dü¸sülür mü canım? Ya¸slı adamsın sen, Allah korusun bir yerin kırılsa, sırf sana de˘gil herkese
ÇAYCI
eziyet. ˙Insan yükü a˘gır olur bilirsin.
YAKUP AMCA
Ayıp de˘gil ya dü¸smek. Hem severek isteyerek mi dü¸stük Ergün, sen de iyice çocuk yaptın bizi ha. Bastona da ihtiyacım yok, elim aya˘gım tutuyor çok ¸sükür.
˙Içerden çaycıyı ça˘gırırlar.
ÇAYCI
Geldim... (Yakup amcaya) Sen yine beni dinle. ¸Söyle güzelinden bir baston alalım sana.
YAKUP AMCA
Mezarıma getirir ba¸sıma dikersin anca bastonu.
Çaycı ve kahvedekiler gülerler. Bir süre sonra Yakup amcanın en yakın arkada¸sı Erol amca gelir, Yakup amcanın masasına oturur.
EROL AMCA
Selamun aleyküm erenler.
YAKUP AMCA
Aleyküm selam Erol. Nerede kaldın yahu?
EROL AMCA
Torun e˘gliyoruz bilmiyor musun. Bizim kız geldi Amerika’dan çoluk çocuk. Parka çıkardım, gezdirdim torunlarımı. Sen ne yaptın?
YAKUP AMCA
Ne yapayı...
Erol amca lafını keser.
EROL AMCA
Dü¸smü¸ssün yine... Hiç dikkat etmiyorsun be Yakup. Alsana ¸söyle bir baston. Ya¸sın ba¸sın belli artık, bunu ta¸sıman lazım.
Elindeki bastonu Yakup amcaya uzatır. Yakup amca ba¸slarda yüzlemese de, çok geçmeden bastonu alır. Elinde tutup oturdu˘gu yerden üzerine yüklenir. Birisini dövecekmi¸s gibi eline vurur, sertli˘gini tartar. Ardından yüzünü buru¸sturup arkada¸sına geri verir.
EROL AMCA
Gider bakarız beraber. Daha güzelleri, daha sa˘glamları da var.
YAKUP AMCA
Yok be Erol. ˙Istemem. Alı¸smamı¸sım. Alırım, sonra bir yerde unuturum. Kendimi biliyorum. Hem daha ihtiyacım yok çok ¸sükür.
EROL AMCA
˙Iyi erenler. Sen bilirsin.
Yakup amca etrafı izlemeye ba¸slar. Bastonlu ihtiyarlar... Bastonsuz ihtiyarlar... Ko¸su¸sturan genç insanlar...
4.˙IÇ/AK¸SAM/EV
Yakup amca, o˘glu Hasan’ın gecekondusunun salonunda oturmu¸s, televizyon izlemektedir. ˙Iki torunu, yerde yastıkların üzerine koydukları defterler ile ders çalı¸smaktadırlar.
Gelini, Yakup amcanın sökük çorabını dikmektedir.
GEL˙IN
Hah. Bak ne güzel oldu. Bunu giyersin yine baba.
YAKUP AMCA
Giyerim kızım, giyerim. Sökük olsa da giyerdim, ne olacak? Bu ya¸stan sonra sökük giymi¸sim, yeni giymi¸sim ne yazar?
GEL˙IN
Olur mu baba? Allah nazardan korusun, ma¸sallahın var. Ya¸sına göre dimdik ayaktasın daha ne olsun?
YAKUP AMCA
Öyle mi diyorsun?
GEL˙IN
Öyle tabi... Ke¸ske biz de senin ya¸sına kadar ya¸sasak da ayakta kalabilsek senin gibi. Bak Esma’nın
GEL˙IN
babasına tekerlekli sandalyede bile oturamıyor a˘grıdan sızıdan...
YAKUP AMCA
Benim de o sandalyeye oturmam yakındır kızım. Baksana boyna dü¸süp duruyorum...
GEL˙IN
E dü¸sece˘giz baba. Dü¸smeden olur mu?
˙I¸s dü¸stükten sonra böyle senin gibi aya˘ga kalkabilmekte. Anamın bir lafı vardır, der ki: insan iki kere çocukluk ya¸sar. Do˘gar, büyüyene kadar çocuk olur. Bir de ya¸slandı˘gında... Di¸ssiz do˘guyorsun, di¸ssiz ölüyorsun. Allah saklasın, aynı bebek gibi altına i¸seyen var, tövbeler tövbesi altına büyük abdestini yapan var. Konu¸samayan, sabah yedi˘gini hatırlayamayan var. Çocuk gibi aynı.
YAKUP AMCA
Ne güzel dedin kızım... Küçükken durduk yere atıverirdim kendimi yerlere. Kolumuz baca˘gımıza bir ¸sey de olmazdı, hiç kırık çıkık ya¸samadım ben. Mahalleden biri doktora gitse laf olurdu. ¸Simdi nerde... Ba¸sı a˘grıyan doktora gidiyor. Çocukken köyde tavuk kovalardım. Böyle deli gibi ko¸sardım pe¸slerinden. Bir gün, harman yerine çıkan yoku¸slardan birinde bunların yuvasını ke¸sfettim. Böyle oyuk açılmı¸s duvara, bunlar da içine saklanmı¸slar. Yuvanın yanına gittim. Bir kanatlandı içlerinden biri, can havliyle. Pe¸sinden de di˘gerleri... Yoku¸s a¸sa˘gı ko¸smaya ba¸sladım pe¸slerinden. Ama nasıl ko¸suyorum görsen. ˙I¸s tavukları yakalamaktan çıktı, yarı¸s yapıyoruz resmen. Sonra aya˘gım ta¸sın birine bir takıldı, bir takla attım, ba¸sladım yuvarlanmaya. Canım acıyor ama umurumda mı? Güle güle yuvarlanıyorum yoku¸sta. Yol bitti anca durdum. Gözümü açtım, böyle masmavi gökyüzü, karabataklar
YAKUP AMCA
uçuyor tepemden. Kollarım bacaklarım yara bere içinde ama kime ne? Bu kadar güzel dü¸stükten sonra buna bakılır mı? Bir kudret geldi bana o an. Kalkıverdim, hiçbir ¸sey olmamı¸s gibi. ˙Ilerdeki çe¸smede elimi yüzümü yıkadım, do˘gru harman yerine top oynamaya.
Torunları ve gelini Yakup amcayı hayran hayran dinlemektedir. Yakup amcanın konu¸sması bitince torunları onu ne¸se içerisinde alkı¸slarlar. Yakup amca da gülmeye ba¸slar.
Evdeki herkes gülmektedir. Derken kapı çalar, Hasan gelir. Elinde baston vardır.
HASAN
Selamun aleyküm. Ne yapıyorsunuz çocuklar? Ay¸se bir su ver hele. Ne yaptın baba? ˙Iyi misin, belin nasıl?
Bastonu görünce canı sıkılır. Belli etmemeye çalı¸sır.
YAKUP AMCA
˙Iyiyim Hasan, sa˘g ol evladım. Belim de iyi çok ¸sükür.
HASAN
Baston aldım sana bak. Bir süre kullan, belin iyile¸sinceye kadar. Eczacı kadın hemen öyle yüklenmesin beline dedi.
YAKUP AMCA
Kullanmam ben baston falan. Götür geri ver.
HASAN
Aksilik etme ¸simdi baba. Senin sa˘glı˘gın için. Bak Erol amca da kullanıyor ne olacak. Hem sürekli kullan demiyorum ki, belin iyile¸sene kadar.
Yakup amca sesini çıkarmaz. Televizyona döner. Hasan, bastonu salonun giri¸s kapısının kenarına yaslar. ˙Içerki odaya gider.
5.˙IÇ/AK¸SAM/EV
Yer sofrası kurulmu¸s yemekler yenmektedir. Yakup amcanın yüzünden acı çekti˘gi anla¸sılmaktadır. Gelin durumu sezer.
GEL˙IN
Baba kalk sen çekyata otur. Ben getiririm yanına orda yersin.
YAKUP AMCA
Yok yahu, iyiyim ben.
HASAN
˙Inat etme baba. Otur ¸suraya da rahat rahat ye. Bel bu ¸sakaya gelmez. Ben neler çektim biliyorsun.
Yakup amca kalmak istemektedir. Gelin, kalkarsa daha iyi olaca˘gını belli eder bir bakı¸s ile Yakup amcayı ikna eder. Yakup amca kalkar, gelin de içerden getirdi˘gi tepsiye yeni tabaklar, su ve ekmek koyar. Yemek devam eder. Çocuklardan biri ne¸se içerisinde babasıyla konu¸smaya ba¸slar.
- ÇOCUK
Baba, dedem çocukken tavuk kovalayıp dü¸smü¸s.
- ÇOCUK
Bir sürü tavuk kovalamı¸s hem de.
Herkesin yüzü gülmektedir.
HASAN
Sahi mi baba?
YAKUP AMCA
Çocukken, köyde... Öyle konu¸suyorduk da anlattım ben de.
HASAN
¸Simdi de kovalayayım deme ha, dü¸ser kırarsın bir yerini Allah korusun.
Hasan dı¸sında herkesin yüzü asılır. Hasan a˘gzında yemek kaba kaba gülmektedir. Yakup amca yemek yemeyi bırakır.
Televizyona bakar. Gelin, Hasan’ı uyarır. Bitmi¸s tabakları masadan kaldırır.
6.˙IÇ/GECE/EV
Yakup amca salondaki çekyatta yatmaktadır. Yattı˘gı yerden salonun giri¸sine yaslı bastonu görmektedir. Gözlerini aralıklarla açıp kapamakta, canı sıkılmaktadır.
7.˙IÇ/SABAH/EV
Yakup amca hazırlanmı¸s evden çıkmaktadır. Salonda herkes kahvaltı yapmaktadır.
HASAN
Nereye baba böyle erkenden?
YAKUP AMCA
Biraz dola¸sıp kahveye gidece˘gim.
HASAN
Bastonunu da al bak. Belin iyile¸sene kadar hiç olmazsa.
Yakup amcanın canı sıkılır. ˙Istemeye istemeye bastonu alır.
HASAN
Dikkat et ha, dü¸seyim deme baba.
Yakup amca sinirle evden çıkar.
- DI¸S/SABAH/SOKAK
Yakup amca elinde baston, bakkalın önünden geçmektedir. Bakkal dı¸sardaki top filesinden çocuklara top vermektedir. Yakup amcayı görünce her zaman oldu˘gu gibi takılır.
BAKKAL
Oooo hayırlı olsun Yakup amca. Sonunda aldın bastonu ha?
YAKUP AMCA
Haa...
Bakkal, Yakup amcanın haline üzülür.
BAKKAL
Sıkma canını Yakup amcam... Yarın öbür gün atarsın elinden onu seni bilirim ben.
Yakup amca yüzlemeden yoluna devam etmektedir. Kö¸seyi dönüp gözden kaybolur.
- DI¸S/SABAH/SOKAK
Yakup amca bir yoku¸sun ba¸sına gelmi¸stir. Durur. Etrafına bakar, kimsecikler yoktur. Evlerin pencereleri de bo¸stur. Bir daha yoku¸sa bakar, gülümser. Elindeki bastonu atıp, kendini yoku¸stan a¸sa˘gı bırakıverir. Hem yuvarlanmakta, hem de gülümsemektedir. Yakup amca yüzünde gülücükler, yuvarlanır... Yuvarlanır... Yuvarlanır...
-SON-