4-Sahne ve Sekansların Temel Ãzellikleri
I. Sahne ve Sekans: Tanımlar
Filmler, sahne ve sekanslardan oluÅurlar.
Temel öyküden yola çıkarak öyküyü geliÅtirdikten sonra, onu sahne ve sekanslar halinde iÅlemeye hazırız demektir.
Sahne; zaman, mekan, olay, tema/motif, içerik, kavram ya da karakter gibi araçlarla birleÅtirilmiÅ, tek ve kesintisiz bir dramatik eylem içeren bir birimdir. Genellikle birbirleriyle ilgili bir çekimler dizisinden oluÅur. Ancak tek bir çekimden de oluÅabilir. ÃrneÄin Åenlik AteÅi filminin giriÅ sahnesi, Pulitzer ödülünü kazanan bir gazetecinin ödül töreninin yapıldıÄı binaya giriÅinden kürsüye kadar gelip ödülü kazanmasını saÄlayan haberi anlatıÅına dek uzanan süreyi kapsayan tek bir çekimden oluÅur.
Sahneler, olay akıÅını çok sayıda çekime bölseler bile, genellikle tek bir zaman dilimini ya da tek olaylık bir süreci kapsarlar. ÃrneÄin Thelma ve Louise'de, iki kadın kahramanın bara geliÅleri ile baÅlayan ve oradan ayrılmalarıyla noktalanan sahne, çok sayıda çekimden oluÅur ve sahnenin temelini oluÅturan olay çizgisi, arkadaÅlık teklifinden tecavüz giriÅimine ve oradan da cinayete uzanan süreci kapsar.
Sekans ise, birbiriyle iliÅkili olan sahnelerin bir araya gelmesiyle oluÅur. Sekansı oluÅturan sahneler, farklı olayları ele almakla birlikte, sekans kendi içinde yine de bir bütünlüÄe sahiptir. Sekans genellikle bir süreklilik içermez. Olaylar farklı zaman ve mekanlarda geçer. Ama son kertede ayrı ayrı olay çizgileri arasında bir bütünlük söz konusudur. Burada, Dressed to Kill'in giriÅ sekansı örnek verilebilir. Sekans çok sayıda sahneden oluÅur. Bununla birlikte sekansın üç temel aÅamayı iÅleyen sahnelerden meydana geldiÄi söylenebilir: Kadının cinsel sorunları ve bunların çözümü konusunda düÅünme aÅaması; sorunların aÅılması yolunda bir hamlenin yapılması aÅaması; cinayetle sonlanan hamle sonrası aÅaması. Bu sekans boyunca çok sayıda ayrı olay (banyodaki mastürbasyon ve seviÅme; oÄulla yapılan diyaolog; psikologla yapılan konuÅma; müzede yaÅananlar; yabancı adamın evinde yaÅananlar ve nihayet cinayet), ayrı mekan (banyo, müze, psikoloÄun bürosu, yabancı adamın evi, asansör) ve ayrı iliÅki (kocayla, oÄulla, psikologla, yabancı adamla, katille, fahiÅe kızla girilen iliÅkiler) karÅımıza çıkar.
Yazar, bir sahneyi planlarken, bu sahnenin filmin bütünü içindeki iÅlevini, diÄer sahnelerle iliÅkilerini ve içerdiÄi aksiyonun iç yapısını belirlemeli; sahnenin atmosferine, ortamına ve hangi bakıŠaçısından sunulacaÄına karar vermeli.
II. Sahnenin İÅlevi
Sahnenin iÅlevi, senaryonun bütünü içerisinde ondan yerine getirmesini umduÄumuz görevdir.
Ãncelikle sahnenin amacı/görevi belirlenmelidir. Sahneyle ne yapılmak isteniyor? Sahne hangi görevi yerine getirecek? Seyirci bu sahneden neyi algılamalı, ne tür anlamlar çıkarmalı? Kısacası, "Bu sahne neden var?" sorusunun belirgin ve açık bir yanıtı olmalıdır. İÅlevi yoksa ya da baÅka bir sahnenin iÅlevini tekrarlıyorsa, çıkarılmasında fayda vardır.
Sahneler, genellikle öyküyü geliÅtirmek, ilerletmek zorundadırlar. Bunu örneÄin bir problem sunarak veya çözerek ya da bazı olaylara yer vererek yaparlar. Bazı sahneler ise sadece yan olayları/alt öyküleri açıklarlar.
Sahnelerin temel iÅlevleri arasında Åunları sayabiliriz: Mekan oluÅturmak, atmosfer yaratmak, tema ya da tez sunmak, karakter ya da iliÅkiler hakkında açıklama yapmak, bir olay çizgisini baÅlatmak, ilerletmek ya da sonlandırmak...
Zaman ve mekan geçiÅleri için ise genellikle kısa ara sahneler kullanılır.
Bazen de gerilimi düÅürmek ve izleyiciyi rahatlatmak için dinlenme sahneleri konulur.
Bazı sahnelerin iÅlevi, hızlı bir kurguya yaslanarak, gerçekte çok uzun süreleri kapsayan olayları kısa görüntülerle özetlemektir. ÃrneÄin Rocky'nin büyük boks maçına hazırlıklarının müzik eÅiliÄinde özetlendiÄi sahneler.
Bazı sahneler ise sadece ilginç bir aksiyon içerirler, ama öykünün ilerlemesine bir katkıları yoktur. Bunları da dinlenme sahneleri olarak görmek mümkündür. Genellikle komikliklerin sergilendiÄi bu sahnelerin bir iÅlevi de, izleyicideki özdeÅleÅme duygusunu arttırmaktır. ÃrneÄin Hababam Sınıfı filmlerinin kimi sahnelerinde, sınıftaki öÄrenciler "İnek Åaban"a (Kemal Sunal) oyunlar oynarlar. Halit Akçatepe onun yanına gelir ve "Åuradaki kızı gördün mü? Sana acayip bakıyor" der. İnek Åaban inanmamıŠgibi yapıp gülümser: "Bana mı? Hadı canım sen de, gıhı ıhı hıhıhı.." Fakat Akçatepe ısrar eder: "Neden be? Accayip yakıÅıklı adamsın... bak bak bak sana nasıl bakıyor. Bu kız hasta sana, has-ta!" Sonra da onu kıÅkırtır: "Hadi ne duruyorsun, gidip tanıÅsana." İnek Åaban, kendini biraz gaza getirdikten sonra ("YakıÅıklı adamım di mi? Tabi canım, öyleyim. Ay vallahi de bana bakıyor. Bakma gız, namussuz, gıhı ıhı ıhıhıhı..." vs.) kızın yanına gider, ama tanıÅma iÅini yüzüne gözüne bulaÅtırır. Sonunda kız ona bir tokat atıp, " Aaaa, manyak mı ne?" deyip uzaklaÅır. Olayı izlemek üzere pusuya yatmıŠolan sınıf arkadaÅları saklandıkları yerden çıkıp gülmeye baÅlarlar: "Ulan Åaban, ne adamsın be! Ho ho hi ha ha." KandırıldıÄını anlayan İnek Åaban "Gülmeyin lan, eÅÅoÄuleÅekler!" dedikten sonra Halit Akçatepe'yi dönerek "Alçak!" deyip onu kovalamaya baÅlar. Sahne bu görüntüyle sona erer. Sahne, tümüyle oynanan oyuna ve Åaban'ın bunu anladıÄında verdiÄi tepki üstüne kuruludur. Bu gibi sahneler herhangi bir olay çizgisini sürdürmedikleri gibi, bir yenisini de baÅlatmazlar. Bu anlamda kapalıdırlar. Onun ötesinde sadece komiktirler, bu nedenle rahatlatır ve dinlendirirler. Ãte yandan bu neÅeli ve Åakacı sınıfı biraz daha sevmiÅizdir, yani sahne özdeÅleÅmemizi de arttırmıÅtır. Bu sahneden sonra ise, Mahmut Hoca'yla ilgili bir kriz/bunalımın yaÅandıÄı ya da süren bir problemin geliÅtirildiÄi bir sahneye geçilir. Sonra yine İnek Åaban'a oyun oynandıÄı bir sahneye vs.
Sahnelerin ana iÅlevi -"Bu sahne neden var?" sorusunun yanıtı- belirlenirken, sahnelerin birden çok iÅleve sahip olabileceÄi de unutulmamalıdır. ÃrneÄin bir yandan öykünün geliÅimine katkıda bulunan bir sahne, diÄer yandan yeni bir karakteri tanıtabilir, atmosfer yaratabilir ya da olay örgüsünde deÄiÅiklik yaratacak olan bir sürprize yol açabilir. Dressed to Kill'deki asansör cinayeti sahnesi yukarıda sayılan tüm bu iÅlevleri yerine getirir sözgelimi. Filmin baÅkiÅisi olarak kabul ettiÄimiz kadının birden öldürülmesi, olay örgüsünde temelli bir deÄiÅiklik yaratan gerçek bir sürprizdir. Ãte yandan bu cinayetle, öykü yepyeni bir düzeye yükselmiÅ, bir ilerleme meydana gelmiÅtir. Bütün bunlar olurken yeni karakterle de tanıÅırız: Bir katil ve bir fahiÅe kız. Tüm bunların filmin atmosferini deÄiÅtirdiÄini söylemeye bilmem gerek var mı?
Sahneyi oluÅtururken Åunu unutmamalı: Karakterler görüntüdeyken kendilerini tanımlarlar ve özelliklerini açıklarlar her zaman için. Bir sahnede ana karakterler bulunuyorsa, yazar onların kendi amaçlarını ifade etmelerine olanak tanımalı ve her sahnede karakterlerin tutarlı ve güvenilir olmalarını saÄlamalıdır. Sahnenin amacıyla karakterlerin amaçları dengeli ve uyumlu biçimde örtüÅtürülmelidir.
Son olarak: tasarlanan bir sahnenin anlatabileceÄi her Åey göz önünde tutulmalıdır. Ãünkü sahneler, amaçladıklarımızın yanında, amaçlamadıÄımız pek çok Åeyi de anlatmıŠolabilirler. Bunları ayıklayıp gidermezsek, öyküde bulanıklıÄa sebep verme tehlikesiyle karÅı karÅıya kalırız sözgelimi.
III. Sahne(n/ler)in SürekliliÄi
Sahnelerin sürekliliÄi, filmin akıÅı ve ritmi açısından son derece önemlidir.
İyi filmlerdeki sahnelerin geliÅim çizgisi içinde, filmin genel etkisine katkıda bulunacak bir akıŠve ritm vardır. ÃrneÄin Terminatör'deki aksiyon sahneleri, filmin genel etkisine katkıda bulunan bir akıŠve ritme sahiptirler.
Sahne sürekliliÄini, akıŠve ritm yaratacak biçimde düzenlemenin bir yolu, film doruk noktaya yaklaÅtıkça sahne yoÄunluÄunu arttırmaktır. ÃrneÄin filmin ilk bölümleri aÄır tempolu sahneler içerir. Sonlarına doÄru ise daha hareketli ve heyecanlı sahneler çoÄunluktadır.
Bazı filmlerse, izlemiÅ olduklarımızı ya da bize anlatılmak isteneni içeren anlamlı ve yumuÅak sonlarla biterler.
Film, yapısal bütünlüÄü zedelenmemek koÅuluyla, bazı çeÅitlemelere gereksinim duyar. ÃrneÄin hep aynı yoÄunlukta olan sahnelerin art arda geliÅi zamanla ilginin düÅmesine neden olur. Tekdüzelik sıkıcılıÄa neden olur. Bu nedenle gerilimli sahnelerle rahat sahnelerin iyi bir dengesini kurmak gerekir. Kriz/bunalım anlarıyla çatıÅma ve doruk nokta gibi önemli ve gerilimli anlar arasına daha sakin ve rahatlatıcı sahneler yerleÅtirilmelidir. ÃrneÄin olayların baÅdöndürücü bir yüksekliÄe ulaÅacaÄı sahnelerden önce, karakterlerin kendilerini tanıttıkları ya da bir atmosferin oluÅturulmaya çalıÅıldıÄı, izleyiciye nefes aldıran sahneler konulabilir. Terminatör filmi, koca bir aksiyon paketi sunmasına karÅın, filmin ortalarda yer alan uzun bir dinlenme sahnesi içerir. Oldukça gerilimli giriÅ sekansından sonra, kahramanlarımız çölün ortasında arabalarını tamir edip, silah ve cephanelerini yenilerler. Tüm bunlar olurken Terminatörle çocuk arasındaki dostluk iliÅkisi geliÅtirilir ve aynı zamanda anlatıcı rölünde olan baÅ kadın karakter, filmin tezlerini ortaya atar. Åiddetsiz, sakin ve dingin bir sahnedir. Sonra hızlı ve Åiddetli yeni bir sekansa geçilir.
Gerilim ve rahatlık arasındaki gelgitler, sürekli yükselen eÄriyi aksatmaz, ama onu testere diÅli bir görünüme büründürür.
Gerilimi ve aksiyonu düÅürmenin bir yolu da diyalog sahneleri kullanmaktır.
Film ritminin yaratılmasında kullanılabilecek zıt ögeler arasında Åunlar gösterilebilir:
Diyalogsuz sahne-Diyaloglu sahne
Hızlı tempo-AÄır tempo
NeÅeli/komik-Ciddi/aÄırbaÅlı
Gece-Gündüz
İç-DıÅ
DuraÄan-Hareketli
Samimi/gösteriÅsiz-Görkemli/abartılı
Ãznel bakıŠaçısı-Nesnel bakıŠaçısı
Gürültü-Sessizlik
Zamanın sıkıÅtırlıması-Birebir(gerçek) zaman
Bilgilendirici olma-Duygulandırıcı olma
Tema/karakter/atmosfer sahnesi-Olay örgüsünü ilerleten sahne
Tüm bunların örülme biçimi, sahnenin ve filmin ritmini etkiler.
Sahneler, iÅlevsel olmakla birlikte, her zaman için öyküsel iÅlevlerinden daha fazlasını yaparlar. Onlar, filmin biçimsel yapısına katkıda bulunurlar ve birbirleriyle etkileÅim içerisindedirler.
IV. Sahnelerin İç Yapısı
Tıpkı filmin bütünü için söz konusu olduÄu gibi, sahnelerin de kendi iç yapıları vardır. Bu nedenle yazar sahnenin iÅlevini belirlerken, sahneyi nasıl yapılandıracaÄına da karar vermelidir.
Her sahnenin kendine ait bir baÅlangıcı, geliÅimi ve sonu vardır.
Sahnenin iç yapısına iliÅkin temel bir yaklaÅım, sahnenin amacını belirlemektir. Bir sahnenin amacına iliÅkin en etkin yaklaÅım yöntemi ise, ana karakterlerin amaçlarını belirlemektir. Ãünkü kahraman genellikle sahnenin aksiyonunun failidir.
Karakterin amacı aktif fiil formuyla belirlenir: "...-mak/-mek" gibi.
Sahnedeki her karakter kendi amacına göre hareket eder.
Sahnelerin çoÄunluÄunda en azından bir karakterin bir amacı vardır: Ãnceki sahnelerde baÅlatmıŠolduÄu herhangi bir aksiyonu geliÅtirmek.
Karakterlerin amaçlarını belirlemek sahnenin yapılandırılmasında yazara yardımcı olacaktır.
Sahnelerin çoÄunluÄu, problem-geliÅim-doruk sürecini izleyen bir dramatik yapı içerir. ÃoÄu kez sahneler kendi doruk noktalarından sonra tamamlanırlar. Bazen de ya yeni bir sorun yaratarak biter ya da bizi yeni bir geliÅimin içine iterler.
Sahneler deÄiÅik Åablonlara göre geliÅtirilebilir. Bazı sahneler dorukla sonuçlanabilir. Bu doruk noktanın kimi filmlerde dolaylı bir yolla azaltıldıÄı da olur. Ãrnek: Adam kadını banyoda kıstırmıŠve öldürmek üzeredir. Adam cinayeti iÅlemeden önce banyo kapısını kameranın üstüne (yüzümüze) kapatır. Bazı sahneler ise, sahnenin genel atmosferini veren bir çekimle baÅlar. Kimi durumlarda sahneyi ilgi odaÄının dıÅında bir öge ile baÅlatmak ya da bitirmek filmin ilerleyen bölümleri üzerinde hızlandırıcı bir etki yapar. Ãzellikle komedilerde bazen sahnelerin sonunda yeni bir 'komik durum' yer alır. Yani sahnenin doruk noktasını yeni bir doruk nokta izler. Bu dramatik materyallerde de sözkonusudur. Sahnenin doruk noktasından hemen sonra geliÅen kriz, çözüm bekleyen yeni bir sorunu gündeme getirir. Ãok iyi bir örnek olduÄunu iddia edemem, ama bazı korku filmlerinde, ölü zannedilen sapık katilin bir daha canlanması ve 'bir daha', ama bu kez gerçekten öldürülmesi örnek verilebilir. BaÅka bir örnek: Terminatör 2'nin sonlarına doÄru, uzun bir kovalama sahnesinden sonra Likid Adam'ın kullandıÄı helikopter, Terminatör tarafından patlatılır. Bu, kovalama sahnesinin doruk noktasıdır. Ne var ki, kurtulduÄumuzu zannederken kahramanların arabalarının tekeri patlar. Kendilerine daha zayıf bir kamyonet bulurlar. Likid Adam'sa Truck diye tabir edilen (Trak diye okunur) dev bir kamyon ele geçirmiÅ ve yeniden kahramanlarımızın peÅine düÅmüÅtür. Doruk nokta, rahatlama saÄlamaktan öte, yeni ve daha büyük bir krize dönüÅmüÅtür; çünkü kahramanlar buldukları yeni arabayla Likid Adam karÅısında daha da zayıf duruma düÅmüÅlerdir. Kovalamacanın sürmesiyle baÅlayan yeni kriz, Arnold'un kamyonu devirmesiyle ve Likid Adamın kamyondan yayılan sıvı gazla donmasıyla bu kez bir demirdöküm fabrikasında sonuçlanır. Görkemli bir sonla Arnold Schwarzenegger donmuÅ olan Likid Adamı tuzla buz eder (Arnold: "Astalavista, baby!" (ateÅ eder, Likid adam kırılan bir vazo gibi daÄılır)). Fakat o da ne? Daha rahatlamaya fırsat bulmadan, Likid Adam'ın donmuÅ parçaları döküm kazanlarının ısısı nedeniyle çözülüp yeniden birleÅmeye baÅlar. Hiç bir Åey bitmemiÅtir. Tersine, Åov daha yeni baÅlamaktadır. Terminatör 2'nin sürekli ilerleme açısından saÄladıÄı baÅarı, büyük ölçüde doruk noktayı izleyen krizlerin iyi kullanılmasından kaynaklanır. Sahneler bir türlü tamamlanmaz. Her son bir baÅlangıç olur. Her doruk noktası sonrasında çözümle deÄil, yeni bir krizle karÅılaÅırız. Ne zaman Likid ArkadaÅ kazana düÅürülür de eritilir, o zaman rahata ereriz. Fakat bu kez de duygusal bir kriz yaÅanır: Terminatör kendini de yok etmek zorundadır. Halbuki onu sevmiÅ, bizden biri olarak kabul etmiÅtik. "Gitmeyin, Terminatör Amca; size Baba diyebilmek istiyorum" desek de, çaresi yoktur. Yolcu yolunda gerek. Film gerçekten biter. Bize de Åöyle demek düÅer: "Aziz hatıranı unutmayacaÄız, Terminatör Abü!"
V. Sahnelerde Merak Unsurunun Kullanımı
Sahne ve sekans yapısını oluÅturmanın tekniklerinden bir tanesi merak ögesine baÅvurmadır. Bu arada merak ögesinin anlatının temel ilkelerinden biri olduÄu da hatırlanmalıdır.
Seyirci, heyecanlı bir geliÅme ya da örneÄin öç alma duygusunun içine sürüklendiÄinde merak ögesi de iÅlemeye baÅlar. Seyircinin umutla beklemesi de önemlidir. Ãte yandan bir olayın yarattıÄı korku, olayın kendisinden daha önemlidir.
Merak, genellikle ipucu-gecikme-gerçekleÅme sürecini izler. Seyirciye önce bir Åeyle ilgili bir ipucu verilir. Sonra olay geciktirilir. Olay öylece havada asılı kalır ve heyecan artar. Daha sonra olayın gerçekleÅme evresine geçilir. Fakat olayın gerçekleÅme biçimi de beklenenden farklı ve ÅaÅırtıcı olur genellikle.
Hitchcock ise Åöyle der: Odadaki bombadan bizim haberimiz var, ama karakterin yoktur. İÅte merak duygusu budur.
Merak yaratmanın bir yolu, seyircinin bildiÄi, karakterin bilmediÄi bir Åeye sahip olmaktır. Sonra karakterin ya bunu ortaya çıkarmasını ya da bilgisizliÄinin sonuçlarına katlanmasını bekleriz. Bu durum iki katı bir güç içerir: 1. Bize verilen bilgiye dayalı merak duygusu; 2. Olay gerçekleÅtiÄinde, kahramanın yaÅadıÄı ÅaÅkınlık. DuyduÄumuz heyecanın bir bölümü, karakterin göstereceÄi tepkiyi beklemekten kaynaklanır.
Kimi cinayet sahnelerinde, cinayeti görmemize, suçlunun kimliÄini öÄrenmemize izin verilir. Bizim bildiÄimiz bu gerçeÄi, dedektif öÄrenmeye çalıÅır.
Bazen bazı karakterlerin bildiÄi, diÄerlerinin ise bilmediÄi bir Åeyi de bilebiliriz.
Bir olayın, ne zaman, nerede, nasıl ya da kim taraından gerçekleÅtirileceÄine iliÅkin küçük bir ayrıntının gizlenmesiyle merak duygusu yaratılabilir.
Varılan sonuç, merakı kuran yapı ile uygun olmalıdır. Yani merak edilen Åeye getirilen yanıt, beklenenden farklı olabilmekle birlikte, çok alakasız olmamalı.
Merak ögesinin yapılandırdıÄı bir sahnenin sonu bir sürpriz içerdiÄinde daha güçlü olur.
VI. Sahnenin Atmosferi
Her sahne kendine özgü bir atmosfere sahiptir. Bu, filmin genel atmosferine katkıda bulunur.
Ciddi filmler, gerilimli atmosferi kurabilmek için arada rahatlatıcı komik sahnelere de yer verirler.
Samimi bir havada yapılan diyaloglu sahneler, gerilim dolu anlatımın akıÅında bir deÄiÅikliÄe neden olur.
Rahat ve gerilim dolu anların sırayla verilmesi, filmin akıÅının geliÅtirilmesine katkıda bulunur.
VII. Sahnenin BakıÅaçısı
Sahnelerin bakıŠaçıları vardır.
Yazar burada hangi karakterin ne ölçüde sahnede etkin olacaÄına karar vermek durumundadır: Sahnede hangi karakterin varlıÄı ve bakıŠaçısı belirleyici olmalıdır? Karakter, sahnedeki pek çok kiÅi gibi nesnel olarak mı iÅlenmelidir? Kamera öznel mi, yarı-öznel mi, nesnel mi olmalıdır?
Yazar, seyircinin sahneye ne kadar yakın ya da uzak olacaÄına da karar vermelidir: Kamera, seyirciye kendisini aksiyonun içinde olduÄunu hissettirecek Åekilde sahnenin tam ortasında mı olmalıdır ? Yoksa farklı bir bakıŠaçısı elde etmek için sahneden uzak bir yere mi yerleÅmelidir?
Ãznel çekimler özellikle çarpıcı olabilir. Bir olay, gözlemci konumundaki bir kiÅinin gözünden izlendiÄinde, ilginç etkiler elde edilir. Olayı gözlemcinin gördüÄü biçimde yorumlamaya çalıÅırız. 2001 Uzay Macerası'nda astronotlar bilgisayar HAL'ı nasıl devredıÅı bırakabileceklerini tartıÅırlar. HAL ise onların dudaklarını okuyarak planı öÄrenir. Bu sahnede astronotları HAL'ın bakıŠaçısıyla görürüz. KonuÅan astronotların dudaklarına yapılan zoomla, HAL'in öncelikli ilgisine de yoÄun biçimde katılmıŠoluruz. Onun bakıŠaçısından gördüÄümüz dudaklar bizi hayli ürkütür. Astronotlarla özdeÅleÅtiÄimizden, HAL sadece astronotları deÄil, bizi, yani izleyiciyi de fena halde suçüstü yakalamıÅtır.
BakıŠaçısı, bir sahnenin planlanmasında gözönünde tutulması gereken önemli bir ögedir.
Bir sahne çoÄunlukla deÄiÅik bakıŠaçılarının karıÅımından meydana gelir ve bakıŠaçıları yazarın tasarımına göre deÄiÅiklikler gösterir.
BakıŠaçısındaki deÄiÅimler sürpriz ve merak duygusu yaratabilir.
Ãrnek:
Ãekim 1 (Bel plan, önden) Ãekmece kurcalayan bir adam.
Ãekim 2 (Boy plan, arkadan, hızlı kaydırma ile yaklaÅılır) Ãekmeceyi kurcalayan adam
VIII. Sahne GeçiÅleri
Sahne geçiÅlerinin önemle üstünde durulması gerekir.
Sahneleri birleÅtiren birer köprü olarak da düÅünebileceÄimiz geçiÅler, sahnenin akıcılıÄına ve etkisine katkıda bulunarak filmin üslup kazanmasına yardım eder. Bu köprüler genellikle zaman ve mekanda yapılan geçiÅlerle ilgilidir.
Standart yaklaÅımlardan biri, bir karakter bir yere gideceÄini söyledikten sonra, o yere ve karaktere kesme yapmaktır.
GeçiÅler için kullanılan standart araçlar, kesme, zincirleme, kararma ve açılmadır.
Ãzel efektler, bindirmeler ya da optik silmeler geçiÅ için kullanılan diÄer yöntemler arasında sayılabilir.
İlginç geçiÅler için, görüntüler, diyaloglar, ses, müzik ve anlatımın mantıÄı kullanılır.
Bazı geçiŠörnekleri:
Playing God (Tanrıyı Oynamak)
Sahne A, son çekim (Ayrıntı çekimi) ÅakaÄa bastırılan tabanca, tetiÄi çeken parmak
Kesmeyle geçiÅ
Sahne B, ilk çekim (su altı, genel plan) Havuza dalan yüzücü
Citizen Kane (YurttaÅ Kane)
Sahne A, son çekim (diyalog) -Mutlu Noeller!
Kesmeyle geçiÅ
Sahne B, ilk çekim (diyaloÄun devamı) -Mutlu Noeller!
(Kamera geriye açılınca aradan 15 yıl geçtiÄini anlarız)
Bu arada örneklerden de anlamıÅsınızdır: geçiÅler, filmin atmosferine, ritmine ve üslubuna katkıda bulunurlar.